Beni Kimse Sevmiyor

(1994)

Nobody Loves Me a.k.a Keiner liebt mich

Film 1 Saat 44 Dk. Komedi, Dram Almanya 3 Ekim 1997

8.2

28 OY
PUAN VER
5

Imdb: 7.2 (1.245 OY)

KONUSU
"Her zaman bir bardak kahve içerek başlar. Sonra beraber dışarı çıkarsın, bir yemek ve bir bakarsın beraber uyuyorsun. Bir müddet sonra herşey normale döner ve birgün çok yakınlaştığınızı düşünerek korktuğunu söyler." Bunlar geleceğinden endişe duyan 29 yaşındaki Fanny’nin (Maria Schrader) sözleri. ... Devamı
"Her zaman bir bardak kahve içerek başlar. Sonra beraber dışarı çıkarsın, bir yemek ve bir bakarsın beraber uyuyorsun. Bir müddet sonra herşey normale döner ve birgün çok yakınlaştığınızı düşünerek korktuğunu söyler." Bunlar geleceğinden endişe duyan 29 yaşındaki Fanny’nin (Maria Schrader) sözleri. Son derece çekici ve güzel bir kadın olan Fanny dört yıldır tek başına yaşıyor. Aslında ihtiyacı olan her şeye sahip gibi görünüyor; bir daire, bir iş ve arkadaşlar. Ancak istediği tek şeye sahip değil, bir eş.Alman yönetmen Doris Dörrie’nin yaşamın ironisini keyifle irdelediği son filmi "Kimse Beni Sevmiyor " ile aşk dışında her şeye sahip olan ve bir türlü mutluluğu yakalayamayan kompleksli bir kadın portresi yaratıyor.

YORUM YAZ

SPOILER

YENİ YORUMLAR

Tüm Yorumlar

@tiamath

3 yıl önce

6 / 10

Otuz yaşından sonra bir kadının erkek bulma ihtimali, üzerine atom bombası düşme ihtimalinden daha azdır!

Fanny’in yalnızlıkla mücadelesi ve hayatında son bir şansı olduğuna inanarak bir ilişkiye girmesinin anlatıldığı film. Özellikle orfeo’nun, işin, ailen var, doğru renge sahipsin daha ne istiyorsun? diye isyan ettiği sahnede, yalnızlığın yerini bunların hiçbirinin dolduramadığı güzel anlatılmış. Fakat film çok kısır döngüde dönüyor gibi geldi bana. Maria Schrader’in oyunculuğu gerçekten harikaydı. Edith Piaf müziklerinin yerleri başarılıydı. Hikayenin bir medyum üzerinden anlatılmasına ısınamadım.

@erutururu

9 yıl önce

7 / 10

Şefin Tavsiyesi - 1: Beni Kimse Sevmiyor

Doris Dörrie ismine nereden rast geldim bilmiyorum. "30 yaşında, evde kalmış nevrotik bir hanımefendi, kendine eş bulmak için başka bir gezegenden geldiğini iddia eden, geçimini barlarda kadın kılığında şarkı söyleyerek sağlayan, gay bir büyücüden yardım almaya karar verirse ne olur?" fikriyle yola çıkan bir yönetmen düşünün, 104 dakikaya sığdırılabilecek türlü sıradışı ve taze fikir; olabildiğine absürt karakterler üzerinden veriliyor ve siz bu lakayt curcunabazları, sirk atmosferinden hallice karnavalesk alışılagelmişliğin dışındalığı yadırgayamıyorsunuz. Naked Lunch’tan beridir türlü abuklukları, durağan bir atmosfer içine bu denli iyi yedirmeyi başaran bir yapıma daha denk gelmemiştim. Bahse konu yönetmenimizi aklınızda tutun, ileri ki haftalarda bu ismi daha sık duyacaksınız. Alman dokunuşunun sinema üzerindeki etkileri elbet ki tartışılmaz; Doktor C
... Devamı
Şefin Tavsiyesi - 1: Beni Kimse Sevmiyor

Doris Dörrie ismine nereden rast geldim bilmiyorum. "30 yaşında, evde kalmış nevrotik bir hanımefendi, kendine eş bulmak için başka bir gezegenden geldiğini iddia eden, geçimini barlarda kadın kılığında şarkı söyleyerek sağlayan, gay bir büyücüden yardım almaya karar verirse ne olur?" fikriyle yola çıkan bir yönetmen düşünün, 104 dakikaya sığdırılabilecek türlü sıradışı ve taze fikir; olabildiğine absürt karakterler üzerinden veriliyor ve siz bu lakayt curcunabazları, sirk atmosferinden hallice karnavalesk alışılagelmişliğin dışındalığı yadırgayamıyorsunuz. Naked Lunch’tan beridir türlü abuklukları, durağan bir atmosfer içine bu denli iyi yedirmeyi başaran bir yapıma daha denk gelmemiştim. Bahse konu yönetmenimizi aklınızda tutun, ileri ki haftalarda bu ismi daha sık duyacaksınız. Alman dokunuşunun sinema üzerindeki etkileri elbet ki tartışılmaz; Doktor Caligari’nin Muayenehanesi, Beyaz Bant, Alice Kentlerde ve daha uzayıp giden sayısız eser, bu mükemmellik düşkünü Avrupalıların 7. Sanata armağanıydılar. Ekseriyetle Korku/Felsefe ağırlıklı bir üslubu ilke edinen Alman Sinemasından bu denli absürt bir ürün çıkması beni hem şaşırttı hem de sevindirdi, zira Dorris Dörrie ciddi manada saykodelik bir ambiyans üzerine, alemden hariç, kendine münhasır karakterleri başarıyla oturtmayı bilmiş.

Hikaye bu ya, yolun yarısına günden güne yaklaşmaktalığının depresyonunu yaşayan Fanny, kalbinin diğer yarısını, ruh eşini arayadursun, Orfeo isimli, sinema dünyasının en sıra dışı üç beş tiplemesinden biri olması kuvvetle muhtemel kişiyle tanışır. Fanny, kitap okurken kahve içmek, bu sırada uzaklara bakıp derin düşüncelere dalmak gibi hipster zevkleri, bir tabutun içinde yaşamak, fayansların aralarına haç çizmek gibi takıntıları olan bir karakterken, her nasılsa hemcinslerine sapkınca ilgi duyan, Arcturus’tan dünyaya gelmiş Orfeo ile kimyası mükemmel bir şekilde tutar ve bizleri içinde menopoza girmiş vampirlerden, yanında oyuncak sincabı olmadan uyuyamayan Kazanova’lara kadar her türlü karakteri barındıran, orijinal bir hikayenin ortasına sürüklerler.

1994 yapımı filmde, daha iyi imkanlarla Dörrie’nin nasıl şaheserler yaratabileceğini de sezinliyoruz. Fanny’nin "Her zaman bir bardak kahve içerek başlar. Sonra beraber dışarı çıkarsın, bir yemek ve bir bakarsın beraber uyuyorsun.. Bir müddet sonra her şey normale döner ve bir gün çok yakınlaştığınızı düşünerek korktuğunu söyler." sözleriyle başlayan yapım Orfeo-Fanny birlikteliği akabinde gelen hüzünlü bir sonla kapanışını yapar. Geriye yüzde buruk bir tebessüm ve "İyi başlayan her hikaye gibi bir avuç trajedi" kalır.

@zett

9 yıl önce

Yazara çok teşekkür ederim, sayesinde Doris Dörrie gibi bir dehayı keşfettim.

@surgeon

9 yıl önce

9.8 / 10

Kaldırım serçesi şarkıları. Sadece bunun için bile izlenir. Filminden bile daha iyi anlatmış. İlk on dakikalık, o harika , hızlı, eksantrik kısım sarmadıysa izlemeyin. Ki eğer sardıysa; sonuna kadar zaten kendiniz gidersiniz. Gün gelir filmin değeri anlaşılır; geç olsun, güç olmasın.
C

@cognomentum

9 yıl önce

8.4 / 10

bilinçli bir kaba tabirle yazıyorum;yalnızca bir "yalnızlık ve evde kalmışlık..." filmi :) buna göre ilginizi çekiyorsa izleyin...

film ayarında bir klişelik ve ayarında bir melodram barındırıyor.Orfeo gibi ilginç sayılacak bir karaktere sahip olup bana izlerken hep aşağıdaki iki cümleyi düşündürdü:

Belki "insan hayatında eksik olanı her şey zannediyor..."

ama belki de; sevgi mahrumiyetlerin en katlanılmazıdır...

bakışınıza bağlı...

Bence Fransız filmlerinden arda kalan zamanda bu faşist ve kaba dilli Alman’a da bir fırsat verilmeli... :)

bu arada;

ölüm terapileri cidden çok ilgi çekiciydi bene :)
SPOILER

Beni Kimse Sevmiyor filmine Benzer Film ekliyorsun.

Arama Sonuçları

Beni Kimse Sevmiyor filmini Kategorize ediyorsun.

Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.

Arama Sonuçları

Beni Kimse Sevmiyor filmine Konu ekliyorsun.

Arama Sonuçları

FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL