... Devamı Üç tane profesyonel oyuncunun yer aldığı Butcher, Fransanın küçük bir yerleşim bölgesi olan Tremolatta geçer. Bu bölgenin filme fon oluşturması alelade bir seçimin sonucu değildir. Tremolatta, ilk çağdan kalma pek çok mağara vardır. Ve hala bu köyde basit yaşam gelenekleri korunmaktadır. Teknolojiden uzak, herkesin birbirini tanıdığı, basit ve mutlu insanların yaşadığı büyük bir aileyi andırır. Arka arkaya işlenen cinayetler sonrasında bir tedirginliğin başladığı bu köyde, Chabrol iki karaktere yoğunlaşır. Bunların ilki, okulun genç müdiresi Helenedir. (Bu rolü, yönetmenin daha sonra boşanacağı güzeller güzeli eski eşi Stephane Audran oynar.) Başından tatsız bir birliktelik geçtikten sonra erkeklerden uzaklaşan ve bütün hayatını okuldaki çocuklara adayan Helene; köyün kasabı olan Paulla da yeni bir ilişkiye yelken açar. On beş yaşındayken orduya katılan, babasıyla sorunları olan, yıllar sonra doğduğu köye geri dönerek mesleğine devam eden Paul; aslında filmin merkezi noktasıdır.
Chabrol bütün kariyerinde hep suçla ilgilenmişse de, Butcherı suçla ilişkili romantik bir film olarak tanımlayabiliriz. Hikayenin özünde, hüzünlü bir ilişki vardır. Üstelik bu ilişki daha başlamadan bitmiştir. Hitchcock filmlerinde, kaçan ve kovalayan, takip eden ve edilen, katil ve kurban gibi bir dizi ilişkinin yarattığı gerilimli atmosfer bizi kendisine bağlamayı başarır. Bu karakterlerden çok, olay örgüsünün yarattığı gerilimdir. Chabrolde filmlerinde karakterlerden çok olay örgüsüyle ilgilenir. Hatta bu konuda karakterlerini daha da geri plana atarak, Hitchcocktan da ayrılır ve Langın tam anlamıyla noir kelimesinin karşılığını verdiği kara filmlerine benzer. Fakat Butcher, bu kadar kara tonlarda değildir. Özündeki romantik ilişki, filmde suça eğilimli olan karakteri daha şefkatli gösterir. Üstelik yarım kalan ilişki de, bu karaktere melankolik bir hava katar ve seyircinin gözünde suçları ikinci planda kalır.