Hain Kral

(1965)

King Rat

Film 2 Saat 14 Dk. Dram, Savaş ABD 25 Eylül 1967

8.5

2 OY
PUAN VER
5

Imdb: 7.5 (5.060 OY)

KONUSU
Jponlara esir düşmüş İngiliz ve Amerikalı askerlerin Singapur’daki Changi Kampı’ndaki son günlerini anlatıyor. Filmde Japon’ları neredeyse hiç görmüyoruz. Karaborsanın, yalanın dolanın gırla gittiği, yüce askeri değerlerin, rütbelerin hiç bir anlam ifade etmediği kampın kralı Amerikalı onbaşı king r ... Devamı
Jponlara esir düşmüş İngiliz ve Amerikalı askerlerin Singapur’daki Changi Kampı’ndaki son günlerini anlatıyor. Filmde Japon’ları neredeyse hiç görmüyoruz. Karaborsanın, yalanın dolanın gırla gittiği, yüce askeri değerlerin, rütbelerin hiç bir anlam ifade etmediği kampın kralı Amerikalı onbaşı king rolünde george segal [ki kendisini Just Shoot Me’nin babası olarak hatırlayabilirsiniz, King’in gerçek hayatta aynı salonlarda bulunmasının pek mümkün olmadığı kankası Pete Marlowe rolünde James Fox ve bu ikisine beslediği düşmanlıkla ayakta duran sevimsiz Teğmen Grey rolünde Tom Courtenay harikalar yaratıyorlar...

YORUM YAZ

SPOILER

YENİ YORUMLAR

Tüm Yorumlar

@pierreriviere

3 yıl önce

8.7 / 10

Bugün sabah kahvaltısı yaparken savaş filmi izleyeyim dedim, eskilerden olsun. Rastgele bir film seçtim: King Rat (1965), yönetmeni Bryan Forbes. Filmin konusunu okuyunca bir ümitle sevindim, çocukluğumda ilçe kütüphanesinden almış olduğum bir kitabın konusuna benziyordu. Yıllardır aklıma gelip durur fakat anımsayabildiğim artık sadece kamptaki girişimci esirlerden birinin fare yetiştiriciliği işine girişmesi ve en sonunda bunun tavşan mı geyik mi olarak pazarlanması üzerine yaptıkları tartışmaya dair sekanstı. Sekans dememde sakınca yok çünkü bizatihi farelerin nasıl semirdiğini de pişince nasıl göründüğünü de bizatihi izledim diyebilirim o yıllarda, o imge hala aklımda. Evet, film oraya geldiği zaman tanıyacaktım ve geldi, fare geyiği (rusa tikas) olmasına karar verilmiş. Öyle mutlu oldum ki, aradan yirmi beş yıldan fazla zaman geçmiş aklımda kalan tek imgeyle yıllardır aklıma gelen şey önüme düşüvermiş.

Kitabı okuduğum zamanlarda te
... Devamı
Bugün sabah kahvaltısı yaparken savaş filmi izleyeyim dedim, eskilerden olsun. Rastgele bir film seçtim: King Rat (1965), yönetmeni Bryan Forbes. Filmin konusunu okuyunca bir ümitle sevindim, çocukluğumda ilçe kütüphanesinden almış olduğum bir kitabın konusuna benziyordu. Yıllardır aklıma gelip durur fakat anımsayabildiğim artık sadece kamptaki girişimci esirlerden birinin fare yetiştiriciliği işine girişmesi ve en sonunda bunun tavşan mı geyik mi olarak pazarlanması üzerine yaptıkları tartışmaya dair sekanstı. Sekans dememde sakınca yok çünkü bizatihi farelerin nasıl semirdiğini de pişince nasıl göründüğünü de bizatihi izledim diyebilirim o yıllarda, o imge hala aklımda. Evet, film oraya geldiği zaman tanıyacaktım ve geldi, fare geyiği (rusa tikas) olmasına karar verilmiş. Öyle mutlu oldum ki, aradan yirmi beş yıldan fazla zaman geçmiş aklımda kalan tek imgeyle yıllardır aklıma gelen şey önüme düşüvermiş.

Kitabı okuduğum zamanlarda televizyonumuz yoktu, ama düşünüyorum da öyle bir canlılıkla oynatıyordum ki karakterleri zihnimde benim içim eşsiz bir nimetti o zaman. Aradığım zamanlarda bunun kesinlikle bir film olduğuna emindim çünkü aktüalite ve düşününce edebi olarak çok güçlü olmadığı ve tam da bu sebeple bir film ve iyi bir film olacağını biliyordum. Yanılmadığıma ayrıyeten sevindim. Kitap kapağında görünen de aslında bir film sahnesi ve Son Esir tercih edilmiş, Hain Kral yerine. Tercih aslında kötü de sayılmaz çünkü kamptan ayrılan King aslında dışarının esaretine yol almaktaydı, kendi düzeni alaşağı edilmişti. Kitabın yazarı James Clavell de aynı zamanda senaristlik ve yönetmenlik yapmış ve yaşamında bu kampa düşmüş bir asker, olay üzerine tefekkür ve dirimselliğe dair bir perspektif sahibi. Filmde geçtiği gibi hiçbir son ve hiçbir kader ölümden beteri değil daha çünkü imkâna dair daha insan.

Son Esir olarak kitabın adını öğrendiğimde taşlar yerine oturdu. O dönemde okuduğum Kemal Tahir’in Esir Şehrin İnsanları’nın yakınında bulduğum için almıştım ve esir kelimesinden ötürü muhtemelen ve yıllar sonra kitabın ne demek istediğini ancak anlayabilirmişim.

Hain Kral, aklıyla serbestiyet alanı açan verili koşullarda kendi alanını açan bir karakter. Ne tesadüfi ne de erdemin ve ahlâkın katı kurallarının belirleyiciliğinde bir disipline tabi olmadan ve onları göz ardı da etmeden üzerinden sıçrama yollarına dair olanaklar arar ve yaratmaya çalışır. Nerede olsa kendi evindedir ve kendindedir. Kendiliğinin yok edilmesine aman vermeyecek kadar bağımsızdır tini ve kim alıkoyabilir özgürlükten. Son derece pragmatist davranır ve davranması gerekir. İçinde bulunduğu koşullar elbette insanı daha fazla belirler kendi düşüncelerinden ama Hain Kral’ın düşünceleri eyleyişi üzerinedir zaten ve ancak eyleyiş üzerine düşünce özgür kılabilir kendini ve verili sınırların duvarlarını aşmaya çalışır. O zayıf ve güçsüz vasatlığıyla erdem bunun için ne yapabilir ki?-Bousset. Erdem ancak karakterlerden birinde gördüğümüz gibi koşullar değiştiğinde gerici bir güç olabilir, duvardan aşmaya ve yaşamı aralamaya çalışanın önüne set koyabilir ve nefret eder. Erdem kuvveti bekler, eylem ise kuvveti en küçük nüvelerden yaratmaya çalışır. Düzen değiştiğinde yıkıntısını taşımak hamallıktır sadece. Bir zamanların iyisi yük hâline gelebilir. O yüzden erdemin iyisi gelip yerleştiğinde Kral artık özgür değildir yahut özgürlük olanaklarını açması için daha fazla zorluk vardır önünde. Özgür olmak kabaca esaretten kurtulmak değildir sadece, o her gün devam eden bir inşadır. Kimilerine görece bir öncekine göre rahatlık sağlayan koşullar sadece değişen koşullardır, kendi koşuları değil, efendi kendi koşullarıyla edimsel olana kadar devam eder yoluna. Küçük hapishane dünyasında bu kuşkusuz çok daha kolaydı tüm katılığına rağmen.

Billy Wilder’ın Stalag-17 filminde girişimci esirin damıttığı içkiyi pazarladığı bar sahnesi vardı. Küçük tahtayı içki bardaklarını verdikten sonra omzundaki havluyla hemen temizleyen barmen esiri görünce ve o küçük bar muhabbeti olanağını görünce gülümsetmişti beni. Her koşulda kendilik imkânın aralamak ve her yerde evinde olmaya dair. Soljenitsin’in İvan Denisoviç’i de vardı çok eskiden okuduğum ama o ahlâk ve duygu pazarlayıcısıydı. Elbette duygulanırım ve ahlâki düşünürüm ama pazarlandığı için değil.

Neyse uzatmak yersiz, düşünün çünkü düşünecek çok şey var. Fareler salındığında özgürlüğe hemen alışacaklardır, kaybettikleri sahip çok da büyük bir nimet değildir. Düzen kurtarılacak insanlar ister, kendinden ve her şeyden, burası özgür bir hapishane.
SPOILER

Hain Kral filmine Benzer Film ekliyorsun.

Arama Sonuçları

Hain Kral filmini Kategorize ediyorsun.

Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.

Arama Sonuçları

Hain Kral filmine Konu ekliyorsun.

Arama Sonuçları

FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL