Raise the Red Lantern

Song Lian 19 yaşında gençliğinin baharında bir kızdır. Malesef hayat şartları onu evlenmeye itmektedir. Babasının ölümünden sonra evin herhangi bir geçimi kalmaz ve üveyannesinden de kurtulmak için en kolay çözüm olan zengin bir adamın eşlerinden biri olmayı tercih eder. 50 yaşındaki bir adamın dördüncü eşi olarak gelin gider. Adam gelenek ve göreneklerine son derece bağlıdır. Song Lian her gün yeni bir geleneği öğrenir ve ev yaşamına ayak uydurmaya çalışır. Bu geleneklerin çoğu kırmızı fenerlerle ilintilidir. Örneğin efendi akşam hangi kadının evinde olacaksa onun evinin önündeki fener yakılır gibi... Tabi malikanede bir çok kadının varlığı ihtiraz rüzgarlarını da beraberinde getirmektedir. Birinci kadın artık elini eteğini çektiğinden, olaylar diğer üç kadın arasında ve birde efendinin eşlerinden biri olmaya çalışan hizmetçi Yan'er arasında dönmektedir.

Filmde bu ihtiraslar, gelenekler ve ciddi anlamda baskın ataerkil toplumda kadının durumu son derece başarılı işlenmektedir. Her ne kadar başlangıçtaki olaydan ötürü bu kadar çabuk zengin biri ile evlenme yolunu tercih etmesini eleştirsem de filmin o kısmına fazla yüklenmeyip direk konuya girmek istemişler diye düşünmekteyim. Fenerlerle hemen hemen her mesajın verilebilir olması güzel işlenmiş. Ayak masajı ritüeli başta çok basit görünse de giderek hanımların tek sahip olduğu şeyin bu olduğunu ve bu yüzden bu kadar değerli olduğunu anlıyorsunuz.

Song Lian başarılı oyunculuk sergilemiş evet ama Mei Shan'ın oyunculuğunu daha çok beğendim. Filme yakışır arka plan müzikleri ve tek mekanda geçen bir film için başarılı çekim açıları ile film dolu dolu olmuş diyebilirim. Çok farklı bir son beklerken, olabildiğince gerçekçi bir son sunması da filmin ayrıca bir artısı. Öte yanda da filmin içindeki Yan'er karakterinin etkisinin bir hizmetçi için fazla abartıldığını düşünmekteyim.

Genel olarak başarılı bir film olmuş.

Dar alanda, hatta tek mekanda geçmesine karşın yaratılan görselliğin şaşırtıcı olduğu filmde uzakdoğu kültüründe yaygın olan, dönemleri mevsimlerle betimleme alışkanlığı bu filmde de yer edinmiş.

Okumuş biri olsa da parasızlığı nedeniyle metalaşan Songlian ve ona hizmetle görevlendirilen Yan'er karakteriyle sınıfsal konumlandırma sağlanırken malikanenin mutlak hakimi erkeğin yüzüne odaklanmaktan kaçınarak, ataerkil toplumda kadının yeri vurgusu güçlendirilmiş. Ancak, adları yerine efendinin kaçıncı karsı olduğuyla kimliklendirilen kadınların, toplumun kendilerine biçtiği rollere bu kadar kolay bürünmeleri şaşırtıcı görünse de bunun dışına çıkmaya kalkmaları halinde olabilecekler de gayet güzel gösterilmiş.

Orgazmı çağrıştıran ayak masajı gibi ritüelleri ve gelenekleri, görenekleri oldukça farklı olsa da yanan lamba ile erk sahibi olduğunu düşünüp mutlu olan kadınlar için lambaların söndürülmekten öte üstlerinin örtülmesi de kararan dünyalarının göstergesi oluveriyor...

Songlian olarak başlayıp 4. hanım olarak devam eden, tekrar Songlian olabilmenin bedel gerektirdiğini gösteren dramatik hikayede müzikler de güzel... 75/100