4 yıl önce
8.3
22 OYPUAN VER
5
Imdb: 7.1 (829 OY)
KONUSU
Fernando Solanas imzalı The Voyage, babasını bulmak için bisikletiyle yollara düşen genç bir delikanlının tuhaf anlarla dolu yolculuğunu anlatıyor. Dünyanın en güney ucu olan Ushaiadaki evinden ayrılıp kuzeye doğru yönelen Martin, en son Brezilyada olduğu söylenen antropolojist babasını bulmak üzere
... Devamı
Fernando Solanas imzalı The Voyage, babasını bulmak için bisikletiyle yollara düşen genç bir delikanlının tuhaf anlarla dolu yolculuğunu anlatıyor. Dünyanın en güney ucu olan Ushaiadaki evinden ayrılıp kuzeye doğru yönelen Martin, en son Brezilyada olduğu söylenen antropolojist babasını bulmak üzere pedala asılır. Yol boyunca türlü sefalet ve saçmalıkla karşılaşan Martin, Amerikan politikalarının bölgede sebep olduğu yıkımı da fark eder.
-
Fernando E. Solanas
Yönetmen
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Martin
Vidala
Monitor
Violeta
Nicholas
Paizinho
Helena
Pablo
YORUM YAZ
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
Hem görsel hem işitsel açıdan zengin bir film. Film iki aşamalı diyebilirim. Yolculuğa çıkmadan öncesi ve sonrası. Bulunduğu beldeden ve aileden kurtulmak isteyen Martin, babasına ulaşmak için yolculuğa çıkar ve bu yolculuk sırasında güney Amerika’nın bir çok yerinden geçer. Filmde bu geçtiği yerlerdeki durumları kendi anlatım tarzıyla karşımıza çıkarır. Filmin bir noktasında dediği gibi "darbenin eksik olmadığı ülkeler"de insanların nasıl bir hayata maruz bırakıldıkları güzel gözler önüne serilmiş.
Filmin birinci kısmını pek sevmedim, özellikle sevgilisi ile olan münasebetini böyle bir filme neden alma gereği duyulmuş anlamadım. Yolculuktaki tır şoförünün rumba şarkısı söyleyişi harikaydı. Kırmızılı kadın detayı filme güzel yerleştirilmiş. Genel olarak iyi bir film.
Filmin birinci kısmını pek sevmedim, özellikle sevgilisi ile olan münasebetini böyle bir filme neden alma gereği duyulmuş anlamadım. Yolculuktaki tır şoförünün rumba şarkısı söyleyişi harikaydı. Kırmızılı kadın detayı filme güzel yerleştirilmiş. Genel olarak iyi bir film.
Film, görselliği açısından İtalo Calvino'nun Görünmez Kentler'ini anımsattı. Birinde okurken, diğerinde izlerken aynı büyülü atmosfere kapılıyorsunuz. Solanas, bir taraftan da beyaz adamın yıkıcılığını, farklı kültürlerin nasıl yok edildiğini ve 80'lerin kapitalizmini hiciv ediyor aynı atmosfer dahilinde. Mutlaka izlenmeli, hatta ders niteliğinde izlettirilmeli. Çizgi romanlara ba-yıl-dım !!! Kırmızılı kadın karakter de (Gezi'yi hatırlattı, mutlu etti) umut hep var dedirtiyor finalde.
''Bir karar verdiğinde bütün hayatın bu karara uymak için değişir. Tıpkı pek çok durağı, dönemeci, hataları, engelleri olan bir yolculuğa benzer. Daha iyi bir başlangıç yapmak için kendini bulmaya çalışırsın."
İşin kurmaca yanı da manifestoyla fazlaca uyumlu. Anlatımı bu kadar zengin öğelerle desteklenmiş başka belge niteliğinde örnekler bulmak kolay değil. Özellikle çizgi-romanlara bayıldım.
Bir de buna "bisiklet" temalı filmler başlığı altında yer yerip dünyadan bihaber olanlar var ya, neyse...Solanas resmen "Kuzey'in Güney'e Tahakkümü" konusunun işleneceği derslere yönelik eşsiz bir kaynak sunuyor. Tabi bunu da özgür biçimde konuşabilmek için "Çok Gelişmişliğin Dayanılmaz Utanmazlığı"ndan nasibini almamış bir ortam bulmamız gerek.
İşin kurmaca yanı da manifestoyla fazlaca uyumlu. Anlatımı bu kadar zengin öğelerle desteklenmiş başka belge niteliğinde örnekler bulmak kolay değil. Özellikle çizgi-romanlara bayıldım.
Bir de buna "bisiklet" temalı filmler başlığı altında yer yerip dünyadan bihaber olanlar var ya, neyse...Solanas resmen "Kuzey'in Güney'e Tahakkümü" konusunun işleneceği derslere yönelik eşsiz bir kaynak sunuyor. Tabi bunu da özgür biçimde konuşabilmek için "Çok Gelişmişliğin Dayanılmaz Utanmazlığı"ndan nasibini almamış bir ortam bulmamız gerek.
Yönetmen, fotoğraf albümüne bakılır gibi ilerleyen filmde, benzer ekonomik, siyasal, kültürel, tarihi kaderi paylaşan Latin Amerika ülkelerine yolculuğa çıkarıyor. Siyasal sistem eleştirisini mizahı ve estetiği elden bırakmadan yapıyor. Kadın değişmeyen kırmızı elbisesiyle umudun sosyalizmin ifadesi oluyor... 75/100
sinemanın büyülü gerçekliğidir bu film. americo bitmemiş, tito ve diğer karakterleri izleyip de latin amerikaya yeniden aşık olmamak ne mümkün. o coğrafyanın artık vazgeçilmezleri olan darbelere,el altından yürütülen operasyonlara, imf ve benzerleri tarafından uygulanan ekonomik paketlere, kapitalizme, amerika yardakçılığına öyle güzel, büyülü şekillerde geçirmeler yapılmış ki, şapka çıkarıyorsunuz. ama yine de siz siz olun, bu filmi bir şeyler öğrenmek adına izlemeyin lütfen, keyfini sürün sadece. bir kitabı olsaydı bu filmin ancak ve ancak gabriel garcia marquez`in olurdu bu kitap. onun kitaplarından fırlamış gibi karakterler, her sahnesi. umarım kendisi de izlemiştir bu filmi. çok güzel, çok çok...
Fernando Solanas'ın alametifarikası diğer iki filminde olduğu gibi (Sur, La Nube) simgesel, bireyselci bir yapısı var. "Sur" (Güney)filmiyle yönetmen arjantin'in iç yapısına dikkat çeker ve en önemlisi de Yılmaz Güney'e adar bu filmi.
el viaje-yolculuk filmi ile Vahşi 80'lerin kapitalizmine kürek çeker yönetmen. Batılı adamların nasıl kültürleri üzerinde tahribata yolaçtıklarını hiciv ve alaycı bir dille politik figürlere de iğne batıraraktan kameraya alır.
el viaje-yolculuk filmi ile Vahşi 80'lerin kapitalizmine kürek çeker yönetmen. Batılı adamların nasıl kültürleri üzerinde tahribata yolaçtıklarını hiciv ve alaycı bir dille politik figürlere de iğne batıraraktan kameraya alır.
Yolculuk filmine Benzer Film ekliyorsun.
Yolculuk filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Yolculuk filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL