Mesajınız Var

Nadir romantik komedilerden diyebilirim. Elbette bunda Meg Ryan'ın son derece sempatik, sıcam, samimi ve başarılı oyunculuğunun etkisi de var. Öte yandan, dönemin chat ilişkilerinin arttığı bir zaman dilimini ele aldığını düşünürsek -ki bu günümüzde daha da yaygınlaştı- yerinde bir kurgu da diyebiliriz. Hiç görmediğiniz, tanımadığınız birinin sadece konuşmalarından etkilenerek birçok hayale dalmak artık son derece normal ve olağan olmuş durumda. Tabi filmin geçti yıllarda bu daha masumane bir durumda ve ona rağmen her iki karakterin de arkadaşı, olası tanışacağı kişi ile ilgili olarak gerek fiziksel görünümü gerek sabıkası ile ilgili bir çok tez üretmektedir.

Ayrıca filmin içerisindeki diyaloglara saklanmış olan bir çok güzel konu da mevcut. Mesela Joe Fox'un babası, kitap evini savunanlar için liberal deyince, Fox "onlar liberal değiller baba, onlar okur" diye cevap verir. Babanın tepkisi ise "bu kadar romantik olma" şeklinde olur. Bir zincir market sektörünün, küçük esnafı destekleyenlere bakış açısını son derece başarılı özetleyen bir diyalogdu.

Bir başka felsefe ise, mesela Fox'un ağzından, "bence starbucksın amacı kararsızlara karar verdirme deneyimi yaşatmak. Hayatında bir kere bile karar almayı başaramamış kişiler, kahvesinin çeşidini seçerken altı farklı karar almak zorunda kalır" gibi.

Özellikle yazarlarla ilgili içler acısı durumu ele alışı ise ayrıca güzeldi. Frank karakteri üzerinden söylenen şu replik; "ömrünüzü yazmaya adıyorsunuz ama kimse okumuyor!?" dünya çapında yazarlarla ilgili güzel bir özet niteliğindeydi. Ve bir yazarın, kendisinin çalışmaları ile ilgilenen birine karşı ilgi duyması detayı ise ayrı bir güzellikti. Bir eşiniz var ama eserleriniz ile hiç ilgilenmiyor, sonra bir bakıyorsunuz ki bir çok kişi tarafından aslında beğeniliyorsunuz. Eşinizin sizi ne kadar değersiz hissettirdiğini anlıyorsunuz.

Nazarımda dolu dolu bir filmdi.