Kötü Adam

Ki-duk Kim..Sen nasıl bir insansın böyle! Sıra dışı olduğunu biliyorum ama bu kadar da sıra dışılık hayatımda görmedim. Her filmi farklı, her filmi birbirinden aykırı. Bugüne kadar bir sürü aşk filmi izledim böyle sarsıcı bir aşk hikayesi daha önce seyretmedim. Aslına bakarsanız böyle aşk mı olur?diye de söylendiğiniz çok sahne var. İnanamıyorsunuz olanlara. İnsan sevdiğine bunları mı layık görür? Baştan sona karmakarışık duygular içerisinde gezip duruyorsunuz. Rahatsız edici bir film olduğu için de baştan sona kadar rahatsız oluyorsunuz. Alışılmışın çok dışında. Senaryo, işleniş her şey çok manyakçaydı. Ama işte Ki-duk Kim farkı da bu! Her filmde gördüğümüz sessizlik bu filmde de çok güzel çalışılmış. Ama şu var ki diğer filmlerine nazaran en hareketli olanı da bu film diyebiliriz. İzlemesi zor ve izleyenin de sarsılmadan bitirmesi çok zor. Sert anlatımıyla insanı dumur edip öylece bırakıveriyor. Ki-duk Kim, düşündürüyor, sorgulatıyor, kızdırıyor, şaşırtıyor sizi halden hale sokuyor. Bugüne kadar binlerce film izledim ama en çarpıcı olanlarından biri bu oldu. Ki-duk Kim’in en sevdiğim yönlerinden biri de filmlerinde kullandığı müzikler ’Etta Scollo - I tuoi fiori, yine mükemmel bir tercih yapmış. Herkesin beğenebileceği bir film değil ve ailecek kesinlikle seyretmeyiniz! Ki-duk Kim gözüyle aşka farklı bir açısı. Ben filmde, olur mu öyle şey! dediğim sahnelerin yüzüme tokat gibi vurula vurula anlatılışını çok beğendim.

Kötü Adam... Bu filme ne yorum yazılır ne denilebilir açıkçası pek bir fikrim yok... Yönetmen Kim-ki Duk inanılmaz sıradışı bir yapıma imza atmış her zaman ki gibi... Film, başından sonuna kadar beni karmakarışık duygular içine itti. Aşk, intikam, acıma duygusu hepsi bir aradaydı ve inanılmaz etkileyiciydi. Bir kere aşka bambaşka bir pencereden bakılmış. Bu filmdeki aşkı destekler misiniz desteklemez misiniz bilemem ama ben çoğu yerde ciddi şekilde iğrenme duygusuna kapıldım. İnsan hiç aşık olduğu insana bunu yapar mı dedim? Adamın, kıza niçin böyle davrandığını açıkçası anlayamadım. Öte yandan ağır tempoda işleyen bir film, herkese hitap etmeyebilir yer yer sıkabilir de ama beni sonuna kadar sürükledi. Olayların nasıl sonlanacağını ve gidişatı merak ettim. Beni son dakikaya kadar diri tuttu film... Ayrıca çok keskin ve hiçbir şekilde taviz vermeyen bir yapısı var filmin. Normal bir bireyin düşündüklerinin tam tersi şeyler yaşanıyor, zaman zaman kızıyorsunuz da ama hayatın içinde bütün bu kötülüklerin olduğunu düşünüyorsunuz ve yönetmenin bunları bu kadar cesurca sergilemesini de takdirle karşılıyorsunuz. Ben kendi açımdan filmi ikiye böldüğümü söyleyebilirim... İlk bölüm saf nefret ve kızgınlıkla geçti, ikinci bölüm ise yerini sevgiye ve acıma duygusuna bıraktı... Bunu her filmde görmek maalesef pek mümkün değil, bu farkı görmek için bile izlemeniz gereken bir yapım. Çok da cüretkar sahneler var ama filmin gidişatı itibarıyla bu beni rahatsız etmedi. Mimiklerin bu filmde önemli rol oynadığını söylemeliyim. Genellikle Kim-ki Duk’un filmleri fazla diyaloglu geçmez bu da öyle olmuş ama gayet güzel olmuş. Mimikler bütün düşüncelerin başmimarı gibiydi. Herkesin emeğine, ellerine sağlık, sıradışı ve güzel bir film izlettirdiler...

Öf bee! Kim ki duk izlemeyi özlemişim be! Bu adam filmlerinde artık ne yapıyorsa nasıl yapıyorsa beni benden alıyor, hemde çok fena. Kim Ki Duk denildi mi akla ilk gelen şey başrollerinin konuşmamasıdır, bu filmde öyle. Başroldeki kötü adamımız ancak sesler sesi çıkarıyor. Ama gelin görün ki müziğinde çok çok az kullanılmasına rağmen filmler müthiş akıcı ve etkileyici! Çünkü çok bomba senaryoları var. Kahramanlarımız hep en uçlardakiler. Hep en diptekiler. Kim Ki Duk akademik açıdan kesinlikle örnek aldığım bi yönetmendir, filmlerinin çok kıymetli ve özel olduğunu düşünürüm. O aklıma gelince dünyada hala sapkın dahilerin anlatacak hikayelerinin olduğunu hatırlarım ve bu hikayeleri anlatacak inançları yitirmedikleri gerçeği beni mutlu eder. O yüzden kesinlikle ve kesinlikle tüm filmografisini izlemenizi tavsiye ederim. En baştaNefes,Boş Odave İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış? ve İlkbaharfilmlerini özellikle.

Filmin konusuna gelecek olursak; Her şey şöyle başlıyor: Kötü adamımız (ki meslek olarak pezevenklikle iştigal etmektedir) bir gün parkta üniversite öğrencisi bir kız görüyor ve nedense kıza aşık olur gibi oluyor. Sonra da kendine mukayyet olamayıp herkesin ve hatta sünepe erkek arkadaşının önünde kızı zorla uzun uzadıya öpüyor. Kız da buna bir tokat akşedip, yüzüne tükürütor. Bir de üstüne oradan geçmekte olan askerlere kötü adamımızı dövdürüyor. Kötü adam da bunu içine dert edip kızdan intikam alma planı yapıyor. Kızı hırsızlık yapmış gibi gösteriyorlar. Hapse girmemesi için de kızı bir tefeciden borç alıp çaldığını ödemeye zorluyorlar. Tefeci de kıza bir sözleşme yapıyor ama sözleşmede ?Borcuma karşılık vücudumu veriyorum." gibi saçmasalak bir madde yer alıyor. Bundan sonra da üniversite öğrencisi kızımız kötü adamımızın çalıştığı geneleve varmış oluyor. Akabinde de olaylar gelişiyor haliyle. Tabi bu sıralarda izleyicinin kafasından tonlarca soru geçiyor, bu kızın anası babası yok mu, hapse girmesi mi iyi yoksa fahişelik yapması mı falan fişmekan.Ama sonra film nasıl yaptıysa sizi alıyor götürüyor ve ilk başta anlamsız gibi görünecek bir aşk öyküsünün gerçekliğine ve varlığına inandırıyor.Böyle aşk olur mu be demeyin. Çok zor bir öykü, ancak ustaca, safça, boş evdeki gibi duru bir uslupta ve başarıyla anlatılmış. Spoiler verip detaya girmek istemiyorum fakat şu kadar diyim uzun zaman olmuştu böyle çarpıcı bi aşk filmi izlemeyeli. Kesinlikle tavsiye ederim.

NOT:Emek hırsızlığı olmasın yazıdahttp://filmseyretmefabrikasi.blogspot.com/2006/12/nabbeun-namja-bad-guy-kim-ki-duk-2001.htmladresinden baya bi (ç)alıntı yaptım, ama linkini de verdim kıymetim bilinsin.

NOT 2:Kim Ki Duk işini biliyor az ve öz kullanıyor şu müzikleri bu sefer ki soundtrack de beni bitirdi, bulana kadar canım çıktı ama değdi. Alın hazır bulunmuşu var buyrun;

http://www.youtube.com/watch?v=aw0j6xPaqsk