Yağmurcu

Bir cinayet işlediğinizde en az 25 hata yaparsınız ve şanslıysanız 5 tanesini hatırlarsınız. (Rudy Baylor)

Rudy, baro sınavlarına hazırlanmakta olan yeni mezun bir avukattır. Ciddi iş problemleri vardır ve film daha en başta, bir tanıdık ya da ailesinden gelen bağlantılar sayesinde işi hazır olan meslektaşlarını anlatarak sistemi eleştirmeye başlıyor. Ardından Deck Shifflet, illa mezun olmaya gerek yok, her yer avukat dolu ve sahte bir avukat olduğunun izi bile sürülemez diyerek, avukat sürüsüne bir sonraki eleştirisini yapıştırıyor.

Konuya gelirsek, Rudy, bir avukatlık şirketinde iş fırsatı yakalıyor ve bu sırada hali hazırda elinde olan davalar ile ilgilenmeye başlıyor. Bunlardan bir tanesi ise, sigorta şirketinin zamanında ilik nakli parasını ödemediği için oğlunu kaybetmiş olan Dot Black. Buradaki dava süreci ilmek ilmek işlenmiş diyebilirim. Sigorta şirketlerinin, zaten maddi gücü zayıf olanların sırtından geçinmesi, dava kazanma süreci boyunca verdikleri mücadele derken insanın içini tiksindiren konuşmalara tanıklık ediliyor. Rudy'in yeni avukat olması ve 6 kez baro sınavına girip kazanamamış olan Deck'in beceriksizliği ile verilmek istenenin, adaletin her türlü kazanabileceğini göstermek olması gerek.

Ayrıca filmin içerisinde kadına şiddetin de işlenmiş olması ayrı bir güzel unsurdu. Kelly, eşinden dayak yiyen ama cesaret edip ondan kurtulamayan bir kadındır. Adam, kendisini alüminyum bir beyzbol sopasıyla dövmüş olmasına rağmen durum böyledir. Buradaki tanıdık bir hikayeyi görmek filmin kalitesi açısından önemli bir unsurdu.