9 yıl önce
Erkekler Olmadan
(2009)Women Without Men a.k.a Zanan-e bedun-e mardan
6.6
22 OYPUAN VER
5
Imdb: 6.3 (2.711 OY)
KONUSU
Shirin Neshat, UNICEF ödüllü bu ilk uzun filminde, demokratik seçimle işbaşına gelmiş hükümeti devirmek üzere İngiltere ve ABD destekli darbenin yapıldığı 1953 İranını anlatıyor. Shahrnush Parsipurun kitabından uyarlanan film, ülkenin bu travmatik döneminde beş yalnız kadının karşılaşması üzere çok
... Devamı
Shirin Neshat, UNICEF ödüllü bu ilk uzun filminde, demokratik seçimle işbaşına gelmiş hükümeti devirmek üzere İngiltere ve ABD destekli darbenin yapıldığı 1953 İranını anlatıyor. Shahrnush Parsipurun kitabından uyarlanan film, ülkenin bu travmatik döneminde beş yalnız kadının karşılaşması üzere çok etkileyici bir yapım.
-
Shoja Azari
Yönetmen
-
Shirin Neshat
Yönetmen
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Munis
Faezeh
Zarin (as ...
Farrokhlagha
Abbas
Ali
Gardener
YORUM YAZ
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
Özgecan Arslan'ın hunharca katledildiği ve Türkiye'de kadın olmak konusunun hararetle tartışıldığı günlerden bir gün izledim bu filmi. Ve bir kere daha kanaat getirdim ki sadece Türkiye'de değil, nerede olursanız olun kadın olmak çok zor.
İşte Şirin Neşat bu filimde kadın olmanın zor yanlarını gösterir bize. Turbulent filminde kadını konuşturmadan dertlerini aktarmıştı seyirciye ama burada ziyadesiyle konuşturmuş kadınları.
Politik sorunlara da değinen bir film, 1953 yılında Musaddık'ın İngilizlerin işbirliği ile devrilmesi ve Şah'ın tekrar otoritesini kurmasını anlatır ve sokak olaylarını gösterir.
velhasılı kelam dokunaklı bir filim...
İşte Şirin Neşat bu filimde kadın olmanın zor yanlarını gösterir bize. Turbulent filminde kadını konuşturmadan dertlerini aktarmıştı seyirciye ama burada ziyadesiyle konuşturmuş kadınları.
Politik sorunlara da değinen bir film, 1953 yılında Musaddık'ın İngilizlerin işbirliği ile devrilmesi ve Şah'ın tekrar otoritesini kurmasını anlatır ve sokak olaylarını gösterir.
velhasılı kelam dokunaklı bir filim...
Özgürlük arayışındaki dört kadının hikayesi. Film tam da istenildiği gibi rahatsız edici bir melankoli taşıyor. Mekan seçimleriyle ve ortam sesleriyle de bu hava tamamlanıyor. Gerçeklik algısından uzaklaşmamıza neden olan sahneler çok iyi çekilmiş. Özellikle ilk sahnede ağır çekimdeki düşüş, hemen ardından duyduğumuz suyun sesi, o mekan var olan sınırlar içinde ne kadar özgür kalınabileceğini düşündürüyor. "Özgürlük nedir?"i, "Özgürlük" kavramını feminist bir bakış açısıyla seyrediyoruz. Bu dört kadın kesinlikle birçok metafor taşıyor, durağan gidişatı zaten filmin kompozisyonu için gerekli, "sıkıcıymış aman" denilip atılacak bir film değil. Durum böyleyken canınız sıkkınken oturup izlemezseniz mükemmel olmasa da etkileyici bir film izlemiş olursunuz.
Hayat kadının gözünden baktığımızda yüzü olmayan adamlar görüyoruz, anlıyoruz ki kimliksizleştirdiği adamlarla sevişiyor, buna zorlanıyor hem de ... Devamı
Hayat kadının gözünden baktığımızda yüzü olmayan adamlar görüyoruz, anlıyoruz ki kimliksizleştirdiği adamlarla sevişiyor, buna zorlanıyor hem de ... Devamı
Özgürlük arayışındaki dört kadının hikayesi. Film tam da istenildiği gibi rahatsız edici bir melankoli taşıyor. Mekan seçimleriyle ve ortam sesleriyle de bu hava tamamlanıyor. Gerçeklik algısından uzaklaşmamıza neden olan sahneler çok iyi çekilmiş. Özellikle ilk sahnede ağır çekimdeki düşüş, hemen ardından duyduğumuz suyun sesi, o mekan var olan sınırlar içinde ne kadar özgür kalınabileceğini düşündürüyor. "Özgürlük nedir?"i, "Özgürlük" kavramını feminist bir bakış açısıyla seyrediyoruz. Bu dört kadın kesinlikle birçok metafor taşıyor, durağan gidişatı zaten filmin kompozisyonu için gerekli, "sıkıcıymış aman" denilip atılacak bir film değil. Durum böyleyken canınız sıkkınken oturup izlemezseniz mükemmel olmasa da etkileyici bir film izlemiş olursunuz.
Hayat kadının gözünden baktığımızda yüzü olmayan adamlar görüyoruz, anlıyoruz ki kimliksizleştirdiği adamlarla sevişiyor, buna zorlanıyor hem de tek bir duygu belirtisi göstermeden. Hamamdaki sahnesinde kirlerinden arınmak istiyor, kan akıtana kadar temizlemeye çalışıyor kendini. Yürüyor bir yolda bilinçsiz, ölümü özgürlük olarak görüyor belli ki. (Aynı yol daha sonra bu dört kadının hikayelerini kesiştiren yol oluyor.) Zaten sadece nefes alıyor, yaşıyor gibi değil. Abisi tarafından evlendirilmeye çalışılan kadın ayak altından kaldırılmaya çalışılıyor. Abisi gömüyor onu diri diri, öldü zannediyor. Böylesi işine de geliyor. Onun ölümü bile açıklaması rezalet bir durum ama abinin ilk eşini ikinciye hizmetçi olarak sunması elbetteki sorun teşkil etmiyor. Toprağın altından çıkan kadın belki ilk özgürlüğüne adım attığını sanıyor. Kaçıyor ama sonlara doğru yandaşları askeri bıçaklayınca kucağına alıyor onu, ağlıyor sanki başlarda söylediği "her şeyi değiştirebilme gücü" yok olmuş gibi ağlıyor. Evliliğinde mutsuz olan kadın şiire, edebiyata düşkün, parası da var, özgürlük(!) çok yakınında gibi, diğerlerinden mutlu olabileceği geliyor aklımıza ama anlıyoruz ki o da mutsuz. Yine bir erkeğin, kocasının tehditlerinden, eleştirilerinden şarkı söylemeyi unutacak kadar mutsuz. Tecavüze uğrayan kadın, "kadın" olmanın anlamını arıyor, kitaplardan öğrendikleri ve ataerkil yaşamı arasında sıkışıp kalmış. Onun kimlik arayışına, aynada bedenine bakarken ortak oluyoruz.
Hayat kadının gözünden baktığımızda yüzü olmayan adamlar görüyoruz, anlıyoruz ki kimliksizleştirdiği adamlarla sevişiyor, buna zorlanıyor hem de tek bir duygu belirtisi göstermeden. Hamamdaki sahnesinde kirlerinden arınmak istiyor, kan akıtana kadar temizlemeye çalışıyor kendini. Yürüyor bir yolda bilinçsiz, ölümü özgürlük olarak görüyor belli ki. (Aynı yol daha sonra bu dört kadının hikayelerini kesiştiren yol oluyor.) Zaten sadece nefes alıyor, yaşıyor gibi değil. Abisi tarafından evlendirilmeye çalışılan kadın ayak altından kaldırılmaya çalışılıyor. Abisi gömüyor onu diri diri, öldü zannediyor. Böylesi işine de geliyor. Onun ölümü bile açıklaması rezalet bir durum ama abinin ilk eşini ikinciye hizmetçi olarak sunması elbetteki sorun teşkil etmiyor. Toprağın altından çıkan kadın belki ilk özgürlüğüne adım attığını sanıyor. Kaçıyor ama sonlara doğru yandaşları askeri bıçaklayınca kucağına alıyor onu, ağlıyor sanki başlarda söylediği "her şeyi değiştirebilme gücü" yok olmuş gibi ağlıyor. Evliliğinde mutsuz olan kadın şiire, edebiyata düşkün, parası da var, özgürlük(!) çok yakınında gibi, diğerlerinden mutlu olabileceği geliyor aklımıza ama anlıyoruz ki o da mutsuz. Yine bir erkeğin, kocasının tehditlerinden, eleştirilerinden şarkı söylemeyi unutacak kadar mutsuz. Tecavüze uğrayan kadın, "kadın" olmanın anlamını arıyor, kitaplardan öğrendikleri ve ataerkil yaşamı arasında sıkışıp kalmış. Onun kimlik arayışına, aynada bedenine bakarken ortak oluyoruz.
"Women Without Men" Üzerinden Özgürlük Kavramı
Özgürlük; kadını metalaştırma amacıyla soyma girişimine uydurulmuş, son derece elastik bir kavram. Eşitlikten dem vuranların şuur altlarında yatansa şu: Kadın giyinikken bişey ifade etmez, o çıplaksa vardır. Ne eşitlik ama. Hayır, kadın çoğunluğunun da gerçekten özgürlükleri uğruna savaş verdiklerin inanıp işi kolay kılmalarına üzülüyorum ben.
Hepimizin bildiği gibi özgürlük bahsi geçince İslama kara çalmadan olmaz ki bu sinemacının en büyük, en para eden argümanıdır. İki gramlık İslam bilgileriyle milyon dolarlık yapıtlara(!) imza atarlar. Gelsin ödüller. İnanan ve inanmayan iki keskin grubun herhangi birine çamur atmak, diğer grubu hooop diye yanınıza çeker. Ne ucuz bir iştir bu. Ve bu ucuz işe o mukaddes(!) özgürlük nasıl alet edilir Women Without Mende rahatlıkla görüyoruz. Şah zamanı İranında dört kadının hikayesi. Kadınlardan güçsüz olanları; ... Devamı
Özgürlük; kadını metalaştırma amacıyla soyma girişimine uydurulmuş, son derece elastik bir kavram. Eşitlikten dem vuranların şuur altlarında yatansa şu: Kadın giyinikken bişey ifade etmez, o çıplaksa vardır. Ne eşitlik ama. Hayır, kadın çoğunluğunun da gerçekten özgürlükleri uğruna savaş verdiklerin inanıp işi kolay kılmalarına üzülüyorum ben.
Hepimizin bildiği gibi özgürlük bahsi geçince İslama kara çalmadan olmaz ki bu sinemacının en büyük, en para eden argümanıdır. İki gramlık İslam bilgileriyle milyon dolarlık yapıtlara(!) imza atarlar. Gelsin ödüller. İnanan ve inanmayan iki keskin grubun herhangi birine çamur atmak, diğer grubu hooop diye yanınıza çeker. Ne ucuz bir iştir bu. Ve bu ucuz işe o mukaddes(!) özgürlük nasıl alet edilir Women Without Mende rahatlıkla görüyoruz. Şah zamanı İranında dört kadının hikayesi. Kadınlardan güçsüz olanları; ... Devamı
"Women Without Men" Üzerinden Özgürlük Kavramı
Özgürlük; kadını metalaştırma amacıyla soyma girişimine uydurulmuş, son derece elastik bir kavram. Eşitlikten dem vuranların şuur altlarında yatansa şu: Kadın giyinikken bişey ifade etmez, o çıplaksa vardır. Ne eşitlik ama. Hayır, kadın çoğunluğunun da gerçekten özgürlükleri uğruna savaş verdiklerin inanıp işi kolay kılmalarına üzülüyorum ben.
Hepimizin bildiği gibi özgürlük bahsi geçince İslama kara çalmadan olmaz ki bu sinemacının en büyük, en para eden argümanıdır. İki gramlık İslam bilgileriyle milyon dolarlık yapıtlara(!) imza atarlar. Gelsin ödüller. İnanan ve inanmayan iki keskin grubun herhangi birine çamur atmak, diğer grubu hooop diye yanınıza çeker. Ne ucuz bir iştir bu. Ve bu ucuz işe o mukaddes(!) özgürlük nasıl alet edilir Women Without Mende rahatlıkla görüyoruz. Şah zamanı İranında dört kadının hikayesi. Kadınlardan güçsüz olanları; hayatları boyunca burkalarıyla dışarı çıkmış, sözümona kendi vücutlarından bihaber kadınlar. Bak bak, hangi İslam İlmihalini referans aldınız demezler mi? Hepimiz biliriz ki örtü, kadının yabancı ortamlarda zarar görmemesi için vardır, kendi evinde kendine bile kapalı bir kutu gibi bitki hayatı sürsün için değil. Ben şahsım adına, evinde pür tesettür yaşayan birine rastlamadım. Her neyse , bu burkalı aciz kadınlar travmatik olaylar sonucunda yeni yaşantılara adım atıyolar ve ta taaan, o kadar özgürleşiyolar ki biri ayna karşısında muzaffer edalarla çıplaklığını seyrediyor, diğeri hamama gidip anasından doğduğu halde, bolca dramatize tavırlar sergileyerek özgürlüğünü kutluyor. Film hem senaryo olarak hem yapım olarak kadını teşhir ederek kasasını dolduruyor. Filmde çıplaklığı özgürlük olarak veren yapımcı- yönetmen vesair, gerçekte filmi daha izlenilir kılmak için o özgür metayı kullanıyor. Velhasılı dünya kocaman bir çelişkiler vadisi, vadideki yırtıcılar özgürlük diye bir masal uydurmuş, o kadar tatlı gelmiş ki uyanmak için çabalayan yok. O kadar özgür uyuyolar ki uyandırmaya kıyılmıyor.
Özgürlük; kadını metalaştırma amacıyla soyma girişimine uydurulmuş, son derece elastik bir kavram. Eşitlikten dem vuranların şuur altlarında yatansa şu: Kadın giyinikken bişey ifade etmez, o çıplaksa vardır. Ne eşitlik ama. Hayır, kadın çoğunluğunun da gerçekten özgürlükleri uğruna savaş verdiklerin inanıp işi kolay kılmalarına üzülüyorum ben.
Hepimizin bildiği gibi özgürlük bahsi geçince İslama kara çalmadan olmaz ki bu sinemacının en büyük, en para eden argümanıdır. İki gramlık İslam bilgileriyle milyon dolarlık yapıtlara(!) imza atarlar. Gelsin ödüller. İnanan ve inanmayan iki keskin grubun herhangi birine çamur atmak, diğer grubu hooop diye yanınıza çeker. Ne ucuz bir iştir bu. Ve bu ucuz işe o mukaddes(!) özgürlük nasıl alet edilir Women Without Mende rahatlıkla görüyoruz. Şah zamanı İranında dört kadının hikayesi. Kadınlardan güçsüz olanları; hayatları boyunca burkalarıyla dışarı çıkmış, sözümona kendi vücutlarından bihaber kadınlar. Bak bak, hangi İslam İlmihalini referans aldınız demezler mi? Hepimiz biliriz ki örtü, kadının yabancı ortamlarda zarar görmemesi için vardır, kendi evinde kendine bile kapalı bir kutu gibi bitki hayatı sürsün için değil. Ben şahsım adına, evinde pür tesettür yaşayan birine rastlamadım. Her neyse , bu burkalı aciz kadınlar travmatik olaylar sonucunda yeni yaşantılara adım atıyolar ve ta taaan, o kadar özgürleşiyolar ki biri ayna karşısında muzaffer edalarla çıplaklığını seyrediyor, diğeri hamama gidip anasından doğduğu halde, bolca dramatize tavırlar sergileyerek özgürlüğünü kutluyor. Film hem senaryo olarak hem yapım olarak kadını teşhir ederek kasasını dolduruyor. Filmde çıplaklığı özgürlük olarak veren yapımcı- yönetmen vesair, gerçekte filmi daha izlenilir kılmak için o özgür metayı kullanıyor. Velhasılı dünya kocaman bir çelişkiler vadisi, vadideki yırtıcılar özgürlük diye bir masal uydurmuş, o kadar tatlı gelmiş ki uyanmak için çabalayan yok. O kadar özgür uyuyolar ki uyandırmaya kıyılmıyor.
''Sanki sana takmışım,peşinden ayrılmıyormuşum,sapığın olmuşum gibi bir hava yaratmasan diyorum'' komik olmuş bu. şahsımım değil ama islamla alakalı her yazının sapığı olmuşsunuz havlayankuzu. herneyse işte uzatmamalıyım sanırım, ne siz beni ikna edebilirsiniz ne ben sizi ki zaten gerek de yok. selamet.
E be Faalyaco dost,bu sitede toplamda iki kere ateist olduğumu açık seçik beyan ettim,biri de senin mesajına denk geldi. Sanırım senin de toplamda üç yazını yorumladım. Birine özel mesajdan yorum katayım dedim olmadı. Keşke buraya da yazmasaymışım :) Ortada aritmetik bir sorun var bence. Sanki sana takmışım,peşinden ayrılmıyormuşum,sapığın olmuşum gibi bir hava yaratmasan diyorum ? Benim de kendime göre bir ahlak anlayışım var. Bak seni eleştirdim de, hiç hakaret etmedim. Sadece sorular sordum ama ne ortaokulluluğum kaldı ne de bilmişliğim... Acaba diyorum, mağdurun kimliği ile ilgili bir problem mi var ?
Uzun lafın kısası, günün birinde seni,dinle ilgili yorumlarından dolayı bir yerlerden ihraç edecek herkesle ben de savaşırım. Ne kadar şabalakça da gelse fikirdir. Haa sana şabalak demiyorum,kızma yine :))) Sadece sen yazılarında dinle ilgili genellemeler yapıyorsan ben de yaparım. Ortada karmaşık bir şey olmasa gerek. Senin genel ol ... Devamı
Uzun lafın kısası, günün birinde seni,dinle ilgili yorumlarından dolayı bir yerlerden ihraç edecek herkesle ben de savaşırım. Ne kadar şabalakça da gelse fikirdir. Haa sana şabalak demiyorum,kızma yine :))) Sadece sen yazılarında dinle ilgili genellemeler yapıyorsan ben de yaparım. Ortada karmaşık bir şey olmasa gerek. Senin genel ol ... Devamı
E be Faalyaco dost,bu sitede toplamda iki kere ateist olduğumu açık seçik beyan ettim,biri de senin mesajına denk geldi. Sanırım senin de toplamda üç yazını yorumladım. Birine özel mesajdan yorum katayım dedim olmadı. Keşke buraya da yazmasaymışım :) Ortada aritmetik bir sorun var bence. Sanki sana takmışım,peşinden ayrılmıyormuşum,sapığın olmuşum gibi bir hava yaratmasan diyorum ? Benim de kendime göre bir ahlak anlayışım var. Bak seni eleştirdim de, hiç hakaret etmedim. Sadece sorular sordum ama ne ortaokulluluğum kaldı ne de bilmişliğim... Acaba diyorum, mağdurun kimliği ile ilgili bir problem mi var ?
Uzun lafın kısası, günün birinde seni,dinle ilgili yorumlarından dolayı bir yerlerden ihraç edecek herkesle ben de savaşırım. Ne kadar şabalakça da gelse fikirdir. Haa sana şabalak demiyorum,kızma yine :))) Sadece sen yazılarında dinle ilgili genellemeler yapıyorsan ben de yaparım. Ortada karmaşık bir şey olmasa gerek. Senin genel olarak sıkıntının "ben" olduğunu beyan etmen çok güzel bir başlangıç. Eh benim sıkıntım da senin dine bakış açın. Merak etme,seni daha fazla kırmıycam :) Günün birinde beni anlayacağından hiç şüphem yok. En kötü son nefesinde,"ulan kuzu doğru diyomuş" diyeceksin. Amaaaaa çok geç olacak. Şaka şaka. Çok geç olmayacak. Ama benim için çok geç sanırım. Bak azar yeme pahasına yazıyorum bunları :)))
Neyse,faalyaco. Bir daha senin yazılarını yorumlamam. Ama sen de bundan sonra biraz daha geniş açılarla izle filmleri. Belki böylesi sana daha fazla şey katar.
Kuzu kaçar. Sevgiler,saygılar ve bilimum güzel şey.
Uzun lafın kısası, günün birinde seni,dinle ilgili yorumlarından dolayı bir yerlerden ihraç edecek herkesle ben de savaşırım. Ne kadar şabalakça da gelse fikirdir. Haa sana şabalak demiyorum,kızma yine :))) Sadece sen yazılarında dinle ilgili genellemeler yapıyorsan ben de yaparım. Ortada karmaşık bir şey olmasa gerek. Senin genel olarak sıkıntının "ben" olduğunu beyan etmen çok güzel bir başlangıç. Eh benim sıkıntım da senin dine bakış açın. Merak etme,seni daha fazla kırmıycam :) Günün birinde beni anlayacağından hiç şüphem yok. En kötü son nefesinde,"ulan kuzu doğru diyomuş" diyeceksin. Amaaaaa çok geç olacak. Şaka şaka. Çok geç olmayacak. Ama benim için çok geç sanırım. Bak azar yeme pahasına yazıyorum bunları :)))
Neyse,faalyaco. Bir daha senin yazılarını yorumlamam. Ama sen de bundan sonra biraz daha geniş açılarla izle filmleri. Belki böylesi sana daha fazla şey katar.
Kuzu kaçar. Sevgiler,saygılar ve bilimum güzel şey.
Erkekler Olmadan filmine Benzer Film ekliyorsun.
Erkekler Olmadan filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Erkekler Olmadan filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL