Solomon Kane

Bir arkadaşımın bugün sözünü etmesi üzerine merak edip izlemeye karar verdim. Tarzı ve konusu itibariyle ilgi alanıma girdiği için fazla ertelemek istemedim seyrinin keyfine varmak için. Büyücüler, cadılar, mistik olaylar ve karanlık güçlerin varolduğu yapımlar her zaman merak uyandırmıştır bende.

Film oldukça hareketli ve güzel başlamıştı. Lakin sonrasında biraz durağanlaştı ve temposu düştü. Kurgu ve görsel efektler oldukça başarılıydı. Daha da kaliteli olabilirdi diye düşünüyorum.. Solomon Kane ( James Purefoy )' de sanki biraz Van Helsing tarzı ve havası algıladım. Hugh Jackman benzerliği yada benzetilirliği gözümden kaçmadı.

İnançları uğruna verdiği haklı mücadeleyi başarıyla kucaklayan bir kahramanın öyküsünü izliyoruz. En büyük düşmanının aslında en yakını olması şaşırtıcı detaylardan biriydi. Bu anlamda gayet etkileyici bir bağlama yapılmış. Tüm düğümler ve bilmeceler birer birer çözüldü finalinde. Genel olarak ele alacak olursak şayet izlenebilirliği yüksek bir filmdir. Kendi türü arasında ki birçok yapımla boy ölçüşebilir bana kalırsa. Fantastik film severler için tavsiye edebilirim. 10 / 7

Solomon Cane Veba, Cadı, Şeytan temalarını birleştirip bizi fantastik dünyaya götüren güzel filmlerden biri. Aslında bu 2 temayı kullanan Nicolas Cage'nin Cadılar zamanı filmini daha çok begendim.Gerçi o filmde bunlara ek olarak Haçlı seferlerine değinilmişti. Solomon Cane de Cadı ve veba konularına fazla değinmeselerde bu filmde kullanılmıştır. Solomon Cane kötülüğe Tövbe etmiş bir günahkar. Aslında tövbe etmeye mecbur kalmış.Çünkü lanetleniyor ve bundan dolayı Şeytandan korunmak amacıyla tövbe ediyor. Bu yolda ilerlerken kendi kişiliğini buluyor Cane. ''Kız öldü '' dediği sahnede artık bir umutsuzluga bürünüyor.Halbuki başlarda amacı Ruhunu kurtarmaktı.İşte solomon Cane gerçekten iyi bir insan yoluna girmeyi başardı.Çünkü tek düşündüğü Kız. Tek düşündüğü Kızın babasına verdiği söz.Sözünü tutmak için büyük bir fedakarlık yapıyor ve ölüm kalım savaşı içinde kendini buluyor. Solomon filmin başında Şeytanın ta kendisiyim modundayken filmin sonunda şeytanı alt eden iyi bir insan modundadır. Aslında hayatı bu şekilde yeniden anlam buluyor. Filmin son kısımlarında şaşırtan bir süpriz var. Ayrıca Solomon Cane'in tarzı ve karizması Van helsing karakterine benziyordu.Şapkası, Pelerini falan Van helsing'i andırıyordu. Ayrıca yorumlarda okudugum kadarıyla Cane karakterini canlandıran James purefoyu begenmeyenler bu karaktere yakıştıramayanlar olmuş. Bence çok yakışmış ve oyunculuk çok iyiydi. Başrolde Brat pitt olsa bu kadar yakışmazdı ama eminim bu filme verilen şuan ki değerden daha fazla övgü alırdı. Artık filmlere karşı önyargılarımız oyuncular üzerine kuru olmuş. Dışına değil içine bakmak gerek. Ben fantastik film sevmeyen biri olarak hiç sıkılmadan izledim ve beğendim. 10/ 7.0

İngilizlerden beklemeyeceğim kalitede bir sinematografi sunduğunu söylesem abartmış olmam.

Misyonerlik ve klişelerden bahseden arkadaşlar olmuş. Ben açıkçası bu konuda kararsız kaldım. Buna varasıya Book of Eli (izledim, beğendim) ya da Passion of the Christ (hayatta izlemem) var. Eğer Kane misyonerlik havasında ise ilk 2'si ne olur onu bilemem :)

Başlangıcında ben de böyle düşünmüştüm, ilk saniyelerde minare, sarık, haç vs... ama sonra çok uzaklaştı film bundan. Hatta bir çok yerinde dini yerin dibine bile soktu (hatta son 1 saat neredeyse böyle geçti)

Ancak gene, ben böyle adlandırıyorum, o klasik ingiliz senaryo kopukluğu burada da yerini bulmuş. Olayların birbirine bağlanışında alışılmadıklık, ancak aynı zamanda da tahmin edilebilirlik vardı filmde

Her söylediğim olumsuzluğa ramen zaman kaybı olduğunu düşünmüyorum, başı sonu tahmin edilebilir, oyunculuk kalitesi yüksek, senaryo gidişatı ilginç (garip:), ve atmosferi son derece özel olan bir film.

İzlemeyenler listelerine alabilirler.

Saygılar.