... Devamı Kinogamma bir keşif yolculuğu: İnsanlar, yerler ve sesler hakkında, sinema yoluyla yaratılmış yoğun bir deneyim ve bir aşk mektubu. Gerçek hayat görüntülerini, farklı kurgu teknikleri kullanarak kurmacaya dönüştürmeye yönelik sanatsal bir çaba olan Kinogammanın birinci bölümü Moskova, Talinn ve Orsk Novotroiskde, ikinci bölümü ise Özbekistan, Afganistan, İç Moğolistan ve Hindistanda geçiyor. İki bölümlü bir beste gibi yazılmış film, kıvrıla kıvrıla evrilen müzikal bir kaçamağı andırıyor. Sanki bir melodinin ortaya çıkışıyla, kamera hayatın o anı denen şiiri yakalamaya yelteniyor ve hiç tanımadığı yüzleri bağrına basıyor. Film insan duygularının tamamının bir anlatısı gibi: Bir an bir doğumhanede yeni bir annenin bebeğine sarılışını izliyoruz, bir an sonra sarhoş bir adamın yerlerde sürünürek bağırıp çağırmasına tanık oluyoruz. Kamera bir elin çıplak bir omuza değişinde hassas bir sevginin ifadesini yakalarken, hemen sonrasında merakla kendisini süzen garip bir bakışa yakalanabiliyor. Kamera ve çektikleri arasındaki ilişki tıpkı insanlar arasındaki ilişkiler gibi organik, değişken ve karşılıklı. Sigfried dünyada göçebe dolaşırken, isimsiz olanı, isimsiz olanla kaydediyor; bizlere renklerin şiirini anlatıyor ve insanların gündüz rüyalarının müziğini dinletiyor.