10 yıl önce
Teneke Trampet filmine yorum yazdı:
Cavalcade filmine yorum yazdı:
Bekliyordum ama bu kadar da değildi doğrusu. Rezalet bir film. Tamamen propaganda filmi. Hadi onu da geçtim, sene olmuş 1933, James Whale görünmez adam filmi çekiyor, bizim Frank amcanın filminde Boer savaşları ile iglili doğru dürüst bir görsel efekt bile yok. Atmosfer sıfır. Filmin büyük bir kısmı sitcom dizi gibi geçiyor, ondan bahsetmiyorum bile. Halbuki Mutiny on the Bounty filmi ne kadar güzeldi değil mi ? Şahaneydi, sırf o filmin referansıyla izlemiştim bu filmi.
Hiç bulaşmayın, tamamen vakit kaybı. "En iyi film Oscarı'nı almış filmlerden sadece Cavalcade'yi izlemedim" dersiniz en fazla, nolucak.
Bu film nasıl 3 Oscar alır, hala aklım almıyor...
Judith of Bethulia filmine yorum yazdı:
D.W. Griffith in ilk uzun metraj filmi, ötekileri kadar meşhur değil. Filmdeki savaş sahneleri çağının çok ilerisinde. D.W.Griffith tarafından neredeyse her filmde oynatılan ve as kadroda bulunan Mae Marsh, Robert Harron, Lillian ve Dorothy Gish kardeşler gibi oyuncular bu filmde hep yan roldeler.
The Phantom Carriage filmine yorum yazdı:
Victor Sjöström amcanın hem yönetip hem de başrolünde oynadığı başyapıt. Selma Lagerlöf’ün romanından uyarlamadır.
Sinema tarihinde "superimposition" denilen teknik ilk defa bu filmde bu kadar mükemmel kullanılmıştır. Sonlarına doğru ağladım biraz, ama Victor Sjöström’ün mükemmel oyunculuğunun payı var doğrusu. Zaten 36 yıl sonra Ingmar Bergman ın yönettiği, bana göre sinema tarihinin en iyi 3 filminden biri olan Smultronstaellet filminde son rolünü oynayarak kapanışı yapacaktır.
Tillie's Punctured Romance filmine yorum yazdı:
Şarlo'nun ilk uzun metrajlı filmi. Pek şahane sayılmaz ama yine de fena değil. Bu filmde Şarlo alıştığımız o tatlı, komik, iyi yürekli serseri değil, biraz daha şehir züppesi ve dolandırıcı hüviyetinde. Büyük usta Marie Dressler'in gölgesinde kalmış biraz. Daha doğrusu hikayenin ortasındaki karakter "Tillie". Marie Dressler çok büyük bir oyuncu saygımız var, ama bu filmde çok itici durmuş ve sürekli kendini tekrarlamış.
Kısacası izledikten sonra hayran kalacağınız değil de, aradan çıkardığınız için sevineceğiniz bir film, ona göre ...
Dante'nin Cehennemi filmine yorum yazdı:
Dante'nin İlahi Komedyası'ndan esinlenilerek hazırlanan bir başyapıt. Dante'nin cehennem, araf ve cennet olarak 3 e ayırdığı eserin cehennem kısmını beyaz perdeye başarıyla aktarmışlar. İblisler, acı çeken insanlar, o dönemin teknik olanaklarına göre gayet mükemmel resmedilmiş. Film sessiz olmasına rağmen sıkılmadan izleyeceksiniz.
Directors cut versiyonunu izlerseniz daha güzel olur...
Afişten dolayı aile filmi sanıp yanınızda bir veledle izlemeyin, sakın..!