En sevdiğiniz film müzikleri

across the universe zaten müziklerle dolu bir film

-across the univers

-hey jude

.

.

.

bütün coverlar
sözleri pek hoş olan:

dünya hala dümdüzken ve bulutlar hala ateş halindeyken,

ve dağlar gökyüzüne, belki bazen daha yukarı uzanıyorken,

insanlar dünyada, yuvarlanan fıçılar gibi dolaşıyorlarmış.

ikişer çift kolları ve ikişer çift bacakları varmış.

kocaman birer kafaları ve bu kafadan dışarıyı izleyen ikişer yüzleri varmış,

böylece bir yandan konuşup, bir şeyler okurken, bir yandan da her tarafı seyredebiliyorlarmış,

ve aşk nedir bilmezlermiş,

bütün bunlar aşkın başlangıcından önceymiş..

ve o zamanlar üç cinsiyet varmış;

sırt sırta yapıştırılmış iki erkeğe benzeyenine

güneşin çocukları denirmiş.

şeklişemali benzeyen bir çift daha varmış, dünyanın çocuklarıymış onlar da,

birbirlerine dolanmış iki kıza benziyorlarmış.

ve ayın çocukları da, kaşığa geçirilmiş bir çatala benzerlermiş,

yarı güneş, yarı dünyaymış bunlar,

yarı kız, yarı oğul.

sonra tanrılar insanların gücünden ve kendilerine güvenlerinden çok korkmuşlar,

vethordemiş ki: hepsini çekicimle öldüreceğim*, aynen devleri öldürdüğüm gibi,

ama zeus demiş ki: hayır, bırak şimşeğimi makas gibi kullanayım,

balinaların bacaklarını kestiğim ve dinozorları kertenkelelere dönüştürdüğüm gibi

sonra birkaç yıldırım almış eline, ve bir kahkaha patlatmış,

demiş ki: hepsini ortadan böleceğim, eşit iki parçaya ayıracağım

ve sonra fırtına bulutları kocaman ateş toplarına dönüşmüşler.

sonra gökyüzünden ateş püskürmüş, yıldırımlar halinde,

bıçağın keskin tarafı gibi parlıyorlarmış,

yırtmış etlerini ortadan ikiye,

güneşin, ayın ve dünyanın çocuklarının

ve hindu tanrının biri, yaralarımızı dikmiş, delik yapmış,

çevirip karnımıza yerleştirmiş, ödediğimiz bedeli hatırlayalım diye.

sonraosirisve nilin diğer tanrıları büyük bir fırtına koparmışlar,

bir kasırgaya dönüşsün ve bizleri etrafa saçsın diye.

rüzgarlarla, yağmurla ve gelgitlerle dolu bir denizle,

insanları dört bir yana savurmuşlar.

ve uslu olmazsak, yine keseceklermiş bizi.

ve o zaman da tek ayak üstünde zıplamak, tek gözle bakmak zorunda kalırmışız.

seni en son gördüğümde, daha yeni ikiye ayrılmıştık,

sen bana bakıyordun, ben de sana.

çok tanıdık bir halin vardı, ama farkına varamadım,

çünkü yüzünde kan vardı, benim de gözlerimde

ama ifadenden anlaşılıyordu ki, ruhunun derinliklerindeki acı,

benimkinin aynısıydı.

bu acı, kalbi ortadan dümdüz bir çizgiyle kesen,

buna aşk adını verdik.

ve kollarımızı birbirimize doladık,

yeniden birleşmeye çalıştık,*

sevişiyorduk, sevişiyorduk biz..

soğuk ve karanlık bir akşamdı, uzun zaman önce,

jüpiterin de kudretli eliyle,

iki bacaklı yalnız yaratıklar haline gelişimizin

üzücü hikayesiydi bu.

bu aşkın doğuşunun hikayesi,

aşkın başlangıcının..

Hedwig and The Angry Inch 'in en nadide parçalarından; The Origin of Love
Bir mesaja cevap veriyorsunuz.
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL