Film hakkında hiçbir şey bilmeden, arkadaşımın isteğiyle girdim. Filmin yarısı bittiğinde ne yavaş ilerliyor dedim.Diğer yarısında beni pişman ettiler bu söylediğime, çok keyif aldım.Çok tatlı film. İyi ki girmişim.
Hugo'nun rüyasında, Hugo anahtara rayların yukarısından bakarken anahtar taşların arasında, raylara anahtarı almak için indiğinde anahtar taşın üzerinde duruyor. Yada ben yanlış gördüm.Olur böyle şeyler.
Genelde yüksek beklentiyle gittiğim filmlerin çoğunda umduğumu bulamazdım , fakat bu filmde gerçekten umduğumdan daha da fazlasını buldum, hikayesi ayrı bir güzel, kurgusu ayrı bir güzel, renkler , ışık kullanımı , görüntüler apayrı güzel.. Kamera sürekli hareketli, bu da planların uzamasına , hareketliliğin bitmemesinin nedenlerinden biri bence. Kesinlikle görün derim. Sinema tarihine merakı olan insanların görmesi gerekir derim ben de. Sinemaya düş gücünü getiren insan Melies ustayı çok güzel bir şekilde anlatmış .
Oscara bir kaç ay kala ulaşabildiğim adayları gözden geçirmeye başladım. Vizyon tarihleri Aralık sonu ve Ocak ayı olunca izlediğim bir iki film heyecanımı dindirmiyor, hala büyük merakla beklediğim filmler var. Hugo da bunlardan biriydi, hem de en çok merak ettiklerimden biriydi. Hugo vizyona girmeden önce Scorsese çocuk filmi mi yaptı, nasıl yani diye bir tedirginlik vardı ortada, bu bende de vardı tabi ta ki filmi görene dek. Filmde hiç bozmak istemediğim bir büyü var, bu yüzden burada söyleyeceklerime büyüyü bozmamak adına dikkat edeceğim. Aslında bu filmi herhangi bir kategorik çerçeve içine yerleştirerek nitelendirmek ya da yargılamak istemiyorum ama bu tam anlamıyla bir sinema tarihi filmi diyebilirim.
Film Brian Selznickin The Invention of Hugo Cabret adlı kitabından esinlenilmiş ve 1930lu yıllarda Pariste geçiyor. Hugo Cabret bir tren istasyonunda saat tamircisi olan babasının ölümünden ve onu himayesine alıp saatlerin tamirini öğ... Devamı
Hugo
Oscara bir kaç ay kala ulaşabildiğim adayları gözden geçirmeye başladım. Vizyon tarihleri Aralık sonu ve Ocak ayı olunca izlediğim bir iki film heyecanımı dindirmiyor, hala büyük merakla beklediğim filmler var. Hugo da bunlardan biriydi, hem de en çok merak ettiklerimden biriydi. Hugo vizyona girmeden önce Scorsese çocuk filmi mi yaptı, nasıl yani diye bir tedirginlik vardı ortada, bu bende de vardı tabi ta ki filmi görene dek. Filmde hiç bozmak istemediğim bir büyü var, bu yüzden burada söyleyeceklerime büyüyü bozmamak adına dikkat edeceğim. Aslında bu filmi herhangi bir kategorik çerçeve içine yerleştirerek nitelendirmek ya da yargılamak istemiyorum ama bu tam anlamıyla bir sinema tarihi filmi diyebilirim.
Film Brian Selznickin The Invention of Hugo Cabret adlı kitabından esinlenilmiş ve 1930lu yıllarda Pariste geçiyor. Hugo Cabret bir tren istasyonunda saat tamircisi olan babasının ölümünden ve onu himayesine alıp saatlerin tamirini öğreten amcasının ortadan kaybolmasından sonra gizlice istasyonda yaşamaya başlar ve kimse tarafından farkedilmemek için her gün saatlerin kusursuz çalışmasını sağlamaktadır. Babasının ölmeden önce tamir etmeye çalıştığı otomatonu tamir etmek ise tek amacıdır. Otomaton için gerekli olan parçaları birbir aşırdığı oyuncakçı dükkanından yine bir parça almak üzere iken yakalanır Hugo ve hikaye burada şekillenmeye başlar.
Başrollerini Ben Kingsley, Sacha Baron Cohen ve inanılmaz oyunculukları ile çocuk rollerini Asa Butterfield ve Chloe Grace Moretz paylaşmaktadır. Kadrosunda görüp sevindiğim Jude Law ise bana hayal kırıklığı yaşatarak filmde çok ufak bir rol almış. 3D olması dolayısıyla daha başlangıç sahnesinde şovunu yapmış yönetmenimiz. Parise kuş bakışı aşık oluyor ve daha sonra uzun ve kesintisiz bir girişle Hugonun yaşantısına dalıyoruz. Kesinlikle bir çocuk filmi değil Hugo belki daha çok içerisinde 1900lü yılların başında sinemanın bulunduğu konumu da izleyebildiğimiz bir aile filmi.
Filmi izlemeden önce Ben Kingsleyin canlandırdığı karakter Georges Melies hakkında bilgi sahibi olmanızı öneririm. Eğer zaten kim olduğunu ve sinema tarihindeki önemini biliyorsanız, benim gibi filmi izlerken zaman zaman gülümsemekten kendinizi alıkoyamayacaksınız.
film inanılmaz iyi gerçekten çok hoşuma gitti. 3d'si baya iyi ve yerinde kullanılmış. görüntüler inanılmaz. paris akıyo arkada. chloe moritz'in oyunculuğu çok çok iyi. (özellikle mimikler) natalie portman'a dogru gidiyo gibi. çocuk filmi falan diye düşünmeyin sakın başrollerde 2 çocuk görünce. hikaye çok sağlam ve çok güzel işlenmiş, biraz yavaş ilerlesede ben çok zevk alarak izledim.
Öncelikle bu filme yapılacak ilk yorumun bana ait olması çok büyük bir onur,fazla spoiler vermiyorum ancak Imdb notunu sonuna kadar hakeden muhteşem bir film az da sinema tarihine meraklıysanız,değmeyin keyfinize
@insandemosu
13 yıl önce
10 / 10
Hugo'nun rüyasında, Hugo anahtara rayların yukarısından bakarken anahtar taşların arasında, raylara anahtarı almak için indiğinde anahtar taşın üzerinde duruyor. Yada ben yanlış gördüm.Olur böyle şeyler.
@maymunadam92
13 yıl önce
10 / 10
@zamon
13 yıl önce
10 / 10
@anagram
13 yıl önce
Oscara bir kaç ay kala ulaşabildiğim adayları gözden geçirmeye başladım. Vizyon tarihleri Aralık sonu ve Ocak ayı olunca izlediğim bir iki film heyecanımı dindirmiyor, hala büyük merakla beklediğim filmler var. Hugo da bunlardan biriydi, hem de en çok merak ettiklerimden biriydi. Hugo vizyona girmeden önce Scorsese çocuk filmi mi yaptı, nasıl yani diye bir tedirginlik vardı ortada, bu bende de vardı tabi ta ki filmi görene dek. Filmde hiç bozmak istemediğim bir büyü var, bu yüzden burada söyleyeceklerime büyüyü bozmamak adına dikkat edeceğim. Aslında bu filmi herhangi bir kategorik çerçeve içine yerleştirerek nitelendirmek ya da yargılamak istemiyorum ama bu tam anlamıyla bir sinema tarihi filmi diyebilirim.
Film Brian Selznickin The Invention of Hugo Cabret adlı kitabından esinlenilmiş ve 1930lu yıllarda Pariste geçiyor. Hugo Cabret bir tren istasyonunda saat tamircisi olan babasının ölümünden ve onu himayesine alıp saatlerin tamirini öğ ... Devamı
Oscara bir kaç ay kala ulaşabildiğim adayları gözden geçirmeye başladım. Vizyon tarihleri Aralık sonu ve Ocak ayı olunca izlediğim bir iki film heyecanımı dindirmiyor, hala büyük merakla beklediğim filmler var. Hugo da bunlardan biriydi, hem de en çok merak ettiklerimden biriydi. Hugo vizyona girmeden önce Scorsese çocuk filmi mi yaptı, nasıl yani diye bir tedirginlik vardı ortada, bu bende de vardı tabi ta ki filmi görene dek. Filmde hiç bozmak istemediğim bir büyü var, bu yüzden burada söyleyeceklerime büyüyü bozmamak adına dikkat edeceğim. Aslında bu filmi herhangi bir kategorik çerçeve içine yerleştirerek nitelendirmek ya da yargılamak istemiyorum ama bu tam anlamıyla bir sinema tarihi filmi diyebilirim.
Film Brian Selznickin The Invention of Hugo Cabret adlı kitabından esinlenilmiş ve 1930lu yıllarda Pariste geçiyor. Hugo Cabret bir tren istasyonunda saat tamircisi olan babasının ölümünden ve onu himayesine alıp saatlerin tamirini öğreten amcasının ortadan kaybolmasından sonra gizlice istasyonda yaşamaya başlar ve kimse tarafından farkedilmemek için her gün saatlerin kusursuz çalışmasını sağlamaktadır. Babasının ölmeden önce tamir etmeye çalıştığı otomatonu tamir etmek ise tek amacıdır. Otomaton için gerekli olan parçaları birbir aşırdığı oyuncakçı dükkanından yine bir parça almak üzere iken yakalanır Hugo ve hikaye burada şekillenmeye başlar.
Başrollerini Ben Kingsley, Sacha Baron Cohen ve inanılmaz oyunculukları ile çocuk rollerini Asa Butterfield ve Chloe Grace Moretz paylaşmaktadır. Kadrosunda görüp sevindiğim Jude Law ise bana hayal kırıklığı yaşatarak filmde çok ufak bir rol almış. 3D olması dolayısıyla daha başlangıç sahnesinde şovunu yapmış yönetmenimiz. Parise kuş bakışı aşık oluyor ve daha sonra uzun ve kesintisiz bir girişle Hugonun yaşantısına dalıyoruz. Kesinlikle bir çocuk filmi değil Hugo belki daha çok içerisinde 1900lü yılların başında sinemanın bulunduğu konumu da izleyebildiğimiz bir aile filmi.
Filmi izlemeden önce Ben Kingsleyin canlandırdığı karakter Georges Melies hakkında bilgi sahibi olmanızı öneririm. Eğer zaten kim olduğunu ve sinema tarihindeki önemini biliyorsanız, benim gibi filmi izlerken zaman zaman gülümsemekten kendinizi alıkoyamayacaksınız.
Şimdiden herkese iyi seyirler
@fakkun
13 yıl önce
@anagram
13 yıl önce
@shad
13 yıl önce
@alakota
13 yıl önce
9.6 / 10