11 yıl önce
Demir Adam 3 filmine yorum yazdı:
Lanetli Kan filmine yorum yazdı:
IMDb'de 7.5 puanı var ki ben bunun bile underrated olduğunu düşünüyorum. Hikayedeki bazı klişeler dışında inanılmaz bir film, 100 dakika gibi kısa bir süresi var ancak bu süre zarfındaki tüm sahneler muhteşem, her ana ayrı ayrı özenmişler.
Hobbit: Beklenmedik Yolculuk filmine yorum yazdı:
Bu filmi açıklamak için tek kelime kullanmam gerekirse: "Masalsı". Hani o annelerinizin küçükken yatmadan önce anlattığı masallar vardır ya, üç saat boyunca onlardan birini dinlermişçesine bir haz veriyor Hobbit.
Star Wars: Güç Uyanıyor filmine yorum yazdı:
Star Wars'un Geleceği - Uzun zaman önceki çok uzak galakside ne olacak?
Star Wars'u Disney satın aldı(deme!).
Aldığı gibi üç yeni film duyurdu. Eh, başka ne beklenir ki zaten?
Avengers ve ona bağlı filmler ile Marvel'e ne yaptılarsa Star Wars'a da onu yapacaklar. İyi mi oldu, kötü mü oldu, değişir ama bence çok kötü.
Efsane Revenge of the Sith gibi duygusal bir filmle sonlandırılmışken(evet, çoğu hayranın aksine yeni üçlemenin filmlerine de bayılırım ben, ama hiçbiri The Empire Strikes Back'e toz yutturamaz o ayrı), birden karşımıza üç tane daha eğlencelik film çıkıverdi.
Yani, 77' yapımı Star Wars zihniyetinde üç film daha. Hem de daha fazla CGI, daha bol aksiyon ile.
Tek sıkıntı, 40 yıl sonra bu zihniyetin sadece para kazanmaya yarayacak olması.
Evet, Star Wars böyle bir zihniyetle çığır açtı. Bilgisayarı bu derece kullanan, tamamen eğlencelik bir filmle başladı her şey. Ne hikaye, ne aşırı felsefi düşünceler, ne güçlü karakterler(Vade ... DevamıStar Wars'un Geleceği - Uzun zaman önceki çok uzak galakside ne olacak?
Star Wars'u Disney satın aldı(deme!).
Aldığı gibi üç yeni film duyurdu. Eh, başka ne beklenir ki zaten?
Avengers ve ona bağlı filmler ile Marvel'e ne yaptılarsa Star Wars'a da onu yapacaklar. İyi mi oldu, kötü mü oldu, değişir ama bence çok kötü.
Efsane Revenge of the Sith gibi duygusal bir filmle sonlandırılmışken(evet, çoğu hayranın aksine yeni üçlemenin filmlerine de bayılırım ben, ama hiçbiri The Empire Strikes Back'e toz yutturamaz o ayrı), birden karşımıza üç tane daha eğlencelik film çıkıverdi.
Yani, 77' yapımı Star Wars zihniyetinde üç film daha. Hem de daha fazla CGI, daha bol aksiyon ile.
Tek sıkıntı, 40 yıl sonra bu zihniyetin sadece para kazanmaya yarayacak olması.
Evet, Star Wars böyle bir zihniyetle çığır açtı. Bilgisayarı bu derece kullanan, tamamen eğlencelik bir filmle başladı her şey. Ne hikaye, ne aşırı felsefi düşünceler, ne güçlü karakterler(Vader hariç, öhöm)... Hiçbiri yoktu 1977'de. Yıllar ilerledikçe evren genişledi, karakterler derinleşti, bazı olaylar hikaye hakkında tüm bildiklerimizi değiştirdi... Evet, belki Marvel evreninin bu kadar ciddiye alınması şart değil. Belki Avengers, birkaç yüz nerd olarak salonda toplu kahkahalar ve bolca beyinsiz aksiyon eşliğinde izlemek için güzel bir filmdi. Ama aynı mantığı Star Wars'a uygulayınca, sonuç Jar Jar Binks'ten birazcık daha tatmin edici olursa şanslıyız...
...diye düşünüyordum iki hafta öncesine kadar.
Sonra bir isim gördüm. Yeni Star Wars filmini yöneteceği söylenen adam. Önce emin olamadım, gözümü falan kıstım da baktım. Emin olmak için bir de IMDb'deki linke tıklayıp o bildiğim adam olup olmadığını kontrol ettim. O da doğru çıkınca 'Trek' kelimesini 'Wars' diye mi okudum diye baktım. Hayır, doğruydu, yeni Star Wars'u J.J. Abrams yönetecekti.
Sonra bir sevinç çığlığı attım.
Birçoğunuz onu Lost'tan biliyorsunuz, ama ben Star Trek 2009 ile tanıdım. O da, Star Trek hikayesini başa saran, hikaye olarak kalitesini sadece serinin kalanından alan, ancak gerek atmosferi, gerek müzikleri, gerek aksiyonu gerekse bir bilimkurguya göre oldukça tatmin edici olan duygu yoğunluğuyla 10/10'luk bir film.
Düşününce, bu Star Trek benzeri bir Star Wars filmi serinin en iyilerinden bile olabilir.
Geçtiğimiz saatlerde bir haber daha geldi: Yeni üçleme serideki karakterlerin spin-off hikayelerini konu alacakmış ve bunların ilki Yoda olacakmış. Kesin olmamakla birlikte, haberin doğruluk payı çok yüksek. Zaten benim de ikinci tercihim bu olurdu.
Birinci tercihim' Film olacak tempoya göre biraz düzenlenmiş, ancak orijinalinden çok kopmayan bir Thrawn üçlemesi. 'Episode VII: Heir to the Empire, Episode VIII: Dark Force Rising ve Episode IX: The Last Command' adlı filmler çocukluğundan beri Star Wars'la yaşayan herkesin hayalidir nasıl olsa.
Bu hem olması muhtemel hem de kalitesi garantili bir fikir, ne de olsa temeli(kitapları) sağlam. Ama Thrawn olmazsa spin-off hikayeler olsun diyordum, görünüşe göre öyle de oldu.
Bundan sonraki en önemli karar, hangi karakterleri kullanacakları. Yoda hikaye olarak fena bir seçim değil, ancak filme ne kadar uyar, bilmiyorum. Yanına en azından bir veya birkaç tane daha ön planda karakter koymak lazım, aksiyonu bu gençlere bırakıp filmin hikaye yönünü Yoda gözünden anlatmalı.
Yoda'dan sonra da bir Qui-Gon ve Dooku filmi artık Allah'ın emri herhalde. Bu olmazsa güzel bir Rebellion çıkar ortaya, benden söylemesi.
Üçüncü ne olur? Şahsi tercihim şu ikisinden biri olması: Ya Episode III ile IV'ün arasında, Vader'a odaklanan bir film olsun, zırhını giydiği ilk yıllarda yaşadığı çatışmalar, çektiği acılar ve nihayetinde bunları nasıl derine gömdüğü gibi fazlasıyla entel, duygusal, elit ama bir o kadar da hayranları sevindirecek bir film olsun. Ama karakterlerin spin-offlarını yapacağız derken serinin ana karakteriyle ilgili bir film daha çekmek ne kadar beklenir bilinmez.
İkinci tercihim ise, benim gözümde en iyi Star Wars kitabı olan Shatterpoint(Hassas Nokta)'in filminin yapılması olacaktır. Daha yarısındayken bile o orman havasını film olarak hayal ettim, gerek aksiyonu gerek dramasıyla, gerek de karanlık atmosferiyle tam filmlik bir hikaye. Bir de ana karakter Mace Windu gibi sevilen ama filmlerde çok öne çıkmayan bir karakter olunca fikri bile insanı heyecanlandırıyor. Okumayan varsa hemen başlasın derim.
Sonuçta ne olursa olsun, ben film serisinden umutluyum. J.J. Abrams'ın kötü bir iş çıkaracağını sanmıyorum, defalarca kendini kanıtlamış ve hatta bazı kesimlerce 'Yeni Spielberg' olarak kabul edilmiş bir eleman. Her ne kadar The Phantom Menace'dan sonraki filmlerin 3D gösterimi belirsiz bir tarihe ertelenmi olsa da, böyle bir gelişmenin de yeni filmler üzerinde yoğunlaşılmasını sağlayacağını düşünüyorum.
Ha tabi filmin yanında, oyun olarak da seri çok büyük potansiyele sahip bir isimle geliyor: 1313. Han Solo kitaplarını okuyanlar ışın kılıçsız, Jedi'sız, klasik tabancalar ve kaçakçılarla dolu Star Wars hikayelerinin o bambaşka tadını almışlardır. 1313 de, Coruscant'ta geçen bir kaçakçı hikayesi. Hakkında pek bir şey bilmiyoruz belki ama kaçakçı ve suç dünyası gibi evrende büyük potansiyeli olan bir tema nın kullanılması bile insanı umutlandırmaya yetiyor.
Önümüzdeki üç yıl çok hareketli geçecek çook.
(Yazımın orijinal linki: Star Wars'un Geleceği - Uzun zaman önceki çok uzak galakside ne olacak?)
Başka Gün Öl filmine yorum yazdı:
İlk izlediğim Bond'dur, çıktığı yıldı veya bir sonrakiydi, 6-7 yaşlarımdaydım. Ardından Pierce Brosnan filmleriyle büyüdüm, her ne kadar tüm Bondları sevdiysem, Brosnan'ın ayrı bir yeri vardır benim için.
Bond filmlerini karakterleri ve hikayesi derin, sonunda devletin ve casusluk sisteminin nasıl işlediği hakkında felsefi düşüncelere dalacağınız filmler olarak beklerseniz tabi ki de beğenmezsiniz. Oturun ve zevk almaya bakın, filmlerdeki o ruhu hissedin.
İsyan filmine yorum yazdı:
Birçok kitabın/filmin harmanlanması sonucunda(Fahrenheit 451, 1884 hikaye, aksiyon sahneleri olarak da Matrix) şahane bir film çıkmış ortaya. Gördüğüm en iyi müzik/sahne uyumlarından birine sahip. Felsefesi klişe sayılabilecek olmasına rağmen iyi sunmuş ancak hikayesini de daha derinleştirebilirdi. Aynı zamanda 107 dakika bu filme çok kısa olmuş, rahat 2,5 saat çekilirmiş. Kısaca, potansiyelini kullansa 10'luk olurmuş.
Guguk Kuşu filmine yorum yazdı:
Jack Nicholson'dan kurtaran bir film.
Onun dışında, aşağıdaki videonun ne gibi bir anlam taşıdığını çok iyi anlatan, şişirilmiş bir yapım.
http://www.youtube.com/watch?v=U-n_zk7e0ZU
Harry Potter ve Ateş Kadehi filmine yorum yazdı:
Çoğunluk tarafından en iyi kitap kabul edilir Ateş Kadehi, filmi de 2 part halinde çekilse Deathly Hollows kadar başarılı olabilirdi.
Fetih 1453 filmine yorum yazdı:
Çok çok önemli bir film. Kalitesi tartışılır ama, gişe başarısıyla bundan sonra Türkiye'den çıkacak büyük bütceli veya Türk tarihini konu alacak yapımların sayısını artıracak bir film.
Superman?in yolundan gitmekte kararlıyız! Ama hangisini örnek alacağımızı şaşırdık...
Önemli Uyarı: Bu yazı Iron Man 3 filminden ağırSPOILERiçermektedir.
Avengers ile, Marvel filmleri için yeni bir dönem doğmuş oldu aslında. Eski klasik havasından ziyade tamamen eğlenceye yönelik, güldürmeli vurdulu kırdılı Thor, Iron Man, Hulk, Captain Amerca filmleri gelecekti, Avengers da bu tiplerin öncüsüydü diyebiliriz. Nolan'ın Batman'leri ve Zack Snyder'ın gümbür gümbür gelen Man of Steel'ının karşısında çerezlik filmler olarak kalıp bu yolu izlemeye karar veren Marvel filmlerine, biraz da haklarının Disney tarafından satın alınmasının sonucu olarak kabullenerek"tecavüz kaçınılmazsa zevk almayı bileceksin" mantığıyla bakıyorum artık ben de.
Bu sebepten ötürü, Iron Man 3'ten de çok büyük bir beklentim yoktu. Özellikle ilk fragmanda tam bir "Iron Man Rises" havası yakalamalarına rağmen, çocukluğumun favori kötü adamla ... Devamı
Superman?in yolundan gitmekte kararlıyız! Ama hangisini örnek alacağımızı şaşırdık...
Önemli Uyarı: Bu yazı Iron Man 3 filminden ağırSPOILERiçermektedir.
Avengers ile, Marvel filmleri için yeni bir dönem doğmuş oldu aslında. Eski klasik havasından ziyade tamamen eğlenceye yönelik, güldürmeli vurdulu kırdılı Thor, Iron Man, Hulk, Captain Amerca filmleri gelecekti, Avengers da bu tiplerin öncüsüydü diyebiliriz. Nolan'ın Batman'leri ve Zack Snyder'ın gümbür gümbür gelen Man of Steel'ının karşısında çerezlik filmler olarak kalıp bu yolu izlemeye karar veren Marvel filmlerine, biraz da haklarının Disney tarafından satın alınmasının sonucu olarak kabullenerek"tecavüz kaçınılmazsa zevk almayı bileceksin" mantığıyla bakıyorum artık ben de.
Bu sebepten ötürü, Iron Man 3'ten de çok büyük bir beklentim yoktu. Özellikle ilk fragmanda tam bir "Iron Man Rises" havası yakalamalarına rağmen, çocukluğumun favori kötü adamlarından Mandarin'e başarılı bir oyuncu olan Ben Kingsley tarafından hayat verilmesine rağmen(özellikle bu konuya ileride bolca değineceğim) yine çerezlik, en iyi ihtimalle ilk Iron Man'in bir-iki yaka altında kalacak bir film bekliyordum.
Bu yüzden ben de karşımda oynayan görüntüleri görünce gerçekten şok oldum.
Öyle ki, filmin sonunda 3D gözlüklerimi çıkarıp, hala az önce izlediklerimin etkisinden kurtulamamış şekilde ekrana bakarak "İnanamıyorum" dedim.
Bekliyorum ki biri bana bu filmin şaka olduğunu söyleyecek.
Bekliyorum ki yönetmen bizimle eğlendiğini itiraf edecek ve asıl Iron Man 3'ün daha sonra vizyona gireceğini duyuracak.
Yok abicim, bildiğin gerçekti Iron Man 3.
Şimdi öncelikle şunu belirteyim: Tanıyanların bileceği üzere, çok fena bir çizgi roman aşığı değilimdir. Iron Man için de geçerli bir durum bu, bu sebeple Extremis'ti, Killian'dı, Maya'ydı, farklı zırhlardı, bunlar nasıl işlenmiş ya da potansiyelleri kullanılmış mı bilemeyeceğim.
Ama her çocuk gibi, ben de Fox Kids izlerdim. Ve oradaki Iron Man çizgi serisinin kendimi bildim bileli hayranıyım. Bu yüzden Iron Man sevgimin filmlerle başlamadığını söyleyebilirim.
Çizgi dizideki favori kötü adamım da, ki aynı zamanda tüm kötü adamlar içinde en sevdiklerimden biridir, Mandarin'di.
Az önce filmi izleyen arkadaşlar neden rezalet dediğimi anlamış olsalar gerek.
Mandarin dediğimiz adam, çizgi filminde bile über karizmatik, geldi mi insanı tırstıran, korkutucu, yeşil temalı falan bir arkadaşımızdır. Elindeki yüzüklerle fantastik yönü de vardır, uzak doğulu tarzı da apayrı bir hava katar. Kendimi bildim bileli bu adama hayranlık duymuşumdur. İşte 2003-2004 yılları olacak, o zamanlar Spider-Man ve X-Men filmleri ortalığı kasıp kavuruyor, ben de bir Iron-Man filmi çıksın istiyorum. Hatta hayal kuruyorum, çıksın da ana kötü Mandarin olsun. Çizgi filmindeki gibi karlı bir yere Tony Stark, yalnız kovboy olarak gitsin. Mandarin?in kalesini bassın, elindeki kötü güçleri yok etsin, adamı Çin usulü öldürsün... Valla aradan çok zaman geçtiği için hatırlamıyorum çizgi filmini tam olarak ama az çok böyle sahneler vardı diye hatırlıyorum. E takdir edersiniz ki, 3. filmde(nihayet) Mandarin'i kullanacaklarını öğrenince odamda kendi çapımda taklalar atmaya başladım. Bir de Ben Kingsley, oh tamam mis.
Ama filmde yapılan şey, bırak hiçbir sayısını kaçırmadan takip eden sıkı Iron Man fanlarını, bana bile büyük bir hakaretti.
O kadar büyük bir ismi almışsın, yerine Ben Kingsley gibi sağlam bir oyuncu koymuşsun, tanıtımları da adama ağırlık vererek yapmışsın, ve şimdi de onun aslında kola içen, LCW'den giyinen, fahişelerle yatan,beysbolmaçı izleyen bir dangalak olduğunu söylüyorsun öyle mi?
Sevsinler senin yapacağın plot twisti!
Hayatımda böyle bir rezilliği şu ana kadar hiçbir filmde görmemiştim. Hani nasıl bir mantıkla yapıldığını anlamak da kolay değil. Yeni bir yorum mu getirmek istemişler, marjinal mi olalım demişler, şaşırmamızı mı beklemişler yoksa gerçekten bu twistin kaliteli olduğunu mu düşündüler? Bu olay şu anda bile komik geliyor.
Yani bahsettiğimiz adam bu olaya uyacak bir kötü de değil hani. Mesela Joker olsaydı, yahut Spider-Man'deki Goblinlerden biri olsaydı, belki bir yere kadar kabul edilebilirdi küçük düşmeleri. Neticede bu karakterler daha önce de eğlence unsuru olarak kullanılmadı değil(yoksa bu iki düşmana da büyük saygım ve sevgim vardır).
Ama Mandarin yahu! Yeni Batman'de Ra's Al Ghul'un patates cipsi yiyerekgöbekbüyütmesigibi bir şey bu.
Bazı yorumlar gördüm filmle ilgili görüşleri okurken. Yok efendim neymiş filmin politik mesajı varmış, ilk defa bir süper kahraman filmi Amerikan yanlısı yol izlemiyormuş.
Geçiniz efendim. Olaylara farklı bakış açısı sunan, dünya gerçeklerini göz önünde bulunduran ve Amerikan yanlısı olmayan mesaj istiyorsanız oturum Metal Gear Solid oynayın. Ama Iron Man 3 bu mesaj konusunda hem son derece sığ kalan, hikayesinde çok çok geri planda yer veren, hiçbir felsefi unsurunu barındırmayan, aynı zamanda bu uğurda Mandarin gibi bir karakteri de çolukçocuğun gülmece malzemesi haline getiren bir film olmuş. Ee bu aşamadan sonra gerekirse amacı dünyayı değiştirmek olsun, ne işe yarar?
Peki filmin tek kötü yanı Mandarin mi? Aşağıdaki puanını sırf o yüzden mi hakediyor? Tabii ki hayır.
Bu seferkinin sizi rahatsız etmesi için illa bir Iron Man hayranı olmanıza gerek yok.
Şöyle ki, yukarıda biraz Disney'in eline geçtikten sonra Marvel filmlerinin takip ettiği yoldan bahsetmiştim hatırlarsanız. İşte Iron Man 3'te yapılmaya çalışılan, bunun muhtemel en kötü uygulamalarından biri.
İlk fragmanda olan The Dark Knight Rises havasını hatırlıyorsunuzdur. Hani Stark'ın evi yıkılıyordu, boğuluyordu falan. İşte ta o zamandan belliymiş meğer işin buraya geleceği.
Birçok yönden Nolan'ın Batman'lerine özenti var şu filmde. Yok evreni kendi kafalarına göre yeniden kurmalar, yok karakterleri gerçekçi yorumlamalar, yok kendi çapında mesaj verme çabaları, yok asıl süper kahramanı az gösterip insan olan yönüne değinmek...
Resmen böyle bir şeyler becereceğiz diye Iron Man filmine Iron Man sokmamışlar.
Ha TDK Rises'da çok mu farklıydı? Hayır, filmin büyük çoğunluğunda Batman yoktu ve bu kısımlar gayet de güzeldi.
Ama şöyle bir detay da var: Nolan, bu kısımlardaki boşluğu yoğun bir dram ve duygu ile dolduruyor.
Iron Man ise onun yerine bir süre sonra gereksiz derecede bayan bir espri anlayışı ve karizmatik başrol oyuncusunu(hatta filmin çekilebilir olmasının yegane sebebinin RDJ olduğunu söyleyebilirim) seçiyor. Ee, haliyle bu ikili de ne kadar bir yere kadar gelebilse de, sonrasında ortaya cıcık, doyumsuz ve seyirciyi tatmin etmeyen bir film çıkıyor.
Sonuç olarak Iron Man 3, "çerezlik" tanımına olduğu gibi uyan bir film. Gidip de beğenmeniz için amacınızın tamamen biraz gülmek, eğlenmek olması lazım. Hikayeyi, aksiyonu veya kalitesini gıdım umursamamanız lazım, yoksa benim gibi büyük hayal kırıklığına uğrarsınız. O zaman da filmi anca Superman III ve IV gibi yapımlarla aynı kefeye koyabilirsiniz.
Bir şey daha. Filme sakın IMAX'te gitmeyin, boşuna paranızı kaptırmayın. Zira aksiyonu hem az olduğundan hem de pek bir şeye benzemediğinden ne 3D'nin, ne de o teknolojinin hakkını veriyor.
Son Karar: IRON MAN 3 ? 4/10
Not: Yazının orijinal linkine buradan ulaşabilirsiniz.