son zamanlardaki vampir furyasının içinden çıkan tek ve en güzel şey diyebilirim true blood için.
!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!
japonların tru blood adlı sentetik kanı çıkardıklarından sonra tam 2 yıl geçmiş vampirlerin kendilerini ifşa edeli. küçük bir kasabamız var bon temps adlı ve burdaki etkilerini görüyoruz. olay vampir-insan aşkından daha ötede zira. yıllardır insanların kanını içerek hayatta kalan vampirlerin kanı içiliyor insanlar tarafından. ana karakterlerden sookie stackhouse da bir telepatik. babaannesiyle yaşayan kendi halinde bi garson kız. yetenegi yüzünden sıkılmış bir halde, bir gün bir vampir geliyor çalıştıgı bara, etkileniyor ondan çünkü onu duyamıyor(!). bunun yanı sıra dogaüstü yaratıklar da var. güney aksanına bile alışılıyor dizi o kadar hareketli bir hal alıyor ki. karakterler çok güzel şekillendirilmiş. örnegin lafayette; gay bir zenci, ama korkusuz, kendini kabul ettirebilmiş (ironi) =), el altından herşeyi pazarlıyor, vampir kanı da buna dahil. dizinin en komik karakterlerinden birisi bence, digeriyse jason. kısacası her biri kendine has tipler var dizide. son olarak erotizmden rahatsız degilseniz tadından yenilmeyecek bir dizi.
!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!