Mulholland Dr.

şimdi ben bi sitede böyle bi yorum yapmışım.hatta sonra biraz rütuş da yapmıştım yazı üzerinde.şimdi bu yorumu baştan sona okuyup tekrar düzenleyemem,erinirim.ama böyle baya gazla yazmıştım filmi anladığım kadarıyla o yüzden iyiydi yani.saksı olmadığım gerçeğini gözler önüne seren bi yazıydı adeta.

yeter! aha da kopyaladım yazıyı;

---spoiler---

Filmin içeriğine geçmeden bi kaç şey söylemek istiyorum.ilk olarak lynch yine çok yavaş ilerleyen bi film yapmış bu nedenle lynch sevmeyenlerin sıkılması gayet doğal.hatta sıkılacaklarına eminim.ama o kadar zeki bi adam ki bu lynch filmde en çok sıkıldığınız yerde(iki denek üzerinde deneyip kanıtladım:D) çıkıyor ve resmen ya devam et filme ya da kapat diyor.benim filme tam olarak hayran olmam bu noktayla gerçekleşti.o da filmdeki kovboyun yönetmen adam kesher la konuştuğu sahne.o zaman ilk olarak kovboyla başlayalım.

çünkü film bittiğinde ve genel olarak olayları idrak ettiğimde (bak genel diyorum çok da havalara girmiyorum yanlış anlaşılmasın,ayrıca rockçıyım herkes bilsin yani-bkn. rockçı serpil-) geriye bi şey kalmıştı.kim lan bu kovboy. çünkü bütün filme şekil veren bu karakteri atlamış olamazdı lynch.işte kim bu kovboy diye internette araştırınca bi yerde bi elemanın yazısıyla büyülendim.diyordu ki kovboy lynch in kendisiydi,yönetmenle olan konuşmasından anlaşılıyor.ve işin aslı bu benim aklıma niye gelmedi lan diye de söylendim.sonra biraz avuttum tabi kendimi.lan bi kere izledin her boku anlamaya çalışıyosun biraz sabret bi daha izle de mi.yok işte akıl orada burada dağıtılıyor herkesde var bi bana denk gelmemiş.neyse konu dışına çıkmayacağım.ya da çıkarım çıkmam lan kime ne.kendi kendime yazı yazıyorum kime hesap veriyorum.neyse neyse filme dönelim.konuşmaları hatırlamayanlar şimdi filmi açıp hemen kovboyla adam kesherın(yönetmen) konuşmalarını bi izlesinler.ben buraya genel hatlarıyla yazayım;

orada kovboy önce diyor ki otelinden kalkıp buraya geldiğin için teşekkür ederim.yani filmi izlediğin için teşekkürler diyor izleyiciye lynch.



kesher ne düşünüyorsun diye soruyor,

güzel,direk konuya giren bi adam,sabırsızlanıyorsun değil mi? diyor kovboy.orada da direk konuya giren,sabırsızlanan ve filmi anlamak için çaba sarfeden izleyiciye olan sempatisini dile getiriyor.

bi fikrini belirtiyor ve orada adam kesher ı izleyici konumuna koyarak onu(lynch i) dikkatli dinleyip(izleyip) dinlemediğini sorguluyor. sonra düşünmesini istiyor kesher ın(yani bizim).kesher düşündüğünü söylediğinde hayır diyor.düşünmüyorsun çünkü düşünemeyecek kadar ukalalıkla meşgulsün.burada da bize lafı koyuyor maalesef:D

sonra bi at arabası hikayesi anlatıyor ki normalde bomboş gibi geliyor izlerken ama harika.diyor ki kovboy;

diyelim ki bi at arabası var.kaç kişi lazım gitmesi için?bir diyor kesher.evet diyor ben sürüyorum bu at arabasını.eğer sen de davranışlarını düzeltirsen benimle gelebilirsin...huuu yok böyle bi şey:D

resmen izleyiciye kaptan pilotunuz lynch sesleniyor gelecekseniz hadi gelin gelmiyorsanız köprüden önce son çıkıştayız diyor.(işte benim hayal dünyam da bu kadar karışık.uçak pilotu köprüden önce son çıkış uyarısı yapıyor.vay arkadaş ben bazen çok iyi saçmalıyorum cidden)

sonra lynch olduğunu gizlemek için filmdeki hikayeyle ilgili konuşuyorlar fakat sonra yine koyuyor çoçuğu:)yönetmene kendi sözünü geçirmeye çalışıyor ve diyor ki dediklerimi dinlersen beni bi kez daha göreceksin.uslu olmazsan iki kere göreceksin(iyi bi çocuk olursak şirinleri de kesin görürüz ama şimdi oraya girmeye gerek yok).fakat filmi dikkatli izleyen herkes iki kez görüyor ilerde kovboyu.yani filmin bi parçası gibi göstererek seyirciye uslu olma diyor.sorgula.her şeye evet dememükemmel kesinlikle.

ve sonra kovboy tam rüyadan gerçek hayata geçiş esnasında betty nin kapısını çalıp küçük kız uyan diyor.yani lynch filmin ikinci kısmını resmen kendisi başlatıyor.ilk olarak burada görüyoruz.daha sonra da filmin sonlarında arka planda yürürken görüyoruz

neyse filme geri dönelim(bi yere gittiğimiz de yok aslında).filmin şizofreni filmi olduğu konusunda hepimiz hemfikiriz sanırım:D şizofren olan diane selwyn in hırsı, egosu, süperegosu ve id i üzerine bi film bu mulholland drive.filmin tamamen bu kavramları yansıttığını da düşünürsek lynch in freud okuduğu kesin gibi:)

neyse ben bodoslama dalıyorum artık filmi anlatmaya;

diane selwyn kardeşimiz los angeles a büyük bi yıldız olmak için gelmiş bi kanadalı.geldiğinde bi film seçmesine gidiyor ve seçilemiyor.onun yerine camilla rhodes(laura harring) seçiliyor.burada diane ve camilla sevgili oluyorlar(sanki onlara erkek yokmuş gibi.vay arkadaş ya yazık mı değil) fakat diane içten içe bi nefret besliyor camilla ya karşı. id inde bu var fakat süperegosu bunu engelliyor. egosu da süperegosunu dinliyor çünkü aşık.daha baskın olan duygusu aşk.fakat daha sonra aşık olduğu camilla rhodes gidiyor adam kesher la aşk yaşıyor ve bizim hatunu terkediyor.bu da bizimkine koyuyor ve id indeki saldırgan eylemler onu şizofreniye itiyor.şimdi filmi tersten inceliyoruz ama bu daha mantıklı sanırım...gerçek hikaye genel olarak bu şimdi rüyaya geçiyoruz(veya hayal ne dersek)

hah geldik rüyaya;

rüyada gerçek hayatta camilla yı süperegosunun etkisiyle öldürmeye karar verdiği anda katille konuşurken kafedeki garson kızın adı dikkatini çekmiş olmalı ki(daha doğrusu o konuşma aklına kazınmış) isim olarak kendine betty ismini alıyor.sonrasında camella ya bi isim bulması lazım.ona da bi oyuncu olan rita ismini veriyor.rüyada ritayla sevgili.yani camella(rita) onu aldatmamış yönetmenle. ritayla aynı kafeye gidiyor rüyasında ve bi bakıyor anaaa garsonun adı diane.bu da bilinç dışı bi olay.kendine ismi o garsondan aldığı için gerçek adını da yine garsona vermiş.sezarın hakkını sezara vermek gibi bi şey sanırım bu:) .neyse;

diane ismini görünce rita bişeyler hatırlıyor(tabi asıl hatırlayan rüyanın sahibi diane selwyn bunu bi daha belirtmeyeceğim yazıda((belki de hiç gerekmez)(parantez içinde parantezler denizi yaptım lan bildiğin vay anasını)). diane selywn diye birini tanıyorum diyor.ya da bu benim adım.araştırıyor ve selwyn in evine gidiyorlar.komşu onlar diane i sorunca biraz garip tepkiler veriyor.e tabi verecek diane karşısında aslında.rüyada diane selwyn in ikinci bilinçlenmesi burada(ilki bi sonraki paragrafta).sonra gidiyorlar diane selwyn ölmüş(burada da diane in intiharını daha önceden kafasına soktuğunu anlıyoruz).ayrılıyorlar ve rüyada da sevgili oluyorlar(hadi hadi açık açık yazayım bi güzel sevişiyorlar)

bu arada betty seçmelere gidiyor ve orada adam kesher ı görünce uzun süre bakışıyorlar.nedeni rüyada yavaş yavaş bilinçlenmeye başlaması(aha da bu ilk bilinçlenme)

neyse sonrasında filmin asıl çözüm noktası olan tiyatroya gidiyorlar.artık diane rüyasında bilinçlenmeye başladı.rita onu zorla tiyatroya götürüyor.tiyatroda her şeyin ilizyon olduğundan bahsediliyor.burada betty titremeye başlıyor çünkü artık gerçekte yaşamadığını anladı...ve bir kutu çıkıyor çantadan.ellerindeki anahtarın açaçağı kutu(anahtarı ve parayı belirtmeyi unuttum ama izleyenler hatırlıyordur zaten).rita kutuyu açmak için odaya gittiğinde betty birden ortadan kayboluyor.çünkü rüyada olduğunu anladı ve rüya bitti.sadece bunu kendine ispatlaması için(ve tabii lynch in seyirciye ispatlaması için) o kutunun açılması gerekiyor.kutu açılıyor ve rüya sona eriyor.artık gerçek hayata geçiyoruz.gerçek hayata geçişi de belirttiğim üzere kovboy(lynch) başlatıyor.diane uyanıyor camillayla sevgili olduğunu filan eski şeyleri hatırlıyor.e buralar seyirci anlasın diye(mal mıyız lan biz niye buraları çektin.işine gelen yer hakkında bilgi verme, bu boktan yeri açıkla.burayı açıklamasan da anlardı herkes.)

sonra;

diane uyanıyor ve camilla yla adam ın verdiği bii davete gitmek üzere evden çıkıyor.orada yemekte büyük ihtimalle evleneceklerini açıklayacaklar bu nedenle iyice sinirleniyor ve camilla yı öldürme kararı veriyor.ayrıca yemekte rüyadaki bütün karakterleri görüyoruz.belli ki eve gittikten kısa bi süre sonra rüyayı görmeye başladı.bu nedenle rüyaya en son gördüğü yüzleri koydu.ve camilla yı da öldürme kararı alıyor.şimdi gelelim filmi asıl güzel yapan şeylere;

1-adam kesher ın dayak yemesi: camilla yı elinden aldığı için çok kızmış olmalı ki bi sağlam dayak yediriyo rüyasında

2-camilla nın başrolü kapması: yerine başrolde camilla nın oynamasını kendine yedirememiş olmalı ki rüyasında yönetmenin camilla yı mafya etkisiyle oynattığını kurguluyor.yani aslında diane i oynatacaktı zorla onu oynattı diye.ben daha yetenekliyim ama mafya var aga arkası sağlam hatunun ayakları.şizofrenden ne bekliyon.

3-rüyadaki camilla: rüyadaki camilla kötü bi karakter olduğu için yemekte gerçek camillayla öpüşen kızı direk o role koymuş.sinirinin bi parçası.

4-filmde hata veya gereksiz gibi görünen sahnelerin aslında çok anlamlı olması: filmin başlarında rüyasında bi iki adam konuşuyor ve biri diğerine rüyasını anlatıyor(hasta ve doktor bu adamlar büyük ihtimalle).adam rüyasındaki kötülüğü görüp ölüyor.kötülük de rüyalarda kötülüğü simgeleyecek şekilde bi şey.burada anlatılmak istenen kötülüğün iyiliği öldürdüğü bana göre.yine bu adamlar otururken masada hastanın yemeği bi sonraki sahnede görünmüyor.aynı şekilde adam kesher mafya adamlarının arabasını parçalamaya giderken arabasını getiren adama bekle diyor ama bi sonraki sahnede adam yok.tiyatroda sihirbaz bastonunu atıyor ama yere düşmüyor.rüyanın başında camilla(rüyada rita tabi) yı betty nin teyzesi görüyor eve girerken ama tepki göstermiyor.bunların nedeni de rüyada hiç bişeyin tam olmaması gerekmesi.bu eksikler aslında izleyiciye olayların rüyada geçtiği hakkında ipucu kanımca.

5-filmin başlarında peşpeşe telefonlar çalıyor.son telefon diane in telefonu.o telefona cevap gelmiyor.çünkü diane ya rüyada ya da çoktan öldü.

6-gerçek hayatta zamanların tam olarak anlaşılması için komşunun küllüğünü filan alması ve bazı sahnelerde küllük ve camilla öldürüldüğünde masanın üzerine konulan anahtarın olmaması.

7-diane in katile verdiği parayı rüyada ritanın çantasında çok daha fazla olarak görmesi.verdiği para çok koymuş demek ki(bu da kovboy olayını öğrendiğim yorumdan alıntıdır)

8-diane yemeğe giderkenki sahnesi ile rüyada ritanın araba sahnesi aynı.şöför dönünce o kadar korkmuş ki rüyada orda silah çekiyor(bu da o yorumdan alıntıdır)

eksikler kaldı mı bilmiyorum elbet kalmıştır ama idare edecez artık(kaç kişiyle bilemiyorum)

bu arada unutmuşum bi de şu acemi katil var.acemi katilimizin 3 kişiyi öldürdüğü sahne aslında diane in rüyasında gerçekleşmekte.gerçek hayatta değil.diane in süperegosu içten içe ona camilla yı öldürmesinin yanlış olduğu,öldürmemesi gerektiğini söylediğinden hırsızın acemi olmasını ve camilla yı öldürme konusunda beceriksiz olmasını umuyor içindeki bi his.yani o sahne diane in aklındaki kargaşanın canlandırması.bi yandan katilin işini yapamamsını umarken bir yandan da gerçeklerin farkında diane.kurguladığı acemi katil modeli bile hedefine ulaşıyor.nedir hedefi siyah defter.o sahne ne kadar saçma geliyor aslında değil mi?ama öyle değil işte.oradaki hedefi olan defter gerçek hedefi olan camilla yı simgeliyor.yani diane acemi katilin defteri alıp amacına ulaştığının yani camilla yı öldüreceğinin bilincinde.

---spoiler---
- Bu film "Hayalkırıklığı" kelimesinin eşanlamıdır. Buradaki "Hayalkırıklığı" filmin bende yarattığı etki değil, gerçek dünyada yaşadığım hayalkırıklıklarıdır. Örneğin ben en az 3 film yazdım ve yönettim ve hala yazmaya ve yönetmeye devam ediyorum. Ama ne yazık ki bu filmleri siz göremeyeceksiniz. Aynı zamanda sizinkileride ben göremeyeceğim. Dolayısıyla insan zihninde serbest gezinti yapan en iyi film budur.

- Bu film bir sinemasever için hiç bitmeyen bir filmdir. İzledikten uzun süre sonra dahi aklınıza geldikçe tıpkı bir puzzle'ın parçaları gibi düzenlemeye çalışırsınız. Bu özelliğinden dolayı her ne kadar hepsini çok sevsemde kimi filmlerde hep bir eksiklik hissediyorum. Shutter Island, The Machinist, Stay, The Prestige aklıma ilk gelenler. Bu filmlerin sonundaki bütün gizemi açıklayan sahneleri çıkarırsanız eğer, yeni Mulholland Dr.'larla karşılaşırsınız.

- Bu film kadar simgesel öğeler barındıran, zaman kurgusuyla oynanmış birçok film var sinema tarihinde. The Shout, Dont Look Now, Valerie a tyden divu gibi. Kaldı ki bundan önceki Lynch filmi Lost Highway hemen hemen aynı biçemdedir, benim için lk sinemasal şok olmuş ve buna benzer diğer filmleri aramama sebep olmuştur. Bunlara rağmen neden bu film tartışılıyor? Sanırım sosyal ortamlarda en çok izlenen ve izlendikten sonra en çok nefret edilen film olmasından dolayı.

- Bu film özellikle bu sıralar aklıma çok sık geliyor. Çünkü gerçek dünyada ve özellikle yaşadığımız topraklarda enterasan olaylar gelişiyor. Kabusun, hayalin ve gerçeğin sınırları birbirine geçmeye başlıyor. Irkçılık, deprem, PKK anahtar kelimeler. Bir süre sonra geçmişte atalarımızın yaptığı "sözde" olayların gerçekliğini sorgulamaya başlıyorsun.

Bütün bunlar bu filmin bende yarattığı duygusal etkiler. Filmin içeriğiyle alakalı bol spoilerli bir yazıyı (en azından benim kavradığım kadarıyla) sayfasında daha sonra yazarım. Tabi ilahi adalet beni bulmazsa...

Bu arada tamamen amatör bir sinemasever olduğumu ve bu filmleri anlamak veya kavramak için oldukça vakit harcadığımı belirteyim.(Valerie ve The Shout hariç) Beğenmeyen veya vakit ayıramayacak arkadaşları tabi ki anlıyorum. Ama en azından bu sanat eserine tıpkı Mona Lisa veya The Shawshank Redemption kadar değer verilmeli bence. En azından bambaşka duygular yaşatıyor. Bence demişmiydim :) (gülüyor)
eveet ülkece en büyük özelliğimizi buldum sonunda. oh

anlayamadığımız şeylerin aslında anlamlı olacağı fikrine kati suretle inanmıyor ve anlayamadığımız o şeyin anlamsızca bir şey olduğunu hiç bir fikirsel yorum dile getirmeden sonuna kadar diretmemiz.

bu demek değilki ben mulholland dr. filmini yaladım yuttum, her şeyiyle anladım, kavradım, her şeyini çözdüm. tabiikide değil.

ilk izlediğimde en anlamsızca yüz ifademi takınıp hakkında tek kelime dahi edemeyeceğim ilk filmimi izlemiş olmanın verdiği üzüntüyle gidip uyudum.

ama bu demek değildirki, adam anlamsızca bir film yapmış.

benim bu kıt beynimle o filmi anlayamamış olma olasılığım çok daha yüksekti. ki öyle olmamış olsaydı bende bu gün film çekiyor olurdum.

öncelikle bir çoğumuz film çekemeyecek seviyede beyinlere sahip olduğumuz için zaten bu gün film çekmiyor, burada çekilmiş olanlara yorum yapmaya çalışıyoruz.

ister delice olsun, ister akıl ötesi olsun, ister bilimkurgunun ağzına sıçmış olsun, ister fantastik olmanın içine etmiş olsun, gerçek üstücülük diye berbat ötesi bi filmi yutturmaya çalışıyor olsun, ister akıl almaz şeyler olsun.

yinede bunların hepsine "hayalgücü" dendiğini kabul etmemiz gerekiyor.

ancak o zaman oturup bi şeyler konuşup, tartışabiliriz. ki aksi takdirde burada hiç birimizin bir diğerine öğreteceği yada kazandıracağı bir şey olmaz.

ben hiç değilse film hakkında iyi kötü "yorum" larda bulunmanızı beklerdim. david lynch in zihinsel sorunlarından yada filmin saçmalığından değilde bir film izleyicisi olarak film hakkında kendi yorumunu dile getirseydiniz, sonunda belki hiç birimizin anlayamadığı bu filmi biraz olsun anlamdırabilirdik.

hadi gidip bi daha izleyelim filmi.

sonra gelelim.

sevgiler.
davidlynch in zihinzel sorunları işte yorumunakatılmak istiyorum.
david lynchin zihinsel sorunlarını bize aşılama çabaları
"bir deli kuyuya taş atmış..."
"Meğersem hepsi rüyaymış =)" deyip uzaklaşasım var..
hazır bu kadar filiMadamını toplamışken ülkeminhatta bütün dünyanın kanayan yarasına parmak basmak istiyorum..evet Mulholland Dr.Ben kişinin bireysel olarak tırmalayıp ortaya çıkardığı çözümüden ziyade herkesin ortaya bişeyler katmasıyla daha rahat çözülebileceğine inanıyorum.. Bu yüzden herhangi en ufak bir fikri olan filim adamve madamlarınıbeyin fırtınasına davet ediyorum..
Bir mesaja cevap veriyorsunuz.
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL