bu adam sadece kısa film yapsın, uzun metraja girmesin.Film güzel eyw. ama 145 dakika!!! Filmi izlerken kopmamak mümkün değil, eğer bu film 40-45 dakika olsaydı, çok çok daha etkili olurdu.
Psikolojik-gerilim filmlerini pek bir severim ama bu istisna oldu.
Demek ki; "2:30 saat oradan oraya bağlantısız gibi gözüken olayları göster, son 5 dakikada da bütün filmi açıkla" tarifi ile yapılmış filmler göz-gönül-akıl süzgecimden geçemiyormuş. David'e bu filmle ilgili söyleyebileceğim tek şey; "Deli kıza cilve yap demişler, kalkmış halının ortasına s.çmış."
İtiraf ediyorum ben david denen yönetmeni sevmiyorum. Saçmalıktan başka bişey değil. Basit bi kral çıplak vakası bence. Bence filmin b.ktan olduğunun farkında herkes ancak yerilme korkusu yüzünden hiçkimse kral çıplak diyememkte.
Tam 1 sene önce yine bir ramazan günüydü, sahuru beklerken izlemiştim, hemde balkonda ferah ferah, rahat rahat izledim ama bitmesi için harcadığım sabırı başka filmde sergilediğimi sanmıyorum :) Hiç birşey anlamadığım, acayip sıkıldığım bir filmdi
Lynch de türk futbolu gibi doksanlarda başlayıp 2001 de en parlak dönemini yaşamış. Tekrar 2000'lerin ruhunu yaşatmamız lazım bu adama. Gs ile ilgili bir hayal kurarken reelde gelip bu yorumu yazdım bak nasıl etkilenmişim anasını satayım :P
Kurgusu oyuncu performansları ve müzikleri ile gerçekten bambaşka güzellikte bir film.
Filmdeki isimleri net olarak hatırlayamadım şimdi, baya oldu izleyeli...
Esmer ablamız mavi kutuyu açıp siyah ekran çıkıncaya kadar ki bölümler tamamen sarışın ablamızın rüya-hayali. Ondan sonrası ise gerçekte yaşananlar. Zaten kutu açıldığında sarışın birden ortadan kayboluyor yani rüya olduğunu anladı ve o sahnede rüya bitiyor.
Filmin sonunda masadaki buluşmada film içindeki tüm karakterler yer alıyor hatırlarsanız sarışın ablamız tüm bu karakterleri bilinçaltında farklı rollere oturtmuş.
Sarışın; kıskanç fesat egosu yüksek bir karakter. Esmer ablamız ile sette tanışıyor. Esmer rolü ondan kapıyor. Bu zaten onun için bir kompleks oluşturmaya başlıyor ve içten içe bir gıcıklığı oluyor. Ama buna rağmen esmer ile ilişki yaşıyor fakat esmer zamanla ondan soğuyor (artık bunu yapamayız falan diyor) Sarışın tabii daha sinirleniyor. En son masada esmer ile yönetm... Devamı
Kurgusu oyuncu performansları ve müzikleri ile gerçekten bambaşka güzellikte bir film.
Filmdeki isimleri net olarak hatırlayamadım şimdi, baya oldu izleyeli...
Esmer ablamız mavi kutuyu açıp siyah ekran çıkıncaya kadar ki bölümler tamamen sarışın ablamızın rüya-hayali. Ondan sonrası ise gerçekte yaşananlar. Zaten kutu açıldığında sarışın birden ortadan kayboluyor yani rüya olduğunu anladı ve o sahnede rüya bitiyor.
Filmin sonunda masadaki buluşmada film içindeki tüm karakterler yer alıyor hatırlarsanız sarışın ablamız tüm bu karakterleri bilinçaltında farklı rollere oturtmuş.
Sarışın; kıskanç fesat egosu yüksek bir karakter. Esmer ablamız ile sette tanışıyor. Esmer rolü ondan kapıyor. Bu zaten onun için bir kompleks oluşturmaya başlıyor ve içten içe bir gıcıklığı oluyor. Ama buna rağmen esmer ile ilişki yaşıyor fakat esmer zamanla ondan soğuyor (artık bunu yapamayız falan diyor) Sarışın tabii daha sinirleniyor. En son masada esmer ile yönetmen evleneceklerini söyleyecekler, bizim sarışın daha da bir çöküyor tabii ve onu öldürmek istiyor bunun için de bir kiralık katille anlaşıyor. Cafedeki buluşmalarında garson kızın adı (Betty) dikkatini çektiğinden hayalinde de bu ismi kullanıyor.
Hayalinde ise çok mutlu heyecanlı hayat dolu herkesin oyunculuğunu takdir ettiği bir kişi. Tam tersine esmer ise bu sefer çaresiz harap bitap halde ve sarışın ona yardım ediyor rüyada da yine onla ilişki yaşıyor.
Esmerin rüyadaki garip halleri ise tamamen sarışının bilinçaltının yansımaları. Mesela gecenin yarısında esmerin birden uyanıp "sessizlik" diye sayıklaması ve tiyatroya gitmeleri. Orda hatırlarsanız hiçbirşeyin gerçek olmadığı herşeyin playback/ilüzyon olduğu söyleniyor aynı rüya gibi. Hatta sarışın ablamız tiyatroda birden titremeye başlıyor çünkü tiyatroda gördükleri şeylerden dolayı bilinçaltı ona baskı yapıyor bunun bir rüya olduğu konusunda...
Yönetmen ise rüyada pısırık bir herif. Karısı onu aldatıyor. Buna rağmen karısına sesini çıkaramıyor aldattığı adamdan dayak yiyor bir de üstüne. Yine sarışın ablamızın bilinçaltı yansımaları bunlar gerçekte hoşlandığı kumral ablamızı elinden almıştı yönetmen o yüzden rüyasında yönetmeni de böyle ezik bir adam yapıyor. Gerçekte rolü ona vermemiş olmasının nedenini de rüyada mafya baskısına bağlıyor yani bir nevi sarışın burdan da kendini tatmin ediyor.
Hırs kompleks ego tatmini kişilik bozuklukları hayallerin kurgulanması şizofrenik hareketler...
Baktığımızda Lynchin temel olarak ele aldığı kavramları burada da gözlemliyoruz. Hepsini başarıyla dağıtarak bizlere sunmuş.
Mulholland Drive psikolojik gerilim adına izlenebilecek en kaliteli çalışmalardan biri.
Mulholland Dr.: Club Silencio'ya Mecburi İstikamet
Filmin (yaklaşık olarak) doğrusal zamanda anlatımıdır. Bu yüzden spoiler uyarısı gereksiz olur sanırım...
Filmin hemen başında cesur olduğu kadar erotik sahnelerle seyircilere ilk şoku yaşatıyoruz. Birbirlerini seven iki kadın olan Diane ve Camilla koltukta sevişmektedirler. Diane, Camilla’nın vücudunu hayranlıkla süzdüğü sırada duyduğu "Artık bunu yapmamalıyız" cümlesiyle neye uğradığını şaşırır. Bir süre önce film setinde Camilla ile yönetmenin yakınlaşması sırasında sezdiği şüpheler doğru çıkmıştır. Camilla filmin yönetmeni ile aşk yaşamaktadır. Ona karşı beslediği sevginin parçalanmasından dolayı çıldıran Diane, Camilla’yı evden kovar.
Bir zaman sonra Diane kırmızı abajurun altında ısrarla çalan telefonunu açmakta kararsızdır.
Açtığında ise telefonun diğer ucunda Camilla’nın sesini duyar. Camilla aradan geçen bu sürede
kendisini unuttuğunu sanan Diane’i yemeğe davet etmekte, limu... Devamı
Mulholland Dr.: Club Silencio'ya Mecburi İstikamet
Filmin (yaklaşık olarak) doğrusal zamanda anlatımıdır. Bu yüzden spoiler uyarısı gereksiz olur sanırım...
Filmin hemen başında cesur olduğu kadar erotik sahnelerle seyircilere ilk şoku yaşatıyoruz. Birbirlerini seven iki kadın olan Diane ve Camilla koltukta sevişmektedirler. Diane, Camilla’nın vücudunu hayranlıkla süzdüğü sırada duyduğu "Artık bunu yapmamalıyız" cümlesiyle neye uğradığını şaşırır. Bir süre önce film setinde Camilla ile yönetmenin yakınlaşması sırasında sezdiği şüpheler doğru çıkmıştır. Camilla filmin yönetmeni ile aşk yaşamaktadır. Ona karşı beslediği sevginin parçalanmasından dolayı çıldıran Diane, Camilla’yı evden kovar.
Bir zaman sonra Diane kırmızı abajurun altında ısrarla çalan telefonunu açmakta kararsızdır.
Açtığında ise telefonun diğer ucunda Camilla’nın sesini duyar. Camilla aradan geçen bu sürede
kendisini unuttuğunu sanan Diane’i yemeğe davet etmekte, limuzinin kapıda beklediğini
söylemektedir. Halbuki Diane, Camilla’ya evden kovduktan hemen sonra arzulayacak kadar
saplantılıdır. Hatta yaratacağı hayal dünyasının ilk emareleri masturbasyon sırasında görünür.
İsteksiz şekilde Mulholland yolu üzerindeki bir villada gerçekleşen bu davete katılan Diane’i
kötü sürprizler beklemektedir. Yemek sırasında yönetmenin annesi Coco’ya Kanada’nın küçük bir
kasabasında kazandığı dans yarışması ve ölmüş teyzesiyle ile ilgili anlattıkları pek inandırıcı
gelmemiştir. Ayrıca Camilla ile "The Sylvia North Story" isimli, başrolünü çok istediği ama rolü
Camilla’nın kaptığı filmin setinde tanıştıklarını anlatması masadakileri pek etkilemez. Bütün
bunlar arasında Diane’in zihnine yönetmenin eski karısı ile ilgili anlattığı havuzcu şakası,
Camilla’nın yanına gelip onunla öpüşen kadın, arkadaki masada oturan yargıç ve odadan ortama
ters düşen kovboy kıyafetiyle hızlıca geçen adam kazınır. Ancak en kötüsü sona saklanmıştır.
Yönetmen Camilla ile yakın zamanda evleneceğini açıklamıştır.
Çıldırmanın eşiğindeki Diane, Camilla’yı öldürtmek amacıyla bir kiralık katille Winkie’s isimli
lokantada buluşur. Kendinden gayet emin ve soğukkanlı şekilde detayları açıklar ve Camilla’nın
bir fotosunu göstererek "kız bu" der. Kiralık katil de iş bittiğinde mavi bir anahtarı
söylediğim yerde bulacaksın diyerek işi kabul ettiğini belirtir. Diane, katile anahtarın neyi
açtığına dair bir soru sorar. Kiralık katil bu soruyu saçma bulur ve alay edercesine gülmeye
başlar. Diane burada da Betty isimli güzel garsonu, kiralık katilin kendisine küçümseyici
tavrını, çantasında bulunan parayı, mavi anahtarı ve kasanın yanında göz göze geldikleri bir
adamı zihnine kazır. Yaşadığı tüm bu kötü olayların ardından Diane kendini evine hapseder.
Diane reel dünyada tamamen bozguna uğramıştır. Sinema dünyasında ve özel hayatında uğradığı bu
hayalkırıklıklarının hesabını sormalıdır. Başarısızlık ve öfke duygularının etkisiyle
bilinçaltının derinliklerine doğru, Camilla’nın kendisini metaforik olarak öldürdüğü Mullholland
yoluna benzer bir yol inşa etmeye başlar. Bu yolda ilerlerken reel hayatta kendisine kötülük
yapan tüm kişileri cezalandıracaktır. Reel dünyadan soyutlanmış sadece kendisine ait öznel
dünyada İç dünyasında barındırdığı her duygunun bir sureti bulunmaktadır. Bu hayal dünyasında
Diane dışındaki herkes kötü karakter konumundadır.Zihnindeki bu yolculuğa ilk önce kendisini yok
ederek başlar. O artık gülümseyen yüzüyle Betty’dir, tıpkı reel dünyadaki garson kız Betty gibi.
Betty, Kanada’da kazandığı dans yarışmasının ardından teyzesi Ruth’un desteği ile Hollywood’a
gelir. Yolculuk sırasında tanıştığı yaşlı çifti nezaketi ve sinema ile ilgili planlarıyla
kendisine hayran bırakır. Yaşlı çift Betty ile vedalaşırken başarılar diler ve sinemadaki
başarısının takipçileri olacaklarını söylerler. Bu yaşlı çift artık Betty’nin potansiyel
izleyicileri, bir nevi otoritedir. Onu eleştirebilme ve yargılayabilme pozisyonundadırlar.
Toplumun geleneksel değer yargısını temsil eden bu çifti Betty yüceltmekte bir sakınca görmez.
Çünkü yarattığı bu dünyada başarısızlık diye birşey yoktur.
Zihninde cezalandırdığı ilk kişi kendisini Diane olarak gören son kişi yani kiralık katille
pazarlık yaptığı sırada göz göze geldiği kasanın yanında bulunan kişidir. Dan ismini verdiği bu
adam bir nevi vicdanının son kırıntısıdır. Dan ölmelidir ve bunu kendisinin içerisinde
bulunmadığı sahnelerden sonra evsiz bir adamın suretiyle ama aslında içinde taşıdığı öfke
duygusuyla zihninde öldürerek sorun yaratabilecek bir duyguyu temizler.
Sırada Camilla vardır. Ancak Camilla o kadar çabuk ölmemeli, acı çekmelidir. Camilla’yı
Mulholland Yolunda önce cinayet teşebbüsünden ve ardından gelen trafik kazasından kurtaran Betty
onu kalacak olduğu siteye hafızası silik şekilde yönlendirir.
Siteye gelen Betty burada site yöneticisi Coco ile tanışır. Coco cezalandırılması gereken
kişiler arasında bulunmadığından reel hayatta olduğu gibi aynı isimdedir zihninde. Tek fark bu
kez Coco, Betty’i ilk görüşünde sevmiştir. Betty odasında kendisini Rita ismiyle tanıtan kadınla
karşılaşır. Reel dünyada Camilla olan bu kadın zihninde artık Rita’dır. Rita hafızasını
kaybetmiş, egosu bitik ve aynı zamanda Betty’e muhtaç zavallı bir kadın konumundadır.İlerleyen
zamanda bu kadına acıyacak olan Betty tüm iyilikseverliğiyle bu kadınla dostluk kuracaktır. Rita
her olayda aciz ve yardıma ihtiyaç duyan bir kişilik iken Betty onun tam zıttı konumundadır.
Rita çantasından çıkan para ve mavi anahtar hakkında hiçbirşey hatırlamamaktadır.
Cezalandırılması gereken diğer bir kişilik olan yönetmen, Adam Kesher ismini almıştır. Adam "The
Sylvia North Story" isimli filmin başrol oyuncusu seçmesi için yapılan toplantıda mafyanın
isteğini reddetmiştir. Burada mafya Adam’ın filminde Camilla Rhoedes isminde bir aktrisin
Rhoedes rolünde reel dünyada yemek sırasında Camilla ile öpüşen ismini bilmediği kadın vardır.
Toplantıdan sinirli şekilde ayrılan Adam, evinde karısını havuzcu ile yatakta yakalamıştır. Fakat
bu dünyada Adam son derece silik bir kişilik olduğundan dolayı havuzcu tarafından kendi evinden
kovulmuştur. Sonrasında sığındığı otel odasında görüştüğü sekreterinden Kovboy isimli birinin
kendisini evine çağırdığı haberini alır. Sekreterin verdiği adrese giden Adam, gerçektende kovboy
giysili bir adamla garip bir konuşma yapar. Betty yemekte gördüğü kovboy görünümlü adamı
zihninde herşeyi kontrol eden adam konumuna sokmuştur. Adam’ı tehdit eden Castigliane Kardeşler
ekspresso içerler ve garip hareketler sergilerler. Klişe bir İtalyan mafyası görünümündedirler.
Bu arada Castigliane Kardeşlerin birisi reel dünyada yemek sırasında bulunan yargıçtır. Kovboy
ise 1950’lerin western filmlerine benzer kıyafeti ve absürt soruları ile Teksaslı petrol
milyarderi Amerikanvari bir güç sembolüdür. Sonuçta sistemin adamıdır ve Adam’ı filminde
mafyanın istediği aktrisi oynatması için uyarır.
Reel dünyada kendisine lokantada alaycı bir şekilde gülen kiralık katil bu dünyada beceriksiz
bir hırsıza dönüşür. "Telefon numaralarından oluşan dünya tarihi" isimli bir kitabı çalmak
isterken yanlışlıkla iki kişiyi öldürür. Ayrıca gerek bu kitabın ismi gerek yüksek salonlarda
oturan mafya üyeleri ve kovboy, bir tek şeyi ifade eder Betty’nin dünyasında. Reel
dünyadaki Camilla yeteneğiyle değil de kirli ilişkileri sayesinde kariyerinde yükselmiştir.
Betty aslında ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu bir film seçmesi sırasında gösterdiği performansla
benliğine kabul ettirmeye çalışır. Daha sonra gittiği "The Sylvia North Story" filminin
seçmeleri sırasında yönetmen Adam Kesher ile göz göze gelirler. Adam, Betty’den etkilenmiştir.
Muhtemelen rolü Betty alacaktır. Ancak mafya rolü Camilla Rhoedes isimli bir aktrisin almasını
istemektedir. Adam, istemeyerek de olsa yanındaki mafya üyesine "kız bu" der. Ama zaten Betty
tüm iyi niyeti ve fedakarlığıyla Rita ile randevusu olduğunu hatırlar ve seçmelere girmeden
setten ayrılır.
Betty acınası durumdaki Rita’ya yardım etmelidir. Rita Mulholland Yolunda kaza yaptığını
hatırlar gibi olur. Sonra kahve içmek için gittikleri yerde Rita garsonun isminden bir şeyler
anımsar. Hatırladığı isim Diane Selwyn’dir. Adresi bulurlar, evine giderler, kapısını çalarlar.
Cevap veren olmayınca Betty penceren eve girer. Ardından beraber kötü bir kokunun eşliğinde
yatak odasına. Yatakta bulunan kadın cesedini gördüklerinde Rita korkudan çığlık atar. Ancak
korumacı pozisyondaki Betty sakindir ve onu susturmaya çalışır. Gördükleri ceset reel dünyadaki
Diane’dir. Ancak bu dünyada Betty, Diane isimli birini tanımamaktadır. Kaldıkları siteye
gittiklerinde Rita saçlarını keser ve sarı bir peruk takar. Betty egosu sayesinde fiziksel
olarakda Rita’yı kendine benzetmeye çalışır. Gece olduğunda Betty, Rita’yı yatağına davet eder.
Betty’nin masum, Rita’nın ise daha hırçın rolde olduğu bir cinsel ilişki yaşarlar. İlişki
sırasında Betty, Rita’ya "sana aşığım" der.
Diane, yaratmış olduğu Betty karakterinde hayal ettiği gibi biridir. Betty bulunduğu her ortamda
adeta etrafa ışık saçarken, içerisinde bulunmadığı ortamlarda Adam, Dan ve Rita’ya öfke
duygusuyla hakettiklerini düşündüğü cezaları vermiştir. Ancak tamamen egosunun kontrolündeki bu
öznel dünyadan arada alt benliği veya başka sebeplerden çıkmak zorundadır. Diane olarak reel
dünyada fazla oyalanmasa da bazı gerçekleri zihnine eklemiştir. Bunların içinde en önemlisi
kiralık katilin söz verdiği gibi anahtarı teslim etmesidir. Bu bilgiler kimi zaman Betty olarak
yarattığı dünyada bazı açıklar verir. Örneğin öznel dünyasında pişmanlık duygusu Louise isimli
bir kadın görünümünde Betty’nin kapısını çalmış "birinin başı dertte ve sen Betty değilsin" gibi
sözlerle tehlike yaratmış olsada Betty egosuyla bunu fazla büyümeden sonlandırmıştır.
Betty başarmış ve yarattığı bu dünyada Rita suretine büründürdüğü Camilla ile tekrar birlikte
olmuştur. Ancak bu ilişkiden sonra Rita "Silencio, bando yok, orkestra yok" diyerek sayıklamaya
başlar. Ardından Betty’ide ikna ederek Silencio isimli bir gece klübüne giderler. Sahneye çıkan
adam da "bando yok, orkestra yok hepsi bant kaydı" gibi sözlerle bir sunum yapar. Bu sunumdan
hemen sonra bütün sahneyi mavi ışık huzmeleri kaplar. Bu sırada Betty şiddetli bir titreme
nöbeti geçirmiştir. Ardından sahneye gelen kadın şarkıcı aşk üzerine bir şarkı söylemeye başlar.
Şarkının sonlarına doğru bayılmasına rağmen daha önce söylenen bant kaydını doğrularcasına fonda
şarkı devam eder. Bu sırada Rita ve Betty birbirlerine sarılarak ağlamaktadırlar. Hemen ardından
Betty çantasında küçük mavi bir kutu bulur. Rita’nın çantasından çıkan anahtarı denemek için eve
giderler. Anahtarı deneyecekleri sırada Betty ortadan kaybolur. Rita kutuyu açar...
Diane, Betty ismiyle başladığı bu yolun sonunda Club Silencio’ya yani bilinçaltına ulaşmıştır.
Bu yolculuğu sırasında gerçek hayatındaki tüm kötüleri cezalandırmış, egosunu tatmin etmiş ve
sevdiği kadınla tekrar birlikte olmuştur. Fakat Club Silencio formuna bürünen bilinçaltında
gerçeklerle yüzleşmiştir. O gerçekler Camilla’ya olan tutkulu aşkı ve bundan daha kötüsü onu
öldürtmüş olmasıdır. Diane artık biliyordur ki Camilla reel dünyada yoktur. Yatakta "Silencio,
orkestra yok" sözleri Rita’nın ağzından çıkmış olsada bunlar aslında reeldeki Diane’in
pişmanlığına ait haykırışlardır. Camilla artık sonsuza dek sessizliğe bürünmüştür. Bunu
farkeden Diane’in superegosu veya pişmanlık duygusu Pandora’nın kutusuna benzer bir kutuyu
Betty’nin çantasında yaratır. Keza Betty gösteri esnasında ilk kez zayıflık gösterip önce
titreme nöbeti geçirmiş, ardından ağlamıştır. Kusursuz dünyasının yıkılacağını anlamış ve bunu
bilerek eve gitmiştir. Dolayısıyla kutuyu açan Rita görünümündeki Diane’in pişmanlığıdır.
Diane uyanmıştır. Bir süredir kendini eve hapsetmesinden ve yarattığı hayal dünyasının
yıkılmasından dolayı tamamen bitkindir. Çalmakta olan kapıyı açar. Eski sevgilisi olan komşusu
eşyalarını almaya gelmiştir ve ayrıca kapıdan çıkmadan önce iki dedektifin tekrar geldiğini
söyler. Her iki dünyada da hayalkırıklığına uğrayan Diane’in psikolojisi tamamen çökmüştür. Bunun
belirtisi kahve yaptığı sırada Camilla sanrısı ile görülür. Kahvesini hazırlayan Diane koltuğuna
oturur. Tam karşısındaki sehpanın üzerinde bulunan mavi anahtara bakmaktadır. Saatler sonra
çalan kapı herşeyi tetiklemeye yetecektir. Kapıyı çalan dedektifler aynı zamanda Diane’in
Betty’nin dünyasında bıraktığı kötülüğün yaşlı çifti serbest bırakmasına neden olacaktır. Bu yaşlı çift
Diane’in başarısızlığının hesabını sormaya gelecektir. Onlar karşısında bir hayalkırıklığından
başka birşey olmadığını düşünen Diane yoğun stres altında gördüğü bu sanrıdan sonra suçluluk ve
utanma duygularının da etkisiyle çekmeceden çıkardığı tabancayı ağzına dayar ve ateşler.
Alalade bir cadde veya yol, hemcinsine saplantılı derecede aşık bir kadın ve mavi renkli bir
anahtarla doğan bu pek de entellektüel görünmeyen hikayeyi senaryolaştırıp ısmarlama bir
yönetmenin çektiğini düşünelim. Muhtemelen o yönetmen hikayeyi bu şekilde doğrusal anlatacak,
içine biraz daha erotizm, kan ve şiddet ekleyip softcore psikolojik-gerilim filmi olarak servis edecekti. Neyse ki filmi David Lynch isimli hayal dünyasından pek çıkmayan profesyonel arızalı bir abimiz yazmış ve yönetmiş.
Bu filmden önce yarattığı eserlerinde de insanın iç dünyasına ait karmaşık yapıyı kendine has
sinema diliyle anlatan bir yönetmen David Lynch. Ama bu anlatım biçiminin seyirciyi aşağıda
gören ve son derece snob bir tavır olduğunu mu düşünüyorsunuz? Etrafınızdaki olaylara veya kendinize
dikkatli bakıyormusunuz bunu düşünürken. Örneğin villanızdaki havuzda yüzerken kendinizi birden
lan 25 yaşında adamım hala da hayal kurarım ama bu filmdeki ya da lost highway'deki gibi değil yani hayalin tam ortasında kalkıp mutfağa kola içmeye giden bir adamım. Her neyse tırsıyorum lan artık hayal kurmaktan falan, hoş günde 2 lt kola içen bir adam olarak bunu son bir aydır günde tek kutu kolaya düşürmemden dolayıda bir hayli sinirliyim. Yani bugün bilinçaltımda yarın gerçekte birileri birileri güme gidebilir... Sözde millet gece gece korku filmi izlemeyin der halbuki gecenin dördünde lynch izleyen adam zaten sapıtmaya başlamıştır bile. Yazı çok güzel olmuş artık birkaç gün ne var ne yok nette hepsini okuyacağım sanırım... İi geceler.
Güzel yazı, teşekkürler. Bir ek olarak; Diane le, Camilla nın dolayısıyla Betty le Rita nın aynı kişiler olduklarını düşünmek, herşeyi elde edenin de hiçbir şey elde edemeyenin de aynı kişi olması, böyle şizofrenik bir durum filmi benim için daha anlamlı yapıyor. Tekrar teşekkürler, katılmadığım 1 2 ayrıntı dışında filmi daha iyi anlamama epey bi yardımcı oldu yazı...
Geçenlerde sinema konuşmayı sevdiğim bir kaç arkadaş ile bir yerlerde oturduk saatlerce oradan buradan lafladık. Çok zevkli geçti. Yeni tanıştığım insanlar da vardı içlerinde, profesyonel olarak sinema ile ilgilenen. Söz döndü dolaştı Mulholland Dr. filmine geldi. Seneler önce seyrettim ben bu filmi. Seneler önce seyretmeme ve bir halt anlamama rağmen bir çok sahnesi yine de aklımda kalan bu filmin masada konusunun açılmasının beni tedirgin ettiğini farkettim :) Çok müdahil olmamaya gayret ettim bir kaç kez laf atılmasına rağmen. Müdahil olmak istemiyordum çünkü bir çok sinemaseverin ilk 5' in içine soktuğu bu film için malum olumsuz bir eleştiri yapmaya cesaret edemedim. O kadar özenle seçmeye çalıştığım cümlelerimi -tıpkı şimdi yaptığım gibi-gayet kısa tutarak sonunu anlayamadıma getirdim tahmin edeceğiniz üzere. Korktuğum başıma geldi ve yeni tanıştığım o arkadaşlardan bir tanesi sözü David Lynch'e getirdi. Çok az filmini seyrettiğimi onun için pek fikir sahibi olmadığımı söyledim. ... Devamı
Geçenlerde sinema konuşmayı sevdiğim bir kaç arkadaş ile bir yerlerde oturduk saatlerce oradan buradan lafladık. Çok zevkli geçti. Yeni tanıştığım insanlar da vardı içlerinde, profesyonel olarak sinema ile ilgilenen. Söz döndü dolaştı Mulholland Dr. filmine geldi. Seneler önce seyrettim ben bu filmi. Seneler önce seyretmeme ve bir halt anlamama rağmen bir çok sahnesi yine de aklımda kalan bu filmin masada konusunun açılmasının beni tedirgin ettiğini farkettim :) Çok müdahil olmamaya gayret ettim bir kaç kez laf atılmasına rağmen. Müdahil olmak istemiyordum çünkü bir çok sinemaseverin ilk 5' in içine soktuğu bu film için malum olumsuz bir eleştiri yapmaya cesaret edemedim. O kadar özenle seçmeye çalıştığım cümlelerimi -tıpkı şimdi yaptığım gibi-gayet kısa tutarak sonunu anlayamadıma getirdim tahmin edeceğiniz üzere. Korktuğum başıma geldi ve yeni tanıştığım o arkadaşlardan bir tanesi sözü David Lynch'e getirdi. Çok az filmini seyrettiğimi onun için pek fikir sahibi olmadığımı söyledim. Söylemez olaydım, alaycı ve neredeyse hakarete varan sözler duydum yeni tanıştığım arkadaşlardan bir tanesinden. Az çok da sinema bilgime güvenen arkadaşların önünde madara oldum tabi ki :) O sinema muhabbetini tıpkı aşağıdaki bir kaç yorumda okuduğum gibi "Bazı filmleri anlamak zorunda değiliz" ile bağlayıp kapattık futbola geçtik. Özet geçeyim peki. Kendi adıma konuşuyorum bu gibi filmler dönüp dolaşıyor bir şekilde insanın öz güvenini zedeliyor. Olmamış dediğinizde cüretsiz oluyorsunuz. Anlamadım dediğinizde ikinci kere seyretmem gerektiği söyleniyor. Hatta gayet iyi niyet içinde ve samimi bir şekilde prospektüs hazırlayanlar bile var :) Anlamam gerek ikinciye seyredeyim dur hele diye düşündüm bu gece oturdum, gayet sakin kafa ile tekrar seyrettim. Ve ben bugün bir kez daha anladım ki bu filmden hiç bir halt anlamadım. Hatta daha da ileriye gidip bugün şunu anladım ki bir kaç tane filmini seyrettiğim David Lynch'i sevmiyorum :) Zorundamıyım, o başka bir tartışma konusu. İyi seyirler dilerim...
@arasirabazibazi
12 yıl önce
@film_patologu
12 yıl önce
5.2 / 10
Demek ki; "2:30 saat oradan oraya bağlantısız gibi gözüken olayları göster, son 5 dakikada da bütün filmi açıkla" tarifi ile yapılmış filmler göz-gönül-akıl süzgecimden geçemiyormuş.
David'e bu filmle ilgili söyleyebileceğim tek şey; "Deli kıza cilve yap demişler, kalkmış halının ortasına s.çmış."
@salvia_divinoru
12 yıl önce
@soulcake
12 yıl önce
9.6 / 10
@cengizceylann
12 yıl önce
@sebastiantr
12 yıl önce
2.3 / 10
@darkscream
12 yıl önce
8 / 10
@onur_turan
13 yıl önce
9 / 10
Filmdeki isimleri net olarak hatırlayamadım şimdi, baya oldu izleyeli...
Esmer ablamız mavi kutuyu açıp siyah ekran çıkıncaya kadar ki bölümler tamamen sarışın ablamızın rüya-hayali. Ondan sonrası ise gerçekte yaşananlar. Zaten kutu açıldığında sarışın birden ortadan kayboluyor yani rüya olduğunu anladı ve o sahnede rüya bitiyor.
Filmin sonunda masadaki buluşmada film içindeki tüm karakterler yer alıyor hatırlarsanız sarışın ablamız tüm bu karakterleri bilinçaltında farklı rollere oturtmuş.
Sarışın; kıskanç fesat egosu yüksek bir karakter. Esmer ablamız ile sette tanışıyor. Esmer rolü ondan kapıyor. Bu zaten onun için bir kompleks oluşturmaya başlıyor ve içten içe bir gıcıklığı oluyor. Ama buna rağmen esmer ile ilişki yaşıyor fakat esmer zamanla ondan soğuyor (artık bunu yapamayız falan diyor) Sarışın tabii daha sinirleniyor. En son masada esmer ile yönetm ... Devamı
Filmdeki isimleri net olarak hatırlayamadım şimdi, baya oldu izleyeli...
Esmer ablamız mavi kutuyu açıp siyah ekran çıkıncaya kadar ki bölümler tamamen sarışın ablamızın rüya-hayali. Ondan sonrası ise gerçekte yaşananlar. Zaten kutu açıldığında sarışın birden ortadan kayboluyor yani rüya olduğunu anladı ve o sahnede rüya bitiyor.
Filmin sonunda masadaki buluşmada film içindeki tüm karakterler yer alıyor hatırlarsanız sarışın ablamız tüm bu karakterleri bilinçaltında farklı rollere oturtmuş.
Sarışın; kıskanç fesat egosu yüksek bir karakter. Esmer ablamız ile sette tanışıyor. Esmer rolü ondan kapıyor. Bu zaten onun için bir kompleks oluşturmaya başlıyor ve içten içe bir gıcıklığı oluyor. Ama buna rağmen esmer ile ilişki yaşıyor fakat esmer zamanla ondan soğuyor (artık bunu yapamayız falan diyor) Sarışın tabii daha sinirleniyor. En son masada esmer ile yönetmen evleneceklerini söyleyecekler, bizim sarışın daha da bir çöküyor tabii ve onu öldürmek istiyor bunun için de bir kiralık katille anlaşıyor. Cafedeki buluşmalarında garson kızın adı (Betty) dikkatini çektiğinden hayalinde de bu ismi kullanıyor.
Hayalinde ise çok mutlu heyecanlı hayat dolu herkesin oyunculuğunu takdir ettiği bir kişi. Tam tersine esmer ise bu sefer çaresiz harap bitap halde ve sarışın ona yardım ediyor rüyada da yine onla ilişki yaşıyor.
Esmerin rüyadaki garip halleri ise tamamen sarışının bilinçaltının yansımaları. Mesela gecenin yarısında esmerin birden uyanıp "sessizlik" diye sayıklaması ve tiyatroya gitmeleri. Orda hatırlarsanız hiçbirşeyin gerçek olmadığı herşeyin playback/ilüzyon olduğu söyleniyor aynı rüya gibi. Hatta sarışın ablamız tiyatroda birden titremeye başlıyor çünkü tiyatroda gördükleri şeylerden dolayı bilinçaltı ona baskı yapıyor bunun bir rüya olduğu konusunda...
Yönetmen ise rüyada pısırık bir herif. Karısı onu aldatıyor. Buna rağmen karısına sesini çıkaramıyor aldattığı adamdan dayak yiyor bir de üstüne. Yine sarışın ablamızın bilinçaltı yansımaları bunlar gerçekte hoşlandığı kumral ablamızı elinden almıştı yönetmen o yüzden rüyasında yönetmeni de böyle ezik bir adam yapıyor. Gerçekte rolü ona vermemiş olmasının nedenini de rüyada mafya baskısına bağlıyor yani bir nevi sarışın burdan da kendini tatmin ediyor.
Hırs kompleks ego tatmini kişilik bozuklukları hayallerin kurgulanması şizofrenik hareketler...
Baktığımızda Lynchin temel olarak ele aldığı kavramları burada da gözlemliyoruz. Hepsini başarıyla dağıtarak bizlere sunmuş.
Mulholland Drive psikolojik gerilim adına izlenebilecek en kaliteli çalışmalardan biri.
9 / 10
@lahanaman
13 yıl önce
9.1 / 10
Filmin (yaklaşık olarak) doğrusal zamanda anlatımıdır. Bu yüzden spoiler uyarısı gereksiz olur sanırım...
Filmin hemen başında cesur olduğu kadar erotik sahnelerle seyircilere ilk şoku yaşatıyoruz.
Birbirlerini seven iki kadın olan Diane ve Camilla koltukta sevişmektedirler. Diane, Camilla’nın
vücudunu hayranlıkla süzdüğü sırada duyduğu "Artık bunu yapmamalıyız" cümlesiyle neye uğradığını
şaşırır. Bir süre önce film setinde Camilla ile yönetmenin yakınlaşması sırasında sezdiği
şüpheler doğru çıkmıştır. Camilla filmin yönetmeni ile aşk yaşamaktadır. Ona karşı beslediği
sevginin parçalanmasından dolayı çıldıran Diane, Camilla’yı evden kovar.
Bir zaman sonra Diane kırmızı abajurun altında ısrarla çalan telefonunu açmakta kararsızdır.
Açtığında ise telefonun diğer ucunda Camilla’nın sesini duyar. Camilla aradan geçen bu sürede
kendisini unuttuğunu sanan Diane’i yemeğe davet etmekte, limu ... Devamı
Filmin (yaklaşık olarak) doğrusal zamanda anlatımıdır. Bu yüzden spoiler uyarısı gereksiz olur sanırım...
Filmin hemen başında cesur olduğu kadar erotik sahnelerle seyircilere ilk şoku yaşatıyoruz.
Birbirlerini seven iki kadın olan Diane ve Camilla koltukta sevişmektedirler. Diane, Camilla’nın
vücudunu hayranlıkla süzdüğü sırada duyduğu "Artık bunu yapmamalıyız" cümlesiyle neye uğradığını
şaşırır. Bir süre önce film setinde Camilla ile yönetmenin yakınlaşması sırasında sezdiği
şüpheler doğru çıkmıştır. Camilla filmin yönetmeni ile aşk yaşamaktadır. Ona karşı beslediği
sevginin parçalanmasından dolayı çıldıran Diane, Camilla’yı evden kovar.
Bir zaman sonra Diane kırmızı abajurun altında ısrarla çalan telefonunu açmakta kararsızdır.
Açtığında ise telefonun diğer ucunda Camilla’nın sesini duyar. Camilla aradan geçen bu sürede
kendisini unuttuğunu sanan Diane’i yemeğe davet etmekte, limuzinin kapıda beklediğini
söylemektedir. Halbuki Diane, Camilla’ya evden kovduktan hemen sonra arzulayacak kadar
saplantılıdır. Hatta yaratacağı hayal dünyasının ilk emareleri masturbasyon sırasında görünür.
İsteksiz şekilde Mulholland yolu üzerindeki bir villada gerçekleşen bu davete katılan Diane’i
kötü sürprizler beklemektedir. Yemek sırasında yönetmenin annesi Coco’ya Kanada’nın küçük bir
kasabasında kazandığı dans yarışması ve ölmüş teyzesiyle ile ilgili anlattıkları pek inandırıcı
gelmemiştir. Ayrıca Camilla ile "The Sylvia North Story" isimli, başrolünü çok istediği ama rolü
Camilla’nın kaptığı filmin setinde tanıştıklarını anlatması masadakileri pek etkilemez. Bütün
bunlar arasında Diane’in zihnine yönetmenin eski karısı ile ilgili anlattığı havuzcu şakası,
Camilla’nın yanına gelip onunla öpüşen kadın, arkadaki masada oturan yargıç ve odadan ortama
ters düşen kovboy kıyafetiyle hızlıca geçen adam kazınır. Ancak en kötüsü sona saklanmıştır.
Yönetmen Camilla ile yakın zamanda evleneceğini açıklamıştır.
Çıldırmanın eşiğindeki Diane, Camilla’yı öldürtmek amacıyla bir kiralık katille Winkie’s isimli
lokantada buluşur. Kendinden gayet emin ve soğukkanlı şekilde detayları açıklar ve Camilla’nın
bir fotosunu göstererek "kız bu" der. Kiralık katil de iş bittiğinde mavi bir anahtarı
söylediğim yerde bulacaksın diyerek işi kabul ettiğini belirtir. Diane, katile anahtarın neyi
açtığına dair bir soru sorar. Kiralık katil bu soruyu saçma bulur ve alay edercesine gülmeye
başlar. Diane burada da Betty isimli güzel garsonu, kiralık katilin kendisine küçümseyici
tavrını, çantasında bulunan parayı, mavi anahtarı ve kasanın yanında göz göze geldikleri bir
adamı zihnine kazır. Yaşadığı tüm bu kötü olayların ardından Diane kendini evine hapseder.
Diane reel dünyada tamamen bozguna uğramıştır. Sinema dünyasında ve özel hayatında uğradığı bu
hayalkırıklıklarının hesabını sormalıdır. Başarısızlık ve öfke duygularının etkisiyle
bilinçaltının derinliklerine doğru, Camilla’nın kendisini metaforik olarak öldürdüğü Mullholland
yoluna benzer bir yol inşa etmeye başlar. Bu yolda ilerlerken reel hayatta kendisine kötülük
yapan tüm kişileri cezalandıracaktır. Reel dünyadan soyutlanmış sadece kendisine ait öznel
dünyada İç dünyasında barındırdığı her duygunun bir sureti bulunmaktadır. Bu hayal dünyasında
Diane dışındaki herkes kötü karakter konumundadır.Zihnindeki bu yolculuğa ilk önce kendisini yok
ederek başlar. O artık gülümseyen yüzüyle Betty’dir, tıpkı reel dünyadaki garson kız Betty gibi.
Betty, Kanada’da kazandığı dans yarışmasının ardından teyzesi Ruth’un desteği ile Hollywood’a
gelir. Yolculuk sırasında tanıştığı yaşlı çifti nezaketi ve sinema ile ilgili planlarıyla
kendisine hayran bırakır. Yaşlı çift Betty ile vedalaşırken başarılar diler ve sinemadaki
başarısının takipçileri olacaklarını söylerler. Bu yaşlı çift artık Betty’nin potansiyel
izleyicileri, bir nevi otoritedir. Onu eleştirebilme ve yargılayabilme pozisyonundadırlar.
Toplumun geleneksel değer yargısını temsil eden bu çifti Betty yüceltmekte bir sakınca görmez.
Çünkü yarattığı bu dünyada başarısızlık diye birşey yoktur.
Zihninde cezalandırdığı ilk kişi kendisini Diane olarak gören son kişi yani kiralık katille
pazarlık yaptığı sırada göz göze geldiği kasanın yanında bulunan kişidir. Dan ismini verdiği bu
adam bir nevi vicdanının son kırıntısıdır. Dan ölmelidir ve bunu kendisinin içerisinde
bulunmadığı sahnelerden sonra evsiz bir adamın suretiyle ama aslında içinde taşıdığı öfke
duygusuyla zihninde öldürerek sorun yaratabilecek bir duyguyu temizler.
Sırada Camilla vardır. Ancak Camilla o kadar çabuk ölmemeli, acı çekmelidir. Camilla’yı
Mulholland Yolunda önce cinayet teşebbüsünden ve ardından gelen trafik kazasından kurtaran Betty
onu kalacak olduğu siteye hafızası silik şekilde yönlendirir.
Siteye gelen Betty burada site yöneticisi Coco ile tanışır. Coco cezalandırılması gereken
kişiler arasında bulunmadığından reel hayatta olduğu gibi aynı isimdedir zihninde. Tek fark bu
kez Coco, Betty’i ilk görüşünde sevmiştir. Betty odasında kendisini Rita ismiyle tanıtan kadınla
karşılaşır. Reel dünyada Camilla olan bu kadın zihninde artık Rita’dır. Rita hafızasını
kaybetmiş, egosu bitik ve aynı zamanda Betty’e muhtaç zavallı bir kadın konumundadır.İlerleyen
zamanda bu kadına acıyacak olan Betty tüm iyilikseverliğiyle bu kadınla dostluk kuracaktır. Rita
her olayda aciz ve yardıma ihtiyaç duyan bir kişilik iken Betty onun tam zıttı konumundadır.
Rita çantasından çıkan para ve mavi anahtar hakkında hiçbirşey hatırlamamaktadır.
Cezalandırılması gereken diğer bir kişilik olan yönetmen, Adam Kesher ismini almıştır. Adam "The
Sylvia North Story" isimli filmin başrol oyuncusu seçmesi için yapılan toplantıda mafyanın
isteğini reddetmiştir. Burada mafya Adam’ın filminde Camilla Rhoedes isminde bir aktrisin
oynamasını istemiş ve fotosunu göstererek "kız bu" demişlerdir. Betty’nin zihninde Camilla
Rhoedes rolünde reel dünyada yemek sırasında Camilla ile öpüşen ismini bilmediği kadın vardır.
Toplantıdan sinirli şekilde ayrılan Adam, evinde karısını havuzcu ile yatakta yakalamıştır. Fakat
bu dünyada Adam son derece silik bir kişilik olduğundan dolayı havuzcu tarafından kendi evinden
kovulmuştur. Sonrasında sığındığı otel odasında görüştüğü sekreterinden Kovboy isimli birinin
kendisini evine çağırdığı haberini alır. Sekreterin verdiği adrese giden Adam, gerçektende kovboy
giysili bir adamla garip bir konuşma yapar. Betty yemekte gördüğü kovboy görünümlü adamı
zihninde herşeyi kontrol eden adam konumuna sokmuştur. Adam’ı tehdit eden Castigliane Kardeşler
ekspresso içerler ve garip hareketler sergilerler. Klişe bir İtalyan mafyası görünümündedirler.
Bu arada Castigliane Kardeşlerin birisi reel dünyada yemek sırasında bulunan yargıçtır. Kovboy
ise 1950’lerin western filmlerine benzer kıyafeti ve absürt soruları ile Teksaslı petrol
milyarderi Amerikanvari bir güç sembolüdür. Sonuçta sistemin adamıdır ve Adam’ı filminde
mafyanın istediği aktrisi oynatması için uyarır.
Reel dünyada kendisine lokantada alaycı bir şekilde gülen kiralık katil bu dünyada beceriksiz
bir hırsıza dönüşür. "Telefon numaralarından oluşan dünya tarihi" isimli bir kitabı çalmak
isterken yanlışlıkla iki kişiyi öldürür. Ayrıca gerek bu kitabın ismi gerek yüksek salonlarda
oturan mafya üyeleri ve kovboy, bir tek şeyi ifade eder Betty’nin dünyasında. Reel
dünyadaki Camilla yeteneğiyle değil de kirli ilişkileri sayesinde kariyerinde yükselmiştir.
Betty aslında ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu bir film seçmesi sırasında gösterdiği performansla
benliğine kabul ettirmeye çalışır. Daha sonra gittiği "The Sylvia North Story" filminin
seçmeleri sırasında yönetmen Adam Kesher ile göz göze gelirler. Adam, Betty’den etkilenmiştir.
Muhtemelen rolü Betty alacaktır. Ancak mafya rolü Camilla Rhoedes isimli bir aktrisin almasını
istemektedir. Adam, istemeyerek de olsa yanındaki mafya üyesine "kız bu" der. Ama zaten Betty
tüm iyi niyeti ve fedakarlığıyla Rita ile randevusu olduğunu hatırlar ve seçmelere girmeden
setten ayrılır.
Betty acınası durumdaki Rita’ya yardım etmelidir. Rita Mulholland Yolunda kaza yaptığını
hatırlar gibi olur. Sonra kahve içmek için gittikleri yerde Rita garsonun isminden bir şeyler
anımsar. Hatırladığı isim Diane Selwyn’dir. Adresi bulurlar, evine giderler, kapısını çalarlar.
Cevap veren olmayınca Betty penceren eve girer. Ardından beraber kötü bir kokunun eşliğinde
yatak odasına. Yatakta bulunan kadın cesedini gördüklerinde Rita korkudan çığlık atar. Ancak
korumacı pozisyondaki Betty sakindir ve onu susturmaya çalışır. Gördükleri ceset reel dünyadaki
Diane’dir. Ancak bu dünyada Betty, Diane isimli birini tanımamaktadır. Kaldıkları siteye
gittiklerinde Rita saçlarını keser ve sarı bir peruk takar. Betty egosu sayesinde fiziksel
olarakda Rita’yı kendine benzetmeye çalışır. Gece olduğunda Betty, Rita’yı yatağına davet eder.
Betty’nin masum, Rita’nın ise daha hırçın rolde olduğu bir cinsel ilişki yaşarlar. İlişki
sırasında Betty, Rita’ya "sana aşığım" der.
Diane, yaratmış olduğu Betty karakterinde hayal ettiği gibi biridir. Betty bulunduğu her ortamda
adeta etrafa ışık saçarken, içerisinde bulunmadığı ortamlarda Adam, Dan ve Rita’ya öfke
duygusuyla hakettiklerini düşündüğü cezaları vermiştir. Ancak tamamen egosunun kontrolündeki bu
öznel dünyadan arada alt benliği veya başka sebeplerden çıkmak zorundadır. Diane olarak reel
dünyada fazla oyalanmasa da bazı gerçekleri zihnine eklemiştir. Bunların içinde en önemlisi
kiralık katilin söz verdiği gibi anahtarı teslim etmesidir. Bu bilgiler kimi zaman Betty olarak
yarattığı dünyada bazı açıklar verir. Örneğin öznel dünyasında pişmanlık duygusu Louise isimli
bir kadın görünümünde Betty’nin kapısını çalmış "birinin başı dertte ve sen Betty değilsin" gibi
sözlerle tehlike yaratmış olsada Betty egosuyla bunu fazla büyümeden sonlandırmıştır.
Betty başarmış ve yarattığı bu dünyada Rita suretine büründürdüğü Camilla ile tekrar birlikte
olmuştur. Ancak bu ilişkiden sonra Rita "Silencio, bando yok, orkestra yok" diyerek sayıklamaya
başlar. Ardından Betty’ide ikna ederek Silencio isimli bir gece klübüne giderler. Sahneye çıkan
adam da "bando yok, orkestra yok hepsi bant kaydı" gibi sözlerle bir sunum yapar. Bu sunumdan
hemen sonra bütün sahneyi mavi ışık huzmeleri kaplar. Bu sırada Betty şiddetli bir titreme
nöbeti geçirmiştir. Ardından sahneye gelen kadın şarkıcı aşk üzerine bir şarkı söylemeye başlar.
Şarkının sonlarına doğru bayılmasına rağmen daha önce söylenen bant kaydını doğrularcasına fonda
şarkı devam eder. Bu sırada Rita ve Betty birbirlerine sarılarak ağlamaktadırlar. Hemen ardından
Betty çantasında küçük mavi bir kutu bulur. Rita’nın çantasından çıkan anahtarı denemek için eve
giderler. Anahtarı deneyecekleri sırada Betty ortadan kaybolur. Rita kutuyu açar...
Diane, Betty ismiyle başladığı bu yolun sonunda Club Silencio’ya yani bilinçaltına ulaşmıştır.
Bu yolculuğu sırasında gerçek hayatındaki tüm kötüleri cezalandırmış, egosunu tatmin etmiş ve
sevdiği kadınla tekrar birlikte olmuştur. Fakat Club Silencio formuna bürünen bilinçaltında
gerçeklerle yüzleşmiştir. O gerçekler Camilla’ya olan tutkulu aşkı ve bundan daha kötüsü onu
öldürtmüş olmasıdır. Diane artık biliyordur ki Camilla reel dünyada yoktur. Yatakta "Silencio,
orkestra yok" sözleri Rita’nın ağzından çıkmış olsada bunlar aslında reeldeki Diane’in
pişmanlığına ait haykırışlardır. Camilla artık sonsuza dek sessizliğe bürünmüştür. Bunu
farkeden Diane’in superegosu veya pişmanlık duygusu Pandora’nın kutusuna benzer bir kutuyu
Betty’nin çantasında yaratır. Keza Betty gösteri esnasında ilk kez zayıflık gösterip önce
titreme nöbeti geçirmiş, ardından ağlamıştır. Kusursuz dünyasının yıkılacağını anlamış ve bunu
bilerek eve gitmiştir. Dolayısıyla kutuyu açan Rita görünümündeki Diane’in pişmanlığıdır.
Diane uyanmıştır. Bir süredir kendini eve hapsetmesinden ve yarattığı hayal dünyasının
yıkılmasından dolayı tamamen bitkindir. Çalmakta olan kapıyı açar. Eski sevgilisi olan komşusu
eşyalarını almaya gelmiştir ve ayrıca kapıdan çıkmadan önce iki dedektifin tekrar geldiğini
söyler. Her iki dünyada da hayalkırıklığına uğrayan Diane’in psikolojisi tamamen çökmüştür. Bunun
belirtisi kahve yaptığı sırada Camilla sanrısı ile görülür. Kahvesini hazırlayan Diane koltuğuna
oturur. Tam karşısındaki sehpanın üzerinde bulunan mavi anahtara bakmaktadır. Saatler sonra
çalan kapı herşeyi tetiklemeye yetecektir. Kapıyı çalan dedektifler aynı zamanda Diane’in
Betty’nin dünyasında bıraktığı kötülüğün yaşlı çifti serbest bırakmasına neden olacaktır. Bu yaşlı çift
Diane’in başarısızlığının hesabını sormaya gelecektir. Onlar karşısında bir hayalkırıklığından
başka birşey olmadığını düşünen Diane yoğun stres altında gördüğü bu sanrıdan sonra suçluluk ve
utanma duygularının da etkisiyle çekmeceden çıkardığı tabancayı ağzına dayar ve ateşler.
Alalade bir cadde veya yol, hemcinsine saplantılı derecede aşık bir kadın ve mavi renkli bir
anahtarla doğan bu pek de entellektüel görünmeyen hikayeyi senaryolaştırıp ısmarlama bir
yönetmenin çektiğini düşünelim. Muhtemelen o yönetmen hikayeyi bu şekilde doğrusal anlatacak,
içine biraz daha erotizm, kan ve şiddet ekleyip softcore psikolojik-gerilim filmi olarak servis edecekti. Neyse ki filmi David Lynch
isimli hayal dünyasından pek çıkmayan profesyonel arızalı bir abimiz yazmış ve yönetmiş.
Bu filmden önce yarattığı eserlerinde de insanın iç dünyasına ait karmaşık yapıyı kendine has
sinema diliyle anlatan bir yönetmen David Lynch. Ama bu anlatım biçiminin seyirciyi aşağıda
gören ve son derece snob bir tavır olduğunu mu düşünüyorsunuz? Etrafınızdaki olaylara veya kendinize
dikkatli bakıyormusunuz bunu düşünürken. Örneğin villanızdaki havuzda yüzerken kendinizi birden
sayısal loto kuyruğunda mı buluyorsunuz? İlkokulda söylediğiniz kardeşlik türkülerini
anımsamanızı televizyondan gelen şehit ve ölü sayısı haberleri mi bozuyor veya sevgilinizle
romantik bir gece geçirdiğiniz sırada odanızdaki sessizlikle irkiliyormusunuz? Buradan bakınca
bana gayet gerçekçi bir anlatım dili gibi geliyor. Hayali veya kabusu gerçekle sınır koymadan
anlatan bir sinema dili. Sadece bu değil elbet.
Film katıksız şekilde Hollywood ortamını eleştiriyor. Filmde bulunan her karakter bunu onaylar
nitelikte. Diane, Camilla, yönetmen, İtalyan mafyasına benzer tipler, kovboy vs. vs. Rekabetin
en üst seviyede olduğu bu ortamda masum kalmanın acizliğini ve her yolun nasıl mubah
sayılabileceğini gösteriyor.
İlk izlediğimde (ve hiç bir şey anlamadığımda) dahi birçok sahnesi aklımdan çıkmamştı bu filmin.
Özellikle girişte kullanılan hipnotize edici müziği, Castigliane Kardeşlerin toplantı esnasında
gerçekleştirdikleri tavırlar, lokantanın (lokanta mı?) ardında aniden beliren evsiz, yaşlı
çiftin arabanın içerisinde etrafa ürkütücü şekilde sırıtmaları ve neredeyse tüm final bölümü -ki
bu yarım saati buluyor. Ha tabi bi de Laura Harring var. Bu arada bu filmden sonra zirveye koşar
adım çıkmaya başlayan Naomi Watts’ın tersine kendisinin inişe geçmesi film hakkındaki tek
olumsuz dataydır kendi adıma. Ayrıca David Lynch’in bu filmi ve Lost Highway dışındaki
filmlerini benimseyemediğimi belirteyim. Kaldı ki bu eserinden sonra pek bişey üretemediği de
bir gerçek. Ama bu da doğal sayılmalı Mulholland’dan sonra ne yapsa tekrara düşeceğinin
farkındadır.
Bu film gerçek sinema tutkunları belirlemek için turnusol kağıdı vazifesi görüyor. Yanlış
anlaşılmasın bu filmin yapmaya çalıştıklarını anlarsınız ve beğenmezsiniz o ayrı konu. Bahsetmek
istediğim izleyiciler bu filmi anlamak için çaba sarfetmeyen, puzzle mı çözüyoruz film mi
izliyoruz diyen ama bunları dedikten sonra çeşitli ortamlarda Michael Bay gibi Roland Emmerich
gibi veya son dönem Luc Besson’u gibi sanatçıları ağır şekilde eleştirip ikiyüzlülük
gösterenler. Halbuki bu zanaatkar sanatçılar sıkıntı hapı niyetine yarattıkları filmlerle
süreleri boyunca zihni yormayan tam da bu tip seyirciler için eserler meydana getirmeye
çalışmaktalar. Yine de kendi arkadaş çevremden genelleme yapmayayım bu konuda.
Sinema seyircilerinin algı seviyesi adına örneğin "Citizen Kane" nasıl yeni kapılar açmışsa,
kendi kuşağım adına da bu film aynı işlevi görmüştür. Yönetmenin önceki eserlerini unutmadan
belirteyim ki özellikle bu filmden sonra toplumda iyice yalnızlaşan bireyin öznel gerçeği-nesnel
gerçeği arasındaki geçişleri neredeyse saydamlaştıran filmler çoğalmıştır. Ancak bu eserlerin
birçoğu ticari olması veya sonunda herşeyi açıklayıp adeta seyircinin zihinlerindeki filmi o an
sonlandırmaları, Mullholland Dr.’ın değerini daha da artırmıştır. Burada film ismi yazarak
sürprizbozanlık yapmak istemiyorum. Ama Mulholland Dr.’a çok benzettiğim ve kendi sinemamız
adına gurur verici bulduğumdan dolayı "Gölgesizler" filmini anmak isterim. Dolayısıyla bu film
ileriki kuşaklar tarafından daha iyi anlaşılacak ve tamamen zamansız bir eser olacaktır.
Düşüncelerimi olabildiğince yalın bir dille anlatmaya çalıştığım yazının sonunda film hakkındaki
olumsuz görüşünüzü değiştirememiş olabilirim. Olabilir, kendi Club Silencio’m olan Club
Fiasco’da başarısızlık problem değil. O halde biraz da sizin Mulholland yolundan bahsedelim.
Sizin de Diane’in yarattığı Betty gibi Mullholland’da dolanan bir karakteriniz var mı? Başrolde
olduğunuz o yolda gerçek dünyada karşılaştığınız kötü insanları cezalandırıyor musunuz? Hata
anınızda sizi yargılayan Betty’nin yaşlı çiftine benzer tipler bulunuyor mu etrafınızda? Yoksa
halen o yola girmediniz mi? Endişelenmeyin, gerçek dünyadaki Mulholland yolunda ne kadar
ilerlerseniz o kadar çabuk girersiniz bu yola. Yalnız uyarayım fazla sık girmemeye özen gösterin
ve kendi Club Silencio’unuzda çalan şarkıları arada bir dinleyin...
@darkscream
12 yıl önce
@mkou
13 yıl önce
@metehan
13 yıl önce