11 yıl önce
A Love to Hide filmine yorum yazdı:
Holding Trevor filmine yorum yazdı:
Aşk, dostluk ve fedakarlıklar üzerine kurulu sıcak bir gençlik draması..
___ ( Spoiler İçerebilir )
Uyuşturucu bağımlısı sevgilisinden yeni ayrılan Trevor henüz bu ilişkinin yorgunluğunu üzerinden atmaya çalışırken Ephram ile tanışır. Trevor' un yeni bir beraberliğe hazır olmadığını düşünen Ephram, her ne kadar duygularını dizginlemeye gayret etse de bunu başaramaz ve New York' a kendisiyle birlikte gelmesi için Trevor' a teklifte bulunur. Tam da karar verme aşamasındayken ev arkadaşı olan Andie' nin Aids olduğunu öğrenir ve onu yüzüstü bırakmak istemez.
Hayat bazen karşımıza bizi gerçekten çok mutlu edebilecek fırsatlar sunabiliyor ancak istemeden de olsa bazen bunları elimizin tersiyle itmek zorunda kalabiliyoruz. Bir tarafta aynı evi paylaştığınız yakın arkadaşınız, diğer tarafta aşk duygusunu tekrar size tattıran yeni bir sevgili. Karar verme aşamasında oldukça zorlanabileceğimiz, içinden çıkılması güç bir durum ne yazık ki. Herşeyi ve herkesi ardınızda bırakıp yepyeni bir ha ... DevamıAşk, dostluk ve fedakarlıklar üzerine kurulu sıcak bir gençlik draması..
___ ( Spoiler İçerebilir )
Uyuşturucu bağımlısı sevgilisinden yeni ayrılan Trevor henüz bu ilişkinin yorgunluğunu üzerinden atmaya çalışırken Ephram ile tanışır. Trevor' un yeni bir beraberliğe hazır olmadığını düşünen Ephram, her ne kadar duygularını dizginlemeye gayret etse de bunu başaramaz ve New York' a kendisiyle birlikte gelmesi için Trevor' a teklifte bulunur. Tam da karar verme aşamasındayken ev arkadaşı olan Andie' nin Aids olduğunu öğrenir ve onu yüzüstü bırakmak istemez.
Hayat bazen karşımıza bizi gerçekten çok mutlu edebilecek fırsatlar sunabiliyor ancak istemeden de olsa bazen bunları elimizin tersiyle itmek zorunda kalabiliyoruz. Bir tarafta aynı evi paylaştığınız yakın arkadaşınız, diğer tarafta aşk duygusunu tekrar size tattıran yeni bir sevgili. Karar verme aşamasında oldukça zorlanabileceğimiz, içinden çıkılması güç bir durum ne yazık ki. Herşeyi ve herkesi ardınızda bırakıp yepyeni bir hayata başlamak için sadece sevmek yeterli olur mu bilinmez fakat her zamankinden daha çok desteğimize ihtiyacı olan bir dostumuzu öylece ardımızda bırakıp gitmek çok ta kolay olmasa gerek. Bana kalırsa Trevor inandığı ve doğru olduğunu düşündüğü şeyi yaptı ki bende olsam aynı kararı alırdım zannediyorum...
İçerdiği mesajları gayet yalın ve sade bir anlatımla izleyiciyi sıkmadan aktarmayı başaran senaryoda, kendinizden veya çevrenizde ki yaşamlardan mutlaka küçük kesitler bulabilirsiniz... 10 / 6,5
Kötü Eğitim filmine yorum yazdı:
Eşcinsel dünyasına olan farklı bakış açısı ve inanılmaz derecede cesur, aynı zamanda etkileyici kurgularıyla oldukça başarılı bir yönetmen Pedro Almadavor. Altında imzası bulunan her filminde ayrı bir keyif, farklı bir haz var. Genellikle hepimizin öğrencilik dönemlerinde mutlaka ilgi duyduğu ve belki de platonik olarak içten içe bir aşk beslediği öğretmenleri olmuştur. Küçük, tatlı heyecanlardır bunlar fakat senaryoda bunun tam aksi bir hikaye sergileniyor. Neredeyse otuzlu yaşlarını aşmış bir edebiyat hocasının belki çoğumuzun sapıklık olarak adlandırabileceği bir tutkuyla henüz onlu yaşlarında ki öğrencisi Ignacio' ya karşı hissettiği aşkın yıllar sonra aynı noktada kesişen farklı hayatları nasıl etkilediğine tanıklık ediyoruz...
Eşcinsel bir kardeşe sahip olmak her birey için kolayca hazmedilebilir bir vaziyet değildir. Yaşamış olduğu hayata tanıklık etmek, içerisinde bulunmak ve birçok şeyine göz yummak belli bir noktadan sonra özendirici düzeylerde etkiler bırakabiliyor insan ü ... DevamıEşcinsel dünyasına olan farklı bakış açısı ve inanılmaz derecede cesur, aynı zamanda etkileyici kurgularıyla oldukça başarılı bir yönetmen Pedro Almadavor. Altında imzası bulunan her filminde ayrı bir keyif, farklı bir haz var. Genellikle hepimizin öğrencilik dönemlerinde mutlaka ilgi duyduğu ve belki de platonik olarak içten içe bir aşk beslediği öğretmenleri olmuştur. Küçük, tatlı heyecanlardır bunlar fakat senaryoda bunun tam aksi bir hikaye sergileniyor. Neredeyse otuzlu yaşlarını aşmış bir edebiyat hocasının belki çoğumuzun sapıklık olarak adlandırabileceği bir tutkuyla henüz onlu yaşlarında ki öğrencisi Ignacio' ya karşı hissettiği aşkın yıllar sonra aynı noktada kesişen farklı hayatları nasıl etkilediğine tanıklık ediyoruz...
Eşcinsel bir kardeşe sahip olmak her birey için kolayca hazmedilebilir bir vaziyet değildir. Yaşamış olduğu hayata tanıklık etmek, içerisinde bulunmak ve birçok şeyine göz yummak belli bir noktadan sonra özendirici düzeylerde etkiler bırakabiliyor insan üzerinde. Annesi tarafında abisine destek olması için Ignacio' nun yanına gönderilen Juan birçok olayın başlangıç noktasını oluşturuyor aslında. Head On filminde ki yorumumda belirtmiş olduğum madde bağımlılığının LGBT temalı filmlerde özellikle vurgulunmasından dolayı duyduğum rahatsızlık bu filmde de karşıma çıktı tekrar. Sürdürülen hayatı ve ağır şartlarının verdiği zararı, manevi çöküntüyü daha katlanılır kılmak adına başvurulan bir yol olarak gösterilmeye çalışılıyor ki çoğu için geçerli olan bir durum bu belki de fakat tüm bunlara rağmen ziyadesiyle rahatsız ediyor beni bu ne yazık ki...
Gael Garcia Bernal mükemmel bir oyunculuk sergileyerek özellikle üstlenmiş olduğu Travesti rolüyle son derece beğenimi kazandı. Erkek versiyonundan çok daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Yüz hatları, mimikleri ve vücut dilini kullanması ( Özellikle sahne performansında ) bir harikaydı. Zaman herşeyin ilacıdır diyenler çok yanılıyor bana kalırsa. Hiçbir acı unutulmuyor ve yıllar geçse de birgün biryerlerden mutlaka karşınıza çıkartıyor hayat tüm gerçekleri...
Filmi çok beğendim. Kurgusu, senaryosu ve oyunculukları muhteşemdi. İzlemenizi ve izletmenizi tavsiye derim... Tarafsız bir bakış açısı ve önyargılardan yoksun bir sinema izleyici kimliğiyle.... 10 / 9
Head On filmine yorum yazdı:
Avustralya' nın Melborne kentinin arka sokaklarında varoş hayatı yaşayan bir Yunan ailenin asi, hoyrat ve başına buyruk oğlanı Ari' nin, zaman zaman insanı geren ve heteroseksüel kimliğe sahip olanların zaten fazlasıyla varolan antihomo düşüncelerini iyice alevlendirebilecek derecede bir yaşam tarzı sürmesini konu alan bir film Head On...
Pek bir anlam veya konu ihtiva etmeyen, aşırı derecede cinsellik öğeleri barındıran sıradan bir hikayeydi.. Yunan kültürüne ve özellikle müziklerine olan hayranlığımdan dolayı beni etkilemeyi başaran tek vasfı fonda çalınan melodilerdi. Özellikle gece kulübünde ki canlı performanslar bir harikaydi. Hafif düzeyde ırkçılık ayrımcılığı mesajları veren yapımda, XXL aile yaşantısı ve bireyler arasında ki aşırı larç ilişkiler oldukça rahatsız ediciydi. Baskıcı ve tutucu bir toplumun üyeleri olmaktan çoğu zaman şikayet edebiliyoruz ancak herşey dozunda ve tadında yaşanmalı görüşünü savunanlardanım. Evet belki bir anne veya baba çocuklarıyla kurdukları ilet ... DevamıAvustralya' nın Melborne kentinin arka sokaklarında varoş hayatı yaşayan bir Yunan ailenin asi, hoyrat ve başına buyruk oğlanı Ari' nin, zaman zaman insanı geren ve heteroseksüel kimliğe sahip olanların zaten fazlasıyla varolan antihomo düşüncelerini iyice alevlendirebilecek derecede bir yaşam tarzı sürmesini konu alan bir film Head On...
Pek bir anlam veya konu ihtiva etmeyen, aşırı derecede cinsellik öğeleri barındıran sıradan bir hikayeydi.. Yunan kültürüne ve özellikle müziklerine olan hayranlığımdan dolayı beni etkilemeyi başaran tek vasfı fonda çalınan melodilerdi. Özellikle gece kulübünde ki canlı performanslar bir harikaydi. Hafif düzeyde ırkçılık ayrımcılığı mesajları veren yapımda, XXL aile yaşantısı ve bireyler arasında ki aşırı larç ilişkiler oldukça rahatsız ediciydi. Baskıcı ve tutucu bir toplumun üyeleri olmaktan çoğu zaman şikayet edebiliyoruz ancak herşey dozunda ve tadında yaşanmalı görüşünü savunanlardanım. Evet belki bir anne veya baba çocuklarıyla kurdukları iletişim problemlerini çözmek adına arkadaşca bir yaklaşımda bulunmaları gerekebilir lakin ipin ucunu kaçırmamak kaydıyla tabi ki.
Genellikle LGBT temalı filmlerde ki madde bağımlılığının özellikle vurgulunması ve sanki sürekli böyle bir yaşantının içerisindeymişler gibi bir izlenim bırakılması beni sürekli rahatsız eden bir durum. Netice itibariyle Eşcinsel toplumuna karşı olan bakış acısı hepimizin malumu. Üzerine tuz biber serpmek niyetiyle tüm bu olumsuzlukların da her senaryoda tekrar tekrar öne çıkmasının pek bir anlamı yok bana kalırsa... Bu tarz yaşamlar yok mu..? Elbette ki azımsanamayacak derecede fazla ama önyargıyla yaklaşımda bulunan ve sokaktaki bir pislikten farksız olduğu düşünülmeyen Eşcinseller adına hiçte hoş olmayan bir sergileniş bu ne yazık ki..
Sonuç olarak müziklerinin dışında beni memnun eden hiçbir özelliği barındırmayan vasat bir filmdi. Bir heteroseksüel asla izlememeli bu filmi. Beni bile bu kadar rahatsız ettiyse gerisini siz düşünün artık.... 10 / 5,5
Under the Dome dizisine yorum yazdı:
Korku ve Gerilim romanlarının usta yazarı Stephen King' in 2009 yılında yayınlanan ve yaklaşık 25 yılda tamamladığı kitabının dizi uyarlaması olan Under The Dome ( Kubbenin Altında ), şimdi ki söylentilere bakılırsa 13 bölümlük bir mini dizi olarak planlanmış. 1100 küsür sayfalık bir romandan kaç sezon oluşturulabilir az çok tahmin edebilirsiniz lakin tadında bırakmak niyetindeler sanırım..
Birkaç ay öncesinden yapılan açıklamayla pilot bölümün 24 Haziran akşamı yayınlanacağı söylenmişti ve meraklı bir bekleyişin de startı verilmişti aslında. Özellikle Bilim Kurgu türündeki yoksunluk döneminde çok iyi olabileceği düşüncesiyle avuttuk kendimizi ve haksız da çıkmadık. Gayet iyi bir başlangıç yaparak adından fazlasıyla söz ettirmeyi başardı dizi. Aylarca tanıtımı yapılan fakat tam bir fiyaskoyla sonuçlanan ' Defiance '' projesinden sonra açlığımızı giderdik Under The Dome ile...
Bates Motel dizisinden ayrılarak Barbie lakabıyla tekrar karşımıza çıkan Mike Vogel' in yanı sıra The Secre ... DevamıKorku ve Gerilim romanlarının usta yazarı Stephen King' in 2009 yılında yayınlanan ve yaklaşık 25 yılda tamamladığı kitabının dizi uyarlaması olan Under The Dome ( Kubbenin Altında ), şimdi ki söylentilere bakılırsa 13 bölümlük bir mini dizi olarak planlanmış. 1100 küsür sayfalık bir romandan kaç sezon oluşturulabilir az çok tahmin edebilirsiniz lakin tadında bırakmak niyetindeler sanırım..
Birkaç ay öncesinden yapılan açıklamayla pilot bölümün 24 Haziran akşamı yayınlanacağı söylenmişti ve meraklı bir bekleyişin de startı verilmişti aslında. Özellikle Bilim Kurgu türündeki yoksunluk döneminde çok iyi olabileceği düşüncesiyle avuttuk kendimizi ve haksız da çıkmadık. Gayet iyi bir başlangıç yaparak adından fazlasıyla söz ettirmeyi başardı dizi. Aylarca tanıtımı yapılan fakat tam bir fiyaskoyla sonuçlanan ' Defiance '' projesinden sonra açlığımızı giderdik Under The Dome ile...
Bates Motel dizisinden ayrılarak Barbie lakabıyla tekrar karşımıza çıkan Mike Vogel' in yanı sıra The Secret Circle' ın tatlı cadısı Britt Robertson ve Breaking Bad' den Dean Norris gibi tanıdık yüzlere rastlamak mümkün.. Zengin oyuncu kadrosu, gizemli atmosferi ve kaliteli görsel efektleriyle bu sezonun en iyi dizileri arasında. İzlenmeli...... 10 / 9
Bates Motel dizisine yorum yazdı:
Geçtiğimiz sezon ABD televizyonlarında yaklaşık olarak 60 dizi görücüye çıkmış ve bunların arasında hiç kuşkusuz en göze çarpan fakat benim değerlendirmelerim sonucu beklediği ilgiyi görememiş en kaliteli projelerden birisiydi Bates Motel. 1960 yapımı ' Sapık ' filminin bir "modern önceli" olan dizide, Hitchcock'un filminde anlatılan olayların öncesinde, Norman Bates ve annesi Norma' nın gizem ve gerilim yüklü hayatları anlatılmakta.
Pysco ve Bates Motel arasında bir bağlantı kuramayanlar veya birbirinden farklı oldukları yönünde ki izlenime kapılanlar için umarım yukarıda ki bilgilendirme yararlı olmuştur. Dizi aslında filmden öncesini anlatıyor ve olaylara ışık tutuyor. Kurgusu ve senaryosu oldukça başarılı olan, izlerken keşke hiç bitmese dediğim fakat son yıllarda anlaşılmaz bir nedenden dolayı sezon bölüm sayısını düşürme modasından nasiplenen bir dizi. İlk sezon 10 bölümden oluşuyor ve sherif yardımcısı rolüyle karşımıza çıkan Zack Shelby ( Mike Vogel ) altıncı bölümde safdışı ... DevamıGeçtiğimiz sezon ABD televizyonlarında yaklaşık olarak 60 dizi görücüye çıkmış ve bunların arasında hiç kuşkusuz en göze çarpan fakat benim değerlendirmelerim sonucu beklediği ilgiyi görememiş en kaliteli projelerden birisiydi Bates Motel. 1960 yapımı ' Sapık ' filminin bir "modern önceli" olan dizide, Hitchcock'un filminde anlatılan olayların öncesinde, Norman Bates ve annesi Norma' nın gizem ve gerilim yüklü hayatları anlatılmakta.
Pysco ve Bates Motel arasında bir bağlantı kuramayanlar veya birbirinden farklı oldukları yönünde ki izlenime kapılanlar için umarım yukarıda ki bilgilendirme yararlı olmuştur. Dizi aslında filmden öncesini anlatıyor ve olaylara ışık tutuyor. Kurgusu ve senaryosu oldukça başarılı olan, izlerken keşke hiç bitmese dediğim fakat son yıllarda anlaşılmaz bir nedenden dolayı sezon bölüm sayısını düşürme modasından nasiplenen bir dizi. İlk sezon 10 bölümden oluşuyor ve sherif yardımcısı rolüyle karşımıza çıkan Zack Shelby ( Mike Vogel ) altıncı bölümde safdışı bırakılarak diziden ayrılıyor.
Şu anda görmüş olduğum kadarıyla 2 kişi tarafından yorum yazılmış olması aslında ülkemizde de hakettiği ilgiyi görmediğinin bir göstergesi belki de. Büyük umutlarla sezona iddialı giriş yapan ve sonrasında balon misali patlayan birçok dizi arasından sıyrılarak emin adımlarla ilerleyen sağlam bir dizi Bates Motel.. Zaten ikinci sezon onayını da aldı. Muhakkak izlenmesi gerektiği kanaatindeyim.. 10 / 8,5
Şeytanın Yüzü filmine yorum yazdı:
Fransız sinemasının son yıllardaki yükselişine birbirinden kaliteli filmler ile birçok kez tanık olduk. Özellikle Korku sineması adına çok güzel projelere imza attılar. Yadsınamaz bir başarıya sahipler hiç kuşkusuz. Bu filmi ele alacak olursak açıkcası ben beğendim. Özellikle filmdeki atmosfer harikaydı. Seçilen mekanlar, görüntüler oldukça etkileyiciydi. Bir filmden ne beklediğiniz çok önemli. Herkese hitap edebilecek ve korkmak için izlenecek bir yapım asla değil. Ancak gizem yüklü bir hikaye olduğu aşikar.
( spoiler içerebilir )
Filmde kaçırılan bir nokta var ki oda ilk dakikalarda günah çıkaran adamın yeğeniyle olan cinsel münasebeti finalde pederin de kendi kızkardeşiyle zina etmiş olmasıyla bağlantılı aslında. Ruhunu şeytana satacağının sinyalleri en baştan veriliyordu belkide. Şeytan ile yapılan anlaşma günah denizinde çırpınarak boğulmanın kaçınılmaz başlangıcıdır. İzlemenizi tavsiye ederim. Dikkatlice seyrine dalarsanız ince noktaları kaçırmaz, kalitenin ayrıntılarda gizli o ... DevamıFransız sinemasının son yıllardaki yükselişine birbirinden kaliteli filmler ile birçok kez tanık olduk. Özellikle Korku sineması adına çok güzel projelere imza attılar. Yadsınamaz bir başarıya sahipler hiç kuşkusuz. Bu filmi ele alacak olursak açıkcası ben beğendim. Özellikle filmdeki atmosfer harikaydı. Seçilen mekanlar, görüntüler oldukça etkileyiciydi. Bir filmden ne beklediğiniz çok önemli. Herkese hitap edebilecek ve korkmak için izlenecek bir yapım asla değil. Ancak gizem yüklü bir hikaye olduğu aşikar.
( spoiler içerebilir )
Filmde kaçırılan bir nokta var ki oda ilk dakikalarda günah çıkaran adamın yeğeniyle olan cinsel münasebeti finalde pederin de kendi kızkardeşiyle zina etmiş olmasıyla bağlantılı aslında. Ruhunu şeytana satacağının sinyalleri en baştan veriliyordu belkide. Şeytan ile yapılan anlaşma günah denizinde çırpınarak boğulmanın kaçınılmaz başlangıcıdır. İzlemenizi tavsiye ederim. Dikkatlice seyrine dalarsanız ince noktaları kaçırmaz, kalitenin ayrıntılarda gizli olduğunun farkına varırsınız.... 10 / 7
Korkunç Ölüm filmine yorum yazdı:
Film vizyon öncesi katıldığı Fantastic Fest ve Toronto gibi festivallerde bir hayli ses getirmişti. Hatta Fantastic Fest 2010?da korku kategorisinde en iyi senaryo, en iyi erkek oyuncu ve en iyi kadın oyuncu ödüllerini toparlamıştı. Filmin basın bülteninde tanıtımı şöyle yapılıyordu: ? Daha önce izlediğiniz seri katil filmlerinde gördüğünüz her şeyi unutun ve dünyanın dört bir tarafındaki festival seyircisini şoke eden filme hazırlanın ''...
Bu gerçekten de kötü bir şaka olmalı. Nasıl olur da bu kadar anlamsız ve gereksiz bir film onca ödülü toparlayıp alır şaşılacak şey. Aceba bu jürilerde yer alan insanlar hangi değerlendirmeler neticesinde layık görüyorlar bu ödülleri çok merak ediyorum. Tam anlamıyla çin işkencesi yaşattı bana film. Defalarca kez PAUSE tuşuna basarak vazgeçmek istedim ama belki toparlar diye devam ettim izlemeye. Ne büyük bir hata yaptığımı geçte olsa anladım fakat neye yarar. Artık olan olmuştu... Hele hele görüntü yönetmenine söyleyecek söz bulamıyorum. Nasıl bi ... DevamıFilm vizyon öncesi katıldığı Fantastic Fest ve Toronto gibi festivallerde bir hayli ses getirmişti. Hatta Fantastic Fest 2010?da korku kategorisinde en iyi senaryo, en iyi erkek oyuncu ve en iyi kadın oyuncu ödüllerini toparlamıştı. Filmin basın bülteninde tanıtımı şöyle yapılıyordu: ? Daha önce izlediğiniz seri katil filmlerinde gördüğünüz her şeyi unutun ve dünyanın dört bir tarafındaki festival seyircisini şoke eden filme hazırlanın ''...
Bu gerçekten de kötü bir şaka olmalı. Nasıl olur da bu kadar anlamsız ve gereksiz bir film onca ödülü toparlayıp alır şaşılacak şey. Aceba bu jürilerde yer alan insanlar hangi değerlendirmeler neticesinde layık görüyorlar bu ödülleri çok merak ediyorum. Tam anlamıyla çin işkencesi yaşattı bana film. Defalarca kez PAUSE tuşuna basarak vazgeçmek istedim ama belki toparlar diye devam ettim izlemeye. Ne büyük bir hata yaptığımı geçte olsa anladım fakat neye yarar. Artık olan olmuştu... Hele hele görüntü yönetmenine söyleyecek söz bulamıyorum. Nasıl bir çekim mantığına sahipmiş, o anki ruh halini düşünmek dahi istemiyorum.
Amatör bir okul projesi için yapılan çalışmalardan bir farkı yoktu. '' Daha önce izlediğiniz seri katil filmlerinde gördüğünüz herşeyi unutun '' gibi bir tanımlamayla sinemaseverler ile alay edercesine söylemlerde bulunan zihniyetleri bu piyasan lütfen birileri temizlesin... Baştan sona zırvalamaktan öteye gidemeyen, vasat kelimesiyle bile yarışamayacak düzeyde yerlerde bir yapımdı. 10 / 3
Ruhlar Oteli filmine yorum yazdı:
Tanrılar gerçekten çıldırmış olmalı...! Bu filmi para harcayıp çekme zahmetine giren ve insanlarla alay edercesine vizyona sokarak büyük bir işkenceye maruz bırakan emeği geçen herkese YAZIKLAR OLSUN..... Ben ömrümde bu kadar vasat, bu kadar deli saçması bir film daha görmedim desem yalan olur çünkü çok gördüm. Lakin bu sıralamada üst kademelerde kendine iyi bir yer edinmeyi başardı bu film.
Baştan sona hiçbir anlam ifade etmeyen, ne korku nede gerilim adına hiçbir unsuru bünyesinde barındırmayan TV filmi dahi olamayacak kadar kötüydü. İMDB gibi bir siteden nasıl olurda 5,6 puan alır inanamıyorum gerçekten. Kesinlikle izlemenizi tavsiye etmiyorum. 10 / 3
Ölümsüzler filmine yorum yazdı:
Son dönemlerde fazlasıyla ele alınan mitolojik temalı yapımların beğeni topladığı hepimiz tarafından bilinen bir gerçek. Clash Of The Titans bunun en başarılı örneğiydi bana kalırsa. Keza Percy Jackson & The Olympians: The Lightning Thief filmide neredeyse aynı senaryoya sahip bir başka filmdi. Ve son olarak İmmortals.. Zayıf ve sönük senaryosuna rağmen seçilen mekanlar inanılmaz başarılıydı. Oyunculuklar içinde aynı şeyi söylemek mümkün. Henry Cavill The Tudors dizisinde zaten hayran olduğum bir oyuncuydu. Bir sinema filminde onu izlemek ayrıca keyif vericiydi.
Yunan mitolojisinin dünya tarihindeki yerinin sağlamlığı kuşkusuz birçok filme ilham kaynağı oluyor. Lakin Tanrıların ölmesi bana çokta mantıklı gelmedi. Yani ne biliyim TANRI sonuçta. Onca güce sahip olmalarına rağmen Titanlara karşı koyamadılar ve hepsi öldü neredeyse. Yada benim kaçırdığım birşeyler var belkide bilemiyorum. Görsel anlamda biraz daha zenginleştirilebilirdi senaryo. Ama herşeye rağmen izlenilmesi gerektiği ka ... DevamıSon dönemlerde fazlasıyla ele alınan mitolojik temalı yapımların beğeni topladığı hepimiz tarafından bilinen bir gerçek. Clash Of The Titans bunun en başarılı örneğiydi bana kalırsa. Keza Percy Jackson & The Olympians: The Lightning Thief filmide neredeyse aynı senaryoya sahip bir başka filmdi. Ve son olarak İmmortals.. Zayıf ve sönük senaryosuna rağmen seçilen mekanlar inanılmaz başarılıydı. Oyunculuklar içinde aynı şeyi söylemek mümkün. Henry Cavill The Tudors dizisinde zaten hayran olduğum bir oyuncuydu. Bir sinema filminde onu izlemek ayrıca keyif vericiydi.
Yunan mitolojisinin dünya tarihindeki yerinin sağlamlığı kuşkusuz birçok filme ilham kaynağı oluyor. Lakin Tanrıların ölmesi bana çokta mantıklı gelmedi. Yani ne biliyim TANRI sonuçta. Onca güce sahip olmalarına rağmen Titanlara karşı koyamadılar ve hepsi öldü neredeyse. Yada benim kaçırdığım birşeyler var belkide bilemiyorum. Görsel anlamda biraz daha zenginleştirilebilirdi senaryo. Ama herşeye rağmen izlenilmesi gerektiği kanaatindeyim. 10 / 6,5
Bazen düşmanlarım ... Devamı
Bazen düşmanlarımızı çok ta uzaklarda aramamamız gerekiyor. Bir kardeşin hırsı ve içten içe beslediği düşmanlığı hem kendi hem de beraberinde ki birçok hayatın tükenmesine sebebiyet verebiliyor. Çok basit gibi görünen bir çıkar mücadelesinin neticeleri katlanılamaz hale geldiğinde artık yapılabilecek bir şey kalmıyor ve duyulan vicdan azabı telafi etmeye yetmiyor sebep olunan hataları...
Geçen hafta izlediğim ve beni gerçekten çok etkileyen BENT filmine olan benzerliğiyle hayli ilgimi çeken film gerçekten hem kurgusuyla hem de başarılı oyunculuk performanslarıyla takdirimi kazanmayı başardı. Birçok sahnesinde tüylerimin diken diken olduğu, sırf Eşcinsel diye insanlara yapılan zulüm ve haksızlığın sınır tanımadığını tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren harikulade bir filmdi. Şiddetle ve ısrarla tavsiyemdir... Nasıl ki bir insan göz rengini seçemiyorsa cinsel kimliğini de seçme şansına sahip olamaz....... 10 / 9