Yaşamın Kıyısında Yorumları

Yaşamın Kıyısında filmi detayları

@neuromancer

1 yıl önce

Filmde sürekli bir şeyler eksikmiş gibi hissettim.

Lee, kardeşinin ölüm haberini alıyor, ağlamıyor. Lee, 3 çocuğunun ölümüne sebep oluyor, ağlamıyor. Lee, eski eşinin hayatına devam ettiğini öğreniyor, ağlamıyor. Lee yaptıklarını polise itiraf edip ceza almak istiyor ama cezalandırılamayacağını öğreniyor, ağlamıyor. Lee, oracıkta ölmek istiyor, intihar edemiyor. Lee, başka şehirde hapishane gibi bir yerde kendine ceza çektirircesine bir hayat yaşamak istiyor, kardeşi ölünce orada da yaşayamıyor.

Karakterin şöyle bir yerde bunca acıya isyan edip bizi salya sümük ağlatmasını bekledim. Yönetmen, o çıkışı yaptırmamayı tercih etti. Hep içine atan bir karakter var karşımızda. En artık tamam burada patlar dediğimiz yerde bile yine sessizce kavga etmeyi seçti.

Lee alıştırıldığımız gibi trajik olaylarda insanlardan beklediğimiz sıradan tepkileri vermediği için karakterin yerine ben bir "yeter ulaaaan" diye bağırasım geldi ancak ben de olayları
... Devamı
Filmde sürekli bir şeyler eksikmiş gibi hissettim.

Lee, kardeşinin ölüm haberini alıyor, ağlamıyor. Lee, 3 çocuğunun ölümüne sebep oluyor, ağlamıyor. Lee, eski eşinin hayatına devam ettiğini öğreniyor, ağlamıyor. Lee yaptıklarını polise itiraf edip ceza almak istiyor ama cezalandırılamayacağını öğreniyor, ağlamıyor. Lee, oracıkta ölmek istiyor, intihar edemiyor. Lee, başka şehirde hapishane gibi bir yerde kendine ceza çektirircesine bir hayat yaşamak istiyor, kardeşi ölünce orada da yaşayamıyor.

Karakterin şöyle bir yerde bunca acıya isyan edip bizi salya sümük ağlatmasını bekledim. Yönetmen, o çıkışı yaptırmamayı tercih etti. Hep içine atan bir karakter var karşımızda. En artık tamam burada patlar dediğimiz yerde bile yine sessizce kavga etmeyi seçti.

Lee alıştırıldığımız gibi trajik olaylarda insanlardan beklediğimiz sıradan tepkileri vermediği için karakterin yerine ben bir "yeter ulaaaan" diye bağırasım geldi ancak ben de olayların ağırlığı karşısında içime atmayı tercih ettim.

Beğendiğim kısımlara gelirsem. Alıştığımız senaryolarda karakterler geçmişiyle yüzleştirilir ve geçmişiyle, suçlarıyla yani kendisiyle barışma eğilimi gösterir. Filmin sonunda hayatın güzel olacağına yönelik seyirciye umut aşılanır. Bu filmde bu yok. Senaryoya bodoslama dalıyoruz ve bodoslama çıkıyoruz. Zaten hayat da böyle değil midir gibi saçma bir felsefeyle film yorumlamak istemem çünkü filmin başı ve sonu vardır. Olaylar giriş gelişme sonuç şeklinde ilerler. Yani karakterin hayatı izleyicilerin gözünde yarım kaldı. Ne oldu yani! Bir adam var, acı çekti. E, sonra noldu? Bilmem, film bitti.

Gıcık olduğum bir konuya ışık tutmak isterim. Be Patrick! Hadi bizim Lee'nin içi ölmüş yalandan yaşıyor. Ya senin baban daha öğlen ölmüş. Akşamına arkadaşlarınla film geyiği yapıp gecesine kız peşine düşüyorsun. Ulan ne biçim adamsın sen be! Ha desek çocuk babasıyla şiddetli geçimsizliği var. Evleri crack house gibi bir yer. O da değil! Gayet çocuğunu seven bir baba gösteriliyor bize. Patrick'e buradan püh diyorum. Hain evlat.


Yönetmen acı olaylarla bizi yüklüyor, yüklüyor. Tam artık kopacağız dediğimiz yerde nabzı bir şekilde düşürüyor. Bu da ilginç bir deneyim oldu benim açımdan. Sonuç olarak zamanı olan izleyebilir. Konu ağır işlendiği için herkesin her anına hitap eden bir film değil. Ona göre hazır olun da başlayın filme.

@aku

1 yıl önce

10 / 10

Lee'yi o kadar iyi anlıyorum ki...

@mckurkcu

1 yıl önce

8 / 10

İnsan bazen sırtında taşıdığı yükün altında ezilir ve hareket edemez hale gelir. Hayatta ufacık bir anda yaptığınız ufacık bir hata yaşamı çekilmez bir yük haline getirir ve ruhu çekilmiş bir insan gibi sadece bedenden ibaret bir canlı gibi kalırsınız. Lee' nin sessizliği, kayıtsızlığı, ani öfkeleri ve donuk bakışları hayatını mahveden o ufacık hatanın sonucu. Filmde geçmişe gidilen sahnelerde aslinda Lee'nin ne kadar da hayat dolu bir insan olduğunu görüyoruz. Ancak hayat tam olarak böyle bir şey, tek bir an tek bir hata tüm güzel günleri yok edip götürebilir. Hayatın mutlu anları o kadar kırılgan ve geçicidir ki. Film bize hayatın bu kırılganlığını anlattığı için oldukça gerçek geliyor. Lee'nin üstesinden gelemiyorum dediği sahnede o sıkışmışlık hissini, içinde bastırdığı o çığlığı çok iyi anlıyoruz. Filmin Türkçe isminin çok yerinde seçildiğini düşünüyorum, Lee ne intihar edip terkedebiliyor yaşamı ne de içine girebiliyor eski günlerde olduğu gibi, yaşamın kıyısında kimseye dokunmad
... Devamı
İnsan bazen sırtında taşıdığı yükün altında ezilir ve hareket edemez hale gelir. Hayatta ufacık bir anda yaptığınız ufacık bir hata yaşamı çekilmez bir yük haline getirir ve ruhu çekilmiş bir insan gibi sadece bedenden ibaret bir canlı gibi kalırsınız. Lee' nin sessizliği, kayıtsızlığı, ani öfkeleri ve donuk bakışları hayatını mahveden o ufacık hatanın sonucu. Filmde geçmişe gidilen sahnelerde aslinda Lee'nin ne kadar da hayat dolu bir insan olduğunu görüyoruz. Ancak hayat tam olarak böyle bir şey, tek bir an tek bir hata tüm güzel günleri yok edip götürebilir. Hayatın mutlu anları o kadar kırılgan ve geçicidir ki. Film bize hayatın bu kırılganlığını anlattığı için oldukça gerçek geliyor. Lee'nin üstesinden gelemiyorum dediği sahnede o sıkışmışlık hissini, içinde bastırdığı o çığlığı çok iyi anlıyoruz. Filmin Türkçe isminin çok yerinde seçildiğini düşünüyorum, Lee ne intihar edip terkedebiliyor yaşamı ne de içine girebiliyor eski günlerde olduğu gibi, yaşamın kıyısında kimseye dokunmadan, acısını içinde taşıyarak geçip gidiyor. Denize tutkulu ama hep kıyıdan izliyor artık denizi.

@damlaack

1 yıl önce

8.2 / 10

çok etkileyici bir filmdi ve Lee'nın yaşadığı o duyguları yönetmen çok güzel hissetmemizi sağlamış ve o ebeveyn olmak istemesini ama olamayışı çok etkileyici anlatılmıştı
kurgusundaki geçmişe dönüşlerde etkileyiciydi
. daha fazla spoiler vermek istemiyorum. iyi seyirler
B

@b_polat

2 yıl önce

8.5 / 10

Casey Affleck'ten mükemmel oyunculuk. Bu kadar ağladığım bir film hatırlamıyorum. O sahne neydi öyle ya?

@zett

3 yıl önce

9.1 / 10

Geçenlerde ocağın altını kapatıp kapatmadığımdan emin olmayarak işe geldiğimde kafamda istemsiz olarak müziği çalmaya başlayan film.

Bin kere söylenmiştir ama pekişsin diye yine söyleyeceğim Casey Affleck bu filmde o kadar oynamamış, o kadar doğal bir karakter yansıtmıştır ki zaman zaman alakalı alakasız yerlerde filmden sahneler aklıma gelip beni olduğum yere çakıverir. İnsanların acziyetlerini tüm sadeliği ve güzelliği ile olduğu kadar ve olduğu haliyle anlatan böyle hikayeler bana her zaman nice sarsıcı ve dramatik görünen olaydan daha derin ve etkileyici gelmiştir.

@fthgzl79

3 yıl önce

6.8 / 10

Dram seven birisi,bu filme ’’kötü’’ diyemez..Boğazınız düğümlenerek izleyeceğiniz harika bir film..

@henriette

4 yıl önce

10 / 10

bir kitabı ya da filmi bitirdikten sonra hep, "her şey bambaşka olabilirdi" derim. Lee Chandler, senin için de her şey bambaşka olabilirdi. tek bir hatanın bütün bir hayatını böyle mahvetmesi çok acımasızca.
Casey Affleck aldığı ödülleri sonuna kadar hak etti, ondan başkası da oynayamazmış bu rolü. rolü onun kişiliğinden esinlenerek yazdılar sanki.
hayatının çocuklarını kaybettikten sonraki kısmındaki ruhsuzluk, boşluk hissini o kadar güzel yansıtmış ki.
lee ve randi’nin sokakta karşılaşıp konuştukları kısım herkesin bildiği gibi çok harika ve güzel ağlattı. ve kendi bebeğine söylediği gibi, Randi’nin bebeğine de "çok yakışıklısın" dediği kısma Randi’nin o anki bakışı gibi baktım. olayın akşamında George’un eşine yaslanıp ağladığı kısım benim için filmin en değerli sahnelerinden biridir, çünkü Lee’nin kırılma anı orası.
kızının rüyasında ona "Yandığımızı görmüyor musun?" dediği kısımda da kalbime bıçak saplanıyor sürekli.
Lee’nin yaşadıkla
... Devamı
bir kitabı ya da filmi bitirdikten sonra hep, "her şey bambaşka olabilirdi" derim. Lee Chandler, senin için de her şey bambaşka olabilirdi. tek bir hatanın bütün bir hayatını böyle mahvetmesi çok acımasızca.
Casey Affleck aldığı ödülleri sonuna kadar hak etti, ondan başkası da oynayamazmış bu rolü. rolü onun kişiliğinden esinlenerek yazdılar sanki.
hayatının çocuklarını kaybettikten sonraki kısmındaki ruhsuzluk, boşluk hissini o kadar güzel yansıtmış ki.
lee ve randi’nin sokakta karşılaşıp konuştukları kısım herkesin bildiği gibi çok harika ve güzel ağlattı. ve kendi bebeğine söylediği gibi, Randi’nin bebeğine de "çok yakışıklısın" dediği kısma Randi’nin o anki bakışı gibi baktım. olayın akşamında George’un eşine yaslanıp ağladığı kısım benim için filmin en değerli sahnelerinden biridir, çünkü Lee’nin kırılma anı orası.
kızının rüyasında ona "Yandığımızı görmüyor musun?" dediği kısımda da kalbime bıçak saplanıyor sürekli.
Lee’nin yaşadıklarını tam olarak hissedelim ve deli gibi ağlayalım diye yapılmış, başardılar.

"Lee, böyle ölemezsin."

youtube’da filmdeki birkaç silinen sahneyi bulabilirsiniz, keşke filme alsalarmış.

@lemonya

7 yıl önce

5 / 10

Son yıllardaki Oscar filmlerinin vasatlığından dolayı neredeyse 5 yıldır Oscar filmlerini takip etmiyordum (Moonlight bile yeterli bir sebep) fakat Manchester By The Sea’deki Casey Affleck performansının methini o kadar çok duydum ki kendimi izlemekten alıkoyamadım. Casey Affleck’in filmdeki o unutulmaz denilen performansına bakınca da açıkçası bir şey göremedim. Öncelikle film kötü yönetilmiş bir film. Bu senaryo çok daha iyi çekilebilecekken özellikle kötü bir görüntü yönetmeni seçimiyle İletişim Fakültesi yarışma filmine dönmüş. Karakter için çok klişe planlar seçilmiş. Böyle bir senaryoda böyle bir sinematografi bana kolaya kaçmak gibi geliyor. Casey Affleck de "morgdaki bir ceset" gibi ortalıkta dolaşırken yönetmen karakterin ruh halini çok basit bir şekilde tanımlamaya çalışmış diye düşünüyorum. Gerçekten evlat kayıbıyla ilgili iyi bir film izlemek isteyenlere Nanni Moretti’nin La stanza del figlio filmini önerebilirim.

@terabithiasu

7 yıl önce

Bir tek ben sevmedim galiba

@aku

1 yıl önce

filmi içselleştirip izlersen farklı olabilir, yaşantılar yaşanmışlıklar.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL