12 yıl önce
5
173 OYPUAN VER
5
Imdb: 6.2 (322.437 OY)
KONUSU
96 Saat (Taken) filminde yani bir önceki filmde kızı bir çete tarafından kaçırılan emekli CIA ajanı Bryan Mills’in, kızını kurtarırken öldürdüğü çete elemanlarından birinin babası, oğlunun intikamını almak için İstanbul’da tatilde olan Mills’in karısını kaçırır. Bunun üzerine Mills, karısını kurtarm
... Devamı
96 Saat (Taken) filminde yani bir önceki filmde kızı bir çete tarafından kaçırılan emekli CIA ajanı Bryan Mills’in, kızını kurtarırken öldürdüğü çete elemanlarından birinin babası, oğlunun intikamını almak için İstanbul’da tatilde olan Mills’in karısını kaçırır. Bunun üzerine Mills, karısını kurtarmaya çalışacaktır.
Filmin önemli bir bölümü İstanbul’da Balat, Kadıköy ve Haydarpaşa’da çekildi. 96 Saat’in devam filminin Türkiye’de 5 Ekim 2012’de gösterime girmesi planlanıyor.
Filmin önemli bir bölümü İstanbul’da Balat, Kadıköy ve Haydarpaşa’da çekildi. 96 Saat’in devam filminin Türkiye’de 5 Ekim 2012’de gösterime girmesi planlanıyor.
-
Olivier Megaton
Yönetmen
-
Luc Besson
Senarist
-
Robert Mark Kamen
Senarist
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Bryan Mills
Kim Mills
Lenore
Sam
Bernie
Casey
Murad Kras...
Jamie
YORUM YAZ
POPÜLER YORUMLAR
" Ülkemizi kötü göstermiş "meselesine hiç girmeden;
tamamen sinematografik açıdan bir sürü saçmalık sıralayabilirim bu filmle ilgili.
Nerde ilk filmdeki heyecan fırtınası, kaliteli kurgu akışı, aksiyon sahneleri nerde bu film... Çeyrek kalitesinde bile değil.
1)Öncelikle o kara mizah filmlerine taş çıkartacak Arnavutluk - Türkiye sınır geçme sahnesinden başlamak istiyorum.
Hadi coğrafyadan bihaber gerzek Amerikalılara sınır komşusu olmayı yutturdunuz.
Allah aşkına hangi akla hizmet böylesi basit bir şekilde hazırladınız bu sınır bölgesini... Gören mahalle girişi sanır.
Zaten buradan başlayarak berbat bir film olacağının sinyalleri veriliyor.
2)Araba süremeyen ergen saf kızımız İstanbul'da rallici kesiliyor ve ajanlığa bürünüyor.
En işlek yerlerde maşallah martılara simit atar gibi oraya buraya bombaları fırlatıyor.
3)Kara çarşaflı meselesi için sokaktan geçen alelade insanlar olsa açıkçası hiçbir şey demezdim çünkü ülkemizde bö ... Devamı
tamamen sinematografik açıdan bir sürü saçmalık sıralayabilirim bu filmle ilgili.
Nerde ilk filmdeki heyecan fırtınası, kaliteli kurgu akışı, aksiyon sahneleri nerde bu film... Çeyrek kalitesinde bile değil.
1)Öncelikle o kara mizah filmlerine taş çıkartacak Arnavutluk - Türkiye sınır geçme sahnesinden başlamak istiyorum.
Hadi coğrafyadan bihaber gerzek Amerikalılara sınır komşusu olmayı yutturdunuz.
Allah aşkına hangi akla hizmet böylesi basit bir şekilde hazırladınız bu sınır bölgesini... Gören mahalle girişi sanır.
Zaten buradan başlayarak berbat bir film olacağının sinyalleri veriliyor.
2)Araba süremeyen ergen saf kızımız İstanbul'da rallici kesiliyor ve ajanlığa bürünüyor.
En işlek yerlerde maşallah martılara simit atar gibi oraya buraya bombaları fırlatıyor.
3)Kara çarşaflı meselesi için sokaktan geçen alelade insanlar olsa açıkçası hiçbir şey demezdim çünkü ülkemizde bö ... Devamı
" Ülkemizi kötü göstermiş "meselesine hiç girmeden;
tamamen sinematografik açıdan bir sürü saçmalık sıralayabilirim bu filmle ilgili.
Nerde ilk filmdeki heyecan fırtınası, kaliteli kurgu akışı, aksiyon sahneleri nerde bu film... Çeyrek kalitesinde bile değil.
1)Öncelikle o kara mizah filmlerine taş çıkartacak Arnavutluk - Türkiye sınır geçme sahnesinden başlamak istiyorum.
Hadi coğrafyadan bihaber gerzek Amerikalılara sınır komşusu olmayı yutturdunuz.
Allah aşkına hangi akla hizmet böylesi basit bir şekilde hazırladınız bu sınır bölgesini... Gören mahalle girişi sanır.
Zaten buradan başlayarak berbat bir film olacağının sinyalleri veriliyor.
2)Araba süremeyen ergen saf kızımız İstanbul'da rallici kesiliyor ve ajanlığa bürünüyor.
En işlek yerlerde maşallah martılara simit atar gibi oraya buraya bombaları fırlatıyor.
3)Kara çarşaflı meselesi için sokaktan geçen alelade insanlar olsa açıkçası hiçbir şey demezdim çünkü ülkemizde böyle görüntüler mevcut.
Ama hiç alakasız en az iki üç sahnede bu çarşaflı kadınların kasten yerleştirildikleri o kadar belli ki, işte buna itiraz ediliyor zaten.
4)Araba uçma sahnesi için ne hikmetse kaç tane caddede bir tane bile insan geçmiyor. O kadar belli ki trafiğe kapattıkları, bu kadar mı kötü çekim yapılır.
Maliyetten kısmak için eski polis arabalarına kalmaları yorumsuz.
5)Amerikan büyükelçiliği sahnesi ayrı bir komedi. Savaşa hazır bir şekilde bekleyen coniler hemen silaha sarılıp, güçlü ve mağrur ABD imajı yine korunuyor. Arka arkaya zoomlanan ABD bayrakları falan da işin ekstrası.
6)Kemençe çalan yaşlı amcamıza bile " sen şurada put gibi dur " dedikleri o kadar belli ki...
Yani tonla daha başka şey sayabilirim şu film için...
Pis görüntülerle sunulan Arnavutluk'tan, mutlu mesut müthiş bir hayatın hüküm sürdüğü Los Angeles topraklarına zıplıyor film,
sonra yine en rezil ve berbat Türk sokaklarının seçildiği yerlerden, milkshakelerini yudumladıkları huzurlu Amerika coğrafyası... Tamemen bilinçaltına oynama çabaları...
o Luc Besson'ın senarist ve yapımcılığını yerim! Bu kadar mı düştün be adam! Kalite anlamında beş para etmez bir isim olduğun tescillenmiş bu filmle.
3 puanveriyorum. O da filmin temposu, müzikleri ve birkaç oyuncu performansı için.
tamamen sinematografik açıdan bir sürü saçmalık sıralayabilirim bu filmle ilgili.
Nerde ilk filmdeki heyecan fırtınası, kaliteli kurgu akışı, aksiyon sahneleri nerde bu film... Çeyrek kalitesinde bile değil.
1)Öncelikle o kara mizah filmlerine taş çıkartacak Arnavutluk - Türkiye sınır geçme sahnesinden başlamak istiyorum.
Hadi coğrafyadan bihaber gerzek Amerikalılara sınır komşusu olmayı yutturdunuz.
Allah aşkına hangi akla hizmet böylesi basit bir şekilde hazırladınız bu sınır bölgesini... Gören mahalle girişi sanır.
Zaten buradan başlayarak berbat bir film olacağının sinyalleri veriliyor.
2)Araba süremeyen ergen saf kızımız İstanbul'da rallici kesiliyor ve ajanlığa bürünüyor.
En işlek yerlerde maşallah martılara simit atar gibi oraya buraya bombaları fırlatıyor.
3)Kara çarşaflı meselesi için sokaktan geçen alelade insanlar olsa açıkçası hiçbir şey demezdim çünkü ülkemizde böyle görüntüler mevcut.
Ama hiç alakasız en az iki üç sahnede bu çarşaflı kadınların kasten yerleştirildikleri o kadar belli ki, işte buna itiraz ediliyor zaten.
4)Araba uçma sahnesi için ne hikmetse kaç tane caddede bir tane bile insan geçmiyor. O kadar belli ki trafiğe kapattıkları, bu kadar mı kötü çekim yapılır.
Maliyetten kısmak için eski polis arabalarına kalmaları yorumsuz.
5)Amerikan büyükelçiliği sahnesi ayrı bir komedi. Savaşa hazır bir şekilde bekleyen coniler hemen silaha sarılıp, güçlü ve mağrur ABD imajı yine korunuyor. Arka arkaya zoomlanan ABD bayrakları falan da işin ekstrası.
6)Kemençe çalan yaşlı amcamıza bile " sen şurada put gibi dur " dedikleri o kadar belli ki...
Yani tonla daha başka şey sayabilirim şu film için...
Pis görüntülerle sunulan Arnavutluk'tan, mutlu mesut müthiş bir hayatın hüküm sürdüğü Los Angeles topraklarına zıplıyor film,
sonra yine en rezil ve berbat Türk sokaklarının seçildiği yerlerden, milkshakelerini yudumladıkları huzurlu Amerika coğrafyası... Tamemen bilinçaltına oynama çabaları...
o Luc Besson'ın senarist ve yapımcılığını yerim! Bu kadar mı düştün be adam! Kalite anlamında beş para etmez bir isim olduğun tescillenmiş bu filmle.
3 puanveriyorum. O da filmin temposu, müzikleri ve birkaç oyuncu performansı için.
Ne kadar hakaret edersek edelim yine de hakaret etmeye doyamayacağımız, izlerken 'öğğ kuscağım' dedirten bir film. Oğğçocukları İstanbul gibi dünyada eşi benzeri zor olan bir şehri, arabistan yarımadasından fırlamışcasına anlatmış. Kara çarşaflar, binaların üstünde bomba patlamalar, murat 131 model polis arabaları. İşin komik tarafı taksinin mercedes, polis arabasının murat 131 modelinde olması. Adamlar ülkerinde bizi kötülüyorlar, yetmiyor gelip burada bir daha kötülüyorlar, biz de aaa ne güzel İstanbul'da film çektiler diyoruz. Amk adamlar sayesinde İstanbul'da ne kadar geri kalmış, pislik içinde olan; sokak, cadde, han varsa hepsini görme fırsatı buldum. Kapalı çarşı üzerinde bulunan çürümeye yüz tutmuş çanak antenleri gösterip büyük bir zevkle İstanbulu kötülerken acaba hiç dedilermi, ''biraz da çarşının içindeki o güzelim medeniyeti gösterelim'' diye. Herifler vizyon aracılığı ile dahil bizi kötülüyorlar, elbetteki biz bunu yapamıy
... Devamı
Ne kadar hakaret edersek edelim yine de hakaret etmeye doyamayacağımız, izlerken 'öğğ kuscağım' dedirten bir film. Oğğçocukları İstanbul gibi dünyada eşi benzeri zor olan bir şehri, arabistan yarımadasından fırlamışcasına anlatmış. Kara çarşaflar, binaların üstünde bomba patlamalar, murat 131 model polis arabaları. İşin komik tarafı taksinin mercedes, polis arabasının murat 131 modelinde olması. Adamlar ülkerinde bizi kötülüyorlar, yetmiyor gelip burada bir daha kötülüyorlar, biz de aaa ne güzel İstanbul'da film çektiler diyoruz. Amk adamlar sayesinde İstanbul'da ne kadar geri kalmış, pislik içinde olan; sokak, cadde, han varsa hepsini görme fırsatı buldum. Kapalı çarşı üzerinde bulunan çürümeye yüz tutmuş çanak antenleri gösterip büyük bir zevkle İstanbulu kötülerken acaba hiç dedilermi, ''biraz da çarşının içindeki o güzelim medeniyeti gösterelim'' diye. Herifler vizyon aracılığı ile dahil bizi kötülüyorlar, elbetteki biz bunu yapamıyoruz ve ben bir kez daha diyorum ki; lanet olsun bir türlü gelişemeyen film kültürümüze !
İstanbul deyince Avrupalının aklına bu İstanbul geliyorsa ah ne yazıktır ahh. Başı açık tek kadının olmadığı, herkesin karaçarşaflı olduğu, polis arabalarının hacı murat olduğu, medeniyetten nasibini almamış bir İstanbul. Elin Amerikalısı gelsin güzelim İstanbulu yaksın, yıksın sonra bizim polisler, mahkemeler uyusun. İstihbarat desen sıfır hatta altında. Çünkü;
Genç bir kız elinde el bombaları 3 kere fırlatıyor ve kimsenin ruhu duymuyor, hayat normal ohh. Kadın kaçırıylıyor gene eşi kurtarıyor. Vesaire vesair..
Filmin tek artısı aksiyon sahnelerinin olması. Onun haricinde pek bir artı göremedim. İstanbul mu bu? diye bitiriyorum yazımı.
Genç bir kız elinde el bombaları 3 kere fırlatıyor ve kimsenin ruhu duymuyor, hayat normal ohh. Kadın kaçırıylıyor gene eşi kurtarıyor. Vesaire vesair..
Filmin tek artısı aksiyon sahnelerinin olması. Onun haricinde pek bir artı göremedim. İstanbul mu bu? diye bitiriyorum yazımı.
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
Film belki çok kötü değil acayip bir şekilde Türkiye'yi ve İstanbul'u kötüleme var ama direkt olarak değil İstanbul bu zaten şeklinde
Çok çok kötü bir film o yüzden
Amerika'da homeless ları gösteren bir film daha izlemedim ben vardır belki ama büyük bütçeli yapımlarda kahraman olan homeless gösterilmiyor ya da onlara özel büyük prodüksiyon yapılmıyor. Bu filmde büyük bir prodüksiyon ancak İstanbul kötü gözüküyor. Bence bu filmin çekilmesine izin verilmemeliydi.
Zaten çok modern değiliz, bir de bu film imajımızı etkilemiş.
Çok çok kötü bir film o yüzden
Amerika'da homeless ları gösteren bir film daha izlemedim ben vardır belki ama büyük bütçeli yapımlarda kahraman olan homeless gösterilmiyor ya da onlara özel büyük prodüksiyon yapılmıyor. Bu filmde büyük bir prodüksiyon ancak İstanbul kötü gözüküyor. Bence bu filmin çekilmesine izin verilmemeliydi.
Zaten çok modern değiliz, bir de bu film imajımızı etkilemiş.
Bu filmin adı takip Afganistan filan olsa inanın okadar tanıdık yere rağmen İstanbulda çekildiğini hiç anlamazdım.
Filmin senaristliğini ve yapımcılığını üstlenen büyük bir isim olunca şüphesiz büyük bir beklentiyle oturuyorsun filmin başına ve beklediğimi aldığımı düşünüyorum? Filme başlamadan önce biraz yorumlara göz gezdirdim ve İstanbul hakkında bir sürü filme karşı eleştiri okudum , etkilenmeden izlemek için elimden geleni yapsam da gözüme sokulan bir çok sahne rahatsız etti beni.İstanbulu en başta çok çirkin betimlemiş bir film.Murat 131 den polis arabaları , kara çarşaflı kadınlar , taksi direksyonun da oturan kızı görünce şaşıran kadınlar , eskilerden kalma sınır kapısı vs uzatabiliriz.Bunları göz ardı edersek illaki ilki kadar iyi olmasa da geçer notu hak edecek bir film.Liam Neelon yine kaliteli oyunculuğuyla almış götürmüş filmi.
Boğaz sahnesi oldukça güzel çekilmişti, ancak ilk filmin tadına kesinlikle ulaşamıyor.
Beni bu kadar hayal kırıklığına uğratmaya hakkınız var mıydı lan !!!!!!
filim güzeldi istanbulu çok kötü göstermişler arabalar desen hacı murat şahin bilerek yapıyorlar sanki ama yinede aksiyon sahneleri fena değildi tavsiye ederim.
Ben koyu bir Luc Besson fanatiği biriyim.Her filmini ayrı severim.İlk film olan Taken son yıllarda yapılmış en iyi aksiyon filmlerinden biridir bana göre. Bu devam filmini de ilk film kadar beğendim. Önce işin Türkiye sahneleriyle ilgili olan bölümlerinden bahsedeyim.Herkes yerden yere vurmuş İstanbul’u kötü göstermiş diye. İstanbul da böyle yerler yok mu ? Yönetmen size olmayan yerleri mi göstermiş ? Hayır.Gayet bildiğimiz istanbul. Ayrıca İstanbulla ilgili iyi çekimleri de vardı filmin. Eleştirilecek nokta çarşaflı kadınların dikkat edilcecek düzeyde gösterilmesi ve 80 li yıllardan kalma polis arabalarıdır.Sanatına siyaseti karıştırarak yanlış yapmıştır.Onun dışında bu filmin eleştirilecek noktası yoktur. Türkiye de çekilen her yabancı filme laf sokuşturma çabasındasınız.Hayalet sürücü çekildi dediniz ki Cennete en uzak nokta olarak türkiyeyi seçmişler.Skyfall çektiler dediniz ki tarihi mekanlarımızı bozdular.Kimse de demiyor ki madem
... Devamı
Ben koyu bir Luc Besson fanatiği biriyim.Her filmini ayrı severim.İlk film olan Taken son yıllarda yapılmış en iyi aksiyon filmlerinden biridir bana göre. Bu devam filmini de ilk film kadar beğendim. Önce işin Türkiye sahneleriyle ilgili olan bölümlerinden bahsedeyim.Herkes yerden yere vurmuş İstanbul’u kötü göstermiş diye. İstanbul da böyle yerler yok mu ? Yönetmen size olmayan yerleri mi göstermiş ? Hayır.Gayet bildiğimiz istanbul. Ayrıca İstanbulla ilgili iyi çekimleri de vardı filmin. Eleştirilecek nokta çarşaflı kadınların dikkat edilcecek düzeyde gösterilmesi ve 80 li yıllardan kalma polis arabalarıdır.Sanatına siyaseti karıştırarak yanlış yapmıştır.Onun dışında bu filmin eleştirilecek noktası yoktur. Türkiye de çekilen her yabancı filme laf sokuşturma çabasındasınız.Hayalet sürücü çekildi dediniz ki Cennete en uzak nokta olarak türkiyeyi seçmişler.Skyfall çektiler dediniz ki tarihi mekanlarımızı bozdular.Kimse de demiyor ki madem orası tarihi mekan senin devletin hükümetin neden koruma altına almıyor orayı.Böyle bahanelerle filmleri yerden yere vurmanın gereği yok. Film ilk film tadında kaçma ve kovalama sahneleri çok fazla akıllıca yazılmış senaryosu ve özenle yapılmış aksiyon sahneleriyle heyecanı yüksek muhteşem bir film.Özellikle son zamanlarda yapılan uçuk kaçık aksiyon filmlerini görünce böylesi abartıdan yoksun gerçekçi ve şaşırtıcı filme laf etmek yanlış olurdu. 50 sinden sonra aksiyon sinemasının aranılan aktörlerindne olan Liam Neeson yine harikalar yaratıyor.Unutmayın ki Liam Neeson 61 yaşında. Dedem yaşında adam.Muhteşem söylenecek kelime bulamıyorum. Yönetmenden de bahsedecek olursak kolombiyalı intikam meleği ve taşıyıcı ile kendisini kanıtlamış biri.Kalitesine yakışır bir film sunmuş bize. 10/ 8.0
Hareket, heyecan? Ooooh maşallah.
Saçmalık, abartı? O-H-A!
Yorumum şu: Liam Neeson'ın kesinlikle yüklü miktarda kumar ya da vergi borcu var. Böyle bir filmde oynamasının başka mantıklı bir açıklaması olan varsa, gelsin beni bulsun...
Saygılar. (Siz okurlar ve yorumcular için tabi ki :))
Saçmalık, abartı? O-H-A!
Yorumum şu: Liam Neeson'ın kesinlikle yüklü miktarda kumar ya da vergi borcu var. Böyle bir filmde oynamasının başka mantıklı bir açıklaması olan varsa, gelsin beni bulsun...
Saygılar. (Siz okurlar ve yorumcular için tabi ki :))
güpegündüz el bombası patlatan ,ehliyet alamayan ama istanbul sokakların da drift yapan kızın oynadığıbu saçma filmde mısır çarşısının oraya bir adet bakkal dükkanı koyup içine erdal'ı koysalar bana göre o kadar sırıtmazdı.
En basitinden, 10 yıl önce tedavülden kalkan araçların polis aracı diye insanların gözüne sokulduğu filmdir.'Nato mermer nato kafa' sözünün beyazperdeye sirayet etniş halidir...
"Siz ne yaparsanız yapın bizim gözümüzde geri kalmış, 4. sınıf ülkesiniz işte oğlum." diyen değişik kafaların ürünüdür...
"Siz ne yaparsanız yapın bizim gözümüzde geri kalmış, 4. sınıf ülkesiniz işte oğlum." diyen değişik kafaların ürünüdür...
izlemek ziyan, hakkında yazmak ziyan liam abi bile ıııı
Taken'in ismini "96 Saat" diye çevirip, Taken 2'yi ise "Takip: İstanbul" yapmışız. Tam bizlik olmuş. Filmde bir sürü saçmalık var. Hepsine değinemem ama birini söylemesem edemem.
Sınırı geçtikleri sahne o kadar ucuz o kadar saçmaydı ki, filmin kalitesini daha baştan yerle bir etti.
Taken > Taken 2
Sınırı geçtikleri sahne o kadar ucuz o kadar saçmaydı ki, filmin kalitesini daha baştan yerle bir etti.
Taken > Taken 2
Sınırdan geçme sahnesinde koprum. Propaganda filminde ki sınır bile daha iyiydi. :) Bizimkiler köyde evlerin önüne inekler girmesin diye aynı sistemi kullanıyor. :):):) Hahahaha ne adamlar var su dünya da. Bide Erdal Bakkal ı koymuşlar memur diye daha da kopardı beni.
Gel de anlat artık "Türkiye böyle bir yer değil." diye. Liam' a olan hayranlığım da uçtu gitti bu vasat ötesi filmle.
cidden çok güldüm bu filme saçmalıklarla doldurmuşlar,bomba patlata patlata plajda yatmaktan başka becerisi olmayan kıza cephanelik taşıttı telefonda,adam senin sülaleni gebertmiş sen hala karısını zincire vurup yarım saate ölecek hadi cüneyt arkın gibi kurtar da göreyim diyosun, o amerikan elçiliğine dalmak nedir lan, askerlere biz amerikalıyız deyip ya da kimlik gösterip giremez miydin,istanbulu herkes anlatmış zaten murat 131 den o polis arabalarını buldukları için tebrik ediyorum, tüm kadınlar kara çarşaflı vay be...
özetle gece yarısı ekspresi filminin yeniden çekimi diyebilirim,kesinlikle olmamış Türkiye'yi hiç bilmiyor olsaydım bile bu filmin ederi en fazla 10 üzerinden 4.
özetle gece yarısı ekspresi filminin yeniden çekimi diyebilirim,kesinlikle olmamış Türkiye'yi hiç bilmiyor olsaydım bile bu filmin ederi en fazla 10 üzerinden 4.
Takip: İstanbul filmine Benzer Film ekliyorsun.
Takip: İstanbul filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Takip: İstanbul filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL