4 yıl önce
6.9
57 OYPUAN VER
5
Imdb: 7.3 (15.222 OY)
KONUSU
İşinin ehl-i bir hemşire olan Elena, zengin, yaşlı ve evde bakıma muhtaç bir adam olan Vladimir ile evlenir. Her ikisi de farklı aile yapılarından gelen çocuklarıyla ilişkileri bir şekilde sorunlu ve mesafeli insanlardır. Fakat Vladimir bir kalp krizi geçirip, hastaneye kaldırılınca vasiyetini yazdı
... Devamı
İşinin ehl-i bir hemşire olan Elena, zengin, yaşlı ve evde bakıma muhtaç bir adam olan Vladimir ile evlenir. Her ikisi de farklı aile yapılarından gelen çocuklarıyla ilişkileri bir şekilde sorunlu ve mesafeli insanlardır. Fakat Vladimir bir kalp krizi geçirip, hastaneye kaldırılınca vasiyetini yazdırma kararı alır; ama Elena bu vasiyette yer almaz. Oğlunun dağılmak üzere olan ailesini bir arada tutmaya çalışan Elena, kocası ve ailesi arasında ahlaki bir fedakarlık çıkmazında kalacaktır.
Dönüş ve Sürgün filmleri ile kendisine hatırı sayılır bir kitle edinen Rus sinemacı Andrey Zvyagintsev’in son filmi, 2011 Cannes Film Festivali’nin Belirli Bir Bakış bölümünde kapanış filmi olarak gösterilmişti. Ülkemizde 2011 Filmekiminde seyirciyle buluşan yapımın yurt dışı eleştirmen notu ise yüksek...
Dönüş ve Sürgün filmleri ile kendisine hatırı sayılır bir kitle edinen Rus sinemacı Andrey Zvyagintsev’in son filmi, 2011 Cannes Film Festivali’nin Belirli Bir Bakış bölümünde kapanış filmi olarak gösterilmişti. Ülkemizde 2011 Filmekiminde seyirciyle buluşan yapımın yurt dışı eleştirmen notu ise yüksek...
-
Andrey Zvyagintsev
Yönetmen
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Elena
Sergey
Vladimir
Katerina
Vitek
Friend Sanka
YORUM YAZ
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
Bir cesedin içinden maviliklere, dalında tomurcuk olmuş çiçeklere akıyordu hayat..
Ah Elena .. doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı. Paranın yozlaştırdığı hayatın içinde korkunç bir dram. Elena için üzüldüm. Şanssız başlayan hayatını " gerçek dışı " vicdansızlığı ile devam ettirmek zorunda.. Andrey Zvyagintsev gerçekten başarılısın.
Ah Elena .. doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı. Paranın yozlaştırdığı hayatın içinde korkunç bir dram. Elena için üzüldüm. Şanssız başlayan hayatını " gerçek dışı " vicdansızlığı ile devam ettirmek zorunda.. Andrey Zvyagintsev gerçekten başarılısın.
Detaylara indikçe boğulmanıza yol açabilecek bir film.
Kendi mutluluğu sürekli başkalarının mutluluğuna bağlı olan bir insan seçim yapmak zorunda kalırsa hangi tarafın mutluluğu ile mutlu olacak. Yoksa mutsuz olan tarafın da etkisi olacak mı? Elena gibi kendi hayatını yok sayıp, başkalarına maddi ve manevi yardım eden ve bunu yaparken kendi bildiği doğruları yapan bir insanda bu soruların cevabını arıyoruz.
Çok güzel bir at sahnesi var. Bir anda karşınıza çıkıyor. Ne alaka diyorsunuz. Bu sahnenin bir anlamı olmalı ki var zaten. Elena başkalarının mutluluğu ile mutlu olan bir kişi. Kendi hayatını yok sayan demiştim. Aynı bir at gibi. Sahnede at tek başına yerde yatmıyor, sahibi de var. Kendisine bakan, yemeğini veren, yıkayan, besleyen sahibi... O ölmüş, at da aynı şekilde.
Bunun dışında Elena, aynı zamanda belirlediği yolda kalabilmek için her türlü tehlikeyi göze almış bir kişi. Kredi kartınd ... Devamı
Kendi mutluluğu sürekli başkalarının mutluluğuna bağlı olan bir insan seçim yapmak zorunda kalırsa hangi tarafın mutluluğu ile mutlu olacak. Yoksa mutsuz olan tarafın da etkisi olacak mı? Elena gibi kendi hayatını yok sayıp, başkalarına maddi ve manevi yardım eden ve bunu yaparken kendi bildiği doğruları yapan bir insanda bu soruların cevabını arıyoruz.
Çok güzel bir at sahnesi var. Bir anda karşınıza çıkıyor. Ne alaka diyorsunuz. Bu sahnenin bir anlamı olmalı ki var zaten. Elena başkalarının mutluluğu ile mutlu olan bir kişi. Kendi hayatını yok sayan demiştim. Aynı bir at gibi. Sahnede at tek başına yerde yatmıyor, sahibi de var. Kendisine bakan, yemeğini veren, yıkayan, besleyen sahibi... O ölmüş, at da aynı şekilde.
Bunun dışında Elena, aynı zamanda belirlediği yolda kalabilmek için her türlü tehlikeyi göze almış bir kişi. Kredi kartınd ... Devamı
Detaylara indikçe boğulmanıza yol açabilecek bir film.
Kendi mutluluğu sürekli başkalarının mutluluğuna bağlı olan bir insan seçim yapmak zorunda kalırsa hangi tarafın mutluluğu ile mutlu olacak. Yoksa mutsuz olan tarafın da etkisi olacak mı? Elena gibi kendi hayatını yok sayıp, başkalarına maddi ve manevi yardım eden ve bunu yaparken kendi bildiği doğruları yapan bir insanda bu soruların cevabını arıyoruz.
Çok güzel bir at sahnesi var. Bir anda karşınıza çıkıyor. Ne alaka diyorsunuz. Bu sahnenin bir anlamı olmalı ki var zaten. Elena başkalarının mutluluğu ile mutlu olan bir kişi. Kendi hayatını yok sayan demiştim. Aynı bir at gibi. Sahnede at tek başına yerde yatmıyor, sahibi de var. Kendisine bakan, yemeğini veren, yıkayan, besleyen sahibi... O ölmüş, at da aynı şekilde.
Bunun dışında Elena, aynı zamanda belirlediği yolda kalabilmek için her türlü tehlikeyi göze almış bir kişi. Kredi kartından alışveriş yaptığını, evdeki nakiti almadığını çok basit şekillerde ispat edilebileceğini bilmesine rağmen saklıyor. Kocasına "sırf senin kızın olduğu için haketmiyor" gibi bir laf söylerken İncil'den ayet okuyor "sonuncular birinci olacak" diyor. Yani gün gelecek zenginler fakir olacak, fakirler de zengin.. Bence burada yönetmen hemen her filminde olduğu gibi din karşıtı bir düşüncesini gösteriyor ki bu tarz "inançlarım hep doğrudur" tarzı insanların inançları doğrultusunda kendi doğru-yanlış kavramlarına göre hareket etmesine işaret ediyor.
Kendi mutluluğu sürekli başkalarının mutluluğuna bağlı olan bir insan seçim yapmak zorunda kalırsa hangi tarafın mutluluğu ile mutlu olacak. Yoksa mutsuz olan tarafın da etkisi olacak mı? Elena gibi kendi hayatını yok sayıp, başkalarına maddi ve manevi yardım eden ve bunu yaparken kendi bildiği doğruları yapan bir insanda bu soruların cevabını arıyoruz.
Çok güzel bir at sahnesi var. Bir anda karşınıza çıkıyor. Ne alaka diyorsunuz. Bu sahnenin bir anlamı olmalı ki var zaten. Elena başkalarının mutluluğu ile mutlu olan bir kişi. Kendi hayatını yok sayan demiştim. Aynı bir at gibi. Sahnede at tek başına yerde yatmıyor, sahibi de var. Kendisine bakan, yemeğini veren, yıkayan, besleyen sahibi... O ölmüş, at da aynı şekilde.
Bunun dışında Elena, aynı zamanda belirlediği yolda kalabilmek için her türlü tehlikeyi göze almış bir kişi. Kredi kartından alışveriş yaptığını, evdeki nakiti almadığını çok basit şekillerde ispat edilebileceğini bilmesine rağmen saklıyor. Kocasına "sırf senin kızın olduğu için haketmiyor" gibi bir laf söylerken İncil'den ayet okuyor "sonuncular birinci olacak" diyor. Yani gün gelecek zenginler fakir olacak, fakirler de zengin.. Bence burada yönetmen hemen her filminde olduğu gibi din karşıtı bir düşüncesini gösteriyor ki bu tarz "inançlarım hep doğrudur" tarzı insanların inançları doğrultusunda kendi doğru-yanlış kavramlarına göre hareket etmesine işaret ediyor.
asalaklık üzerine kurulmuş bir film.Elena sinsi,çıkarcı,asalak biri olarak kendi oğlunu da o şekilde yetiştirmiş.Tabi çocuğu da kendi çocuklarını.Babanne bakış açısıyla bakınca olan adamcağıza oldu diyorum:) leş kargası gibi adamın hem parasına hem evine kondular.Bu asalaklık durumu o kadar vahim ki beş kuruşları yokken hala üçüncü çocuğu yapmaları bana bizim ülkedeki bir sürü insanı hatırlattı.Geçenlerde de evleri yandığı halde 6 çocuk yapan ailenin haberini görmüştüm.Yardım yaptıkça çocuk yapıyor bunlar da ilginç.Filmin süresi oldukça uzun ortada 2 saat anlatılacak bir hikaye yok çünkü.Gayet hergün gördüğümüz olaylar aslında.O açıdan biraz sıkıcı diyebilirim.
not:rusların evlilik programı ahah.Baya benziyormuşuz adamlarla. bütün gün bira içip balkondan aşağıya tüküren baba-oğulun zengin semtine gelince de hala aynı davranışları sergilemesi insanın değişmeyeceğini gösteriyor heralde..
not:rusların evlilik programı ahah.Baya benziyormuşuz adamlarla. bütün gün bira içip balkondan aşağıya tüküren baba-oğulun zengin semtine gelince de hala aynı davranışları sergilemesi insanın değişmeyeceğini gösteriyor heralde..
bizdeki çocukları için olan aliye olmuş elena, ahlaki sorgulamalar yaşamış. bizde bu kadar anlamlı değildi davası.
Normalde izlemeye niyetim yokken arkada duyduğum müziğe kapıldım. "Bu, bu Philip Glass olmalı..." diyerek izlemeye başladım ve o sırada film müziği hakkında bilgileri soruşturdum ve Glass olduguğunu gördüm. Philip Glass hatırına izledim ta ki belli bir noktaya kadar. Daha sonra sıkılıp izlemekten vazgeçtim. İşte böyle bir film Elena. Glass bile izletmeye yetmedi, normalde yeterdi. Yahut kötü bir günümdeydim ve izleyemedim. Hangisi bilemiyorum ama o gün dikkatiniz düşükse izlenecek film değil.
Hanekeyi severim. Sadece onun filmlerinde 1 dakika boyunca bir cama yada bir sokağa bakarım. Onu taklit eden bir yönetmen gözümde bitmiştir. Tam 1 dakika 15 saniye bir cama bakıp, iç mekanda aynı süre bu kez bir masayı izledikten sonra film benim için çöp kategorisindeki yerini aldı. Ayrıca yine Haneke ustanın Der siebente Kontinent'ine olan aşırı benzerliği resmen m idemi b ulandırdı. Ama izlemeye devam ettim çünkü Dönüş'ü çok beğenmiştim. Dönüş'ü izleyip beğendiyseniz uzak durun. İzlemediyseniz de uzak durun. İzleyip beğenmedinizse de uzak durun. Bunu ilk kez söyleyeceğim İZLEMEYİN. Bu çöp değil de nedir? Biri bana açıklasın! Film mi bu? Sinema mı? 7. sanat mı? Ben de alayım elime bir kamera anneciğimin günlük hayatını, benim kedinin uyumasını, ne bileyim öyle pencereleri çekeyim filan. Bir iki arkadaşım da gelsin öyle geyik yapsınlar. Nasıl?? İzleyicisine gerizakalı muamelesi yapan, her şeyden önce onlara saygı duyması gerektiğini bi
... Devamı
Hanekeyi severim. Sadece onun filmlerinde 1 dakika boyunca bir cama yada bir sokağa bakarım. Onu taklit eden bir yönetmen gözümde bitmiştir. Tam 1 dakika 15 saniye bir cama bakıp, iç mekanda aynı süre bu kez bir masayı izledikten sonra film benim için çöp kategorisindeki yerini aldı. Ayrıca yine Haneke ustanın Der siebente Kontinent'ine olan aşırı benzerliği resmen m idemi b ulandırdı. Ama izlemeye devam ettim çünkü Dönüş'ü çok beğenmiştim. Dönüş'ü izleyip beğendiyseniz uzak durun. İzlemediyseniz de uzak durun. İzleyip beğenmedinizse de uzak durun. Bunu ilk kez söyleyeceğim İZLEMEYİN. Bu çöp değil de nedir? Biri bana açıklasın! Film mi bu? Sinema mı? 7. sanat mı? Ben de alayım elime bir kamera anneciğimin günlük hayatını, benim kedinin uyumasını, ne bileyim öyle pencereleri çekeyim filan. Bir iki arkadaşım da gelsin öyle geyik yapsınlar. Nasıl?? İzleyicisine gerizakalı muamelesi yapan, her şeyden önce onlara saygı duyması gerektiğini bilmeyen, kendisinin sinema kültürü olmadığı için kimsenin de bu kültüre sahip olamayacağını sanan, hasbelkader iyi bir film çeken, film başarı elde edince kendini sinema tanrısı sanan, beğenmeyecek olanları sanattan anlamamakla, cehaletle, aptallıkla suçlayabilecek her yönetmenin verdiği emeğe aynı saygısızlıkla cevap veririm kimse kusura bakmasın. İZLEMEYİN.
Elena... Andrei Zyvagintsev'in Cannes'da Belirli Bir Bakış ödülüne sahip filmi, ödülün adı gibi hakikaten -miras bırakma- konusuna belirli bir bakış atıp sonuçlandırıyor. Ama hepsi bu kadar. Sahnelerle uyumsuz müzikler film boyunca kulağımı tırmalarken, kilit konularda biraz basite kaçıldığını düşünüyorum. Elena, sorguladığı konu açısından iyi bir film fakat, Zyvagintsev'in her yeni filmi -The Return- deki sinemasal ve hikayesel bazdaki gücün yarattığı beklentinin altında kalacakmış gibi duruyor, ki bu Rus yönetmenin en büyük dezavantajı.
Elena filmine Benzer Film ekliyorsun.
Elena filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Elena filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL