-Sam, Ferrari senin mavi papağan'da çalışmanı istiyormuş?
-Ben yerimden çok memnumum.
-2 katı maaş verecekmiş?
-Benim burdan kazandığımı bile harcamaya vaktim yok ki.
-Dün gece neredeydin? Çok zaman geçti hatırlamıyorum -Bu gece ne yapacaksın? Şimdiden ilerisini göremem Beni mest eden film. Efsane senaryo efsane oyunculuk ve efsane diyaloglar. Şiddetle tavsiyemdir
Çok hoş bir film olmasına rağmen-her sahnesini al,fotoğrafla,odana as- ortada dönen aşktan nedense bazı arkadaşlar gibi bende çok etkilenemedim.Hikaye muazzzam,sonu muazzam ama nedense 'ayyyyy ne güzel yaaa' diyecek kadar etkilenemedim.
1942 yapımı Michael Curtiz filmi, zamanına göre yönetimi ve oyunculukları mükemmel. Klişelerden uzak olan hikayemiz gayet gerçekçi ve sıcak. O zamanın en iyi iki Hollywood oyuncuları başrolde; Ingrid Bergman ve Humphrey Bogart. Hiçbir karakterin aslında göründüğü gibi olmadığını olaylar gözünüze sokulmadan, yavaşça seyretmek çok zevkli. En ilginç olanıysa çekimler boyunca filmin sonunu yönetmenden başka kimsenin bilmemesidir. Atilla Dorsay'ın izlemekten bıkmayacağım dediği tek film demesi kadar vardır. Işığın ciddi bir sembol olduğu filmde, Ilsa sürekli beyaz giyinirken, Almanlar siyah, Rick ise siyah-beyaz giyinir. Genellikle kaos ve boğucu geçen filmde sahneye Ilsa'nın girmesiyle aydınlanır. Umberto Eco'ya göre, o zamanlar daha postmodernizmin adı geçmezken postmodern olmayı başarmış olması başyapıt olmasının nedenlerinden biridir. Filmin diğer bir özelliği ise ideolojik olmadığını iddia etmesidir. Filmdeki bekleyiş süreci, sonu belli olmayan,... Devamı
1942 yapımı Michael Curtiz filmi, zamanına göre yönetimi ve oyunculukları mükemmel. Klişelerden uzak olan hikayemiz gayet gerçekçi ve sıcak. O zamanın en iyi iki Hollywood oyuncuları başrolde; Ingrid Bergman ve Humphrey Bogart. Hiçbir karakterin aslında göründüğü gibi olmadığını olaylar gözünüze sokulmadan, yavaşça seyretmek çok zevkli. En ilginç olanıysa çekimler boyunca filmin sonunu yönetmenden başka kimsenin bilmemesidir. Atilla Dorsay'ın izlemekten bıkmayacağım dediği tek film demesi kadar vardır. Işığın ciddi bir sembol olduğu filmde, Ilsa sürekli beyaz giyinirken, Almanlar siyah, Rick ise siyah-beyaz giyinir. Genellikle kaos ve boğucu geçen filmde sahneye Ilsa'nın girmesiyle aydınlanır. Umberto Eco'ya göre, o zamanlar daha postmodernizmin adı geçmezken postmodern olmayı başarmış olması başyapıt olmasının nedenlerinden biridir. Filmin diğer bir özelliği ise ideolojik olmadığını iddia etmesidir. Filmdeki bekleyiş süreci, sonu belli olmayan, insanı diken üzerinde tutan gerilimli bekleyiş en çarpıcı yanıydı. Ingrid Bergman'ın son sahnedeki bakışı ise unutulmazdı..
@beneklimantar
1 yıl önce
-Ben yerimden çok memnumum.
-2 katı maaş verecekmiş?
-Benim burdan kazandığımı bile harcamaya vaktim yok ki.
@filmist
4 yıl önce
8 / 10
Çok zaman geçti hatırlamıyorum
-Bu gece ne yapacaksın?
Şimdiden ilerisini göremem
Beni mest eden film.
Efsane senaryo efsane oyunculuk ve efsane diyaloglar.
Şiddetle tavsiyemdir
@diaz
5 yıl önce
7.9 / 10
@aleynaa
7 yıl önce
@nezlelikelebek
10 yıl önce
8.4 / 10
@cruachan
10 yıl önce
6.7 / 10
@aurora_borealis
10 yıl önce
Bu film de onlardan. Tereddütsüz izleyin demeden edemeyeceğim.
@doris
10 yıl önce
@denizo
10 yıl önce
8 / 10
@refidun
11 yıl önce
8.2 / 10
senaryo, yönetmenlik ve oyuncular çok etkileyici.
özellikle humprey bogart çok sağlam ıssız adam olmuş.
siyah beyaz filmciler kaçırmasın.
tanıdığım iki rick var ikisi de efsane karakter.
diğeri için bkz: rick grimes