Napoleon dizisine yorum yazdı:
Daha çok resim üzerine efektler, müzik ve anlatıcı şeklinde ilerleyen sıkıcı bir belgesel.
Napoleon dizisine yorum yazdı:
Daha çok resim üzerine efektler, müzik ve anlatıcı şeklinde ilerleyen sıkıcı bir belgesel.
Öyle Sevdim ki Seni filmine yorum yazdı:
Sosyal bir olguyu bizlere aktarmaya çalışırken klişeleri ve tipleri kullanmış çiğ bir film. Tek güzel yan Trabzon'un doğası. İzlemezseniz birşey kaybetmez aksine zaman kazanırsınız.
Bazı eski filmlerimizdeki gibi inandırıcılık, sahicilik sorunu var. Hikaye basit olsun yine ama keşke senaryo daha derinlikli olsaydı, kolaya kaçılmasaydı.
Zihin Oyunları dizisine yorum yazdı:
National Geographic'ten eğlenceli, oyunlu bir belgesel serisi. Hem beynin nasıl çalıştığını göstererek şaşırtıyor hem de bunları yaparken güldürüyor, eğlendiriyor. Bazı zamanlar ağzımızı bazı zamanlar gözümüzü bazı zamanlarsa kulağımızı dört açtırıyor.
Dizinin reklam metnini yazmış gibi oldum ama hakikaten inandığım için böyle yazdım. 2. sezonu bitirmek üzereyken yazıyorum bunları, umarım daha da iyi devam eder. Bir takım bilgiler başka belgesellerde de karşımıza çıkmıştı ama sadece beyinle ilgili böyle derli toplu bir belgesel dizinin olması güzel.
Tavsiye edilir.
Barfi: Aşkın Dile İhtiyacı Yoktur filmine yorum yazdı:
Henüz pek fazla (yaklaşık 10 sanırım) Hint filmi izlemişliğim yok ama şu ana kadar izlediklerim arasında sanırım en iyisi.
Görüntüler harika. Barfi'yi canlandıran Ranbir Kapoor çok iyi. Peekay'i izlerken son sahnede ortaya çıkan Ranbir Kapoor için Hindistanlı arkadaşım geleceğim starlarından demişti. Bu filmi izledikten sonra kendisine hak verdim. Charlie Chaplinvari komedisi yaratıcı sahnelerle buluşunca gülmekten kendinizi alamıyorsunuz. Ayrıca müzikleri Amelie'yi hatırlatıyor. Her iki filmdeki naif karakterler de bir başka benzerlik.
Barfi karakter olarak çok eğlenceli, keyifli, renkli biri. İzleyen kız-erkek fark etmez böyle bir arkadaş isteyecektir. Yanınızda sıkılmanızın mümkün olmadığı insanlardan. Öyle biri olmayı isterdim.
Fİlmin süresi uzun gelebilir, kısa süreli sıkılmalar da olabilir ama Barfi sizi sürekli eğlendiriyor. İzlemeye değen bir film. Hazırlayın filmin yanında güzel gidecek abur cuburu ve sevdiklerinizle güzel, eğlenceli bir akşam geçirin.
Piyanist filmine yorum yazdı:
Müzikler, müziklerin filmde kullanımı, Adrien Brody'nin oyunculuğu, görsel efektler... Herşey yerli yerinde çok iyi bir şekilde kullanılmış. Bazı filmleri izlemeniz gerektiğini bilirsiniz ama nedense uzun bir süre geçer izleyene kadar. İzledikten sonra da neden bu kadar geciktim diye düşünürsünüz. Bu film benim için o filmlerden biri. Beğeneceğimi bilerek izledim, yanılmadım da.
Yahudiler daha genelde de insanlık Holocaust'u anlatmak için ne kadar film çekse az. Bunu her nesil izlemeli ki böyle bir geriye dönüş asla mümkün olmasın. Ne yazık ki ülkemizde de Yahudiler'e kategorik olarak bir önyargı var. Bunu duygulara dokuna dokuna ama gerçeklerden de kopmayan bir anlatımla, bu filmde olduğu gibi, yenmemiz lazım.
Totaliter rejimler korkunun gücünü o kadar iyi kullanıyor ki Yahudi diye birini ihbar edebildi o insanlar ya da Yahudilerin toplanmasına ses çıkar(a)madılar. Halbuki bu katliama giden yol küçük adımlarla başlıyordu fakat o küçük adımlara ses çıkarmayınca, yeterli tepkiyi göste ... DevamıMüzikler, müziklerin filmde kullanımı, Adrien Brody'nin oyunculuğu, görsel efektler... Herşey yerli yerinde çok iyi bir şekilde kullanılmış. Bazı filmleri izlemeniz gerektiğini bilirsiniz ama nedense uzun bir süre geçer izleyene kadar. İzledikten sonra da neden bu kadar geciktim diye düşünürsünüz. Bu film benim için o filmlerden biri. Beğeneceğimi bilerek izledim, yanılmadım da.
Yahudiler daha genelde de insanlık Holocaust'u anlatmak için ne kadar film çekse az. Bunu her nesil izlemeli ki böyle bir geriye dönüş asla mümkün olmasın. Ne yazık ki ülkemizde de Yahudiler'e kategorik olarak bir önyargı var. Bunu duygulara dokuna dokuna ama gerçeklerden de kopmayan bir anlatımla, bu filmde olduğu gibi, yenmemiz lazım.
Totaliter rejimler korkunun gücünü o kadar iyi kullanıyor ki Yahudi diye birini ihbar edebildi o insanlar ya da Yahudilerin toplanmasına ses çıkar(a)madılar. Halbuki bu katliama giden yol küçük adımlarla başlıyordu fakat o küçük adımlara ses çıkarmayınca, yeterli tepkiyi gösteremeyince maalesef böyle devasa bir trajedi yaşandı. Halbuki yönetenler azınlıkta. Halktan gelecek bir tepki geri adım attırmasa dahi sonraki aşamaların tasarımını etkileyecek ve halk nasıl tepki verir acaba diye düşündürtecek ama totaliter rejimler herkesi kendi canını düşündürmeye yönelttiğinden bu mümkün olmuyor.
"Naziler önce komünistler için geldiler, bir şey demedim çünkü komünist değildim. Sonra Yahudiler için geldiler ve bir şey demedim çünkü Yahudi değildim. Sonra sendikacılar için geldiler ve bir şey demedim çünkü sendikacı değildim. Sonra Katolikler için geldiler ve bir şey demedim çünkü Katolik değildim. Ve sonra benim için geldiklerinde ise çevremde benim için bir şeyler diyecek kimse kalmamıştı." Martin Niemöller
A Genius, Two Partners and a Dupe filmine yorum yazdı:
Yönetmenlerden biri Sergio Leone olarak göründüğü için izledim fakat hiç Sergio Leone filmi gibi gelmedi izlerken. Zaten Wikipedi'ya göre sadece açılış sahnesini yönetmiş. Terence Hill yine alaycı bir rolde.
Vasat bir film.
Yabandan Gelen Adam filmine yorum yazdı:
Sergio Leone'nin diğer filmlerinde olan filmi sırtlayan karizmatik karakterler bu filmde yok ve bu da diğer filmlerin gerisinde kalmasına sebep olmuş. İyi bir film dolar üçlemesinin son 2 filminden bu üçlemenin diğer filmlerinden geride kalan bir film. Aynısı müzik için de geçerli, diğer filmlerde olduğu kadar görkemli değil. Sanırım Mao'dan dolayı Çin müziklerini çağrıştıran bir müzik tercih etmiş Ennio Morricone.
Flashback'ler Sergio Leone'den beklendiği gibi sanatsal bir şekilde ağır ağır akıyor.
Ayrıca izlediğim filmleri arasında Sergio Leone'nin en politik filmi. Mao'dan bir alıntıyla başlaması dahi bunu gösteriyor. Üçlemenin son filmi "Bir Zamanlar Amerika'da" politik bir filmdir örneğin ama bu filme göre biraz daha arkaplanda kalıyor siyasi söylemi.
Letters to Juliet filmine yorum yazdı:
Klişelerle karşılaşacağımı bile bile izlemeye devam ediyorum, sorun yok ama başroldeki çiftin zorlama sahneler içine sokulması, olayların bu şekilde kurgulanması rahatsız edici.
Filmin sonlarındaki balkon sahnesi bu zorlamalardan. Yine yıldızlar altında uzandıkları sahne de bir başka aklıma gelen sahne.
Filme dair güzel yönler: Taylor Swift'in bu kadar popüleşmeden önce yaptığı güzel şarkılardan "love story", muhteşem İtalya görüntüleri ve "o" mektup.
Ayrıca Alfa Romeo bu filmin sponsorlarından olmalıydı, önemli bir şans olabilirmiş.
127 Saat filmine yorum yazdı:
Film hakkında pek birşey bilmeden filmi izlemeye başladım, tek hatırladığım filmin yüksek ortalama notuna sahip olduğuydu. Filmin gerçek bir hikayeden uyarlama olduğunu bilmiyordum, bu yönüyle hikayesinden dolayı güç ve motivasyon veren bir film olsa da hiç beğenmediğim bir film oldu. Daha ciddi bir şekilde işlenmesi mümkünken gereksiz komikliklere başvurmuş bir film. Flashbackler de istenen duygusal etkiyi oluşturmaktan uzak.
Talk şov sahnesi gereksiz sahnelerden biri.
James Franco güzel oynamış fakat onun performansı filmi kurtarmaya yetmiyor.
Fakat sular altında kaldığını hayal ettiği sahne çok iyiydi. Kendimizi oraya sıkışmış bir şekilde hayal etmişken bir de sular altında kaldığımızı düşündük, iyi düşünülmüş bir sahneydi.
Bana Trinity Derler filmine yorum yazdı:
Eğlenceli bir film. Başroldeki Terence Hill ve Bud Spencer'in izlediğim ilk filmleri ama 80'lerde bir hayli meşhurlarmış kendileri Türkiye'de ekşisözlükteki yorumlardan anlaşıldığı kadarıyla.
Bud Spencer'in dövüş sahneleri çok keyifli.
Hoş bir vakit geçirmek adına izlenebilecek bir film, fazlası değil, bunu iddia eden bir film de değil. Müziği çok iyi yalnız.