15 yıl önce
Yahşi Batı filmine yorum yazdı:
Gökyüzünde Ateş filmine yorum yazdı:
ufoloji literatüründe yer alan en önemli olaylardan birini, travis walton’ın kaçırılmasını konu eden bir film olmakla birlikte, walton’ın kaçırılma deneyimi sırasında tecrübe ettikleri beyazperdeye(biraz da gişe kaygısıyla) abartılı yansıtılmış ve kanımca bu durum filmin hedefi ıskalamasına neden olmuştur. ancak yine de ufo’lar ve kaçırılma vakaları ile şöyle ya da böyle ilgisi olmuş herkesin çok iyi bildiği böylesine önemli bir olayı kitlelere yayma bakımından başarılıdır, nadir örneklerden biridir. sinema sanatı namına pek bir şey bulunmasa da konuyla ilgililerin kaçırmaması gereken bir yapıt.
başrolde olan robert patrick’in birkaç yıl sonra x-files dizisinde yine başrol oynamış olması ise hoş bir tesadüf olmuştur.
Aşk Tutulması filmine yorum yazdı:
Ne yalan söyleyeyim, ortalama denebilecek oyunculuklara ve finaldeki saçmalığa rağmen sevdim ben bu filmi. hayır fenerbahçeli olmamla bir alakası yok gerçekten(filmde en çok güldüğüm sahne finalde "maazallah beşiktaş da bizi..." şeklindeki diyalogdu), çerezlik ve oldukça eğlenceli bir film çıkmış ortaya. otur, izle, fazla bir şey umma ve iyi hisset.. benim için böyle bir film ve takdir edersiniz bu tarz filmlere de ihtiyaç var, bünyede anti-depresan etkisi yapması babında. kapanış jeneriğinde "affetmem" şarkısının çalması da cabası. daha ne ister ki bir sinemasever ..? (:
Ben Efsaneyim filmine yorum yazdı:
will smith'in iyi oyunculuğuyla sürüklediği kötü bir uyarlama, klasik hollywood finali yapmak için bu kadar kasmaya ne gerek vardı anlamadım. kitabındaki gibi sonlansa kanımca başyapıt olabilirdi, ki will smith'in gösterdiği performans bunun için yeterliydi. filmin/kitabın adının anlamı bile filmde çok yüzeysel olarak aktarılıyor, halbuki dr.neville'ın "legend" olmasının gerçek sebebi(kitapta geçtiği haliyle) çok daha etkileyicidir. "dünyada kalan son adam" gibi derin bir konseptin hollywood sinemasına bir beden büyük geldiğini gördüğümüz, vermek istediklerini genel anlamda veremeyen ve gene de iyi bir film olarak nitelendirilebilecekken son yarım saatiyle bu şansını da kaybeden bir yapıt. will smith'in performansı ve orjinal eserin hatrına 6.5/10
bir de söylemeden geçemeyeceğim, dünyayı bir kez daha kurtardığı için will smith'e buradan teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
(bkz.
http://www.filimadami.com/Independence-Day-1608.html
http://www.filimadami.com/Men-in-Black-1609.html
... Devamıwill smith'in iyi oyunculuğuyla sürüklediği kötü bir uyarlama, klasik hollywood finali yapmak için bu kadar kasmaya ne gerek vardı anlamadım. kitabındaki gibi sonlansa kanımca başyapıt olabilirdi, ki will smith'in gösterdiği performans bunun için yeterliydi. filmin/kitabın adının anlamı bile filmde çok yüzeysel olarak aktarılıyor, halbuki dr.neville'ın "legend" olmasının gerçek sebebi(kitapta geçtiği haliyle) çok daha etkileyicidir. "dünyada kalan son adam" gibi derin bir konseptin hollywood sinemasına bir beden büyük geldiğini gördüğümüz, vermek istediklerini genel anlamda veremeyen ve gene de iyi bir film olarak nitelendirilebilecekken son yarım saatiyle bu şansını da kaybeden bir yapıt. will smith'in performansı ve orjinal eserin hatrına 6.5/10
bir de söylemeden geçemeyeceğim, dünyayı bir kez daha kurtardığı için will smith'e buradan teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
(bkz.
http://www.filimadami.com/Independence-Day-1608.html
http://www.filimadami.com/Men-in-Black-1609.html
http://www.filimadami.com/Wild-Wild-West-1611.html
http://www.filimadami.com/I-Robot-181.html
http://www.filimadami.com/Men-in-Black-II-1610.html )
Vücudumuzu Tanıyalım dizisine yorum yazdı:
bu dizinin bir de tarih ile ilgili bir versiyonu vardı, aynı tipler zamanda yolculuk vasıtasıyla biz izleyenlerine hususi bilgiler veriyordu değişik tarihsel olay ve kişilerle ilgili. her iki diziyi de pek bir severdim, alyuvarların proleter karakteri ile onları gözetip kollayan polis akyuvarlar hala hatrımdadır.
Fantasia filmine yorum yazdı:
çocukluğumda hayal gücümü en fazla çalıştırmış animasyon, ilkokulda öğretmenlerin izlettiğini hatırlıyorum. özellikle dinozorların yer aldığı sekans ve büyücü çırağı mickey mouse ile gönlümde taht kurmuştur. en kısa zamanda tekrar izlemeli ..
Dragon Ball dizisine yorum yazdı:
bu dizideki sapık tosbağa amcayı unutamam, saldıray abinin çizgi versiyonuydu adeta. baş karakterimiz goku'da kendi çapında sapıktı gerçi. sonunu getiremedim bu dizinin ya da yayından kaldırıldı, noldu o dokuz ejder topuna, goku toplayabildi mi hepsini hiç bir fikrim yok. umarım başarmıştır da başgöz etmişlerdir goku'yu da, tosbağa amca'yı da.
Şeker Kız Candy dizisine yorum yazdı:
90'larda çocuk olmuş bir kız neslini "terry mi, anthony mi?" sorunsalından muzdarip etmiş olan, anthony karakterinin ölümüyle yine aynı nesile sağlamından bir tokat atan bir zamanların popüler çizgi-dizisi. tsubasa'yı beklerken biz erkekler de çaktırmadan izlerdik ama belli etmezdik pek. anthony'nin ölümüne aynı derecede üzülmüşümdür hatta, ertesi gün okuldaki matem havasını gayet net hatırlıyorum. milletimiz böyle duygusal işte, zamanında bir japon çizgi dizi kahramanı öldüğünde arkasından yas tutan bu nesilden, süleyman çakır öldüğünde adına helva dağıtan ve gazeteye ölüm ilanı veren kimseler çıkmıştır ilerleyen yıllarda. güzel bir çocukluk hatırası olarak anmaktayım bu şeker kız çocuğunu. yaşıt kızlar ise birkaç yıl sonraki "dawson mı, pacey mi?" sorunsalı dalgasına kapılıp anthony-terry defterini kapatmışlardır. ah yitip giden ..
Dexter dizisine yorum yazdı:
sosyopatlık kavramına yeni bir anlam kazandırmış dizi. dexter bey'in gündüz düşleri ile gece kabusları arasındaki git-gellerde harry ile yaptığı konuşmalar ve monologları diziyi şahane kılmakta, farkında olmadan bir seri katili post-modern bir kahramana dönüştürmekte biz izleyicilerinin gözünde. ilk sezonlarında daha çok (lost tarzında, diyeceğim buna) her bölüm sonuna bir şaşırtmaca kondurarak izleyiciye beyin sarsıntısı geçirtme yöntemine başvuran dizi, özellikle (şimdilik)son sezonunda daha çok karakter gelişimi odaklı bir yol izliyor ve açıkcası kanımca olgunluk dönemini yaşıyor. gerçek anlamda izlediğim en sağlam dizilerinden olan bu yapımda oyunculuklardan diyaloglara, kurgudan o inanılmaz jeneriğe kadar her şey, ama her şey fevkalade. suyunun çıktığı konusundaki görüşlere katılmıyorum, daha anlatacakları var zira dexter'ın dönüşümü -iyi veya kötü- daha yeni başlıyor. ve biz sevenleri ağzımızdan salyalar akıtarak bekliyoruz, favori seri katilimizin bir sonraki vukuatını.
adal ... Devamısosyopatlık kavramına yeni bir anlam kazandırmış dizi. dexter bey'in gündüz düşleri ile gece kabusları arasındaki git-gellerde harry ile yaptığı konuşmalar ve monologları diziyi şahane kılmakta, farkında olmadan bir seri katili post-modern bir kahramana dönüştürmekte biz izleyicilerinin gözünde. ilk sezonlarında daha çok (lost tarzında, diyeceğim buna) her bölüm sonuna bir şaşırtmaca kondurarak izleyiciye beyin sarsıntısı geçirtme yöntemine başvuran dizi, özellikle (şimdilik)son sezonunda daha çok karakter gelişimi odaklı bir yol izliyor ve açıkcası kanımca olgunluk dönemini yaşıyor. gerçek anlamda izlediğim en sağlam dizilerinden olan bu yapımda oyunculuklardan diyaloglara, kurgudan o inanılmaz jeneriğe kadar her şey, ama her şey fevkalade. suyunun çıktığı konusundaki görüşlere katılmıyorum, daha anlatacakları var zira dexter'ın dönüşümü -iyi veya kötü- daha yeni başlıyor. ve biz sevenleri ağzımızdan salyalar akıtarak bekliyoruz, favori seri katilimizin bir sonraki vukuatını.
adalet kavramının son zamanlarda dünyada ve özellikle de ülkemizde masaya yatırılmış olmasından da mütevellit, söyleyeceği ve sorgulatacağı daha birçok şey olduğunu düşünüyorum bu dizinin. iyi ve kötü kavramlarının ne kadar göreceli olduğu izleyiciye o denli güzel aktarılıyor ki, bir seri katile sempati duymaktan zerre rahatsız olmuyorsunuz. bu cesur ve kaliteli yapım için emeği geçen herkes koca bir alkışı hak etmektedir.
seviyoruz seni the dark passenger ..
Takva filmine yorum yazdı:
güven kıraç ve özellikle erkan can'ın mükemmel oyunculuğuyla sürüklediği, türk sinemasının son dönem başarılı filmlerinden. muharrem karakterinin gerçekte yaşadığı hayatla paralel olarak bilinçaltındakilerin rüyalarında kendini göstermesi güzel bir anlatım olmuş, zikir sahnelerine zaten denecek bir şey yok. film, ilk başta "azıcık aşım dertsiz başım" mantalitesinde, dünya işinden elini ayağını çekmiş, azla yetinmeyi bilen ve tek sosyalliği bünyesinde yer aldığı tarikatın zikir ayinleri olarak muharrem'in, umulmadık bir şekilde ve anda eline geçen "güç" ile nasıl -ecnebiler açıkcası daha iyi ifade etmişler bu durumu- "corrupt" hale geldiğini anlatmaktadır. senaryo aktıkça muharrem'in iç çelişkileri -rüyalarına yansıma suretiyle- daha bir fazlalaşır, kendi içerisinde kurduğu küçük dünyası yavaşça yıkılırken bambaşka ve hiç olmak istemediği bir insan haline dönüşür. en nihayetinde kendini, "davasına ihanet" denebilecek bir halet-i ruhiye içinde görmesiyle vuku bulan olaylar zinciri ise fi ... Devamıgüven kıraç ve özellikle erkan can'ın mükemmel oyunculuğuyla sürüklediği, türk sinemasının son dönem başarılı filmlerinden. muharrem karakterinin gerçekte yaşadığı hayatla paralel olarak bilinçaltındakilerin rüyalarında kendini göstermesi güzel bir anlatım olmuş, zikir sahnelerine zaten denecek bir şey yok. film, ilk başta "azıcık aşım dertsiz başım" mantalitesinde, dünya işinden elini ayağını çekmiş, azla yetinmeyi bilen ve tek sosyalliği bünyesinde yer aldığı tarikatın zikir ayinleri olarak muharrem'in, umulmadık bir şekilde ve anda eline geçen "güç" ile nasıl -ecnebiler açıkcası daha iyi ifade etmişler bu durumu- "corrupt" hale geldiğini anlatmaktadır. senaryo aktıkça muharrem'in iç çelişkileri -rüyalarına yansıma suretiyle- daha bir fazlalaşır, kendi içerisinde kurduğu küçük dünyası yavaşça yıkılırken bambaşka ve hiç olmak istemediği bir insan haline dönüşür. en nihayetinde kendini, "davasına ihanet" denebilecek bir halet-i ruhiye içinde görmesiyle vuku bulan olaylar zinciri ise filmin kapanışını yapar. tarikat şeyhinin, o nur yüzlü, etrafındakiler tarafından kutsallık atfedilmiş amcanın güya dünya malından elini eteğini çekmiş olup bir yandan muharrem efendi'ye bu hususta akıl vermesi -ve bunu yaparken sarfettiği sözler, özellikle fakirliğe dair- tarikat ve dini fanatizm zihniyetini açıkca gözler önüne sermekte, anlayana çok şey anlatmaktadır. kapitalizm ve sömürge düzeninin en etkili silahlarından birinin din olduğu gerçeğini izleyicinin gözüne sokan, gecikmiş ve gerekli bir yapım. 7.5/10
gidilesi, izlenilesi, gülünesi bir film olmuş. espriler de genel anlamda arog-gora filmlerine göre daha iyi, daha kısıtlı bir kitleye hitap ediyor belki ama anlayanın gözünden yaş getirdiğine bizzahiti şahit oldum. cem yılmaz'ın eline sağlık diyor, 7.5/10 veriyoruz.
p.s. söylemeden geçemeyeceğim, Zafer Algöz ...!