Eskiden daha kolaydı. Bir erkek, erkek olmanın ne demek olduğunu bilirdi. Zorluklara göğüs gererdiniz. Öyle yapmaya hakkınız vardı. Öyle yapmanız beklenirdi. Yaşam şekliniz ve aldığınız eğitim sizi kaçınılmaz mücadelelere; parçalanma ve hatta ölümle sonuçlanabilecek mücadelelere hazırlardı. Sonra bir şey oldu. Ahlak kurallarının geçerli olduğu bir çağa girdik. Avukatlar, bizi güden çobanlar haline geldi. Ve eskiden anlaşılması gayet kolay olan şeyler adına medenileşme dediğimiz şeyin bürokrasisinin çarkları arasında arapsaçına döndü. Artık bir erkek yaşadığı zorluklara göğüs geremez oldu. İşini mahkemeler ve avukatlar yoluyla halletmek ve bürokrasinin yıldırıcı koridorlarında yorucu yolculuklar yapmak zorunda kaldı. Kadınlar eşitlik istedi ve aldı. Bunu, erkeğin sahip olduğu her şeyi elinden alarak değil onu, düzen kisvesi altında kısırlaştırarak yaptılar. Ne söylediğiniz umrumda değil. Bunun adı gelişme değil. Bu bir hastalık ve nelerin tehlike... Devamı
Eskiden daha kolaydı. Bir erkek, erkek olmanın ne demek olduğunu bilirdi. Zorluklara göğüs gererdiniz. Öyle yapmaya hakkınız vardı. Öyle yapmanız beklenirdi. Yaşam şekliniz ve aldığınız eğitim sizi kaçınılmaz mücadelelere; parçalanma ve hatta ölümle sonuçlanabilecek mücadelelere hazırlardı. Sonra bir şey oldu. Ahlak kurallarının geçerli olduğu bir çağa girdik. Avukatlar, bizi güden çobanlar haline geldi. Ve eskiden anlaşılması gayet kolay olan şeyler adına medenileşme dediğimiz şeyin bürokrasisinin çarkları arasında arapsaçına döndü. Artık bir erkek yaşadığı zorluklara göğüs geremez oldu. İşini mahkemeler ve avukatlar yoluyla halletmek ve bürokrasinin yıldırıcı koridorlarında yorucu yolculuklar yapmak zorunda kaldı. Kadınlar eşitlik istedi ve aldı. Bunu, erkeğin sahip olduğu her şeyi elinden alarak değil onu, düzen kisvesi altında kısırlaştırarak yaptılar. Ne söylediğiniz umrumda değil. Bunun adı gelişme değil. Bu bir hastalık ve nelerin tehlikede olduğunu anlayan birine ihtiyacı var. Hakiki bir erkek gibi dik durabilen haksızlık ve adaletsizlik karşısında boş boş oturmayan birine. Bugün. Hemen. Öğle yemeğinden önce.
Christian Slater'dan yine harika bir performans. Pump up the Volume ile tanıdığım oyuncunun hangi filmini seyretsem harika bir oyunculuk sergiliyor. Bu film ise sıra dışı senaryosu ile gayet dikkat çekici. Kesinlikle daha çok bilinmeyi hak eden filmlerden biri.
Hanekenin "Kurdun Günü" filmindeki tren raylarında çaresiz bir şekilde dolanıp orda kendini yakmak isteyen küçük bir çocuk..
Bu Modern dünyada, bürokrasinin iyice insanları abluka altına aldığı bu sıkıştırılmış kafeste artık hiçkimse güvende değil..
ve bu güvensizlik, tesadüfi kronolojinin 71 parçası filmindeki bankaya giren ancak insanlarla doğru düzgün iletişim kuramayan ve bunun sonucunda ordaki insanları gözünü kıprmadan öldüren genç gibi "şiddetle" betraraf ediliyor..
Şiddeti asla yok edemezsiniz zaten..
Bürokrasiyi toplumun bütün katmanlarına, kurumlara yayarak da yok edemezsiniz..
Bu bir süre sonra insanların canlarını sıkmaya başlar, sosyologlar da burdan prim yapar. Tıpkı ingilteredeki halkın patlaması gibi bir "patlama" olur..
Ama siyasetçilerin görevi bu patlamayı önlemek değil, bu patlamaya davetiye çıkarmaktır..Sosyologların görevi ise bu patlamayı önceden gerekli mercalara ulaştırmak ve faleketleri önlemektir.
.Değişen bir bok olmayacak..Suçlar işlenecek, halk p... Devamı
Hanekenin "Kurdun Günü" filmindeki tren raylarında çaresiz bir şekilde dolanıp orda kendini yakmak isteyen küçük bir çocuk..
Bu Modern dünyada, bürokrasinin iyice insanları abluka altına aldığı bu sıkıştırılmış kafeste artık hiçkimse güvende değil..
ve bu güvensizlik, tesadüfi kronolojinin 71 parçası filmindeki bankaya giren ancak insanlarla doğru düzgün iletişim kuramayan ve bunun sonucunda ordaki insanları gözünü kıprmadan öldüren genç gibi "şiddetle" betraraf ediliyor..
Şiddeti asla yok edemezsiniz zaten..
Bürokrasiyi toplumun bütün katmanlarına, kurumlara yayarak da yok edemezsiniz..
Bu bir süre sonra insanların canlarını sıkmaya başlar, sosyologlar da burdan prim yapar. Tıpkı ingilteredeki halkın patlaması gibi bir "patlama" olur..
Ama siyasetçilerin görevi bu patlamayı önlemek değil, bu patlamaya davetiye çıkarmaktır..Sosyologların görevi ise bu patlamayı önceden gerekli mercalara ulaştırmak ve faleketleri önlemektir.
.Değişen bir bok olmayacak..Suçlar işlenecek, halk patlamaları olacak ve kapitalist tüccarlar işin bu noktaya geldiği vakit sahneye çıkıp savaş çığırtkanlığı yapacaklar ve fakirleri savaş alanlarına yığıp ceplerine para indirmenin mutluluğuyla dünyanın sefaletine sefalet katacaklar.. bu hep böyle olacak..
olan her zamanki gibi tüm bu lanet kargaşanın ortasında kalan YALNIZ BİREYLERE olacak..
işte sizin kokuşmuş ve lanet dünyanızdaki gerçekler bunlar..
Ben demedim Moderniteyle birlikte bireyin mahvoluştan mahvoluşa koşacağını..
Birçok düşünür bunu haykırmaktan yoruldu, ancak siyasetçiler ve gözünü para hırsı bürümüş kötü alimler bu belayı üzerimize salmaktan bıkmadı..
başlangıçtaki iç sesle bile çarpar insanı: "Eskiden daha kolaydı Bir erkek, erkek olmanın ne demek olduğunu bilirdi.Zorluklara göğüs gererdiniz.Öyle yapmaya hakkınız vardı.Öyle yapmanız beklenirdi.Yaşam şekliniz ve aldığınız eğitim sizi kaçınılmaz mücadelelere; parçalanma ve hatta ölümle
sonuçlanabilecek mücadelelere hazırlardı.
Sonra bir şey oldu.Ahlak kurallarının geçerli olduğu bir çağa girdik.Avukatlar, bizi güden çobanlar haline geldi.Ve eskiden anlaşılması gayet kolay olan şeyler adına medenileşme dediğimiz şeyin bürokrasisinin çarkları arasında arapsaçına döndü Artık bir erkek yaşadığı zorluklara göğüs geremez oldu.İşini mahkemeler ve avukatlar yoluyla halletmek ve bürokrasinin yıldırıcı koridorlarında yorucu yolculuklar yapmak zorunda kaldı.
Kadınlar eşitlik istedi ve aldı.Bunu, erkeğin sahip olduğu herşeyi elinden alarak değil.onu, düzen kisvesi altında kısırlaştırarak yaptılar.Ne söylediğiniz umrumda değil.Bunun adı gelişme değil.Bunun adı evrim değil.Bu bir hastalık; ve n... Devamı
başlangıçtaki iç sesle bile çarpar insanı: "Eskiden daha kolaydı Bir erkek, erkek olmanın ne demek olduğunu bilirdi.Zorluklara göğüs gererdiniz.Öyle yapmaya hakkınız vardı.Öyle yapmanız beklenirdi.Yaşam şekliniz ve aldığınız eğitim sizi kaçınılmaz mücadelelere; parçalanma ve hatta ölümle
sonuçlanabilecek mücadelelere hazırlardı.
Sonra bir şey oldu.Ahlak kurallarının geçerli olduğu bir çağa girdik.Avukatlar, bizi güden çobanlar haline geldi.Ve eskiden anlaşılması gayet kolay olan şeyler adına medenileşme dediğimiz şeyin bürokrasisinin çarkları arasında arapsaçına döndü Artık bir erkek yaşadığı zorluklara göğüs geremez oldu.İşini mahkemeler ve avukatlar yoluyla halletmek ve bürokrasinin yıldırıcı koridorlarında yorucu yolculuklar yapmak zorunda kaldı.
Kadınlar eşitlik istedi ve aldı.Bunu, erkeğin sahip olduğu herşeyi elinden alarak değil.onu, düzen kisvesi altında kısırlaştırarak yaptılar.Ne söylediğiniz umrumda değil.Bunun adı gelişme değil.Bunun adı evrim değil.Bu bir hastalık; ve nelerin tehlikede olduğunu anlayan birine ihtiyacı var.Hakiki bir erkek gibi dik durabilen.haksızlık ve adaletsizlik karşısında boş boş oturmayan birine.
İnanılmaz bir hayalgücü... Filmi anlamak için sakin kafayla izlemek gerekiyor. Ona rağmen tam anlayabilmek için filmden sonra yorumları okudum. Gerçekten şaşırtıcı bir yapım, sinemayı seviyorum. İzlediğim en iyi oyuncu performanslarından birisi de Christian Slater'dan, muazzam bir oyunculuk. Ayrıca "Elisha Cuthbert çok seviyoruuuum yeaa!" diyen genç; bir şey anlamayacak olacağını bilsen bile bu filmi izlemelisin dostum.
erkek hegomanyasının nasıl yıkıldığının, yabancılaşmanın hangi boyutlara ulaştığının çarpıcı bir örneği. fantazmagoryalar çok ama çok sağlam bence kendinize bir iyilik yapıp bu filmi izleyip üzerine tartışın derim.
@ustilago
7 yıl önce
@palomarx
11 yıl önce
@pnarpnar
11 yıl önce
güzel güzel çok güzel, ailece metafora bulandık
@yavuzcan
11 yıl önce
7.6 / 10
@budha
12 yıl önce
Bu Modern dünyada, bürokrasinin iyice insanları abluka altına aldığı bu sıkıştırılmış kafeste artık hiçkimse güvende değil..
ve bu güvensizlik, tesadüfi kronolojinin 71 parçası filmindeki bankaya giren ancak insanlarla doğru düzgün iletişim kuramayan ve bunun sonucunda ordaki insanları gözünü kıprmadan öldüren genç gibi "şiddetle" betraraf ediliyor..
Şiddeti asla yok edemezsiniz zaten..
Bürokrasiyi toplumun bütün katmanlarına, kurumlara yayarak da yok edemezsiniz..
Bu bir süre sonra insanların canlarını sıkmaya başlar, sosyologlar da burdan prim yapar. Tıpkı ingilteredeki halkın patlaması gibi bir "patlama" olur..
Ama siyasetçilerin görevi bu patlamayı önlemek değil, bu patlamaya davetiye çıkarmaktır..Sosyologların görevi ise bu patlamayı önceden gerekli mercalara ulaştırmak ve faleketleri önlemektir.
.Değişen bir bok olmayacak..Suçlar işlenecek, halk p ... Devamı
Bu Modern dünyada, bürokrasinin iyice insanları abluka altına aldığı bu sıkıştırılmış kafeste artık hiçkimse güvende değil..
ve bu güvensizlik, tesadüfi kronolojinin 71 parçası filmindeki bankaya giren ancak insanlarla doğru düzgün iletişim kuramayan ve bunun sonucunda ordaki insanları gözünü kıprmadan öldüren genç gibi "şiddetle" betraraf ediliyor..
Şiddeti asla yok edemezsiniz zaten..
Bürokrasiyi toplumun bütün katmanlarına, kurumlara yayarak da yok edemezsiniz..
Bu bir süre sonra insanların canlarını sıkmaya başlar, sosyologlar da burdan prim yapar. Tıpkı ingilteredeki halkın patlaması gibi bir "patlama" olur..
Ama siyasetçilerin görevi bu patlamayı önlemek değil, bu patlamaya davetiye çıkarmaktır..Sosyologların görevi ise bu patlamayı önceden gerekli mercalara ulaştırmak ve faleketleri önlemektir.
.Değişen bir bok olmayacak..Suçlar işlenecek, halk patlamaları olacak ve kapitalist tüccarlar işin bu noktaya geldiği vakit sahneye çıkıp savaş çığırtkanlığı yapacaklar ve fakirleri savaş alanlarına yığıp ceplerine para indirmenin mutluluğuyla dünyanın sefaletine sefalet katacaklar.. bu hep böyle olacak..
olan her zamanki gibi tüm bu lanet kargaşanın ortasında kalan YALNIZ BİREYLERE olacak..
işte sizin kokuşmuş ve lanet dünyanızdaki gerçekler bunlar..
Ben demedim Moderniteyle birlikte bireyin mahvoluştan mahvoluşa koşacağını..
Birçok düşünür bunu haykırmaktan yoruldu, ancak siyasetçiler ve gözünü para hırsı bürümüş kötü alimler bu belayı üzerimize salmaktan bıkmadı..
terminatör 2 de arnoldun dedği gibi;
"yok etmek, sizin doğanızda var"..
@kaede
12 yıl önce
sonuçlanabilecek mücadelelere hazırlardı.
Sonra bir şey oldu.Ahlak kurallarının geçerli olduğu bir çağa girdik.Avukatlar, bizi güden çobanlar haline geldi.Ve eskiden anlaşılması gayet kolay olan şeyler adına medenileşme dediğimiz şeyin bürokrasisinin çarkları arasında arapsaçına döndü Artık bir erkek yaşadığı zorluklara göğüs geremez oldu.İşini mahkemeler ve avukatlar yoluyla halletmek ve bürokrasinin yıldırıcı koridorlarında yorucu yolculuklar yapmak zorunda kaldı.
Kadınlar eşitlik istedi ve aldı.Bunu, erkeğin sahip olduğu herşeyi elinden alarak değil.onu, düzen kisvesi altında kısırlaştırarak yaptılar.Ne söylediğiniz umrumda değil.Bunun adı gelişme değil.Bunun adı evrim değil.Bu bir hastalık; ve n ... Devamı
sonuçlanabilecek mücadelelere hazırlardı.
Sonra bir şey oldu.Ahlak kurallarının geçerli olduğu bir çağa girdik.Avukatlar, bizi güden çobanlar haline geldi.Ve eskiden anlaşılması gayet kolay olan şeyler adına medenileşme dediğimiz şeyin bürokrasisinin çarkları arasında arapsaçına döndü Artık bir erkek yaşadığı zorluklara göğüs geremez oldu.İşini mahkemeler ve avukatlar yoluyla halletmek ve bürokrasinin yıldırıcı koridorlarında yorucu yolculuklar yapmak zorunda kaldı.
Kadınlar eşitlik istedi ve aldı.Bunu, erkeğin sahip olduğu herşeyi elinden alarak değil.onu, düzen kisvesi altında kısırlaştırarak yaptılar.Ne söylediğiniz umrumda değil.Bunun adı gelişme değil.Bunun adı evrim değil.Bu bir hastalık; ve nelerin tehlikede olduğunu anlayan birine ihtiyacı var.Hakiki bir erkek gibi dik durabilen.haksızlık ve adaletsizlik karşısında boş boş oturmayan birine.
Bugün.
Hemen.
Öğle yemeğinden önce..."
@stiff
12 yıl önce
7.1 / 10
@kaede
12 yıl önce