bu filmi izlemeye başlarken fazla bir beklentim yoktu aslında. sıradan bir romantik-dram film bekliyodum ama film hiç beklemediğim kadar etkileyici çıktı çünkü bu film klişe aşk hikayeleri, her zaman mutlu sonla biten muhteşem hollywood peri masallarını anlatmıyor. filmi izlerken herşey o kadar gerçekki orda anlatılan olayları yaşamanıza bile gerek yok filmin verdiği his gerçeklik hissi. bazen hüzünlü, bazen gülümseten ama sonunda iz bırakarak biten bir film. ayrıca ryan gosling'in oyunculuğu tek kelimeyle mükemmel ve çok etkileyici ve michelle williams iyi ibr performans ve çok doğal bir oyunculuk sergilemiş. filmin en büyük kozu ise bence müzikleri. çok sevdiğim gruplardan biri olan grizzly bear'in hazırladığı film müzikleri sahnelerin içine o kadar güzel yerleştirilmişki ...
Filmde dikkatimi çeken en önemli şey; yönetmenin dramı ajitasyon şeklinde değil de tamamen samimi ve gerçekçi şekilde sunması.Ve bir ilişkinin zaman içerisindeki bozulma aşamaları çok iyi bir şekilde yansıtılmış kanımca.Filmi izlerken düşündüğünüz şey 'vay canına, böylesine aşık bi erkeği ilk defa görüyorum' oluyo, tabi sevgisini bazen biraz farklı gösterse de..Kadına da böyle soğuk bi kişilik olmasından dolayı duyduğum gıcıklığı da söylemeden geçemicem.
Bir yanda Türkiye'de 3254351 tane vizyonda gösterimde olan Transformers gibi mal bir film , diğer yanda Türkiye'de vizyona girmeyecek olan Blue Valentine gibi şahane bir film , neyse.
Film gerçekten de herkesin dediği gibi : Çok gerçekçi.Bir çiftin hayatını gösteren bir reality show gibi.Bunda oyuncuların ve bence özellikle yönetmenin etkisi çok büyük.Zira yönetmenin önceki işlerinin büyük bir kısmı belgesellerden oluşuyor.Filmdeki hareketli kamera kullanımlarında muhtemelen bunun etkisi var.
Film bir yandan da acı bir gerçeği yüzümüze vuruyor : Aşık oluruz , evleniriz , çocuk sahibi oluruz , aşk ölür sonrada uğraş dur.Tüm bu süreç esnasında iki tarafda yıpranır çünkü iki taraf da birbirini sevmişdir , sevmektedir çünkü '' you always hurt the one you love ''
Bu filme aşk filmi olarak bakmak çok yanlış olur,hayatın içinden,hayatın gerçekleriyle örülü bir film..Bütün ilişkilerde herşey çok iyi başlar.Sorunlu başlayan bir aşk,kafasında acabalar olan bir aşk yoktur.Her aşk fırtınalı başlar,hayatı durdurur iki taraf karşılıksız sever ya da bir taraf çok şeyden ödün verir,çok büyük fedakarlıklar yapar..Peki,aşkın bittiği yerde,ortak noktaların eridiği,tutkunun ortadan kalktığı yerde,yapılan fedekarlıklar ilişkiyi ayakta tutmaya yeter mi? Ya da ilişkiyi bitirmek isteyen,fedakarlık yapana,onu hala delice seven birine ihanet mi etmiş olur?..Filmi izlerken bir yanınız Cindy gibi,diğer yanınız Dean gibi hissetmeli..Etkileyici..
Evliliği, aşkı, mutluluğu, sebepsiz susmaları ve boşanmaya giden yoluinanılmaz derecede gerçekçi anlatan film.
Filmin özellikle ağır basan tarafı erkek bakış açısı olunca insan kendini sorgulama fırsatı da buluyor. Dean'in dediği gibi belki de ciddenerkekler herşeye olduğu gibi evliliğe de aşka da salt bakıp basit yaşıyor. 'Hayatımın kadını tamamdır' deyip evleniyor. Kadınlarınsa hayata,ilişkilere dair kaygıları; sorgulamaları hiç bitmiyor, kadın ölene dek olmayanı aramaya devam ediyor.
Özellikle ilişkilerinizde çok bıçak sırtı noktalardaysanız ruh halinize cuk oturacak filmdir.
Eternal sunshine of the spotless mind'dan beri beni ilk kez bir film tutup kollarımdan sarsmıştır. Oyunculuklar muhteşem son sahnesi de oldukça manidardır.
Filmde geçen en güzel replik ise sanırım:
'Öylece yok olabiliyorken,hislerine nasıl güvenebilirsinki?'
Bir kere kadro çok iyi. İzlemeden önce ya klasik romantik komedi kavgalar sonunda mutlu son falan mı acaba diyorsunuz ama afişinde çeken bişi var afiş renkleri çok güzel ve böylece filmi izlemeye başlıyorsunuz. bir kere müzikleri az olsa da etkili bir özelliğe sahip. Oyunculuklar çok çok iyi. Filmin genel işleyişine gelince de sıradışı bir romantik dram tarzı. yavaş yavaş dram tarzıdanda da etkileyici yapıtlar izliyoruz.evli çiftin ne sebeple evlendikleri ve neden sorun yaşadıklarını genel itibariyle ve tek tek bireylerin psikolojik çözümlemeleriyle çok güzel izleyiciye aktarmışlar. sıradışı bir film tavsiye ederim 2 saatın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz sıkmıyor.
bazen bir filmi izlerken gerçekten yanınızda oluyormuş gibi hissedersiniz. ryan gosling şarkı söylerken michelle williams'ın dansını uzaktan izliyormuş gibi oluyorsunuz bu filmi seyrederken. öyle gerçekçi, öyle içten bir film işte.
@pudukheba
12 yıl önce
- Nesi farklıydı??
- Hani bir şarkı duyarsın da dans edesin gelir ya... Öyle işte..." :)))
@chocolatblanc
13 yıl önce
@betulkars
13 yıl önce
9.4 / 10
@alicia_nash
13 yıl önce
7.6 / 10
etrafınızda birbirini severek evlenmiş altı yıllık bir çift var mı ?
heh..bu film o çiftin hayatını anlatıyor işte.
o kadar gerçek.
ve bir film olmasına rağmen o kadar acımasız.
-,-
@dom_cobb
13 yıl önce
Film gerçekten de herkesin dediği gibi : Çok gerçekçi.Bir çiftin hayatını gösteren bir reality show gibi.Bunda oyuncuların ve bence özellikle yönetmenin etkisi çok büyük.Zira yönetmenin önceki işlerinin büyük bir kısmı belgesellerden oluşuyor.Filmdeki hareketli kamera kullanımlarında muhtemelen bunun etkisi var.
Film bir yandan da acı bir gerçeği yüzümüze vuruyor : Aşık oluruz , evleniriz , çocuk sahibi oluruz , aşk ölür sonrada uğraş dur.Tüm bu süreç esnasında iki tarafda yıpranır çünkü iki taraf da birbirini sevmişdir , sevmektedir çünkü '' you always hurt the one you love ''
2010'un kaçırılmaması gerekenlerinden . 9/10
@lowen
13 yıl önce
7.4 / 10
@zett
14 yıl önce
7 / 10
Evliliği, aşkı, mutluluğu, sebepsiz susmaları ve boşanmaya giden yoluinanılmaz derecede gerçekçi anlatan film.
Filmin özellikle ağır basan tarafı erkek bakış açısı olunca insan kendini sorgulama fırsatı da buluyor. Dean'in dediği gibi belki de ciddenerkekler herşeye olduğu gibi evliliğe de aşka da salt bakıp basit yaşıyor. 'Hayatımın kadını tamamdır' deyip evleniyor. Kadınlarınsa hayata,ilişkilere dair kaygıları; sorgulamaları hiç bitmiyor, kadın ölene dek olmayanı aramaya devam ediyor.
Özellikle ilişkilerinizde çok bıçak sırtı noktalardaysanız ruh halinize cuk oturacak filmdir.
Eternal sunshine of the spotless mind'dan beri beni ilk kez bir film tutup kollarımdan sarsmıştır. Oyunculuklar muhteşem son sahnesi de oldukça manidardır.
Filmde geçen en güzel replik ise sanırım:
'Öylece yok olabiliyorken,hislerine nasıl güvenebilirsinki?'
@dwyanewadecns
14 yıl önce
@soie
14 yıl önce
@etsandrem
14 yıl önce
"You always break the kindest heart
With a hasty word you cant recall
So if i broke your heart last night
It's because i love you most of all. "