Artık Yıl

Filmle ilgili bişeyler söylemeden önce bu tarz filmlerin puanlanmasıyla ilgili bişey söylemek istiyorum ."Last Days In The Desert" filminde olduğu gibi bu filmde de gerçeklik ağır gelir bazen izleyiciye ,çoğu kişi de kullanıcı sayısı diğer sitelere göre bir hayli fazla olan imdb nin etkisinde kalır puanlarken... Neyse film ; yakınlığa karşı yalıtılmışlık evresindeki bir kadının yalıtılmış hayatını anlatmakta ,biz de market sonrası (market ;ev dışındaki tek farklı mekan filmde) sadece Laura'nın evinde geçen o yalıtılmış mekanda Laura'nın yalnızlığına ortak oluruz .

Laura ; kendi yalnızlığını başkalarını izleyerek tatmin eden , kim olduğunu söylemese de 12 yaşında kaybettiği bekarete sebep olanı izleyiciye sezdiren , hediye edilen çikolatanın jelatinini saklayacak kadar duygulara aç , saplantıya dönüşen sevgi durumu mazoşizme doğru evrilmiş , tıpkı 4 yılda bir hatırlanan bir gün gibi insanlar tarafından hatırlanan bir karakter. Kardeşine Meksika hükümetinin halk üzerinde oynadığı oyunu ,manipülasyonu anlatırken benzer sorunun bireye indirgendiğini kendi yaşantısıyla aktaran bir karakter .Her ne kadar yalıtılmış olsa da Laura ;davranışları ve film boyu çıplak bedeniyle yeterince üryan izleyiciye karşı. En büyük sorun ait olma,güvende hissetme ,sığınacak bir liman bulmaya çalışma... Ve evde kardeşinin olduğunu hatırlayınca gözlerdeki yaşı susturma... 7.5/10

Arturo: Şubatın 29'unda kaç insan ölmüştür ki?

Laura: Bilmem. Herhalde mecburen ölenler olmuştur.

'Düzüş, tek kelimeyle, düzüş; sen bunun için dünyaya geldin; zevklerine senin güçlerinden ve istençlerinden başka sınır yoktur; yer, zaman ve kişi istisnası yoktur; her saat, her yer, her erkek senin şehvetine hizmet etmelidir; perhiz imkansız bir erdemdir, perhiz yaparsak hakları ihlal edilmiş olan doğa bizi anında binlerce felaketle cezalandırır.'

Marquis De Sade *

*

Bu filmdeki kadın düzüşmeyi ne niyetli kullanıyor bilmiyorum ama ben çoğu insanın yoksunluktan dolayı düzüştüğünü düşünüyorum ki freud ve schopenhauer de öyle düşünüyor..

Yoksunluğu boğazına kadar hisseden biri başka bir post üzerinde hakimiyet kurup içindeki noksanlığı, eksikliği böyle bertaraf ediyor..

şapşal durumlara düşüp gücü elde ettiğini düşünüyor halbuki türe hizmet ediyor..veya Tanrının can sıkıntısını gideriyor..

Cronenbergin Shiversindeki insanlar napıyordu;

sürekli birbirlerini becermek ve birbirlerini yok etmek istiyordu..

sanırım biz Tanrının oyuncağıyız..

canı sıkılmış bir Tanrının..

düzmek ve yok etmek...