Bu filmi ciddi ciddi müzik+orkestra eleştirisine döndürenleri gördüm ya, ölsem de gam yemem artık. :)
Film bir komedi filmi yahu; içinde hüzün de olan, katı sovyet rejimine giydirmeler yapan, duygusallık da barındıran, klasik müzik merkezli şahane bir komedi alooo...
Sadece müzikleri için bile izlenir. Melanie Laurent'ın güzelliği de cabası.
Mizahi bir dil ile sistem eleştirisi yapılmak istenmesine kimse bir şey diyemez ancak ne idüğü belirsiz toplama bir müzisyen topluluğunun tanrının yardımıyla yakaladığı başarı için biraz olsun akılcılık beklenir. O ne ironidir müziğin gücü iflah olmaz komüniste tanrının varlığını söylettirir.
Amaca giden yolda her şey mubah sayıldığından herbirinin kendi ajandası olan bu eski Yahudi müzisyenler sosyalist sistemin lağvedilmesiyle hakim olan kapitalist sistemde de gerekli değeri bulamamış olacaklar ki açgözlü, paragöz, ilkesiz insanlar olarak Paris sokaklarında dolaşırlar. Sonuçta ilk provalarını konser saatinde yapmak durumunda kalırlar. Güzel kızımız Melanie Laurent kabızmış da çıkarmaya zorlanıyormuş gibi çalınca göz yaşları sel olur,ayakta alkışlar gırla kıyamet gider. Kısa ve yapay bu konserden etkilenmek için daha önce hiç klasik müzik konseri dinlememiş olmak gerekir. Ortaya konulan eser sistem eleştirisi falan değil düpedüz düzeysiz dalga geçme olduğu gibi, yapılan müzik de gerç... Devamı
Mizahi bir dil ile sistem eleştirisi yapılmak istenmesine kimse bir şey diyemez ancak ne idüğü belirsiz toplama bir müzisyen topluluğunun tanrının yardımıyla yakaladığı başarı için biraz olsun akılcılık beklenir. O ne ironidir müziğin gücü iflah olmaz komüniste tanrının varlığını söylettirir.
Amaca giden yolda her şey mubah sayıldığından herbirinin kendi ajandası olan bu eski Yahudi müzisyenler sosyalist sistemin lağvedilmesiyle hakim olan kapitalist sistemde de gerekli değeri bulamamış olacaklar ki açgözlü, paragöz, ilkesiz insanlar olarak Paris sokaklarında dolaşırlar. Sonuçta ilk provalarını konser saatinde yapmak durumunda kalırlar. Güzel kızımız Melanie Laurent kabızmış da çıkarmaya zorlanıyormuş gibi çalınca göz yaşları sel olur,ayakta alkışlar gırla kıyamet gider. Kısa ve yapay bu konserden etkilenmek için daha önce hiç klasik müzik konseri dinlememiş olmak gerekir. Ortaya konulan eser sistem eleştirisi falan değil düpedüz düzeysiz dalga geçme olduğu gibi, yapılan müzik de gerçek sanatçıların emeklerine saygısızlık niteliğinde.
II. Paylaşım savaşı yıllarında soykırıma tabi tutulan Yahudilere ilişkin film yapıldığında yine mi Yahudi propagandası diye burun kıvrılır çoğunlukla. Oysa anlatılmak istenen ve önemli olan inançlarından dolayı yok edilmek insanların dramıdır aslında. Yönetmen Radu Mihaileanu’nun yaptığı dört filmden üçünde Yahudilerin yaşadığı insani dram değil Yahudi olmak temel konudur.
Birkaçı dışında oldukça beylik espriler, Yeşilçam melodramı özentisi bir konu... 40/100
Son söz:
Toplama orkestra hikayesi arıyorsanız "Selamsız bandosu (1987)" müzikal performans içeren film arıyorsanız "Vier Minuten - 4 Dakİka (2006)"
Film arşivimdeki en güzel filmlerden biri. Bolşoy’un itibarını korumak için verilen, kimi zaman güldüren, kimi zaman hüzünlendiren bir mücadele konu ediliyor filmde. Özellikle filmin sonunda dinlediğimiz Çaykovski’nin keman konçertosu, filme harika bir son hazırlamış. Sonuçta, yıllarca unutamayacağınız bir film ortaya çıkmış.
sanatçılar bazen kendi ağırlıkları altında ezilirler. radu mihaileanu’ da üzülerek de olsa bu durumun kırıntılarını görüyorum. Train de vie kopyası denebilir bu filme. hem de kötü bir kopya. bir grup insan hayallerini gerçekleştirmek için (hayalden çok yaşam anlamlarını bulmak için) bir yolculuğa çıkarlar. absürd ve eğlenceli bu yolculuk aslında ağır bir acı ve hüzün içerir. tamam tamam da sıkıntılar var. gerçek ve hayal filmde birbirine karışamıyor. her şey çok gerçek ve aynı zamanda çok hayal. dolayısıyla da filmle birlikte bir "duygu" kazanamıyoruz. ritm eksikliği çekiyoruz. dolayısıyla da hayatımızın geri kalanında yanı başımızda taşıyacağımız bir duygu vermektense sadece izlediğimiz süre boyunca bizi eğlendiren bir "eser" çıkıyor ortaya. bir naylon şaşı bak şaşır.
genelde müzikle ilgilenen film yapımcıları ancak beethovena tapma aşamasında kaldıkları ve enstrüman çalan insanları (o dünyaya çok uzak olduklarındanmıdır nedir) uzaydan gelmiş yaratıklar gibi gösterdikleri için çekilen müzik bazlı filmler genelde korkunç itici ve tek kişi odaklı olur
Müzikle yoğurulmuş sıradışı, dramatik bir öykü ani kahkahalarla bölünecek şekilde anlatılmış. O yüzden kesinlikle sıkmıyor. Öykünün özgünlüğüne rağmen duygu yoğunluğu eksik gibi geliyor ama muhteşem bir finalle bu eksik de kapatılıyor. Öte yandan ironi dolu diyaloglar da filme ayrı bir lezzet vermiş. Kesinlikle izleyicisini pişman etmeyecek bir film.
!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!
Orkestra bir dünya demek.Her bir insan kendi enstrümanıyla,kendi yeteneğiyle katkıda bulunur.Bir konser için hepimiz birleşiriz,ve birlikte çalarız.Büyülü bir sese ulaşmanın umudu içinde.Ve bir armoniye.Bu gerçek komünizm!
@basribabam
9 yıl önce
8 / 10
Film bir komedi filmi yahu; içinde hüzün de olan, katı sovyet rejimine giydirmeler yapan, duygusallık da barındıran, klasik müzik merkezli şahane bir komedi alooo...
Sadece müzikleri için bile izlenir. Melanie Laurent'ın güzelliği de cabası.
Başucuma aldım: 8/10
@poormf
10 yıl önce
3 / 10
Amaca giden yolda her şey mubah sayıldığından herbirinin kendi ajandası olan bu eski Yahudi müzisyenler sosyalist sistemin lağvedilmesiyle hakim olan kapitalist sistemde de gerekli değeri bulamamış olacaklar ki açgözlü, paragöz, ilkesiz insanlar olarak Paris sokaklarında dolaşırlar. Sonuçta ilk provalarını konser saatinde yapmak durumunda kalırlar. Güzel kızımız Melanie Laurent kabızmış da çıkarmaya zorlanıyormuş gibi çalınca göz yaşları sel olur,ayakta alkışlar gırla kıyamet gider. Kısa ve yapay bu konserden etkilenmek için daha önce hiç klasik müzik konseri dinlememiş olmak gerekir. Ortaya konulan eser sistem eleştirisi falan değil düpedüz düzeysiz dalga geçme olduğu gibi, yapılan müzik de gerç ... Devamı
Amaca giden yolda her şey mubah sayıldığından herbirinin kendi ajandası olan bu eski Yahudi müzisyenler sosyalist sistemin lağvedilmesiyle hakim olan kapitalist sistemde de gerekli değeri bulamamış olacaklar ki açgözlü, paragöz, ilkesiz insanlar olarak Paris sokaklarında dolaşırlar. Sonuçta ilk provalarını konser saatinde yapmak durumunda kalırlar. Güzel kızımız Melanie Laurent kabızmış da çıkarmaya zorlanıyormuş gibi çalınca göz yaşları sel olur,ayakta alkışlar gırla kıyamet gider. Kısa ve yapay bu konserden etkilenmek için daha önce hiç klasik müzik konseri dinlememiş olmak gerekir. Ortaya konulan eser sistem eleştirisi falan değil düpedüz düzeysiz dalga geçme olduğu gibi, yapılan müzik de gerçek sanatçıların emeklerine saygısızlık niteliğinde.
II. Paylaşım savaşı yıllarında soykırıma tabi tutulan Yahudilere ilişkin film yapıldığında yine mi Yahudi propagandası diye burun kıvrılır çoğunlukla. Oysa anlatılmak istenen ve önemli olan inançlarından dolayı yok edilmek insanların dramıdır aslında. Yönetmen Radu Mihaileanu’nun yaptığı dört filmden üçünde Yahudilerin yaşadığı insani dram değil Yahudi olmak temel konudur.
Birkaçı dışında oldukça beylik espriler, Yeşilçam melodramı özentisi bir konu... 40/100
Son söz:
Toplama orkestra hikayesi arıyorsanız "Selamsız bandosu (1987)" müzikal performans içeren film arıyorsanız "Vier Minuten - 4 Dakİka (2006)"
@jackrai
11 yıl önce
9 / 10
@foxylady
11 yıl önce
9.6 / 10
Hala filmin etkisinde olduğumdan eleştri yazacak durumda değilim sanırım. Yalnızca izlemek, dinlemek, hissetmek gerek bu filmi...
@shlomo
13 yıl önce
6.4 / 10
@happy_alley_cat
14 yıl önce
7.6 / 10
bu film sadece bunu kırıp tchaikovsky(
@historian
14 yıl önce
8 / 10
!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!
Orkestra bir dünya demek.Her bir insan kendi enstrümanıyla,kendi yeteneğiyle katkıda bulunur.Bir konser için hepimiz birleşiriz,ve birlikte çalarız.Büyülü bir sese ulaşmanın umudu içinde.Ve bir armoniye.Bu gerçek komünizm!
!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!