Kadınlar ne ister filmindeki gibi saçma bir şekilde doğa üstü güçler elde eden bir çocuğun, yalnız büyümesi ve bir süre sonra büyükbaba-anne vefatından ötürü çiftliğin ne olacağı sorunsalı ile karşılaşınca, insan içine çıkmak zorunda kalmasını işleyen bir film.
İnsanoğlunun bilmediğine karşı düşmanlığı başarılı işlenmiş aynı zamanda çocuğun güçleri üzerinde, insanın oturupta hiç düşünmediği bir çok duyguya da gönderme işlenmeye çalışılmış. Örneğin bir avcı, avını vurduktan sonra gerisini önemsemez ama keyfi için yaptığı bu eylemden o hayvanın neler çektiğini bilemez, film buna değinmeye çalışmış. Yada ölümü bekleyen bir kimsenin söyleyemediği son sözleri neler olabilir?
Filmin oyunculuklarını ve müzik kullanımını çok yetersiz buldum. Belki Lance Henriksen bir tık iyi oynamış diyebilirim. Ortalama bir film.
Konusu,oyunculuğu ve yapıldığı yıl itibariyle gerçekten muhteşem bir filmdi.Durağan mıydı ? Evet,belki biraz.Ancak Sean Patrick Flanery'nin film boyunca yüzünde sabit tuttuğu hüzün ifadesi,filmde anlatılmak istenen ne varsa anlatmaya yetmiş; öyle ki "konuşmasa da olurmuş, biz fikri anlardık" dedirtecek cinstendi.
İçindeki birkaç sahne ile Green Mile'ı ve sonu itibari ile de Lucy'yi anımsattığı da bir gerçek.
"Malesef ki teknolojimiz insanlığımızı ezip geçti."
Farklı olmak her zaman zordur. Her ne kadar Jeremy Reed kadar olmasamda beyazım. Okul yıllarımda bazı talihsizliklerini yaşadım bu durumun :D
İnsanlara sadece farklı oldukları için adeta bir metaymış gibi davranmak, hatta onlardan bahsederken "tane" diye bahsetmek çok acımasızca. Hatta insanca bile değil. Film normal olarak adlandırılanların içinde anormal olmak kavramını alışılagelmişin dışında bir yolla anlatıyor bizlere. Filmin süresini uzatıp hikayeyi ve yan rolleri daha çarpıcı yapabilselerdi eğer mükemmel bir film izleyebilirdik. Ancak bu haliyle de iyi bir film.
Son olarak ırkçılığın bütün türleri kötüdür. En tehlikelisi ise farkında olmadan yapılandır. Aynı bizim ülkemizde "Yaradılanı severiz Yaradandan ötürü" deyip üstüne bizde ırkçılık yok dediğimiz gibi.
Atvnin bir zamanlar sık sık yayınladığı , bir kaç kez izlemiş olsam da pek hatırlayamadım ama buna rağmen aklımda yer eden film. en yakın zamanda tekrar izlemeli.
@ayazwho
2 yıl önce
5.5 / 10
@tiamath
3 yıl önce
6.2 / 10
İnsanoğlunun bilmediğine karşı düşmanlığı başarılı işlenmiş aynı zamanda çocuğun güçleri üzerinde, insanın oturupta hiç düşünmediği bir çok duyguya da gönderme işlenmeye çalışılmış. Örneğin bir avcı, avını vurduktan sonra gerisini önemsemez ama keyfi için yaptığı bu eylemden o hayvanın neler çektiğini bilemez, film buna değinmeye çalışmış. Yada ölümü bekleyen bir kimsenin söyleyemediği son sözleri neler olabilir?
Filmin oyunculuklarını ve müzik kullanımını çok yetersiz buldum. Belki Lance Henriksen bir tık iyi oynamış diyebilirim. Ortalama bir film.
@didemkalayci
5 yıl önce
8 / 10
@asphyxiateus
6 yıl önce
İçindeki birkaç sahne ile Green Mile'ı ve sonu itibari ile de Lucy'yi anımsattığı da bir gerçek.
"Malesef ki teknolojimiz insanlığımızı ezip geçti."
İzlenilesi.
@seko
10 yıl önce
İnsanlara sadece farklı oldukları için adeta bir metaymış gibi davranmak, hatta onlardan bahsederken "tane" diye bahsetmek çok acımasızca. Hatta insanca bile değil. Film normal olarak adlandırılanların içinde anormal olmak kavramını alışılagelmişin dışında bir yolla anlatıyor bizlere. Filmin süresini uzatıp hikayeyi ve yan rolleri daha çarpıcı yapabilselerdi eğer mükemmel bir film izleyebilirdik. Ancak bu haliyle de iyi bir film.
Son olarak ırkçılığın bütün türleri kötüdür. En tehlikelisi ise farkında olmadan yapılandır. Aynı bizim ülkemizde "Yaradılanı severiz Yaradandan ötürü" deyip üstüne bizde ırkçılık yok dediğimiz gibi.
Puanım: 7
@martiuctu
12 yıl önce
8 / 10
@asyagurgun
14 yıl önce
@prensesinuykusu
15 yıl önce
@pekipis
16 yıl önce
7.9 / 10