Ölümün Soluğu Yorumları

Ölümün Soluğu filmi detayları

@holyghost90

5 yıl önce

6 / 10

Filmi izlemeden önce yahudilik inancının geçmişine dair az da olsa birşeyler bilmek gerekir diye düşünüyorum.

@gunerakdemir

6 yıl önce

7.8 / 10

Film diğer Auschwitz konulu filmlerden biraz farklı odak noktasında tanrı var. Tanrıyı yahudilik çerçevesinde değerlendirmiş. Ben propaganda yapıldığını düşünmüyorum. Tamamen diyaloğa dayalı film ve sıkıcı değil.

@orkun17

7 yıl önce

Herkes tanrı var mı varsa kötü mü tarzında algılamış filmi. Bence film tam anlamıyla yahudiliğin propagandasını yapıyor. Yahudilerin üstün ırk olduğunu vurgulamaya çalışıyor.

@tambenlik

7 yıl önce

God on Trial ve Kötülük Problemi

Eski Yunandan bugüne farklı filozoflar tarafından formüle edilen mantıksal kötülük problemi, iyi, adil ve her şeye gücü yeten bir Tanrı ile dünyadaki kötülüğün varlığının nasıl bir arada bulunabildiği sorusuna dayanmaktadır. Felsefe tarihi boyunca bu problemin çözümüne ilişkin birbirinden farklı cevaplar verilmiştir.

Meşhur Nazi kampı Auschwitzde ölümü bekleyen Yahudilerin Tanrıyı yargılamalarını konu edinen God on Trial, felsefe tarihinin bu en çetrefilli problemlerinden biri olan kötülük ve onun kaynağını sorgulamaktadır. Film, kötülük problemine şimdiye dek verilen cevapların önemli bir bölümünü, insanlık tarihinin en insanlıkdışı işkence kamplarından birinde, bizzat kötülüğe maruz kalanların değerlendirmesiyle ele alması bakımından önemlidir.

Tevrat açısından kötülük probleminin bir değerlendirmesini yapan filmde, Yahudilerin tarih boyunca yaşadıkları şeyler ve kutsal kitaplarında yer alan Tanrı tasviri, f
... Devamı
God on Trial ve Kötülük Problemi

Eski Yunandan bugüne farklı filozoflar tarafından formüle edilen mantıksal kötülük problemi, iyi, adil ve her şeye gücü yeten bir Tanrı ile dünyadaki kötülüğün varlığının nasıl bir arada bulunabildiği sorusuna dayanmaktadır. Felsefe tarihi boyunca bu problemin çözümüne ilişkin birbirinden farklı cevaplar verilmiştir.

Meşhur Nazi kampı Auschwitzde ölümü bekleyen Yahudilerin Tanrıyı yargılamalarını konu edinen God on Trial, felsefe tarihinin bu en çetrefilli problemlerinden biri olan kötülük ve onun kaynağını sorgulamaktadır. Film, kötülük problemine şimdiye dek verilen cevapların önemli bir bölümünü, insanlık tarihinin en insanlıkdışı işkence kamplarından birinde, bizzat kötülüğe maruz kalanların değerlendirmesiyle ele alması bakımından önemlidir.

Tevrat açısından kötülük probleminin bir değerlendirmesini yapan filmde, Yahudilerin tarih boyunca yaşadıkları şeyler ve kutsal kitaplarında yer alan Tanrı tasviri, farklı meslek gruplarından insanların bir arada bulunduğu bir mahkemede sorgulanmaktadır. Tanrı, burada, Yahudilerle yaptığı anlaşmayı bozarak onlara vaat ettiklerini gerçekleştirmemekle yargılanırken onun kötülüğüne maruz kalanlar tanık olarak dinlenmektedir. Tanrıya yönelik hem suçlamalar hem de savunmalar dinlenirken, kötülük problemine yönelik olası çözümler de gözden geçirilmektedir.

Bu çözümlerden ilki, var olan kötülüğün insanların kendi yapıp etmelerine karşılık bir ceza olduğu düşüncesidir. Fakat Yahudi soykırımında hiçbir suçu olmayan iyi insanların da öldürülüyor oluşu, masum çocukların da aynı muameleye tabi oluşları dikkate alınarak bu cevap çürütülmüş olmaktadır.

Mahkemede ortaya atılan cevaplardan ikincisi, var olan kötülüklerin daha büyük iyiliklere yol açacağı düşüncesidir. Mahkumlardan bazıları kendilerinin maruz kaldığı zulmün hem ruhlarının arınması hem de Tevratın yaşaması için gerekli olduğunu savunmaktadır. Fakat içlerinden biri, bu kamplardan kurtulan kişilerin iyi insanlar değil, Nazilere yardım eden kötü Yahudiler olacağını söyleyerek daha büyük iyilik düşüncesini eleştirir.

Tartışmaların büyümesi ve derinleşmesi üzerine Tanrının bildiklerini insanların bilemeyeceği savunulur. Fakat bu düşünceye müdahale gecikmez: bu mahkemenin konusu Tanrının niyeti değil, Tanrının Yahudilerle yaptığı anlaşmaya sadık kalmamasıdır.

Mahkumlardan biri kötülüklerin nedeninin özgür irade olduğunu savunur. Buna göre özgür bir insan, iyi ve kötü fiillerden dilediğini seçebilme imkanına sahip olsun diye kötülük var edilmiştir. Fakat bu noktada üç oğlunu kaybeden bir babanın itirazı yükselir. Babadan, oğulları askerlerce götürülürken içlerinden bir tanesini seçip yanına alabileceği söylenir. Baba böyle acı bir durumda seçim yapmayı değil, yalnızca çocuklarını istediğini haykırır. Mesele basittir: kişiye seçim yapmama seçeneği verilmediği ve sunulan seçeneklerden hangisi seçilirse seçilsin acı çekmek kaçınılmaz olduğu sürece, bunun adı özgürlük değil, zorbalıktır.

Kötülük anlamlandırmaya çalışılırken biri sürekli olarak kötülüğün kaynağının sorgulanmasını eleştirir. Ona göre insan yalnızca kötülüğün değil, bunca iyiliğin nereden geldiğini de düşünmelidir. Fakat Tanrının, milyonlarca insanın sırf Yahudi oldukları gerekçesiyle öldürüldüğü ve işkence gördüğü bir dönemde Yahudilere vaad ettiklerini gerçekleştirmeyerek anlaşmayı bozduğu suçlamasıyla yargılandığı bu mahkemede iyiliklerin miktarı ya da kaynağı tartışma çerçevesinin dışında kalmaktadır.

Mahkumlar artık Tanrı lehine ya da aleyhine bir karar verilmesini isterler. Mahkeme jürisi bir araya gelir. Jüride yer alan ceza hukuku profesörünün bu noktada yaptığı açıklamalar vurucudur. O, kendisinin bir Yahudi olduğunu bilmeden bir Alman gibi yaşamış, Yahudilerin insanlıktan uzak, pis ve onursuz oldukları kendisine öğretilmiş, o da hayatı boyunca Yahudilerden nefret etmiştir. Çocuklarını da bir Alman gibi yetiştirmiş, onların Nazilere katılmalarını sağlamıştır. Kampa geldiğinde, ilk anda Yahudilerle ilgili bütün düşüncelerinin doğru olduğunu düşünür. Onlar gerçekten de insanlıklarını kaybetmiş, pis ve aciz yaratıklar gibi görünmektedir. Fakat profesör kamptaki bütün sistemin tam olarak bu düşünceyi doğrulamak üzere dizayn edildiğini, Yahudilerin insanlıkları ve onurlarına saldırıldığını söyler. Bu noktada, profesöre göre başta isimleri olmak üzere her şeyleri ellerinden alınan Yahudiler, hiç olmazsa Tanrı inançlarını korumalıdır.

Mahkeme kararını açıklayacağı sırada, birkaç saat içinde gaz odasına gönderilecek olan ve o ana kadar mahkemeye müdahale etmeyen fizikçi sözü ele alır ve Yahudilerin kendilerini seçilmiş millet olarak görmelerini eleştiren uzun ve vurucu bir konuşma yapar. Ona göre milyarlarca yıldızın olduğu bir galakside Tanrının bütün dikkatini dünyaya, dünyanın da ufacık bir bölümüne toplayıp bütün mesaisini Yahudiler lehine harcadığını düşünmek saçmadır. Dünyada var olan her şey, yalnızca Yahudilerin değil, bütün insanların hizmetine sunulmuştur.

Filmde final konuşmasını yapan kişi, sürekli Tevrat okuduğu için yürüyen Tevrat olarak tanıtılan haham olur. Ters köşe yaparak seyirciyi şaşırtan haham, Yahudi tarihinden örnekler vererek Tanrının iyi olmadığını, dahası iyilerin yanında olmadığını savunur. Tanrı tarih boyunca hiçbir zaman masumları korumamış, o sadece emrine itaat edilip edilmediğiyle ilgilenmiştir. Tanrı iyi değildir, yalnızca güçlüdür ve bugüne dek Yahudilerin tarafını tutmuştur. Görünen odur ki bugün Tanrı hala Tanrıdır, fakat Yahudilerin Tanrısı değil. Tanrı Yahudilerle yaptığı anlaşmayı bozmuştur.

Her ne kadar mahkeme, Tanrı aleyhine sonuçlansa da içeri giren Nazi askerleri, bir önceki gün ölümüne karar verilen mahkumların numaralarını okurken Yahudiler yine Tanrıya sarılır ve başlarını kapatarak dua etmeye başlarlar. Duaları gaz odasına götürüldüklerinde de sürer.

God on Trial, bize, dini inançlar ne kadar eleştiriye açık olursa olsun, insanların korktukları, ümitsiz oldukları zamanlarda sığınma ihtiyaçlarını karşılamaları nedeniyle daima var olacağını söyler. İnsanlar acizdir, kötü de olsa kendi taraflarında bir Tanrı olduğuna inanmak onlara güç vermektedir. Akli olarak ne kadar tutarsız ya da anlamsız olursa olsun, toplumdaki işlevlerini sürdürdüğü sürece dinler, taraftar bulmakta hiç zorlanmayacaktır.

@karindesenjack

7 yıl önce

Efsane bir yazı olmuş. En kısa zamanda okuyacağım :)

@stupidflanders

7 yıl önce

Yine nefis bir yazı, en kısa zamanda izleyeceğim!

@ogunberat

7 yıl önce

8.8 / 10

Bir olguyu mahkemeye çıkartıp çeşitli yönlerini ortaya koyması bakımından "God On Trial" sosyal bilimler ve hukuk fakültesi öğrencilerine ders niteliğinde izletilmesi gereken bir film.Özellikle sonlara doğru olaylar tarihine, kutsanılan dokunulmaz inançlarına eleştirel bir teori ile yaklaşabilmiş hatta yeri geldiğine Hitler'in ve diğerlerinin tanrısının kendi tanrılarından farklı olmadığını öne sürebilmeyi başarmış bir filmdir. Tüm bunlar sırasında inanç destekçilerinin de özellikle filmin başlarında kendi umutlarını çok güzel yansıttıklarını düşünüyorum. Yani öyle körü körüne eleştirelim mantığında bir film olmadığı kanaatindeyim.

Fizikçinin ve sondaki amcanının görüşlerine imzamı atıyorum. Lakin asıl çarpıcı olan kesinlikle mahkeme başkanı durumunda takılan Alman beyefendiydi. Kimlik dediğimiz olguya çok güzel bir selam çakmış adeta mest etmiştir. Her ne kadar filmdeki fizikçi gibi düşünsem de sürecin en çarpıcı repliği bence Alman abinin sö
... Devamı
Bir olguyu mahkemeye çıkartıp çeşitli yönlerini ortaya koyması bakımından "God On Trial" sosyal bilimler ve hukuk fakültesi öğrencilerine ders niteliğinde izletilmesi gereken bir film.Özellikle sonlara doğru olaylar tarihine, kutsanılan dokunulmaz inançlarına eleştirel bir teori ile yaklaşabilmiş hatta yeri geldiğine Hitler'in ve diğerlerinin tanrısının kendi tanrılarından farklı olmadığını öne sürebilmeyi başarmış bir filmdir. Tüm bunlar sırasında inanç destekçilerinin de özellikle filmin başlarında kendi umutlarını çok güzel yansıttıklarını düşünüyorum. Yani öyle körü körüne eleştirelim mantığında bir film olmadığı kanaatindeyim.

Fizikçinin ve sondaki amcanının görüşlerine imzamı atıyorum. Lakin asıl çarpıcı olan kesinlikle mahkeme başkanı durumunda takılan Alman beyefendiydi. Kimlik dediğimiz olguya çok güzel bir selam çakmış adeta mest etmiştir. Her ne kadar filmdeki fizikçi gibi düşünsem de sürecin en çarpıcı repliği bence Alman abinin söylediğidir: "Tanrı sizin tanrınız. Hiç var olmasa bile. Onu koruyun." Herkesin inanç özgürlüğünün olduğu bir dünya ümidiyle...

@serkanaydemir

7 yıl önce

8 / 10

Sağlamdı!

Bunca zaman anlatılan Yahudi katliamına farklı yaklaşmış yapım. Bu da çok önemli bence çünkü artık bazı kesim yaa yine Yahudi katliamı taaam anladık oldu ama bıktık demeye başlamıştı. Bu eski yapım o kişilere izletilmeli. Bıkmak sözcüğü bence insanlığa ihanet olur. Tamam dünyada katliamlar oldu. Cezair'de oldu Fransızlar yaptı, Osmanlı'da oldu Yavuz Selim asıl gerçek Anadolu insanlarını öldürttü, Afrika'nın her yerinde her gün oluyor gibi gibi. Tabi Yahudi olanı sona doğru en kıyımlı olanı. Hit'lerin şerefsizliği ha fikirlerine pek de uzak sayılmam mesela Hit'ler Almanya'daki akıl sağlığı bozuk Alman'ları da öldürtmüştür sırf akıllı yeni nesil üresin diye. Bozuk nesli yok etmiştir. Tabi tartışılır bu. Yani Yahudi katliamı bu filmle daha açıklayıcı işlenmiş. Yahudi'lerin gözünden anlatılması daha mantıklı olmuş. İçinde geçen fikirler dünyayı kurtaracak cinsten. Aklını kullanmayan toplumların bunu hak ettiğini bile söylüyor insanlar. Kendilerini de eleştiriyorlar. Zaten dünyan
... Devamı
Sağlamdı!

Bunca zaman anlatılan Yahudi katliamına farklı yaklaşmış yapım. Bu da çok önemli bence çünkü artık bazı kesim yaa yine Yahudi katliamı taaam anladık oldu ama bıktık demeye başlamıştı. Bu eski yapım o kişilere izletilmeli. Bıkmak sözcüğü bence insanlığa ihanet olur. Tamam dünyada katliamlar oldu. Cezair'de oldu Fransızlar yaptı, Osmanlı'da oldu Yavuz Selim asıl gerçek Anadolu insanlarını öldürttü, Afrika'nın her yerinde her gün oluyor gibi gibi. Tabi Yahudi olanı sona doğru en kıyımlı olanı. Hit'lerin şerefsizliği ha fikirlerine pek de uzak sayılmam mesela Hit'ler Almanya'daki akıl sağlığı bozuk Alman'ları da öldürtmüştür sırf akıllı yeni nesil üresin diye. Bozuk nesli yok etmiştir. Tabi tartışılır bu. Yani Yahudi katliamı bu filmle daha açıklayıcı işlenmiş. Yahudi'lerin gözünden anlatılması daha mantıklı olmuş. İçinde geçen fikirler dünyayı kurtaracak cinsten. Aklını kullanmayan toplumların bunu hak ettiğini bile söylüyor insanlar. Kendilerini de eleştiriyorlar. Zaten dünyanın temel sorunu olan 'Din' üzerine de çok sağlam tartışmalar var. Küçük alanda büyük bir iş çıkmış. İzle sakla millete duyur filmi.

İyi seyirler.

P: 8

@fishguts

8 yıl önce

7.9 / 10

Eğer adamlar filmin adını "Ölümün Soluğu" koymak isteselerdi "Breath of Death" derlerdi. Ama "Tanrı Yargılanıyor" demek istemişler ve "God on Trial" koymuşlar. Ne yazık ki bizde yine, yayında ve yapımda çok emeğimiz geçiyor gibi kafamıza göre uygun film adı belirlemeye devam etmişiz ve sinir bozucu bir tane bulmayı başarmışız. Neyse ki gönüllü çevirmenler var da filmin çevirisi de sizin üstün zekanıza kalmıyor. O zaman toplama kampında, dünyadaki son geceleri olup olmadığı bile belli olmayan bir grup insanın, mahkeme salonu kurup "tanrıyı yargılamaları" yerine, "ölümün soluğunu" enselerinde hissetmeye başladıkları için, kime ne kötülük yapmışız da böyle bir sınavla yüzleşiyoruz acaba diye iç seslerini izlerdik belki de?

@fthgzl79

9 yıl önce

8.5 / 10

Bu aralar Yahudi tarihine de merak saldığım için filmi çok büyük bir zevkle/merakla izledim..Müthiş bir haz duydum filmden..Diyaloglar müthiş..Enfes bir senaryo..Oyuncular inanılmazlar..O çocuk mevzusu hakikaten inanılmazdı..Bu filmi seyretmemek bir kayıptır..10/8,5
M

@mementomori23

9 yıl önce

8 / 10

tanrıyı inançları sorgulayan filmleri severim bu da onlardan bir tanesi her inançlı birey tanrının kendisini koruduğunu savunur ve tüm hayatını bunun üzerine kurgular tanrı sizinleyse sizin inancınızda olmayanların yanında ki kim ya da tarih boyunca yaklaşık 4.500 tanrıya inanılmış dünya da bunların bir çoğuna aynı dönemde inanılmış hangisi doğru olan sizinki mi bir daha düşünün derim...

@hurik

10 yıl önce

Tanrı var!..mı? 'ların, çatışmaları....
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL