6 yıl önce
Kelebekler filmine yorum yazdı:
Beethoven'ı Anlamak filmine yorum yazdı:
Replik bakımından epey zengin ve doyurucu. Ağır bir işçilik ve elbette iyi oyunculuklar.
Bağlanmak Yok filmine yorum yazdı:
Bence şu gayet açık; natalie portman yaşadığı sürece sinema sektörü devam edecek. tek başına film bu kadın.
Tutku Oyunları filmine yorum yazdı:
Edebiyat olarak epey dolu olsa da sinematografik olarak bazı eksiklikleri var. Sakinliği ve yapmak istediğini çok iyi yansıtacakken, yolda biraz fazla çukur kazmış yönetmen. Yoksa sona epey hızlı gidecektik.
8 Mil Yukarı filmine yorum yazdı:
Pek ortalıkta görünmeyen bir yönetmen için, yer yer uzasa da keyifli ve iyi bir anlatımı olduğu söylenebilir. On tane gereksiz bir filmden ise böyle bir film çekmek çok daha iyi.
Yatağın Diğer Yanı filmine yorum yazdı:
Konu ve oyunculuğa yüklenilmiş, kötü bir film. Senaryo bir kaç sayfaydı muhtemelen. Paz Vega'yı izlemek için izlenebilir.
Fahrenheit 451 filmine yorum yazdı:
ütopik bir kıvranıştır bu okumaya karşı. bu tür baskı dönemlerini yaşadığımız için bizlere de yakın gelecektir.
Vesikalı Yarim filmine yorum yazdı:
ilişkilerdeki çarpıklık edebiyatına bakılırsa, müthiş bir anlatım olduğunu söylebiliriz. türk sinemasında yapılmış en iyi işlerden biri.
Nefes filmine yorum yazdı:
Afiş filmin güzel ürünlerinden biri. Kim Ki Duk amca burada biraz dinlenmiş.
300 Spartalı filmine yorum yazdı:
frank miller\'ın mizahı olması gerektiği gibi olduğu için türkiyede veyahut yurtdışında içeriği ile ilgili gürültü çıkarmaması doğal. çünkü kendisi çizgi roman ve özellikle frank miller tarzına göre bunun çizgi roman olarak durması her şeyiyle doğal.
ama sinemaya geçerken, belirli süzgeçlerden geçmek gerekiyor. bu nasılsa çizgi roman normal bir filmden beklediklerimizi beklemeyelim diye bir şey yok. fakat bence zaten, filmin çekilmiş hali çizgi roman gibi, dolayısıyla, başarılıdır. olması gerektiği gibi olmuştur. ama dönüp bir daha izler miyim, izlemem.
Ortada meseleleri olan karakterler ve karakterlerin ortak bir meseleleri var. Fakat öğreniyoruz ki meseleleri hiç de ortak değil. Hikayede seyircinin kucağına düşen bir gerçeklik olmasa da başından sonuna gerçekliğin tam içinde fakat her izleyenin kendi meselesinde yürüdüğü bir çizgi çıkıyor ortaya. filmin hikayede ve meselelerde hiç bir yükümlülüğü yokmuş gibi.
hayatın akıp gittiğini, güle güle, duygulanmak isteyeni de kapıdan buyur ederek yine hayatla yüzleştiriyor bizleri. belki de filmin en büyük en büyük getirisi hiç bir ağırlık vermeden, derin bir mesele bırakmadan hayatın akışına dair saf bir mutluluk, iyi hissediş aşılaması olabilir.
epeydir bu kadar güzel gülmemiştik.