Niçin Yaşıyoruz ?
ölmek için. hayat bir algoritma. bütün canlılar hatta nesneler bu sistematik olgunun birer parçası ve yaşamını sürdüren onbinlerce çeşit varlık tek bir ortak noktada buluşuyor; yok olmak, son bulmak yani ölmek. bu süreçteki diğer herşey, amaçlar, uğraşlar, ütopyalar hepsi anlamsız. işte bu gerçeğin verdiği acizlik duygusu ve insanların bunu kabullenemeyişi yüzünden var dinler, cennet, cehennem, huriler falan.. demem odur ki hepimiz sadece birer materyaliz a dostlar. birer teneke, kuş, elmayız. amacımız süremizi tamamlayıp yaşam algoritmasının gereğini yapmak, denkleme hizmet etmek. bu süreç boyunca da film izleriz, düşünürüz, sex yaparız, bira-cips-ligtv kombinasyonuyla haftasonunu şenlendiririz, alış veriş yaparız, canımız ne isterse ya da istemezse onu yapar ya da yapmayız. şimdi şunu belirteyim; bu benim hiç hoşuma gitmedi. zaten her ne kadar aksini ispat edemesemde bu yazdıklarıma kesinlikle inanmıyorum. İşe dini boyuttan bakarsak tanrının varlığından da en ufak bir şüphem bile yok. Lakin bu dünyadaki gayemizin cennetten yer kapmak olduğu düşüncesi de çok tutarlı gelmiyor bana. Bu noktada havlayankuzunun mutlu olmayla ilgili yorumuna tamamen katıldığımı belirteyim. Nihayetinde amaçları öbür dünyada cennete ulaşmak, ya da inançlarına göre tekrar dünyaya gelince iyi bir yaşam sahibi olmak olan dindar kimseler de mutlu olmak için ibadet ediyor ya da inandıkları şeylerin gereklerini yerine getiriyor. ölümden sonra bir şekilde fiziksel olmayan formda hayatta kalıp öbür dünyada ödüllendirilecekleri düşüncesi de onları bu dünyada mutlu ediyor. Yani onlarında aslında herkes gibi tüm amacı mutlu olmak. uzmanlara göre dünyada yaklaşık 100 milyar insan yaşadı. ama niçin sorusunun hiçbir zaman kesin ve kanıtlanabilir bir cevabı olmadı. ama ille de cevap derseniz şunlardan biri olabilir:
1.ağaç niye yaşıyorsa ondan
2. yaratanı aramak
3. uzun vadeli hedonizm, carpe diem
Harry Potter Hitap Kitlesi
sağolsun bruce bu konuda belirtmek istediğim bütün duygu ve hislerime tercüman olmuş yorumuyla. tamamen katılmakla birlikte zamanında kitapların sağlam bir fenomeni olmuş bir pottersever olarak şunu eklemek isterim; kitaplarla kıyaslandığında filmlerin vasat olması çok olağandır. Bu sadece harry potterda değil çoğu yapımda böyledir. çoğumuzun başucu filmi olan fight club bile kitabı okumuş bünyeler için yeterince tatmin edici olmamıştır. ama tabiki yüzüklerin efendisi gibi istisnalar da vardır bu hususta. sonuç olarak 1000 küsür sayfalık kitabın bütün detaylarıyla film edilmesi imkansız olduğundan harry potter filmleri fanlarını üzmüştür malesef. işte tam da bu nedenle final filmi 2 ye bölündü ki bence en azından sanırım umarım final seriye yakışır olucak.
filmin hitap kitlesine gelince;
ilk kitabın kapak arkası;
HARRY POTTER sıradan bir çocuk olduğunu sanırken, bir baykuşun getirdiği mektuplarla yaşamı değişir. Başvurmadığı halde Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'na kabul edilmiştir. Burada birbirinden ilginç dersler alır, iki arkadaşıyla birlikte maceradan maceraya koşar. Yaşayarak öğrendikleri sayesinde küçük yaşta becerikli bir büyücü olup çıkar.
Bunu okuyan okuyucu kitabın çocuklara hitap ettiğini düşünebilir, haklıdır da. ilk filmdeki bol giysiler içinde ince sesiyle neşe saçan sevimli minik harry bunu doğrular niteliktedir zaten. ama seri ilerledikçe harry ve arkadaşları büyümüş olaylar ciddileşmiş ve karmaşıklaşmış, aşklar, ölümler işin içine dahil olmuş ve harry potter ın fan kitlesi sayı ve yaş ivmesi olarak artışa uğramıştır. hal böyle iken diğer fantastik yapımların hitap kitlesi neyse hp nin hitap kitlesinin de o olduğunu düşünmekteyim.
ayrıca kurgu olarak ne kadar tartışılsa da(kitapların etkisi) efekt, kamera oyunları, oyunculuk ıvır zıvır olarak filmlerin başarılı olduğu kanısındayım.
son filmleri merak içinde bekliyoruz umarım güzel bir final olur. AVADA KEDAVRA!!
En Çok Nefret Ettiğiniz Şeyler
sivrisinekler, penanın kaybolması,futbola soccer denmesi.
aklıma ilk bu ilginç üçlünün gelmesi çok garip:D küçük şeylerden nefret ettiğime göre büyük sorunlarım yok diye mi sevinsem bilemedim.
bu arada havlayankuzu zombilerden niye nefret ediyosun ya?? ben çok seviyorum zombileri.
Zombi Filmleri
2000 den eski filmleri yazmıyorum.
resident evil 1-2-3(zombi filmlerinin titaniği gibi bişey sanırım)
doomsday(tam zombi sayılmaz ama)
i am legend
dead meat
land of the dead
Dawn of the Dead(2004)
shaun of the dead(komedi)
28 days later(kesinlikle tavsiye)
28 weeks later(denden denden)
Planet Terror
rec(tavsiye)
quarantine(rec'in amerikan kopyası)
doom
Zombie Strippers!(jenna jameson diyim xD )
The Zombie Diaries
Automaton Transfusion
Oneechanbara(japon)
Fido (izlemedim ama şu açıklamadan sonra sanırım izlememek olmaz:Robinson ailesinin küçük oğlu Timmy'nin de en yakın dostu Fido adlı zombidir. Hayat sürüp giderken Fido yan komşuyu yemek gibi bir gaflette bulunur.)
Dod sno
Dance of the Dead(komedimsi)
ada:zombilerin düğünü(türk) :s
zombieland
Survival of the Dead
doghouse(komedi)
30 days of night(zombi filmi sayılmaz ama kesin tavsiye ederim)
benim izlediklerim ve aklıma gelenler bunlar.