9 yıl önce
American Horror Story dizisine yorum yazdı:
Şeytani Ruhlar filmine yorum yazdı:
bıkmadılar ellerinde kamera saray tipi huge evlerin koridorlarından odalarına cengaver cengaver bi başına gezen korkusuz insanlarımızı filmetmeye... Korku-gerilim en sevdiğim tür. Yahu izlemeye film bulamıyorum bu kadar mı sınırlı insan aklı? Demek Kant haklıymış.
Like Crazy filmine yorum yazdı:
*SPOILER içerir*
elbette ki ben de adına aldanarak böyle çılgınlar gibi doludizgin dinamik bir aşk bekleyenlerdendim başta. ancak sonrasında aldanmadığım kanaatine vardım. izlerken değil de bitince idrak ettim bunu. sahiden üst düzey bir şeyi başarmışlardı hele ki günümüz penceresinden sosyolojik ve kültürel bağlamlardan şöyle bir baktığımızda. tanışırsın, bir şeyler paylaşırsın, seversin, öper koklarsın sonra o yoluna sen yoluna. he bir de gidince ara vardır. ararsın. bir arar, iki ararsın. üçüncüsünde taraflardan birinin rota değiştirmesiyle ilişkinin kıvamı da değişir. daha türkçesi son bulur. şimdi söyleyin like crazy? ikisinin de hayatına onca reklam girmesine rağmen, ki 'alışkanlık' etkisi de yadsınamaz, duşla kapanış&mutlu son. Bir de bu türde fazla film izlemişliğim olduğundan eklemek isterim ki jacob'ın sakin ve hafif donuk karakteri aslında onu daha british gösteriyordu Anna'ya nazaran. bu tür filmlerde ana amaç o duyguyu karşı tarafa da geçirebilmek olduğundan karakterler d ... Devamı*SPOILER içerir*
elbette ki ben de adına aldanarak böyle çılgınlar gibi doludizgin dinamik bir aşk bekleyenlerdendim başta. ancak sonrasında aldanmadığım kanaatine vardım. izlerken değil de bitince idrak ettim bunu. sahiden üst düzey bir şeyi başarmışlardı hele ki günümüz penceresinden sosyolojik ve kültürel bağlamlardan şöyle bir baktığımızda. tanışırsın, bir şeyler paylaşırsın, seversin, öper koklarsın sonra o yoluna sen yoluna. he bir de gidince ara vardır. ararsın. bir arar, iki ararsın. üçüncüsünde taraflardan birinin rota değiştirmesiyle ilişkinin kıvamı da değişir. daha türkçesi son bulur. şimdi söyleyin like crazy? ikisinin de hayatına onca reklam girmesine rağmen, ki 'alışkanlık' etkisi de yadsınamaz, duşla kapanış&mutlu son. Bir de bu türde fazla film izlemişliğim olduğundan eklemek isterim ki jacob'ın sakin ve hafif donuk karakteri aslında onu daha british gösteriyordu Anna'ya nazaran. bu tür filmlerde ana amaç o duyguyu karşı tarafa da geçirebilmek olduğundan karakterler daha canlı, daha dışavurumcu yapıda görünür olabiliyor. Ancak burada özellikle Jacob'ın sadece bakışlarının bile pek çok şey anlattığına şahit oluyoruz. Yani daha sessiz işlenmiş ama derin işlenmiş. bu da güzel ve başarılı kanaatimce.
Pushing Daisies dizisine yorum yazdı:
bir süre İstanbul’da pie hole aramama sebep olmuştur. Canımın bu denli turta çekeceğini hiç tahmin etmezdim. Geceleri rüyalarımı süslüyor rengarenk meyveleri ve kulak memesi kıvamında hamuru... Bunun dışında Lee Pace’i the fall’da tanıdım, ondan beri severim. Mimiklerini en yerinde , en iyi ve kendine yakışır kullanan oyunculardan bence, ki onca dizi&film izledim hala bu kanaatteyim. Dizinin pastel renkleri de insanı içine çeken görsel unsurlardan. Dördü de başrol, dört oyuncu da dizideki karakterlerini en güzel şekilde oynamış. Ortaya turta gibi tatlı leziz mini dizi çıkıvermiş.
*Ned’in Chuck’a olan aşkı ve böylesine sevişi diyorum, nasıl güzel. Bir sürü romantik film izledim, aralarında çok sevdiklerim olsa da buradaki bana bambaşka geldi. Olay sadece temas değil. Belki de sadece temas. Herkesin hissettiğine göre değişir yorumlar. SPOILER
Hayatımın Şarkısı filmine yorum yazdı:
birçok film sağlam soundtrack listesine sahip, ancak benim izledikten sonra, bir süre daha etkisinde kalarak dinlemeye devam ettiğim soundtrack listesine sahip ilk film Candy, ikincisi ise bu film. iki film de tür olarak birbirinden oldukça farklı. yine de bazı müzikler insanı değil, ruhunu alıp başka bir yerlere götürmeyi daha kolay başarıyor. bu listelerdeki müzikler, şarkılar da onlardan... iki filmi de tavsiye ederim. Özellikle bu filmi fransızca severlere daha bi tavsiye ederim.
Dava filmine yorum yazdı:
Darkpassenger adlı kullanıcıya cevaben; mahkemede hiç kadın sanık olmaması şundandır; kadınlar aslında mahkemeden bağımsız çalışırlar. Bu mahkeme bildiğimiz mahkemelerden değildir. Kadınlar burada davada kurbanların dirençlerini çökertmek için üst yargı organının yararlandığı araçtırlar. Misal veriyorum avukat Huld'un yanında çalışan bakıcısı Leni gibi... Romandaki kadınlar kötü değildir ama ahlak dışıdır. Kadınlar da kanundan yanadır hatta yasak olmasına rağmen kendi gözlemlerini K. ile paylaşıp ona kanun yolunda eşlik etmek, yardım etmek isterler... Buradaki her şey birer simgedir, metafordur. Ancak K. Yaşadıklarını olduğu gibi alır, simgeleri göremez, ışığa gözü kördür. Ta ki ölmeden hemen öncesine kadar.. Tıpkı rahibin anlattığı taşralı adam gibi.
Rus Bebekler filmine yorum yazdı:
daha otuzuma yaklaşmadım bile ama şimdiden xavier gibi benim de hayatım sorularla dolmaya başladı. keşke ne geleceği düşünüp kaygılansak ne de geçmişe bakıp hayıflansak.. ikisinin de bir getirisi olmuyor bize ne de olsa. her şeyin sonunda belli bir zaman sonra bile olsa illaki diyoruz; ne olursa olsun yaşamaya değer, yaşamak güzel. son olarak üçlemenin en iyisiydi, verilen puanın yerinde olduğunu düşünüyorum. romain duris faktörü de önemli tabii.
Günlerin Köpüğü filmine yorum yazdı:
kocaman dünyalarımız hiç ummadık şeylerle nasıl da küçülebiliyor.. her şeyin içinde zıttını barındırmasından mı 'mutluluğun' yerini hüzne bırakması? sanki rolünü oynamış da sahneyi ona devretmiş gibi. biz ne kadar sıkılmasak da ondan. elimle en çok tutabilmek istediğim soyut hissiyat. bazı şeyleri düşünmesi bile gülümsetebiliyor. film oldukça spekülatif görsellik barındırsa da tıpkı bu izlerken, sonrasında düşünürken gülümsetebilenlerden. en sevdiğim fransız oyuncular, felsefeci kimliğimin elverdiği filozof sempatim, fonda caz ile harmanlı; benim başucumda yerini alır* ne güzel yönetmensin sen çekiçle kravatı ilişkilendirecek denli yaratıcı,süslü,renkli bir evrenden
Bobby Long'a Bir Aşk Şarkısı filmine yorum yazdı:
Filmde çok sağlam diyaloglara(atışmalar, alıntılar vs.) şahit oldum, başka filimadamlarının da şahit olmalarını isterim. Hatta başka Bobby Long'ların...
The Presence filmine yorum yazdı:
shane west'ciğim eminim ki bir iddiayı falan kaybetti de rol almak durumunda kaldı bu filmde... Onun hatrına ha sardı ha saracak diye izlemiş bulundum ama sonuç karantina.
recommended: diziyi hiç izlemeyen direkt 4.sezondan girebilir ola ... Devamı
recommended: diziyi hiç izlemeyen direkt 4.sezondan girebilir olaya. 4-1-2-3 diyorum çünkü 5 yolda.