C
10 yıl önce
Gerilim Odası filmine yorum yazdı:
Piyano filmine yorum yazdı:
İmkansız senfoniyi eksiksiz çalıp en son notayı arızalı basmak nedir ya :D bide pişkin pişkin demez mi kimse bilmez sadece alkışlarlar diye...
bu arada;
-Düşünebildiğin en yüce şeyi düşün
+Düşündüm
-Şimdi onu ikiyle çarp
+Yapamam
Beni Kimse Sevmiyor filmine yorum yazdı:
bilinçli bir kaba tabirle yazıyorum;yalnızca bir "yalnızlık ve evde kalmışlık..." filmi :) buna göre ilginizi çekiyorsa izleyin...
film ayarında bir klişelik ve ayarında bir melodram barındırıyor.Orfeo gibi ilginç sayılacak bir karaktere sahip olup bana izlerken hep aşağıdaki iki cümleyi düşündürdü:
Belki "insan hayatında eksik olanı her şey zannediyor..."
ama belki de; sevgi mahrumiyetlerin en katlanılmazıdır...
bakışınıza bağlı...
Bence Fransız filmlerinden arda kalan zamanda bu faşist ve kaba dilli Alman’a da bir fırsat verilmeli... :)
bu arada;
ölüm terapileri cidden çok ilgi çekiciydi bene :)
Jacob the Liar filmine yorum yazdı:
Ghettoda geçen bir umut filmi -zaten ghettoda geçen bir hikaye trajedi olmayacaksa ancak umut olabilir değil mi- yalancı bir adamın etrafındakilere umut tacirliği yapmasını anlatıyor ki bu sebeptendir bayağı bir hayat güzeldir izlenimi var filmde.(Bence...)
Ancak film biraz farklı. Zira ana teması "son söz söylenmeden perde kapanmaz" olmasına ve hatta mutlu sayılabilecek bir sonla bitmesine karşın sık sık izleyiciye aslında "umut kötülüklerin en kötüsüdür sadece işkenceyi uzatır" dedirtmekte...
Ne iyi ne kötü öyle aman aman izleyin değil ancak rastlarsanız da zaplamayın diyebileceğim bir film...
SPOİLER!!
Bu arada; adam öldüyse hikayeyi nerden biliyoruz yav ne saçma sondu o öyle...
Nebraska filmine yorum yazdı:
Öncelikle "hayatıma kaç insan sığar" sorusu sizin için çok önemli ve sosyalliğinizden gurur duyan biri iseniz bana güvenin ve bu filmi boşverin...
Hava atmanız için kısaca filmi anlatayım huysuz bir ayyaş kendisine loto çıktığı konusunda bir yalan söylüyor ancak muhtelif olaylar sonunda yalanı ortaya çıkıyor.Size hitap etmeyecek sıkıcı ve yavaş bir film.Bu kadarı size yeter...CİDDİYİM :)
Bunları spoiler olarak belirtmeden yazıyorum çünkü aklı başında izleyici zaten bu filmin konusundan ibaret olamdığnı anlayacaktır... Bu film bence bir yalnızlık hikayesi... Ama öyle klişe ve ilgi bekler bir yalnızlık değil bu film Camus’un bulantıları ve hatta Dostoyevski’nin "Yer altından notlar"ından fırlamış bir sıradanlığı bir yalnızlığı ve çaresiz bir boşvermişliği, bir "siyah beyaz"lığı anlatıyor...
Bazı filmler ve bazı kitaplar için büyük ovgüler cakalı laflar sarfedemezsiniz.Evet cerezliktirler ve çok temel, çok klasik şeylerden söz ederler...Kimselerle onlar hakkında çok konuşamayacsksınız ... DevamıÖncelikle "hayatıma kaç insan sığar" sorusu sizin için çok önemli ve sosyalliğinizden gurur duyan biri iseniz bana güvenin ve bu filmi boşverin...
Hava atmanız için kısaca filmi anlatayım huysuz bir ayyaş kendisine loto çıktığı konusunda bir yalan söylüyor ancak muhtelif olaylar sonunda yalanı ortaya çıkıyor.Size hitap etmeyecek sıkıcı ve yavaş bir film.Bu kadarı size yeter...CİDDİYİM :)
Bunları spoiler olarak belirtmeden yazıyorum çünkü aklı başında izleyici zaten bu filmin konusundan ibaret olamdığnı anlayacaktır... Bu film bence bir yalnızlık hikayesi... Ama öyle klişe ve ilgi bekler bir yalnızlık değil bu film Camus’un bulantıları ve hatta Dostoyevski’nin "Yer altından notlar"ından fırlamış bir sıradanlığı bir yalnızlığı ve çaresiz bir boşvermişliği, bir "siyah beyaz"lığı anlatıyor...
Bazı filmler ve bazı kitaplar için büyük ovgüler cakalı laflar sarfedemezsiniz.Evet cerezliktirler ve çok temel, çok klasik şeylerden söz ederler...Kimselerle onlar hakkında çok konuşamayacsksınızdır... Ancak duygular zaten ortak değil midir? Yani temelde hepimiz aynı duygları -hüzün, haz, korku, sevgi hatta yalnızlık vs. vs.- hissetmez miyiz? Ve önemli olan aslında bu TEMEL güdüleri güzel ifade etmek ve kişiselleştirmek/karakterize etmek değil midir? Evet bazı kitaplar ve bazı filmler çok temel ve basit şeylerden bahsederler ancak ölmeden önce kesinlikle bir kere okunmalı/izlenmelidirler... Çünkü hayat bazen raylarda diş aramak bazen kamyonetle köyde turlamak, sevgisini kazanamadığın sevgiline hava atmak ve bazen "kazandın" yaftalı bir şapkayı lotoya tercih etmektir...Bu yeterdir, kafidir...
Ayrıca;
-Does he have Alzheimer’s?
-No, he just believes what people tell him...
Aman Tanrım! filmine yorum yazdı:
Herkesin duasını kabul edince lotonun büyük ikramiyesi 20 dolar çıktığında çıkan isyan beni baya etkilemiş, koca dünyanın hatta evrenin yanında kişisel isteklerimizi ve arzularımızın niteliğini düşündürmüştü bana...(küçüktüm ufacıktım :p) Çok iyi bir film olmasa da sırf bu yüzden sempatik bakarım bu filme...
bu arada; Is god is a fuckin' nigga!! That's bullshit man! :P
Aydaki Adam filmine yorum yazdı:
İlk gördüğümde Jim Carrey'i çok seviyo olmama rağmen "İyi de jim hiç kaufmann a benzemiyo ki yav" desemde müthiş bir oyunculukla Andy Kaufmann'ı çok iyi canlandırmış olup kendisinin sıradan bir komedi oyuncusu olmadığını bu filmde de göstermiştir...
Filmin senaryosunu yazan abimiz aslında alternatif bir tarih yaratıp bazı olayları iyiye yorma veya kronolojik olarak olayların sırasını değiştirme yoluna giderek "keşke böyle olsaymış Kaufmann'ın hikayesi" demiş ve dedirtmiş.Filmin sonunda Kaufmann ın ölmemesi de buna dahil.Kötü de olmamış.İzleyin ve tanıyın Andy kim :)
Bu arada; HERE I COME TO SAVE TODAAAAY... :)
Film seçimler şantajlar ve bazı kazık sorular üzerinden bir ilişkiyi ya da aşkı sorgulayacağımızı iddia eder gibi gözükse de bu sorular ancak biraz klişe seçimlere ve sığ sorgulamalara yeter sorular.
Hani felsefi zeminlere kurulu ilişkinin ya da aşkın doğasını tartışmıyosunuz onun yerine muhtelif olaylar üzerinden "hmm bana olsa napardım acep?" diyosunuz sadece...
Bilmiyorum boşsanız izleyin ne diyim :)
Bu arada;
"Bunları unutmak istemiyorum yalnızca ona tekrar güvenmek istiyorum" olayı ile Eternal sunshine of the spotless mind'a antitez olması bakımından da değerlendirmeye alınabilitesi var hani...