9 yıl önce
Geleceğe Dönüş 2 filmine yorum yazdı:
Kardeşlerin Savaşı filmine yorum yazdı:
İzlediğim en gerçekçi savaş sahnelerine sahip filmdi. Kardeşlik çok güzel işlenilmiş filmde. Kore savaşını tüm gerçekçiliğiyle tarafsız olarak gözler önüne serilmiş. Bazı sahnelerde gözlerim doldu.
Kore sinemasını severek izlemeye devam ediyorum, adamlar anlıyo bu işi. Biraz Hollwood'dan uzaklaşmak isteyenlere şiddetle tavsiye ederim. Heleki savaş filmi severler kesinlikle kaçırmasın.
Jurassic World filmine yorum yazdı:
Son zamanlarda izleyip, çok zevk aldığım filmlerden biri. Baştan sona heyecan ve gerilimin eksik olmadığı enfes görsellik ve bildiğimiz Jurassic dünyası.
Devam filmleri genelde öncüllerinin gerisinde kalırlar fakat bu film o furyaya uymayıp kaliteli bir devam filmi sunmuş sinema severlere.
Chris Pratt, Hollywood'un son zamanlarda çıkardığı en yakışıklı ayrıca yetenekli oyuncuların başında geliyor. Efsane olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Filmin bazı sahnelerinde gerilimden kendimi sıktım.
Gerek Jurassic dünyası gerekse Kingkong'un Skull adası beni benden alıp farklı dünyalara gitmeme yol açıyor. Bana da bu filmleri açıp tekrar tekrar izlemek kalıyor.
Kafa Avcıları filmine yorum yazdı:
Hep Amerika yapımı izlemiyeyim, bir de başka ülke yapımlarına bakim diyerek yaptığım araştırma sonucu denk gelmiştim bu filme. Norveç yapımı olması sebebiyle ön yargıyla yaklaştım, izlesem mi izlemesem mi diye ikilimde kaldım. (Sanki bizim sinemamızda bi halt var gibi başka ülkelerin sinemasına önyargıyla yaklaşıyorum, o da ayrı bi mesele).
Film ilk dakikalarından izleyeni kendine bağlıyor, merak duygusu uyandırıyor. Bazı dakikalar açıkçası birazcık sıkıldım, acaba klasik bir aksiyon filmi daha mı dedim. Velhasıl izledikçe merak duygum daha da arttı. Bazı sahnelerde midem kalktı. Özellikle b*kun içine girdiği sahnede gözlerimi kısarak izledim. Sırf lüks için hırsızlık yapan birine bu kadar acıyacağımı tahmin etmezdim. Adam başlangıçtaki halinden, perperişan, acınası bir hale geldi. Köpekli sahne sinemal açıdan ne kadar güzel olsa bile özünde rahatsız ediciydi. Filmin sonu ise bir zekanın meyvesiydi, çok hoşuma gitti, farklı ve kaliteli bir sondu.
Başrol oyuncusu Aksel Hennie'nin oy ... DevamıHep Amerika yapımı izlemiyeyim, bir de başka ülke yapımlarına bakim diyerek yaptığım araştırma sonucu denk gelmiştim bu filme. Norveç yapımı olması sebebiyle ön yargıyla yaklaştım, izlesem mi izlemesem mi diye ikilimde kaldım. (Sanki bizim sinemamızda bi halt var gibi başka ülkelerin sinemasına önyargıyla yaklaşıyorum, o da ayrı bi mesele).
Film ilk dakikalarından izleyeni kendine bağlıyor, merak duygusu uyandırıyor. Bazı dakikalar açıkçası birazcık sıkıldım, acaba klasik bir aksiyon filmi daha mı dedim. Velhasıl izledikçe merak duygum daha da arttı. Bazı sahnelerde midem kalktı. Özellikle b*kun içine girdiği sahnede gözlerimi kısarak izledim. Sırf lüks için hırsızlık yapan birine bu kadar acıyacağımı tahmin etmezdim. Adam başlangıçtaki halinden, perperişan, acınası bir hale geldi. Köpekli sahne sinemal açıdan ne kadar güzel olsa bile özünde rahatsız ediciydi. Filmin sonu ise bir zekanın meyvesiydi, çok hoşuma gitti, farklı ve kaliteli bir sondu.
Başrol oyuncusu Aksel Hennie'nin oyunculuğu hoşuma gitti. Hollywood sinemasındada rol almış, denk gelirsem izlemek isterim. Sözün kısası Amerikan sinemasından biraz uzaklaşmak isteyenler için bulunmaz nimet olarak görüyorum. Evet mükemmel kusursuz değil ama farklı bir kültürü tecrübe etmek isteyenlere tavsiye olunur.
Rashomon filmine yorum yazdı:
Hint sineması denilince akla nasıl ki Aamir Khan geliyorsa, Japon sineması denildiğinde de benim aklıma Toshiro Mifune gelir. Bu filmide yine onun hatrına ayrıca da imdbdeki sıralamasını göz önünde bulundurarak izledim. Açıkçası Mifune’nin daha önce filmlerini izlemiş birisi olarak hayal kırıklığına uğradım. Tabi Mifune’nin mükemmel oyunculuğunu ayrı bir yere koyuyorum. Bu filmde de mükemmel oyunculuğunu gözler önüne sermiş.
Film hakkında bikaç söz etmek gerekirse; çok durağan bir film, izlerken uykum geldi, uyumamak için kendimi zor tuttum. Genel itibariyle Japon filmlerini severek izlerim, farklı kültür ve davranışları hoşuma gider. Japon milleti duygularını doruklarda yaşayan bir millet o yüzden de izlerken garipsenebiliniyor, özellikle bizim gibi herşeyi ayıp olarak görüp duygularını dizginleyen milletler tarafından. Medyumlu sahne hoşuma gitti, Mifune’nin olduğu sahneler zaten güzeldi ama film beni ziyadesiyle sıkmayı başardı. Konu olarak fena değil aslında ama çok fazla durağan ... DevamıHint sineması denilince akla nasıl ki Aamir Khan geliyorsa, Japon sineması denildiğinde de benim aklıma Toshiro Mifune gelir. Bu filmide yine onun hatrına ayrıca da imdbdeki sıralamasını göz önünde bulundurarak izledim. Açıkçası Mifune’nin daha önce filmlerini izlemiş birisi olarak hayal kırıklığına uğradım. Tabi Mifune’nin mükemmel oyunculuğunu ayrı bir yere koyuyorum. Bu filmde de mükemmel oyunculuğunu gözler önüne sermiş.
Film hakkında bikaç söz etmek gerekirse; çok durağan bir film, izlerken uykum geldi, uyumamak için kendimi zor tuttum. Genel itibariyle Japon filmlerini severek izlerim, farklı kültür ve davranışları hoşuma gider. Japon milleti duygularını doruklarda yaşayan bir millet o yüzden de izlerken garipsenebiliniyor, özellikle bizim gibi herşeyi ayıp olarak görüp duygularını dizginleyen milletler tarafından. Medyumlu sahne hoşuma gitti, Mifune’nin olduğu sahneler zaten güzeldi ama film beni ziyadesiyle sıkmayı başardı. Konu olarak fena değil aslında ama çok fazla durağan ilerliyor. Sonunda da kim öldü kim kaldı ne oldu, tam bir cevabını bulamıyoruz.
Başroldeki sinir bozucu kadına tahammül edemeyip kapatasım geldi filmi ama dua etsin Mifune’ye. (Film yapım yılına göre mükemmel olabilir, hatta öyledir ama o dönemde yaşamadığım için bugünün gözüyle yargılayabiliyorum ki oscar ödüllerinde yabancı film ödülü verilmeye başlanmasının sebebi olarak bu film gösterilmektedir. Akira Kurosawa ustayada burdan selam olsun.)
Grinin Elli Tonu filmine yorum yazdı:
Zamanında kitabı hakkında çok fazla övgü almama rağmen, az çok konusunu bildiğim için kitabı okuma gereksinimi duymamıştım. Baktım Sam Taylor abla filmini yapmış dedim "okumadım bari izleyelim". Filmi izlemeden önce yorumlara göz atınca, bildiğin porno falan denilmiş o arkadaşlara siz porno gibi film görmemişsiniz deyip Nymphomaniac filmini izlemelerini tavsiye ederim porno gibi film odur işte. Bu film olsa olsa iki üç açık sahnesiyle erotik film olabilir ki bence o da değil. O yüzden abaza kardeşlerim o beklentiye girip izlemeyin.
Filmi beğendim, Christian'ın sadist-sapık emelleri olmasaymış enfes bir aşk filmi olurmuş. Anastasia sırf aşkı için başına gelecekleri bilmesine rağmen aşkı için mücadele ediyor. O açıdan hoşuma gitti. Filmin ambiansı hoştu, içimi ısıttı birbirlerine olan aşkları. Bilmiyorum kitabını okuyanlar nasıl değerlendirir ama bence başarılı bir film olmuş. Devam filmleri de geliyor bakalım onlarda nelerle karşılaşacağız. Bi de sadistçe diyen arkadaşlar; açında "Srp ... DevamıZamanında kitabı hakkında çok fazla övgü almama rağmen, az çok konusunu bildiğim için kitabı okuma gereksinimi duymamıştım. Baktım Sam Taylor abla filmini yapmış dedim "okumadım bari izleyelim". Filmi izlemeden önce yorumlara göz atınca, bildiğin porno falan denilmiş o arkadaşlara siz porno gibi film görmemişsiniz deyip Nymphomaniac filmini izlemelerini tavsiye ederim porno gibi film odur işte. Bu film olsa olsa iki üç açık sahnesiyle erotik film olabilir ki bence o da değil. O yüzden abaza kardeşlerim o beklentiye girip izlemeyin.
Filmi beğendim, Christian'ın sadist-sapık emelleri olmasaymış enfes bir aşk filmi olurmuş. Anastasia sırf aşkı için başına gelecekleri bilmesine rağmen aşkı için mücadele ediyor. O açıdan hoşuma gitti. Filmin ambiansı hoştu, içimi ısıttı birbirlerine olan aşkları. Bilmiyorum kitabını okuyanlar nasıl değerlendirir ama bence başarılı bir film olmuş. Devam filmleri de geliyor bakalım onlarda nelerle karşılaşacağız. Bi de sadistçe diyen arkadaşlar; açında "Srpski Film" , "İnsan Kırkayak" filmlerini izleyin sadizmi ve vahşeti görün.
Karanlık filmine yorum yazdı:
Başlangıçta çok durağan ilerleyip, kasvetli ve etkileyici bir hava içeren bir yapıt olmuş. Bazı sahnelerde hayalet çocuklar çok gereksiz bir şekilde kameraya yansıyor. Diğer lüzumsuz özellik ise gereksiz yere kameranın şiddetle sarsılması seyirciyi gereceği düşünülmüş heralde kamera sarsıntısı ama olmamış. Klişe sahneler çok çok fazla, filmi izlerken düşündüm ki her ne kadar farklı bir konuyu ele alsalar oyuncular farklı olsa da korku filmleri artık birbirinin kopyası olmaya başladı. Çok küçük nüanslarla korku filmleri daha iyi veya kötü olabiliyor. Evin ablasının korumacı ve olgun tavrı hoşuma gitti, zaten evde bi tek normal kişi de oydu. Evin babası sinir krizi olayını iyi canlandırmış. Filmin türü bence korku değil olsa olsa gerilim filmi olabilir. Genel itibariyle kötü bir korku filmi olarak seyretse de son sahnesiyle biraz olsun orta seviye bir film olabilmiş.
Kung Fury filmine yorum yazdı:
İnternette gezinirken "Absürt olduğu kadar muhteşem 30 dakikalık aksiyon filmi:Kung Fury" adlı paylaşım ilgimi çekti ve paylaşımı tıklayınca, kullanıcılar kesin izleyin, harika diye yorum atmışlar. Kısa süre aradıktan sonra Türkçe altyazılı olarak buldum. İçimden dedim ki ilk dakikalarına bakarım, hoşuma gitmezse kapatırım. Film daha ilk dakikasından mükemmel sahnesiyle beni kendine bağladı. 80'li yılların kamera çekim tekniğiyle ve yine o yılların müziklerini katarak süper bir yapım çıkmış ortaya.
Filmin içinde dinazorundan tutun Hitler'ine, Hitlerinden Thor'una kadar tanınmış simalarda yer alıyor. İzlerken her bir sahnesinden üst düzey zevk aldım, birkaç sahnesinde kahkaha attım. İzleyip bitirdikten sonra İmdb'den filmin teknik özelliklerine baktım, çünkü çok para harcanmış belli ve kısa film olduğu için bu parayı nasıl çıkaracaklarını merak ettim. Baktım ki filme 600 bin dolar para harcanmış ve başroldeki oyuncu aynı zamanda filmi yazmış ve yönetmiş.
Kesinlikle izlediğim en iyi ... Devamıİnternette gezinirken "Absürt olduğu kadar muhteşem 30 dakikalık aksiyon filmi:Kung Fury" adlı paylaşım ilgimi çekti ve paylaşımı tıklayınca, kullanıcılar kesin izleyin, harika diye yorum atmışlar. Kısa süre aradıktan sonra Türkçe altyazılı olarak buldum. İçimden dedim ki ilk dakikalarına bakarım, hoşuma gitmezse kapatırım. Film daha ilk dakikasından mükemmel sahnesiyle beni kendine bağladı. 80'li yılların kamera çekim tekniğiyle ve yine o yılların müziklerini katarak süper bir yapım çıkmış ortaya.
Filmin içinde dinazorundan tutun Hitler'ine, Hitlerinden Thor'una kadar tanınmış simalarda yer alıyor. İzlerken her bir sahnesinden üst düzey zevk aldım, birkaç sahnesinde kahkaha attım. İzleyip bitirdikten sonra İmdb'den filmin teknik özelliklerine baktım, çünkü çok para harcanmış belli ve kısa film olduğu için bu parayı nasıl çıkaracaklarını merak ettim. Baktım ki filme 600 bin dolar para harcanmış ve başroldeki oyuncu aynı zamanda filmi yazmış ve yönetmiş.
Kesinlikle izlediğim en iyi kısa metrajlı filmlerden biri. Evet absürt ama gereksiz saçmalıklar yok. Youtube'da da an itibariyle 13 milyon kişi tarafından izlenmiş umarım harcadığı parayı kat kat çıkartıp, ileride uzun metrajlı filmlerde de bize aynı zevki verebilir.
Dante 01 filmine yorum yazdı:
Bu film kadar kötü bir film yapılamaz herhalde ne bir konu ne bir oyunculuk tamamen zaman kaybı.
Bu gereksiz filmle ilgili şöyle de bir anım vardır; Eskişehir’de yaşadığım günlerde sürekli müşterisi olduğum bir dvdci vardı filmi izlemiş olmama rağmen sırf adamı denemek için bu filmin dvdsini göstererek, bu film nasıl, önerir misin dedim. Film çok sağlam izleyen herkes çok beğeniyor süper bi bilim kurgu dedi. Halbuki dürüst olaydı gönlümü fethedecekti ama güvensizliğimi kazandı ve o dükkana bir daha adımımı bile atmadım.
Chappie filmine yorum yazdı:
Yıllar önce izlediğim Wall-e filminden sonra ilk defa bir robot filminde gözlerim doldu ve sıcacık, içimi ısıtan bir robot filmi izledim. Chappie son derece sevimli bir robot. Gerek yapısal özellikleri gerekse sesi çok tatlıydı. Anne dediği kişiyle ilşkileri sanki gerçek bir anne oğul ilişkisi gibi gerçekçiydi.
Yönetmenin daha önceki muhteşem filmi olan District 9'dan sonra yine çok güzel yaratıcı bir senaryosu vardı filmin. Filmde Chappie'ye oynayan Sharlto Copley Yasak Bölge 9'unda başrolündeydi. Görsellik üst düzeydi, yüksek kalite bir oyunculuk göremedim. Hugh Jackman'ı oynadığı rolle çok bağdaştıramadım, içimden bir ses her an Wolverine'e dönüşeceğini söyledi, yakışmamış o role. Çatışma sahneleri çok kaliteliydi, aksiyonu çok yüksek bi son bölüm izledik. Sonuç olarak öyle çok harikulade bir film olmasada 2 saatlik güzel bir film izlemek isteyenlere tavsiye ederim.
Bu film benim için bir filmden çok daha fazla şey ifade ediyo, kaç kere izlediğimi hatırlama imkanım yok. Artık yılda bir izliyorum özleyip yanıp tutuşmak için.Bugün de 3 filmi ardı ardına ilk günkü aldığım zevkle izledim.Yine heyecanlandım, defalarca güldüğüm sahnelere yine güldüm.O kadar güzel hazırlanmış bir film ki en ince ayrıntısına kadar nakış gibi işlenmiş.Ve de herbir ayrıntı bi yere bağlanıyo ya da bi kişiye gönderme yapıyor.
Yeni nesil artık bizim aldığımız hazzı alamıyor bu filmden.Bırakın hazzı adını bilmeyen çok fazla genç var.Artık o da onların ayıbı napalım :D Küçükken gazetede tv yayın akışlarına bakıp geleceğe dönüş varmı diye bakardım.Yapana emeği olana şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunarım.