Nuri Bilge Ceylan'ın bu filmindeki sadeliği ve aynı zamanda derinliği yönetmenin hiçbir filminde göremedim. Kasaba filminde 'Saffet' karakterinin derinliğiyle NBC, sinemasının temel taşlarını atmaya başlamış. NBC sinemasını her ne kadar pek beninseyemesemde. Bu filmi izledikten sonra yönetmenin değerini anlamaya başladım. Tüm diğer yapıtlarının yanında bu yapıtı benim için çok ayrı bir yere sahip. Karakterin iç sesi ve filmdeki çatışmaları gerçekliğin bir yansıması gibiydi adeta.
Çocuğun milli andı okurken ??durmadan ilerleyeceğiz??kısmında takılması, dilinin sürçmesi. Bunun ezberlenmiş bir saygı olduğunu, birlik duygusunun zorlama olduğunun ve bu davranışların tökezlediğini gösteriyor.
Çocuğun aile ve bağlılık ile ilgili okuduğu kitap notları. Aynı dakikalarda kuş tüyünün yere düşüşünü üfleyerek engelleyen çocuk ve daha sonra kuş tüyünün yemeği bozuk olan kızın eline düşmesi(belki umudu açıkılıyor olabilir) Sobanın yukarısındaki ipe asılan çoraptan sobanın yüzeyine düşen su damlacıkları.
Kaplumbağa kabuğuna kaçmıştır ve çocuk da onu mezarın üstüne koymuştur. Bu sahnede toplumsal yaşayan insanın eleştirisi yapılır çünkü bireyler kendi kabuklarına çekilmekte ve ancak başka insanların varlığını unutunca dışarı çıkmaktadırlar. Mezar ise onlara daima ölümle üst üste olduğunu hatırlatır, adeta kabuktan çıkması için bir mesajdır.
Kamp sahnesi. Bu sahnede en önemli nesne ateştir. Ateş uygarlığın başlangıcıdır ve ateşin etraf... Devamı
Çocuğun milli andı okurken ??durmadan ilerleyeceğiz??kısmında takılması, dilinin sürçmesi. Bunun ezberlenmiş bir saygı olduğunu, birlik duygusunun zorlama olduğunun ve bu davranışların tökezlediğini gösteriyor.
Çocuğun aile ve bağlılık ile ilgili okuduğu kitap notları. Aynı dakikalarda kuş tüyünün yere düşüşünü üfleyerek engelleyen çocuk ve daha sonra kuş tüyünün yemeği bozuk olan kızın eline düşmesi(belki umudu açıkılıyor olabilir) Sobanın yukarısındaki ipe asılan çoraptan sobanın yüzeyine düşen su damlacıkları.
Kaplumbağa kabuğuna kaçmıştır ve çocuk da onu mezarın üstüne koymuştur. Bu sahnede toplumsal yaşayan insanın eleştirisi yapılır çünkü bireyler kendi kabuklarına çekilmekte ve ancak başka insanların varlığını unutunca dışarı çıkmaktadırlar. Mezar ise onlara daima ölümle üst üste olduğunu hatırlatır, adeta kabuktan çıkması için bir mesajdır.
Kamp sahnesi. Bu sahnede en önemli nesne ateştir. Ateş uygarlığın başlangıcıdır ve ateşin etrafında oturan köylüler insanlığın medeniyetini, uygarlığını tartışmaktadır. Bunu doğa içinde yapmaktadırlar ve bu sahne ilk insanları hatırlatmaktadır. Yine birlik, toplumsallık, medeniyet kavramlarına vurgu yapılıyor ve sorgulanıyor.
belki ben bir baltaya sap olamayan, sıkıcı ve acınacak durumda biriyim. tersliğim, uyumsuzluğum canınızı sıkıyor. galiba hiçbir yeteneğim de yok. kanımdan başka da verecek bir şeyim... gençliğim kimseye gerekli olmayan bir izmarit gibi yok olup gidiyor. ne bir yuvam, ne dostlarım, ne de bir işim var. gençliğimin en verimli çağlarında bu kasabaya kısıldım, kaldım. askere gitme vakti gelene kadar bu kasabadan gitmekten başka bir şey düşünmüyordum. ama o sabah gelip çattığında beni bu kasabaya bağlayan daha derin bağların olduğunu farkettim. çiğ damlalarıyla kaplı kavaklardan havaya ince bir koku yayılıyordu. nedense bana; bu kavakları, çamları, çınarları hayatımda ilk kez görüyormuşum gibi geldi. galiba bu sessiz sabahları, köpekleri, toprak kokusunu seviyorum. ama bu kasabada yaşayan insanları ve onların küçük hesaplarını anlamıyorum.. ruhuma yabancı ve boğucu buluyorum. şimdi söyleyin bana büyük ve ciddi işlerin yapıldığı bir yere gitmekte ne kötülük var.
Son sahne: Kızın suyun(hayatın) akışına elini bırakması.
görüntüler gerçekten güzel ama seslendirmede büyük sorun var. ayrıca diyaloglar ne kadar güzel olsa da karakterlere uymamıştır. yine de durgunluğu güzel bir film.
Güzel bir filmin çok kötü bir dublajla nasıl mahvedilebileceğinin en iyi örneklerinden biri olmuş ne yazık ki. Ayrıca köy okuluna giden çocuklarına (Filmde Emin Ceylan'ın torunlarını oynayan iki çocuk) ve köylü ailesine, üniversitede ders anlatan öğretim görevlisi tadında bilgi veren baba da çok eğreti olmuş.
Ailede şive kullanan tek kişi nine.Onun haricinde dede dahil şiveli konuşmuyor. Sonuçta küçük bir kasabada geçiyor olay, ve Çanakkale'de şive kullanılıyor. Bu durum mantıksız olmuş.
Diyalogların gerçekçi bir zemine oturtulamadığı filmdir. Ateş başında yapılan konuşmalar, karakterlerin dünyasında yer edinemeyecek teatral havaya sahiptir. Dublaj konusu da film için büyük eksik olmuştur. İklimler ve BZA’yı çeken yönetmenden böylesi bir film çıkması anlaşılmazdır.
@olanzveins
5 yıl önce
7.7 / 10
@ocaptainmycapta
8 yıl önce
10 / 10
Çocuğun aile ve bağlılık ile ilgili okuduğu kitap notları. Aynı dakikalarda kuş tüyünün yere düşüşünü üfleyerek engelleyen çocuk ve daha sonra kuş tüyünün yemeği bozuk olan kızın eline düşmesi(belki umudu açıkılıyor olabilir) Sobanın yukarısındaki ipe asılan çoraptan sobanın yüzeyine düşen su damlacıkları.
Kaplumbağa kabuğuna kaçmıştır ve çocuk da onu mezarın üstüne koymuştur. Bu sahnede toplumsal yaşayan insanın eleştirisi yapılır çünkü bireyler kendi kabuklarına çekilmekte ve ancak başka insanların varlığını unutunca dışarı çıkmaktadırlar. Mezar ise onlara daima ölümle üst üste olduğunu hatırlatır, adeta kabuktan çıkması için bir mesajdır.
Kamp sahnesi. Bu sahnede en önemli nesne ateştir. Ateş uygarlığın başlangıcıdır ve ateşin etraf ... Devamı
Çocuğun aile ve bağlılık ile ilgili okuduğu kitap notları. Aynı dakikalarda kuş tüyünün yere düşüşünü üfleyerek engelleyen çocuk ve daha sonra kuş tüyünün yemeği bozuk olan kızın eline düşmesi(belki umudu açıkılıyor olabilir) Sobanın yukarısındaki ipe asılan çoraptan sobanın yüzeyine düşen su damlacıkları.
Kaplumbağa kabuğuna kaçmıştır ve çocuk da onu mezarın üstüne koymuştur. Bu sahnede toplumsal yaşayan insanın eleştirisi yapılır çünkü bireyler kendi kabuklarına çekilmekte ve ancak başka insanların varlığını unutunca dışarı çıkmaktadırlar. Mezar ise onlara daima ölümle üst üste olduğunu hatırlatır, adeta kabuktan çıkması için bir mesajdır.
Kamp sahnesi. Bu sahnede en önemli nesne ateştir. Ateş uygarlığın başlangıcıdır ve ateşin etrafında oturan köylüler insanlığın medeniyetini, uygarlığını tartışmaktadır. Bunu doğa içinde yapmaktadırlar ve bu sahne ilk insanları hatırlatmaktadır. Yine birlik, toplumsallık, medeniyet kavramlarına vurgu yapılıyor ve sorgulanıyor.
belki ben bir baltaya sap olamayan, sıkıcı ve acınacak durumda biriyim. tersliğim, uyumsuzluğum canınızı sıkıyor. galiba hiçbir yeteneğim de yok. kanımdan başka da verecek bir şeyim... gençliğim kimseye gerekli olmayan bir izmarit gibi yok olup gidiyor. ne bir yuvam, ne dostlarım, ne de bir işim var. gençliğimin en verimli çağlarında bu kasabaya kısıldım, kaldım. askere gitme vakti gelene kadar bu kasabadan gitmekten başka bir şey düşünmüyordum. ama o sabah gelip çattığında beni bu kasabaya bağlayan daha derin bağların olduğunu farkettim. çiğ damlalarıyla kaplı kavaklardan havaya ince bir koku yayılıyordu. nedense bana; bu kavakları, çamları, çınarları hayatımda ilk kez görüyormuşum gibi geldi. galiba bu sessiz sabahları, köpekleri, toprak kokusunu seviyorum. ama bu kasabada yaşayan insanları ve onların küçük hesaplarını anlamıyorum.. ruhuma yabancı ve boğucu buluyorum. şimdi söyleyin bana büyük ve ciddi işlerin yapıldığı bir yere gitmekte ne kötülük var.
Son sahne: Kızın suyun(hayatın) akışına elini bırakması.
@no_education
10 yıl önce
@bnbnbnbnbn
12 yıl önce
@jeanne
12 yıl önce
@karamat
12 yıl önce
@erdeniz
13 yıl önce
6.9 / 10
@gadnokopele
13 yıl önce