Uzunca sayılabilecek buyuk bir eser. Bu akıcı film fırtınalı yıllarda bir Rusya panoraması sunuyor. Şahane bir oyunculuk ve kurgu var. Çarlik Rusya yıkılırken savrulan insanlar. Her sinefil izlemeli.
film gerçekten çok uzun. ama önyargı oluşturmasın bu sizde çünkü akıcı gerçekten. sürekli bir heyecan merak uyandıran şeyler yok elbette fakat sıkmıyor ve izletiyor bir şekilde. çekimler güzel, konu güzel, oyunculuklar güzel. siyasi gelişmelerin, savaşların insanların basit yaşamlarına kadar nasıl derinden nüfuz edebildiğini görüyoruz. hayatımızı anlamlı kılmak için hayatımıza kattığımız her şeyden belki hiçbir dahilimiz dahi olmadan nasıl vazgeçmek zorunda kalabileceğimizi izliyoruz. yaşamak sadece "yaşayabilmek" oluyor.
Kapitalizme olduğu kadar komünizme de sıcak bakmayan biri olarak sinemasal başarısı haricinde, konusunu da düşüncelerimi karşıladığı yönlere sahip olması hasebiyle beğendiğim film. Komünizmin içinden gelmiş Pasternak’ın yazdığı ve Nobel’e layık görülmesine rağmen ülkesindeki baskı yüzünden ödülü geri çevirmesiyle tarihte ilginç yerini kazanmış olan bir kitaptan uyarlanmış olması da "Amerikan oyunu bu, Anti-Komünist propaganda!" gibisinden düşünceleri kanımca yeterince bertaraf edebiliyor. Kaldı ki, film anti-komünist bir propaganda anlatımı içerisinde de değil. Açık olarak, komünizmi yermek gibi bir çabası yok; ve hatta, savaştan çıkmaya çalışan, savaş halindeki bir ülkenin de kıtlığı denebilecek bir durumu anlatıyor gözüyle de bakılabilir. Ancak, tabii ki komünist yapılanma çabası da bu kıtlıkla beraber gösterilirken, olumsuzlukların kaynağı konusunda insan kararsızlık yaşıyor. Ki zaten bu kararsızlık, sizin ayırt etme ve yönelme isteğinize göre kayboluyor. İster işler raylarına oturu... Devamı
Kapitalizme olduğu kadar komünizme de sıcak bakmayan biri olarak sinemasal başarısı haricinde, konusunu da düşüncelerimi karşıladığı yönlere sahip olması hasebiyle beğendiğim film. Komünizmin içinden gelmiş Pasternak’ın yazdığı ve Nobel’e layık görülmesine rağmen ülkesindeki baskı yüzünden ödülü geri çevirmesiyle tarihte ilginç yerini kazanmış olan bir kitaptan uyarlanmış olması da "Amerikan oyunu bu, Anti-Komünist propaganda!" gibisinden düşünceleri kanımca yeterince bertaraf edebiliyor. Kaldı ki, film anti-komünist bir propaganda anlatımı içerisinde de değil. Açık olarak, komünizmi yermek gibi bir çabası yok; ve hatta, savaştan çıkmaya çalışan, savaş halindeki bir ülkenin de kıtlığı denebilecek bir durumu anlatıyor gözüyle de bakılabilir. Ancak, tabii ki komünist yapılanma çabası da bu kıtlıkla beraber gösterilirken, olumsuzlukların kaynağı konusunda insan kararsızlık yaşıyor. Ki zaten bu kararsızlık, sizin ayırt etme ve yönelme isteğinize göre kayboluyor. İster işler raylarına oturunca ve yeni "sistem"e toplum alışınca her şey düzelebilir deyin; isterseniz "komünizm böyle gelmemeli" deyin, isterseniz de "komünizm hiç gelmemeli" deyin. Ama film bunları söylemiyor, merak etmeyin. Zaten filmin başında gösterilen burjuva takımının rahatlığı, umursamazlığı ve halkın fakir kesiminin protestoları da, yeterince eleştirel bir yan sunuyor komünizm öncesi döneme de. Yani, bu film için bir tarafı yererken, diğer tarafı yüceltiyor demek de uygun düşmez. Film tabii ki siyasetten ibaret değil; ve hatta siyasi tarafı bir yana, ziyadesiyle aşk-meşk tutumları ve kararları etrafında şekillenen, bundan öte türlü yönelimleri olan, uzun ve insancıl, başkahramanının da zaman zaman tasvip edilmeyen davranışlarını gösteren, dönemin siyah-beyaz/iyi-kötü ayrımında meydana getirilen eserlerden sıyrılmış gri bir realizm içerisinde komplike bir yapım olmuş. Islak gözlü jönümüz Ömer Şerif’in Jivago rolünde, Rod Steiger’in ise Komarovsky rolünde sergilediği performanslar başta olmak üzere oyunculukları başarılı; sinematografisi filmin ahengini, Rusya’nın dingin doğasını pek bir güzel şekilde yansıtarak sağlamış; izlenmeyi oldukça hak eden bir film.
Özetle; sinemaya doyuran, tarafsız eleştirileri olan fikri açıdan bağımsız bir film olmuş.
Kötü yanları yok mu, derseniz; filmin süresi ortalamadan biraz daha uzun diyebilirim. Bu da nasıl bir kötü yan olabilir? Şöyle ki, sizi, filmi izlemekten alıkoyacak bir üşengeçliğe sebep olabilir. Yoksa film sıkıcı değil.
Amerikalıların Rusyayı(Sovyet Rusya) anlatan filmlerini çok samimi bulmuyorum, fakat bu filmde tarafsızlık namına biraz daha özenli olduklarını düşünüyorum. Devrimin kötü şartlarından bahsederken çok abartmamışlar sanki fakat yine de çekildiği dönemdeki komünist-kapitalist kapışmasının ve soğuk savaşın etkisiyle izlemeden önce bir önyargı yarattı bende.
Kitabının yazarı Boris Pasternak da kendi ülkesinin sistemini eleştirdiği için Nobel ödülüne layık görüldüğünü düşünüp ödülü nazikçe reddetmiş zaten.
Bunları düşünmeden izleyince konusuyla, ilerleyişiyle, sonuyla, oyunculuklarıyla, müzikleriyle, doğa güzellikleriyle(ki Rusya denince akla ilk gelen doğası oluyor) tatmin edici, hatta uzun süresine rağmen kesinlikle buna değecek bir yapım.
Zamanında yaz tatillerinde köye babaannemin yanına giderdim.Büyük bir evde sadece babaannemle ben kalırdım.Evde tv yoktu, radyo da akşam olup hava kararınca eve gelip yemeğimizi yerdik sonra uykum gelinceye kadar gece bire kadar öylesine beklerdim.Babaannem bizim evin büyük balkonunda namaz kılardı bende balkonda yatıp yıldızları izler kendi kendime sabah yaptıklarımı düşünür hayallere dalardım.Balkonda büyük ıhlamur ağcının yapraklarına çarpan rüzgarı, böceklerin sürekli çıkardığı sesleri az da olsa sivrisinek iniltilerini dinlerdim
Bu film insanı o günlere götürüyor.Sessizliğin sakinliğin verdiği huzuru hatırlatıyor.Bazen insanın o günlere gidip tatil yapası geliyor.Kendini dinleyip, herşeyden uzakda dinlenmek ve şarj olmak için en iyi tatil mekanı sanırım.Bazen insan gençliğinde olduğu gibi internetten tvden radyo dan şehir hayatında her türlü karmaşadan kaçıp doğa ile kendi ile ailesi ile arada başka hiçbir şey olmadan yaşamayı özlüyor.
Şimdi internette hiç bir işim olmasa hatta ... Devamı
Zamanında yaz tatillerinde köye babaannemin yanına giderdim.Büyük bir evde sadece babaannemle ben kalırdım.Evde tv yoktu, radyo da akşam olup hava kararınca eve gelip yemeğimizi yerdik sonra uykum gelinceye kadar gece bire kadar öylesine beklerdim.Babaannem bizim evin büyük balkonunda namaz kılardı bende balkonda yatıp yıldızları izler kendi kendime sabah yaptıklarımı düşünür hayallere dalardım.Balkonda büyük ıhlamur ağcının yapraklarına çarpan rüzgarı, böceklerin sürekli çıkardığı sesleri az da olsa sivrisinek iniltilerini dinlerdim
Bu film insanı o günlere götürüyor.Sessizliğin sakinliğin verdiği huzuru hatırlatıyor.Bazen insanın o günlere gidip tatil yapası geliyor.Kendini dinleyip, herşeyden uzakda dinlenmek ve şarj olmak için en iyi tatil mekanı sanırım.Bazen insan gençliğinde olduğu gibi internetten tvden radyo dan şehir hayatında her türlü karmaşadan kaçıp doğa ile kendi ile ailesi ile arada başka hiçbir şey olmadan yaşamayı özlüyor.
Şimdi internette hiç bir işim olmasa hatta internetten sıkılmış yatağıma uzandığım halde internetin kesildiğini farketsem 5 dakika içinde sinirden deliye döner türk telekomun ttnetin arayacağım diye dört döner küfürleri havada uçururum.
Zaman nasılda değişti.Yeni nesil yukarıda yazdıklarmı hiç bir zaman anlamayacak.Şimdi kardeşimi tv nin internetin olmadığı köyümdeki eve götürsem bir hafta dayanamaz.Sanırım bende dayanamam.Zaman nasılda değişti.
Evet ben bile o eski hayata dönsem 1 hafta da sıkılırım ama şunu çok iyi biliyorum ki o zamanda çok daha mutluydum ve hiç bir zaman o zamanlardaki gibi mutlu olamayacağım.
O zamanda çok bol bulunan huzur, işte şimdi o huzuru arıyorum
Bir daha o günlerdeki kadar çok huzura sahip olamayazağım biliyorum ama o günleri çok özlüyorum.
İşte bu film bana o çok özlediğim günlerimi hatırlatıyor.O günlerden kalan hatıralarımı canlandırıyor.
@blackbrust
1 yıl önce
8.7 / 10
@tubarni
5 yıl önce
8 / 10
@filmdahi
10 yıl önce
8 / 10
ve müzikleride ayrı güzel kesinlikle izleyin
p:8
@ekopyen
12 yıl önce
Özetle; sinemaya doyuran, tarafsız eleştirileri olan fikri açıdan bağımsız bir film olmuş.
Kötü yanları yok mu, derseniz; filmin süresi ortalamadan biraz daha uzun diyebilirim. Bu da nasıl bir kötü yan olabilir? Şöyle ki, sizi, filmi izlemekten alıkoyacak bir üşengeçliğe sebep olabilir. Yoksa film sıkıcı değil.
@mryz
12 yıl önce
8 / 10
Kitabının yazarı Boris Pasternak da kendi ülkesinin sistemini eleştirdiği için Nobel ödülüne layık görüldüğünü düşünüp ödülü nazikçe reddetmiş zaten.
Bunları düşünmeden izleyince konusuyla, ilerleyişiyle, sonuyla, oyunculuklarıyla, müzikleriyle, doğa güzellikleriyle(ki Rusya denince akla ilk gelen doğası oluyor) tatmin edici, hatta uzun süresine rağmen kesinlikle buna değecek bir yapım.
@pogaca
12 yıl önce
Bu film insanı o günlere götürüyor.Sessizliğin sakinliğin verdiği huzuru hatırlatıyor.Bazen insanın o günlere gidip tatil yapası geliyor.Kendini dinleyip, herşeyden uzakda dinlenmek ve şarj olmak için en iyi tatil mekanı sanırım.Bazen insan gençliğinde olduğu gibi internetten tvden radyo dan şehir hayatında her türlü karmaşadan kaçıp doğa ile kendi ile ailesi ile arada başka hiçbir şey olmadan yaşamayı özlüyor.
Şimdi internette hiç bir işim olmasa hatta ... Devamı
Bu film insanı o günlere götürüyor.Sessizliğin sakinliğin verdiği huzuru hatırlatıyor.Bazen insanın o günlere gidip tatil yapası geliyor.Kendini dinleyip, herşeyden uzakda dinlenmek ve şarj olmak için en iyi tatil mekanı sanırım.Bazen insan gençliğinde olduğu gibi internetten tvden radyo dan şehir hayatında her türlü karmaşadan kaçıp doğa ile kendi ile ailesi ile arada başka hiçbir şey olmadan yaşamayı özlüyor.
Şimdi internette hiç bir işim olmasa hatta internetten sıkılmış yatağıma uzandığım halde internetin kesildiğini farketsem 5 dakika içinde sinirden deliye döner türk telekomun ttnetin arayacağım diye dört döner küfürleri havada uçururum.
Zaman nasılda değişti.Yeni nesil yukarıda yazdıklarmı hiç bir zaman anlamayacak.Şimdi kardeşimi tv nin internetin olmadığı köyümdeki eve götürsem bir hafta dayanamaz.Sanırım bende dayanamam.Zaman nasılda değişti.
Evet ben bile o eski hayata dönsem 1 hafta da sıkılırım ama şunu çok iyi biliyorum ki o zamanda çok daha mutluydum ve hiç bir zaman o zamanlardaki gibi mutlu olamayacağım.
O zamanda çok bol bulunan huzur, işte şimdi o huzuru arıyorum
Bir daha o günlerdeki kadar çok huzura sahip olamayazağım biliyorum ama o günleri çok özlüyorum.
İşte bu film bana o çok özlediğim günlerimi hatırlatıyor.O günlerden kalan hatıralarımı canlandırıyor.