Tanrıkent Yorumları

Tanrıkent filmi detayları

C

@cingozrecai

11 yıl önce

7.5 / 10

özgün bir senaryosu var. ilk başlarda fazla karakterler zihninizi yorabiliyor bu nedenle ilk başlarda filme odaklanılmalı. filmde aralıklarla geçmiş olaylara dönüşler var, dikkat gerektiren bir film ve türk insanı için alısılmadık bir senaryo, tavsiyemdir.

@kbrygn

11 yıl önce

8.3 / 10

keşke daha önce izleseydim dediğim filmlerden biri. Filmin gerçek yaşamdan alınmış olması da filmi daha gerçekçi kılmış etkilendim bayağı.

@insandemosu

11 yıl önce

çok etkileyici, çarpıcı sahnelerdi...

@oprichnik

11 yıl önce

9.4 / 10

İzlemekte geç kaldığım ve ertelediğim için çok pişman olduğum filmlerden birisi.

Yine böyle erteleye erteleye çok geç izlediğim bir film var;Pulp Fiction. Bu filmi izlerken benden başka Pulp Fiction tadı alan yok mu? Çoğunlukla ortak konulara sahip iki film de, ayrıca olayların işleniş sırasında oynamaların olması da büyük bir benzerlik. Ancak ayrıldıkları nokta şu ki; Pulp Fiction olayları çoğunlukla sadece absürdleştirerek sunarken, Cidade de Deus’da hemtrajedi ve dramönümüze ağır bir şekilde sunuluyor, hem de insanların ve yaşadıkları şehrin içindekimizahı ve ironiyigörüyoruz.

Uzun bir metne girişmeden önce kısa bir ara bilgi: Filmdeki oyuncuların hiçbiri profesyonel oyuncu değilmiş. Ne diyelim, helal olsun.

Filmde üç ayrı dönem yaşanıyor ve şehrin geçirdiği evrimi anlatıyor:

1-Tender Trio dönemi ve sakinlik

2-Lil Ze dönemi ve nispeten sakinlik

3-Lil Ze dönemi ve savaş

Filmi şöyle genel olarak özetleyebiliriz:

İlki Lil’inLil Diceolduğ
... Devamı
İzlemekte geç kaldığım ve ertelediğim için çok pişman olduğum filmlerden birisi.

Yine böyle erteleye erteleye çok geç izlediğim bir film var;Pulp Fiction. Bu filmi izlerken benden başka Pulp Fiction tadı alan yok mu? Çoğunlukla ortak konulara sahip iki film de, ayrıca olayların işleniş sırasında oynamaların olması da büyük bir benzerlik. Ancak ayrıldıkları nokta şu ki; Pulp Fiction olayları çoğunlukla sadece absürdleştirerek sunarken, Cidade de Deus’da hemtrajedi ve dramönümüze ağır bir şekilde sunuluyor, hem de insanların ve yaşadıkları şehrin içindekimizahı ve ironiyigörüyoruz.

Uzun bir metne girişmeden önce kısa bir ara bilgi: Filmdeki oyuncuların hiçbiri profesyonel oyuncu değilmiş. Ne diyelim, helal olsun.

Filmde üç ayrı dönem yaşanıyor ve şehrin geçirdiği evrimi anlatıyor:

1-Tender Trio dönemi ve sakinlik

2-Lil Ze dönemi ve nispeten sakinlik

3-Lil Ze dönemi ve savaş

Filmi şöyle genel olarak özetleyebiliriz:

İlki Lil’inLil Diceolduğu dönemler.Tender Trio’nun hüküm sürdüğü, çetenin nispeten masum işlerle uğraştığı dönemler. Ama büyük iş demek büyük sorumluluk demek ve büyük sorumluluğu kaldıramayan, ortadan kalkmaya mahkumdur. Tender Trio’nun sonu da, nispeten büyük bir işe soyundukları zaman geliyor.

Başa geçense, henüz çocuk olan Lil Dice.Piç kurusu herkes gibi topunu oynamaz, kızların peşine koşmaz da; adam öldürmekten zevk alır, güçten zevk alır.Nitekim böyle zeki ve hırslı birisinin emellerine ulaşmaması imkansız; sinsice büyüyor, gerekirse en yakınındakileri de satıyor ve sonundaLil Zeolmayı başarıyor. Ama daha fazla güç istedikçe daha çok düşman kazanıyor; daha fazla düşman kazandıkça daha çok hırslanıyor; daha fazla hırslandıkça daha çok kontrolünü kaybediyor.

Ve sonundaesas oğlanımızın kızını çalmasına rağmen hiçbirimizin yadırgamadığı Benny’nin şehre ve dünyaya veda partisinde olaylar patlak vermeye başlıyor.Şehrin en iyi insanıBenny öldürülüyor. Benny’yi öldürense, Ze’nin onun canını bağışlamasını sağladığıBlacky. Dostunu kaybetmenin acısını, zaten yok etmek için fırsat aradığıCarrotve çetesinden çıkarmak için yola çıkıyor Ze. Ama bir mucize gerçekleşiyor ve Carrot kurtuluyor. Ama bir mucize gerçekleşiyor ve Lil Ze’nin sonu o gece hazırlanıyor.

Nakavt Nedadında yağız bir delikanlı çıkıyor ortaya o gece. Barışçıl ve kavgadan uzak bir insan olarak tanıyoruz önce onu, sonra girmeyi seçtiği yaşam, onu da kendi karanlığının içerisine çekmeyi başarıyor.

Ned’in intikam hırsından yararlanarak Lil’i ortadan kaldırmaya çalışıyor Carrot, şimdi sıra onda çünkü. Fakat işler öyle büyüyor ki, resmen bir iç savaş patlak veriyor. Ve işte bu savaş sırasında çok net bir gerçeklik yüzümüze vuruluyor;savaşlarda kazanan taraf yoktur, tarafsız görünen taraflar kazanır.Silah tüccarı her iki tarafa da silah satıyor, polis işine geleni yapıyor. Savaş devam ediyor ve onlar kazanıyorlar.

Ve sonunda savaş öyle bir hale geliyor ki, çocuklar bile silahlanmaya başlıyor; şehir resmen ikiye bölünüyor. Filmdeki bir çok etken bu savaşın sebebiyken, asıl sebep ortaya çıkıyor; filmi başındakitavuk. Ve tavukla birlikte arada kalan birisi daha var, o da korkaklığı açısından düşünürsek bir tavuk. Bu arada, o sahnede polisin"Bırakalım da birbirlerini öldürsünler."diyerek olay yerinden ayrılması da gözden kaçmayacak bir konuşmaydı.

Barışçıl ve kavgadan uzak bir şekilde filme giren Nakavt Ned, bir soygun sırasında babasını öldürdüğü bir çocuk tarafından vuruluyor. Lil Ze, tıpkı bir zamanlar kendisine yapıldığı gibi küçümsediği çocuklar tarafından delik deşik ediliyor.


Ve filmde en sevdiğim sahneye gelelim:

Çocukların Lil’i vurduktan sonra başa geçmeleri sonrası gelen diyaloglar. Eğer bu sahne başka bir filmde olsaydı, çocukların ellerindekileri oyuncak silah zannetseydik ve o konuşmaları duysaydık"Çocuklar çetecilik oynuyorlar ne kadar masumlar baksana."der gülümserdik belki. Çünkü söyledikleri şeyler masumluklarını öylesine yansıtıyor ki..."Şunu öldürelim bunu öldürelim. Yazmayı bilen varsa kara liste çıkaralım hepsini öldürelim. Leonard’ı listenin başına koyalım bana borcu var. Chainaman’ı da vuralım kendini bir şey zannediyor."Çocukça sebepler var ortada, çocuklar var ortada ama silahlar konuşuyor; biliyoruz bu çocukların o söylediklerinin hepsini yapacağını. Çünkü kendilerinden önceki Tender Trio çetesi de, Lil’in çetesi de büyüseler bile çocuktu ve yaptı bunları.

Şimdi okurken belki de fark etmediğiniz garip bir noktaya değinip bitireceğim; yukarıda filmi anlatırken esas oğlanımızRocket’den neredeyse hiç bahsetmedim, onun yaşamını anlatmadım. Çünkü filmdeki Rocket de kendini arka planda bırakıp çevresini anlatıyor, çünkü o fotoğrafçı sadece. Sadece izliyor. Çünkü Rocket bizi yansıtıyor, biz de sadece izliyoruz. Yerde yatan Lil’in sadece fotoğrafına bakıp gidiyoruz, ölümleri, suçları izleyip gidiyoruz. Kadınları elde etmek için uyuşturucu buluyoruz; uğruna ara sokaklara girdiğimiz kadını birisi elimizden alınca da susuyoruz. Dünyada sadece izleyici oluyoruz ve susuyoruz. Ve bunları da en büyük hayallerimiz diye kendimize yutturuyoruz.

@sevgikara

12 yıl önce

insan doğuştan mı yoksa çevre etkisiyle sonradan mı kötü olur? bunun cevabını az çok veren bir filmdir ''tanrıkent'',burada yaşayan halk aslında kötü insan olmaya mahkumdur adeta.hiç yok mudur tanrıkentte iyi insan.vardır aslında.eeee varsa insan nasıl kötü doğar.çevreyse etken hepsinin kötü olması( adam öldürme,hırsızlık,tecavüz.gasp..ne ararsan var bu kentte) gerekmez mi.?başrol oyuncusunun ağzından dinlediğimiz hikayede onun da dediği gibi bazıları 'özde kötüdür''.o zaman çevre özde kötü olanın gerçekte kötü olmasında belirleyici oluyor.o zaman şöyle diyebiliriz bazıları kötü olmaya eğilimli olarak doğuyor.dua edelim de bunlar kötü bir aile ve ''tanrıkent' gibi bir çevreye doğmasınlar.

@destroy

12 yıl önce

6.8 / 10

güney amerika’nın son yıllarda çıkarmış olduğu en güzel filmlerden biridir.

rio de janerio’nun bir ghetto’sunda gangsterlik üzerine kurulu film kendi içerisinde izleyiciye bir çok ders veriyor ve hayatın oradaki ucuzluğunu gerçekçi bir şekilde ortaya koyuyor.

filmde iç içe hikayeler olmasına karşın, sanki bir roman gibi başlıklarla karakterleri tanıtması ,karmaşık hikaye örgüsünü bir nebze rahatlatıyor.

şidddet genel anlamda kadınlar üzerinden doğuyor, ya da kadınlar üzerine bir terkediliş,reddedilme şiddetin ayağını gaza bastırıyor da diyebiliriz.

filmin kurgusu adeta güney amerika samba müzikleri ritminde ilerliyor, filmin ön çalışması kadar ,çekimlerde de gayet estetik değerlere özenildiği belli.zaten böyle bir senaryo, görsellikten yoksun olsaydı sanırım hepimiz biraz yadırgardık.

şöyle de negatif bir yanını söyleyeyim, filmi izliyoruz,beğeniyoruz hatta vayy be diyoruz. ama bizde derin etkiler bırakmıyor, nedenini ise şöyle açıklayayım ; genelde olay üzerine durulmuş bu asıl o
... Devamı
güney amerika’nın son yıllarda çıkarmış olduğu en güzel filmlerden biridir.

rio de janerio’nun bir ghetto’sunda gangsterlik üzerine kurulu film kendi içerisinde izleyiciye bir çok ders veriyor ve hayatın oradaki ucuzluğunu gerçekçi bir şekilde ortaya koyuyor.

filmde iç içe hikayeler olmasına karşın, sanki bir roman gibi başlıklarla karakterleri tanıtması ,karmaşık hikaye örgüsünü bir nebze rahatlatıyor.

şidddet genel anlamda kadınlar üzerinden doğuyor, ya da kadınlar üzerine bir terkediliş,reddedilme şiddetin ayağını gaza bastırıyor da diyebiliriz.

filmin kurgusu adeta güney amerika samba müzikleri ritminde ilerliyor, filmin ön çalışması kadar ,çekimlerde de gayet estetik değerlere özenildiği belli.zaten böyle bir senaryo, görsellikten yoksun olsaydı sanırım hepimiz biraz yadırgardık.

şöyle de negatif bir yanını söyleyeyim, filmi izliyoruz,beğeniyoruz hatta vayy be diyoruz. ama bizde derin etkiler bırakmıyor, nedenini ise şöyle açıklayayım ; genelde olay üzerine durulmuş bu asıl olan ana temayı sarsıyor, yani şiddet içerikli sahneler o kadar fazla ki bir yerden sonra seyirci duygusuzlaşıyor, insanların ölümü sıradanlaşıyor, ama nakavt ned’in vurulduğu sahnede silah sesi bile duymuyoruz, işte burada etkileniyoruz. yani olaydan çok olgu üzerine durulsaydı bence filmin konusuna daha çok hizmet ederdi.

tabi bu yönetmenin tercihi yazının en başında dediğim gibi oradaki hayatın ucuzluğuna vurgu yapmak istemiş olabilir.

sonuç itibariyle, film kendini sürükletiyor, izlerken sıkılmıyorsunuz, bunda kurgusunun büyük payı var bence.
P

@pogaca

12 yıl önce

bu filmi izleyince,aslında doğru olduğu sanılan büyük bir yanlışın farkına vardım:

zor olan iyi olmak değil, kötü olmak mış!

ve bu film de aslında bunu anlatıyor, hemde çok iyi anlatıyor

peki kötü olmak neden zordur bilirmisiniz arkadaşlar, çünkü herzaman ondan daha kötüsü vardır da ondan.

@shamur_musti

12 yıl önce

Öyle çok izlenmesi gereken bir film değil ama olayları bakımından güzel bi film. İzlerseniz vakit kaybı yaşamazsınız. İzlemezseniz de birşey kaybetmeyeceğiniz bir film...

@rudo

12 yıl önce

Özellikle giriş sahnesi takdire şayan. Sırf giriş sahnesi için bile bu film izlenebilir. Bunun dışında bir romanmış gibi filmin bölümlere ayrılması ilgi çekici olmuş. İnsan kendini roman okuyormuş gibi hissediyor.

@bugs

12 yıl önce

8.5 / 10

ertelnmeye gelmeyecek filmdir bunca izlememekle ayıp ettiğimi düşünüyorum. ve sanki yönetmen o mahalleden tüm dünyayı anlatmış gibiydi.fazla söze gerek yok izleyin, beklemeyin tereddüt etmeyin
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL