Vecide Yorumları

Vecide filmi detayları

@enik_kral

6 yıl önce

Film, on yaşlarındaki bir kız çocuğu olan Vecide?nin, arkadaşı Abdullah gibi bir bisiklet sahibi olmak istemesi ile başlıyor. Vecide, beğendiği bisikleti alabilmek için ailesinden destek ister ancak ?kadınlar bisiklet kullanmaz? gerekçesi ile reddedilir. Bunun üzerine para biriktirmeye başlar. Ancak yeterli parayı biriktirmekte zorlandığı için ilgi duymadığı halde okulunda düzenlenen Kuran okuma yarışmasına katılır.

Suudi Arabistanlı yönetmen Haifaa Al-Mansour için, Wadjda filmi ile hem ülkesi hem de kendi sineması adına birçok ilki gerçekleştirdiği söylenebilir. Wadjda, yönetmenin ilk uzun metrajlı filmi olduğu gibi aynı zamanda ülkesinin de ilk uzun metrajlı filmidir. Bunun sebebi ise Suudi Arabistan?da uzun yıllar film çekmenin ve göstermenin yasak olmasıdır. Kadınların hemen hemen her şeyi yapmasının yasak olduğu ülkede haliyle film çekmeleri de yasak. Bu şartlara rağmen yönetmen, filmini çekmiş ve bir şekilde ülke adına yabancı dilde Oscar
... Devamı
Film, on yaşlarındaki bir kız çocuğu olan Vecide?nin, arkadaşı Abdullah gibi bir bisiklet sahibi olmak istemesi ile başlıyor. Vecide, beğendiği bisikleti alabilmek için ailesinden destek ister ancak ?kadınlar bisiklet kullanmaz? gerekçesi ile reddedilir. Bunun üzerine para biriktirmeye başlar. Ancak yeterli parayı biriktirmekte zorlandığı için ilgi duymadığı halde okulunda düzenlenen Kuran okuma yarışmasına katılır.

Suudi Arabistanlı yönetmen Haifaa Al-Mansour için, Wadjda filmi ile hem ülkesi hem de kendi sineması adına birçok ilki gerçekleştirdiği söylenebilir. Wadjda, yönetmenin ilk uzun metrajlı filmi olduğu gibi aynı zamanda ülkesinin de ilk uzun metrajlı filmidir. Bunun sebebi ise Suudi Arabistan?da uzun yıllar film çekmenin ve göstermenin yasak olmasıdır. Kadınların hemen hemen her şeyi yapmasının yasak olduğu ülkede haliyle film çekmeleri de yasak. Bu şartlara rağmen yönetmen, filmini çekmiş ve bir şekilde ülke adına yabancı dilde Oscar aday adayı bile olmayı başarmış.

Filmin giriş bölümünde Vecide?nin ailesi ve yaşantısını tanıyoruz. Vecide, annesi ile birlikte yaşamaktadır. Babası, karısının Vecide?yi doğururken doğurganlığını kaybettiği için erkek çocuğu olmadığından ikinci bir evlilik yapmak istemektedir. Bu yüzden eve arada sırada uğramaktadır. Anne, bu durumun farkındadır ve kocasının ilgisini tekrar kazanmak istemektedir. Vecide, okulunda diğer öğrencilerin giydiğinden farklı olarak beyaz ağırlıklı bir ayakkabı giyerek kişiliğini ortaya koymak istemektedir. Ancak okul yönetimi tüm öğrencilerin standart olmasını istediğinden bu durum hemen dikkat çeker. Vecide, arkadaşı Abdullah?ın bisikletiyle kendisine takılmasına karşılık veremediği için bu durumu hazmedemez. Abdullah?ı geçebilmek için bir bisiklete sahip olmak ister ancak içinde yaşadığı toplum, bisikletin ona göre olmadığını söyler. Filmdeki anne ve diğer tüm kadınların, üzerlerindeki baskıyı ve yaptırımları kırmaya çalışsalar bile durumu kabullendiklerini görüyoruz. Bu bölümde anne, kızının yaşadığı sıkıntıları görüyor olmasına rağmen kendisi kabullendiği için kızının mücadelesine destek vermek yerine onun da durumu kabullenmesini bekler.

Vecide, bisikleti alabilmek için gerekli parayı bulabilmek adına tüm fırsatları kullanır. Bu durum onun ahlaki bir bozulma içerisinde olduğunu düşündürtse de aslında hiç de öyle değildir. Arkadaşlarının yasak olan birtakım şeyler yaptığını görür ancak okul müdiresi ile arası iyi olmamasına rağmen bunu bir fırsat olarak görüp arkadaşlarını ele vermez. Anne, kocasının kendilerine olan ilgisinin azaldığını hisseder ama kendisi için daha kolay olabilecek bir işi kocasının rahatsız olacağını düşünerek reddeder. Bu gelişmelerle anne ve kızın, yaşadıkları olaylara verdikleri tepkiler üzerinden paralel bir kader birliği içerisinde oldukları gösterilmek istenmiştir. Vecide, okulunda düzenlenen Kuran okuma yarışmasını kazanır. Ancak ödül olarak kazandığı parayı bisiklet almak için kullanacağını söylemesi üzerine para okul tarafından Filistin?e bağışlanır. Anne, tüm çabasına karşın eşini elinde tutamamıştır. Vecide de çok istediği bisikleti alamamıştır.

Anne, başta kadınlara uygun olmadığını düşündüğü için bisiklet almasına destek vermediği kızına gidip istediği bisikleti alır. Çünkü artık kabullendiği toplum kurallarının, kaybetmesine ve çaresiz kalmasına sebep olduğunu anlamıştır. Kızının kendisi gibi kaybetmemesi ve erkeklerin hakim olduğu toplumda daha güçlü olabilmesi için ona destek vermesi gerektiğini anlar.

Sonuç olarak Vecide?nin bisiklet isteği üzerinden aslında kadının erkeklerle eşit şartlarda bir ?yarış? içerisinde olmasını istediğini anlıyoruz. Yönetmenin de kadın olduğu düşünüldüğünde, yaşamış olduğu zorluklar ve şartları aktarabilmek adına ilk film için doğru bir hikaye seçtiği söylenebilir.
D

@doris

10 yıl önce

Kadının çaresizliği, ezilmişliği ve ülkenin her yerinde buram buram kokan erkek hegemonyası.. Buruk bir film olmasına karşın Vecide'nin sarsılmaz azmi beni çok etkiledi.

@poormf

10 yıl önce

7.5 / 10

Her şeyin erkeklere endeksli olduğu bir toplum hakkında çok şey duyup ilk kez içerden bir bakışla görmemizi sağladığı ve sevgi üzerine diyecek bir şeyleri olduğu için değerlenen bir film. Cinsiyetçi insanlık dışı uygulamalara küçük dokunuşlarla dikkat çektiği için sağolsun Vecide...

75/100
F

@film_kadini

10 yıl önce

8 / 10

izlediğim her karede iyi ki Arabistan'da yaşamıyorum dedim. bence herkesin izlemesi gerekiyor bu filmi..

@serkanaydemir

10 yıl önce

10 / 10

İzle ve utan seni şu an özgürlük naralarıyla insanlık dersi vermek isteyen gerici hükümetinden. Sağlam bir eleştiri filmi. Dünya bilime gitmek isterken bizde tam tersi bir hareketliliğin olması da ayrı bir işkence gerçekliği. Filmin konusu olsun oyunculuk olsun gerçekten çok şey düşünmemizi sağlıyor. Biraz üzüleceksiniz. Kadın kadın kadın diye ortada dolaşan sapık yönetimlerin egemenliğinden bıkan yaşamlar. Bu filmde dinin kadın üzerindeki baskısını ya da erkeğin demek daha doğru olur onu göreceksiniz. Unutmayın bir toplum kadınını soyutlamaya başlıyorsa(bizde olduğu gibi) insanlığını kaybediyor demektir. Terör bu gibi ülkelerde her zaman çoğalır. Yazık yani. İzleyin kısacası.
B

@balayenes

10 yıl önce

9 / 10

Suudi Arabistan'ın ilk kadın yönetmeni olma özelliğini taşıyan Haifaa Al-Mansour, aynı zamanda ülkesinin en tartışmalı filmlerinin altına da imzasını atıyor. Bir röportajında Vecide filmini çekerken kendi çocukluk gözlemlerini anlatmaya çalıştığından bahsediyordu. 80'lerin Arabistan'ında gözlem yapabilen bir çocuk olabilmesi, yönetmenlik hayatında islami referanslara dayandırılmaya çalışılan kadına bakış açısındaki çarpıklık ve yanlışları sert bir şekilde eleştirebilmesinin en önemli etkeni oldu. Bu yanlışların halk nezdinde kesin olduğundan şüphe duyulmamasının sebebiyse Arabistan'ın kayıtsız kabul ettiği Vahhabilikmezhebi.

Filmdeki eleştiriler yalnızca islami çerçevede yok edilen kadın siluetine değil, Suudi'deki erkek hegemonyasına da sert eleştiriler var. Bu eleştirilerdeyse islamı yanlış algılayan erkekler kadar kadınların da suçlu olduğu vurgulanmaya çalışılıyor. Elbette tüm kadınları bu kategoriye almak saygısızlık olacaktır fakat film genel anlamda sorgusuz teslimiyet ve tedir
... Devamı
Suudi Arabistan'ın ilk kadın yönetmeni olma özelliğini taşıyan Haifaa Al-Mansour, aynı zamanda ülkesinin en tartışmalı filmlerinin altına da imzasını atıyor. Bir röportajında Vecide filmini çekerken kendi çocukluk gözlemlerini anlatmaya çalıştığından bahsediyordu. 80'lerin Arabistan'ında gözlem yapabilen bir çocuk olabilmesi, yönetmenlik hayatında islami referanslara dayandırılmaya çalışılan kadına bakış açısındaki çarpıklık ve yanlışları sert bir şekilde eleştirebilmesinin en önemli etkeni oldu. Bu yanlışların halk nezdinde kesin olduğundan şüphe duyulmamasının sebebiyse Arabistan'ın kayıtsız kabul ettiği Vahhabilikmezhebi.

Filmdeki eleştiriler yalnızca islami çerçevede yok edilen kadın siluetine değil, Suudi'deki erkek hegemonyasına da sert eleştiriler var. Bu eleştirilerdeyse islamı yanlış algılayan erkekler kadar kadınların da suçlu olduğu vurgulanmaya çalışılıyor. Elbette tüm kadınları bu kategoriye almak saygısızlık olacaktır fakat film genel anlamda sorgusuz teslimiyet ve tedirginlikle dolu bir aidiyet içeren kadınlar üzerinden ilerliyor. Vecide ise bu aidiyetin içinden, etrafındaki betonarmeye rağmen filizlenen bir çiçek. Bazen susuz bırakılan, bazen sindirilmeye çalışılan ama vazgeçmeyen...

Keyifli seyirler

@fthgzl79

10 yıl önce

8.1 / 10

İslam'ı anlamak adına,İslam'ın kadına ver(me)diği değeri anlamak adına izlenmeli..Çok etkileyici,çok sarsıcı,çok gerçekçi bir yapım..
S

@shutterbugiconi

10 yıl önce

8.5 / 10

Kadın değişirse,gelecek değişir!

Kadın özgürlüklerinden asla korkmam. Söylemek isterim ki; Özgür bir hayat çok yavaş kurulur ama çok hızlı yıkılır.Tam da bu nedenle, çiçekli başörtüsü ve daracık pantolonuyla, Çamlıca parkının kuytularında, sevgilisiyle öpüşen genç kıza, özgürlüğünü Mustafa Kemal'e borçlu olduğunu hatırlatmak istiyorum.Türbanla özgürlük ilişkisi bıçak sırtı gibidir. Bir yandan inanç özgürlüğünü temsil eder, öte yandan inanç baskısını. Birçok kadın inanarak örtünürken, birçok kız kendilerini kontrol eden aile güçleri tarafından zorla kapatılırlar.Clinton, 2007'de "Kadın değişirse, gelecekte değişir" demişti. Hatta Emine Erdoğan o kadar beğenmiş olmalı ki; geçenlerde konuşmasında kullandı. Sosyal özgürlük alanlarımız, geleceğimizden çalınarak, birer birer imha ediliyor. Beş yaşında örtülen, on beş yaşında evlendirilen kızlarımıza bakalım. Geleceğimiz gerçekten kadınlarımızın hali üstünden, berbat bir şekilde değişiyor. Biz kültür
... Devamı
Kadın değişirse,gelecek değişir!

Kadın özgürlüklerinden asla korkmam. Söylemek isterim ki; Özgür bir hayat çok yavaş kurulur ama çok hızlı yıkılır.Tam da bu nedenle, çiçekli başörtüsü ve daracık pantolonuyla, Çamlıca parkının kuytularında, sevgilisiyle öpüşen genç kıza, özgürlüğünü Mustafa Kemal'e borçlu olduğunu hatırlatmak istiyorum.Türbanla özgürlük ilişkisi bıçak sırtı gibidir. Bir yandan inanç özgürlüğünü temsil eder, öte yandan inanç baskısını. Birçok kadın inanarak örtünürken, birçok kız kendilerini kontrol eden aile güçleri tarafından zorla kapatılırlar.Clinton, 2007'de "Kadın değişirse, gelecekte değişir" demişti. Hatta Emine Erdoğan o kadar beğenmiş olmalı ki; geçenlerde konuşmasında kullandı. Sosyal özgürlük alanlarımız, geleceğimizden çalınarak, birer birer imha ediliyor. Beş yaşında örtülen, on beş yaşında evlendirilen kızlarımıza bakalım. Geleceğimiz gerçekten kadınlarımızın hali üstünden, berbat bir şekilde değişiyor. Biz kültür olarak hiç önemsemeyiz ama her özgürlük aynı zamanda büyük bir sorumluluktur...(Şafak Pavey'in mecliste Genel Kurul'a hitap ederken yaptığı ve ayakta alkışlanan tarihi konuşmasından)

Suudi bir kadın tarafından çekilen ve çekimleri tamamen Suudi Arabistanda yapılan ilk uzun metrajlı film Vecide'yi izlerken yukarıda bir kısmından alıntı yaptığım Şafak Pavey'in mecliste yaptığı konuşma aklıma geldi. Filme adını veren Vecide, her gün okula gidip gelirken yeşil bir bisikletin sergilendiği Riyaddaki bir oyuncakçı dükkanının vitrininin önünden geçen 10 yaşındaki küçük bir kız. Öğretmenleri, anne babası, hatta arkadaşlarına Vecide'nin kız kardeşi olduğunu uydurarak okul yolunda Vecide ile takılmaya çalışan Abdullah bile bisikletin kızlara göre olmadığını söylese de Vecide'ye, Vecide'nin en büyük hayali bir bisiklet sürmek.

Suudi Arabistan Vahhabilik mezhebinin ülkenin resmi dini haline geldiği bir ülke. Vahhabiler Kuran ve sünnetin salt sözel anlamına bağlı kalarak yaşanması ve kesinlikle yorumlanmaması gerektiğine inanan insanlar. Bu nedenle Osmanlı'nın kutsal topraklara kazandırdığı eserler dahil son peygamberden sonra dikilen, yapılan hiçbir şeye saygı duymazlar. Hatta sahabe mezarlarını ve muhtelif türbeleri yer ile yeksan ettikleri rivayet edilir. Vahhabilik Suudi kraliyet yönetiminin de işine gelen bir şey. Otoritenin sorgulanması ya da erk değişiminin istenmesi onları en son istedikleri şey olsa gerek. Bu nedenle kendi güçlerine müdahale edilmediği sürece din adamlarının isteklerinin yerine getirilmesine karşı çıkmamaları anlaşılır şey. 1980'lerde Suudi Arabistan'da bütün sinema salonlarının kapatılması ve bugün endüstriyel sinemanın adının olmamasının nedeni tam da bu... Hayfa El-mensur'un yeşil bir bisikleti kadının özgürlüğü ve toplumsal sağduyu metaforu olarak kullanması birçok sinemaseverin aklına Bisiklet Hırsızları filmini getirdi kuşkusuz ama yönetmen için ilham kaynağı aslında Cafer Penahi'nin 2006 Dünya Kupası elemelerinde Bahreyn'le karşı karşıya gelen İran'ın ulusal maçına erkek kılığında girmeye çalışan bir grup genç kadın taraftarı anlattığı Ofsayt filmi. İran'da filmleri yasaklanan, rejimin tüm şerlerini soğukkanlılıkla insanın yüzüne çarpmaktan imtina etmeyen ve bu nedenle 6 yıl hapis cezasına çarptırılan bu da yetmiyormuş gibi film çekmeme cezasına çarptırılan cesur bir sinemacı Penahi. Cafer Penahi'nin cezası 20 yıl boyunca senaryo yazmamasını ve röportaj vermemesini, ev hapsinde kalıp yurtdışına çıkmamasını da kapsayan bir eza. Acaba Hayfa El-Mensur kendisine ilham kaynağı olan İranlı yönetmen kadar cesur mu dersiniz? Evet, Vecide etrafındaki erkek egemen dünyaya meydan okuyan bir kız. Saçını tamamen kapatmayı reddediyor, arkadaşları gibi simsiyah bir ayakkabı giymektense giydiği ayakkabıyı siyaha boyayarak kuralları büküyor.

Arkadaşlarıyla okul bahçesinde sek sek oynarken okulun karşısındaki inşaatın çatısında birkaç adam belirince arkadaşları "Gördünüz mü kızlar? Üç tane adam bizi izliyor. Namuslu olan içeri girer, diğerleri durup onları izleyebilir.." diye tepki verince Vecide hiç istifini bozmadan "Süpermen mi onlar nasıl görecekler?" diyerek oyununu sürdürüyor. Futbol dergileri okuyan ve makyaj yapan arkadaşlarını okul müdiresine gammazlamıyor. Ancak 10 yaşındaki Vecide'nin dışındaki bütün kadınlar sanki bu sistemi kendileri onaylayıp kutsamışçasına, erkekler varken nasıl yaşıyorlarsa, olmasalar da gene böyle yaşayacaklarmış gibi duruyor. Bir bakıma Suudi yönetmen sanki erkek egemenliğini ve Suudi yönetimini aklıyor. Kadınların araba kullanmasının yasak olduğu bir toplumda Suudi kadınları erkek şoförler kiralamak zorunda.

Vecide'nin annesi de kazandığı önemli bir meblağı günde 3 saat yol teptiği için böyle bir şoföre ücret olarak vermek zorunda. Arkadaşı Leyla kendisine daha iyi olanaklarda hastanede çalışmasını önermesine rağmen arkadaşı yüzünü peçeyle kapatmadığı için rahatsız olarak işi kabul etmiyor mesela. Vecide'nin annesi Vecide'yi bisikletten vazgeçirmek ona "Bisiklete binersen çocuğun olmaz ha..." deyince Vecide'nin verdiği veciz yanıt : "Sen bisiklete binmiyorsun ama senin de çocuğun yok!" Kız çocuklarını diri diri toprağa gömen bir toplumun 1500 yıl sonra geldiği nokta bu. Vecide erkek olmadığı için kendini çocuktan saymıyor, babası erkek çocuk sahibi olmak için ikinci bir eş alırken annesi hala babasının hoşuna gidecek şekilde düzenli olarak süslenme peşinde. Yani aslında Vecide dışında kadınların çoğu yaşadığı dünyayı kabullenmiş durumda. Handiyse erkekler olmasa da bu dünyadan zaten vazgeçmeyecekler gibi. Filmin külliyen bir başkaldırı olmaması belki de El-Mensur'un Suudi kralı Kral Abdullah'ın yeğeni El-Velid bin Talal'dan finansal destek alması. (Filmin gizli çekildiği haberi nasıl çıktı bilmiyorum ama resmi izin alınarak çekilmiş bir film. Yönetmen ülkenin kuralları gereği erkeklerle aynı ortamda bulunamadığı için açık alan çekimlerini bir vandan takip ederek söylemek istediklerini walkie-talkie aracılığıyla aktarmış)

"Derdim filmlerimde tecavüze uğrayan ya da dayak yiyen çocukları göstermek gibi aşırı uçlara gitmek değil. Sinema aynı fikirde olmadığınız insanları kızdırmak için değil, sadece onlara gerçeğin bir kesitini sunmak için yapılmalı." diyerek filminin niye bu kadar yumuşak bir film olduğunu açıklayan Hayfa El-Mensur'un ne kadar samimi olduğunu bilemem ama filmin Suudi yönetimi tarafından Akademi'ye yabancı dilde en iyi film kategorisinde Oscar aday adayı olarak sunulması ve prodüktörünün kraliyet ailesinden biri olması filmin insan hakları örgütlerinin gözünü boyamak ve Suudi yönetiminin imajını cilalamak için çekildiği iddiasını ister istemez akıllara getiriyor. Elbette Akademi'nin bu yıl Vecide ile birlikte birçok filmi 9 filmlik kısa listeye bile uygun görmemesi iddiaları su götürür hale getiriyor. [Diğer filmler için örnek. Geçmiş (Asghar Farhadi),Gloria ( Sebastian Lelio)] Yine de ben her şeye rağmen çocuk oyuncu Vaad Muhammet'in Vecide performansıyla bu filmin en azından kısa listede olması gerektiğine inananlardanım. İzleyin,izlettirin ve yaşadığınız müslüman ülkenin kıymetini bilin. Siyasi kariyeri için ikide bir de bu ülkenin kurucularına dil uzatanların ne büyük haksızlık ettiğinin ayırdına varın derim.

@serkanaydemir

10 yıl önce

Ne ilginç bir dünya. Milletler bu gericilikten kurtulmak istiyor. Bizde de geriye gitmek.

@thematrixhasyou

11 yıl önce

Her zaman kadın yönetmenlerin çok iyi işler yapabileceğine inandım. Marjane Satrapi'nin cesaret ve adımıyla ortaya çıkan müthiş film ortadoğu coğfrayası açısından emsal teşkil eder nitelikteydi. Haifaa Al-Mansour'unda o coğrafyanın imkansızlıklarına rağmen mükemmel bir yapım ortaya çıkartması, bu inancımı iyice kuvvetlendirdi. O nedenle desteğim bir kat daha fazladır şartların eşitsizliğine rağmen bir kadın yönetmenin orataya koyduğu eserlere...

Her ne kadarAlice Guy-Blache daha sinemanın icadından bir sene sonra ilk kadın yönetmen olarak tarihe adını kazıdıysa da, erkek hegomonyasından sıyrılamayarak gerekli saygı ve ilgiyi göremedi. Ezcümle, bir kadın yönetmenin neler yapabileceğine şahit olmak, bir bakış açısı geliştirmek, ve yaşadığımız ülkenin imkanlarına sahip çıkmazsak geleceğimiz noktayı net şekilde görebilmek adına, ibret almak için bile izlemeliyiz bu filmi...

@ladylazarus

11 yıl önce

1 / 10

Film çekmenin yasak olduğu bir ülkede bir kadın yönetmen,10 yaşında bir çocuk ve bu çocuğun gözünden kadın olmak! Bu muazzam üçlünün yaşadığımız yüzyılda, kendi dünyalarındaki laneti insanı,insan olanı acıtmıyor değil! Neredeyse "kadın"ın yasaklanacağı bir toplumda iki pedal çevirebilmek özgürlük mücadelesini bu kadar özetleyebilir.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL