The Wailing Yorumları

The Wailing filmi detayları

H

@hilalozenc

4 ay önce

1 / 10

Konuyu çok yavaş işliyor, içine çekmedi, kore taşrasında bir grup avelin dabbecilik oynamasını anlatıyor, gidin dabbe izleyin daha çok korkarsınız

@yokitosama

4 ay önce

8 / 10

Film her şeyden önce çok ciddi psikolojik öğeler taşımaktadır. Korku filmi içinde mükemmel bir dram öyküsü de görmekteyiz. Ayrıca " ön yargı " duygusunun nasıl insanın zihnini ele geçirdiğini de fark etmemiz açısından efsane bir yapım.

Yönetmenin çekim teknikleri ise adeta ders niteliğinde.

@cadi

5 yıl önce

Öncelikle ben filmin, izleyici arkadaşların parağraflar döşediği kadar yoğun anlamlar taşıdığına inanmıyorum.

Fazlasıyla uzun. Kim şeytandı, kim iblisti, kadın mıydı, japon muydu derken nadiren gelgitler yaşıyorsunuz. Japon adamın başından beri şeytan olduğu belli aslına bakarsanız. Şaman ayininde acı çekerek bayılması ile netleşiyor her şey. En son sahnelerde zaten rahip yardımcısı le görüştüğü sahnede birebir şeytan silüetinde.

Üzerine çok da yorum yapmaya gerek yok. Siyasi bir propoganda, ’Japonlar şeytandır’ ekolünden.

@naksidil

6 yıl önce

8.3 / 10

"Hayalet geçmişte ölenlerin ruhlarıdır "
Güney Korenin Japonya ile düşmanlığı, geçmişteki insanlar arasında var olmuştur ama geçmişte kalan bu insanların hayaletleri hala yaşamakta ve birbirlerine olan nefretleri de onlarla birlikte sonraki kuşaklara aktarılmaktadır. "
Japon ve zehirli mantardan türeyen cehalet dolu azgın bir nefretin acı çeken küçük çocukları .. Tecavüze uğrayan kadınları ! Onların acıdan huzura dönemeyen alev alev yanan ruhları :( Quien puede matar a un nino? filminin açılış görüntüleriyle beraber zihnimde şekillenmiş olan son hali Ağıt filmi için üzücü bir çıkarma yaptı..
Film korku ve gerilim üzerinden zevkle izlenebilir, fazlasıyla doyurucu. Şaman ayini ayrı bir beyin fırtınasıydı ! İlgiyle izledim.. Ve sonuç ; dilerim bu hayalet sonunda içimize kaçmamıştır.. İyi seyirler olsun .. Tavsiye için teşekkür ediyorum .

@arween

6 yıl önce

7.3 / 10

Şamanik dokunuşlar barındıran kültürel-dini sahneleriyle dikkatimi canlı tutmuştur

@mamcici

6 yıl önce

Filmi okumak için yeterli kültürel kodlamalara sahip olmadığım halde keyif aldım. İzlediğim üçüncü filmi ve hepsi birbirinden iyi. Takip edeceğim yönetmenlere bir daha katıldı.

@no_one

6 yıl önce

8 / 10

Gok-Seong her ne kadar klasik bir iblis temalı korku filmi gibi dursa da aslında çok özgün , çok derin ve insanın kendi korkularına , önyargılarına , nefretine , kültürel miras gibi aktarılan düşmanlıklarına korkunç eleştiriler yönelten bir film .

Bir yabancının gelmesiyle köydeki yerlilerin fiziksel ve zihinsel deformasyonlara , cinnete , kanibalizme varan değişimlere maruz kaldığı olaylar silsilesinin başlangını ve bu olayı çözmeye çalışan polis teşkilatının olayı araştırdıkça ,çözmeye çalıştıkça kör düğüme dönüşünü izleriz . Klasik bir polisiye ,korku-gerilim filmi gibi durur ama kişilerin rolleri, meslekleri ve ırkları çok daha farklı bir senaryo ortaya koyar okunması ,görülmesi gereken . Alt metin denilse de aslında bu duruma bilinçaltı korku metinleri desek yanlış olmaz bu film için .

Cinayetleri araştırmak üzere görevlendirilen polisler olayların şahitlerinden hep bir Japon geldikten sonra garipliklerin başladığını duyarlar . Şahitleri
... Devamı
Gok-Seong her ne kadar klasik bir iblis temalı korku filmi gibi dursa da aslında çok özgün , çok derin ve insanın kendi korkularına , önyargılarına , nefretine , kültürel miras gibi aktarılan düşmanlıklarına korkunç eleştiriler yönelten bir film .

Bir yabancının gelmesiyle köydeki yerlilerin fiziksel ve zihinsel deformasyonlara , cinnete , kanibalizme varan değişimlere maruz kaldığı olaylar silsilesinin başlangını ve bu olayı çözmeye çalışan polis teşkilatının olayı araştırdıkça ,çözmeye çalıştıkça kör düğüme dönüşünü izleriz . Klasik bir polisiye ,korku-gerilim filmi gibi durur ama kişilerin rolleri, meslekleri ve ırkları çok daha farklı bir senaryo ortaya koyar okunması ,görülmesi gereken . Alt metin denilse de aslında bu duruma bilinçaltı korku metinleri desek yanlış olmaz bu film için .

Cinayetleri araştırmak üzere görevlendirilen polisler olayların şahitlerinden hep bir Japon geldikten sonra garipliklerin başladığını duyarlar . Şahitleri dinlemek bir görev icabı olabilir fakat delilller olmadan bu hikayeye inanmanın altında bir yozlaşmışlık ve ırkçılık veya geçmiş Japon-Kore düşmanlığı vardır aslında . Etik olarak tamamen yanlış olduğu bilinmesine rağmen ,ortada bir delil yokken polislerin de şüphelerinin ,odak noktalarının Japon karaktere dönmesinin sebebi o kültürel düşmanlık mirasının , azınlıklara yönelik önyargıların , günah keçiliği rolünün yalnız ve zayıf görünene daha kolay yaftalanmasının bir sonucudur aslında . Polis karakterimiz Jang-Goo’nun kızı hasta olduğunda hastaneye götürmek yerine ilaçların alınması , papazlardan ,şamanlardan medet umulması aslında başından beri o kişilerin ,o çevrenin ,o toplumun bir şeye inandığının göstergesidir . Tüm olanlara mantıklı çözümler getirmek ister gibi davranan insanların gerçekte mantıksızlığa inandığının göstergesi , hayaletlere , kendilerini bir balık gibi sebepsiz yere avlayabilecek bir avcının varlığına inandıklarının göstergesi . Olaylar ilerledikçe ve kör düğüme dönüştükçe seyirci olarak da Japon’un zarar verdiği kızın mı hayalet olarak intikam almak istediği yoksa Japon’un mu gerçek suçlu olduğu konusunda bir çıkmaza sürükleniriz. Seyirci olarak da aslında mantık çerçevesinde kurmuş olduğumuz olası kurguların birer mantıksızlık içerdiğinin farkında değilizdir , zamanla filmin mağdur rolünün verildiği kurbanlarla empati kurdukça olayın tek taraflılığına teslim oluruz . Gerçek suçlu kim ? Şaman , Japon veya beyazlar içindeki kız ? Kim neden böyle bir zalimlik yapar , neden oltasını sallar hedef belirlemeden diye düşünürüz , neden fotoğraflarını çeker kurbanların önceki ve sonraki hallerinin ? İblisi toplumun kendisi yaratmıştır , bir polis teşkilatı işini önyargılara , şekilciliğe ,hurafelere bırakmıştır tekniği ,iş ahlakını ve toplumsal etiği bir kenara bırakıp . Aile yaratmıştır o iblisi ,tıpa inanmayıp şamanlara inanarak zaten inancını belli etmiştir her ne kadar var olmamasını dilese de vardır ,çünkü birileri inanmıştır o iblisin varlığına . Her aile dünyadan habersiz çocuklara hiç görmedikleri toplumları , insanları düşman olarak tanıtmışlardır , bir Japon hep kötüdür çünkü geçmiş savaşlardan dolayı bir Korelinin gözünde. Bir azınlık daha kolay suçlanır ,daha kolaydır toplumun tüm kabahatinin omuzlarına yüklenmesi , ondan toplum da kendi günahlarının ,hatalarının sebebi olduğuna inanacak bir iblis yaratmıştır her ne kadar inanmak istemese de . Japon karakteri iblis yapan o kasabanın ortak çabasıydı ,ortak düşmanlık , ortak önyargı , ortak nefret , ortak düşmanlık ve iblis de kendine verilen rolü oynadı aslında . Kurbanların önceki ve sonraki hallerini gösteren fotoğraflarını çekti ; kin ,iftira ,nefret öncesi ve kin ,iftira ,nefret sonrası nasıl göründüklerini onlara gösterdi ...Ve de oltanın ucundakinin ,oltayı rastgele sallayarak zarar verenin sadece kendisi olmadığını resmetti rastgele hedef gösterilerek.

Filmi bir korku filmi değil de insanın kendi korkularının bir filmi olarak izleyince daha anlamlı olmakta . İyi seyirler dilerim 8/10
Y

@yusufkemal

6 yıl önce

9.2 / 10

İzlediğim en orjinal korku filmiydi. Korku demeyelim gerçi gerilim diyelim. Sırf senaryosu için izlenmeli

@suranur

6 yıl önce

bu mu korku filmi? bu koreliler çok salak yav

@seppuku

7 yıl önce

8.9 / 10

Hong-jin Na her yeni filminde kaliteyi yükselten, sarsıcı hikayeleri seven ve arayan bir yönetmen. Son filmi Goksung, özellikle ikinci yarıda yükselen gerilimi ve iyi düşünülmüş hikayesiyle enteresan bir film. Korku/gerilim severler muhakkak izlemeli.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL