Filmin henüz başlarında Sebastian Shaw'ın Erik karakterini Magnet'likten Magneto'luğa evrilttiği sırada sarfettiği kelime bütün dikkatimi dağıttı maalesef. Kevin Bacon'ın müthiş şiveyle söylediği o kelime "şokolade" idi. "Mmm, çikolata yesene" repliği o kadar içtendiki hemen dolaba koştum ve BİM'den aldığım Buono marka şokoladenin pakedini aynen onun gibi yavaşça açtıktan sonra şokoladenin o müthiş hazzını tv'nin karşısında bende hissettim. Bu hisden sonra filme karşı bir laubalilik oluştu şahsımda. Misal Wolverinli kısımda koskoca Erik ile Xavier'in o ayıpçı laftan sonra gıklarını çıkarmadan gitmeleri yakışmamış. Xavier hadi neyse de filmde Nazi'ye en çok benzeyen karakter Erik'in en azından bi tepki vermesi gerekirdi. Ayrıca filmin finalinde Xavier'in acı dolu haykırışının bir benzerini yaşamışlığım var mazide. Bir Coca Cola otomatına tıpkı Erik'in finalde yaptığı gibi son bozuk paramı atmış ancak hain dolap kolamı vermediği gibi paramıda sömürmüştü.
Bütün bunlar bir yana yüksek kon... Devamı
Filmin henüz başlarında Sebastian Shaw'ın Erik karakterini Magnet'likten Magneto'luğa evrilttiği sırada sarfettiği kelime bütün dikkatimi dağıttı maalesef. Kevin Bacon'ın müthiş şiveyle söylediği o kelime "şokolade" idi. "Mmm, çikolata yesene" repliği o kadar içtendiki hemen dolaba koştum ve BİM'den aldığım Buono marka şokoladenin pakedini aynen onun gibi yavaşça açtıktan sonra şokoladenin o müthiş hazzını tv'nin karşısında bende hissettim. Bu hisden sonra filme karşı bir laubalilik oluştu şahsımda. Misal Wolverinli kısımda koskoca Erik ile Xavier'in o ayıpçı laftan sonra gıklarını çıkarmadan gitmeleri yakışmamış. Xavier hadi neyse de filmde Nazi'ye en çok benzeyen karakter Erik'in en azından bi tepki vermesi gerekirdi. Ayrıca filmin finalinde Xavier'in acı dolu haykırışının bir benzerini yaşamışlığım var mazide. Bir Coca Cola otomatına tıpkı Erik'in finalde yaptığı gibi son bozuk paramı atmış ancak hain dolap kolamı vermediği gibi paramıda sömürmüştü.
Bütün bunlar bir yana yüksek konsantrasyonla ikinci kez izledikten sonra vardığım sonuç, filmi yöneten Matthew Vaughn'un gelecekte ismi saygınlıkla anılacak yönetmenlerden birisi olacağı öngörüsüdür. Kendisi en azından Brett Ratner (X Men-3) veya Gavin Hood (Wolverine) gibi kafası karışık hatta ruhsuz bir eser yaratmamış. Bu derece yüksek bütçeli, bol karakterli ve özellikle merkezinde anti kahraman barındıran bir senaryoyu öncüllerinden neredeyse 3o dakika daha uzun olmasına rağmen ritmini bozmadan sonlandırıyor. Üstelik bu karışık senaryonun içindeki alegori duygusunu (insanoğlu da ne pis cinsmiş arkadaş) bir şekilde hissettiriyor. Sanırım verilecek kırık notların en büyük sorumlusuda daha önceki filmlerle çelişen noktalar.
Tekrardan ilk izleyişimdeki kafaya dönecek olursam eğer, filmin ortalarında yani Sovyet'lerle Amerika'lıların arasının iyice kızıştığı 22 Ekim 1962 tarihli bir gazete manşeti görünüyor ekranda. Peki o tarihte misal Milliyet'in manşetinde ne vardır acaba dedim kendime. Muhtemelen saat farkından dolayı memlekette durum olağan gibiydi. Manşette Sayın İsmet İnönü'nün İktisadi, siyasi ve sosyal görüşleri vardı. Temel hedefin süratli bir kalkınma olduğunu söylüyordu. Ayrıca AP kongresi ilkbahara kalmış CHP İl Kongresi nihayete ermişti. Esas gümbürtü ertesi günkü gazetede kopuyordu. Manşetler 4-5 gün boyunca Küba Füze Krizinden, Kennedy'den, Kruşçev'den bahsediyordu. Tabi arada trafik kazaları, cinayet, öğretmen yürüyüşleri gibi haberlerde eksik değildi. Ancak tüm bu zaman diliminde en ilginç haber 26 Ekim 1962 tarihli gazetenin baş sayfasında küçük bir yer kaplayan havadisdi. Adana'da Küba olayları yüzünden Yaşar Karaca ile Süleyman Toytekin tartışmaya başlamışlar. Tartışmanın galibi olmak isteyen Yaşar Karaca ne yazık ki Süleyman Toytekin'i bıçaklayıp öldürerek son noktayı koymuş. Bu küpürden çıkabilecek en iyi sonuç, filler tepişirken ezilmek için fillere ihtiyacımız yoktur gibi geldi bana.
hollywood'un çizgi roman uyarlama furyası sanırım bir müddet daha böyle bol efektli, zayıf senaryolu bir şekilde gidecek. çizgi romanları okuyup ta bu filmi beğenenler sanırım yalnızca özel efektlere hayran olmuş ki bu bi filmi beğenmek için yeterli olamaz. iyi bir film izleyicisinin bu filmi kolay kolay beğeneceğini sanmam.
hollywood'da istense daha iyi uyarlamalar yapılabilir tabi ( mesela nolan'ın batman'i ( bknz. biz daha iyisini yapasıya kadar en iyisi bu ) ) bunun için gerekli oyuncu, teknik ekipman, bütçe var. ama o zaman da çizgi roman okumayan izleyici kitlesi sıkılır diye mi düşünüyorlar acaba? bunu anlayamıyorum.. bu durum böyle devam ettikçe bu tür filmler benim için her zaman çerezlik olacaktır,diğer benzerleri arasında unutulup gideceklerdir.. filmde beğendiğim tek kısım erik'in kısa tutulmuş intikam yolculuğu ve arjantin'deki ufak aksiyon. bu kısımların daha çok olmasını isterdim doğrusu.
neyse, filmin adın'da "first" ibaresi var zaten. belki sonraki filmler daha yarat... Devamı
hollywood'un çizgi roman uyarlama furyası sanırım bir müddet daha böyle bol efektli, zayıf senaryolu bir şekilde gidecek. çizgi romanları okuyup ta bu filmi beğenenler sanırım yalnızca özel efektlere hayran olmuş ki bu bi filmi beğenmek için yeterli olamaz. iyi bir film izleyicisinin bu filmi kolay kolay beğeneceğini sanmam.
hollywood'da istense daha iyi uyarlamalar yapılabilir tabi ( mesela nolan'ın batman'i ( bknz. biz daha iyisini yapasıya kadar en iyisi bu ) ) bunun için gerekli oyuncu, teknik ekipman, bütçe var. ama o zaman da çizgi roman okumayan izleyici kitlesi sıkılır diye mi düşünüyorlar acaba? bunu anlayamıyorum.. bu durum böyle devam ettikçe bu tür filmler benim için her zaman çerezlik olacaktır,diğer benzerleri arasında unutulup gideceklerdir.. filmde beğendiğim tek kısım erik'in kısa tutulmuş intikam yolculuğu ve arjantin'deki ufak aksiyon. bu kısımların daha çok olmasını isterdim doğrusu.
neyse, filmin adın'da "first" ibaresi var zaten. belki sonraki filmler daha yaratıcı ve efekti dozajında kullanılmış olur..
filmin en akılda kalıcı sahnesi, ki yarılmama sebep olmuştur. xavier:"hi i'm charles xavier." magneto:"i'm erik lennsher." Wolverine:"go fuck yourself." süperdi hala gülüyorum.
bunu geçiş filmi olarak kabul ettim biraz. ilerde gelecek öyküleri tamamlaması açısından önemli adımlar atılmış. zamanlama konusunda kesinlikle problem var gibi görünüyor. yani ben xavier ve magneto'nun arasındaki hukukun çook uzun zaman sürmüş bir şey olduğunu düşünüyordum. böyle belki haftalar bile denemicek kısa bir işbirliğiyle magneto'nun ölümüne kankayız demesini yadırgadım. yine sonunda ölen elemanın yancılarının eöö biz de ortada kalmayalım bari, şöyle yanaşalım tadındaki yaklaşımı komikti. ancak filmi izlemesi çok zevkliydi. hani efektler, aksiyon sahnelerini izlemekten keyif aldım.
Sıkı bir X-Men serisi hayranı olmama rağmen maalesef ben bu filmden keyif alamadım. Güya seneler öncesini anlatıyor ama karakterler maalesef 21. yüzyıldan fırlama repliklerle konuşuyor. Kaldı ki daha önce izlediğimiz şeylerle tutarsızlıklar da gözden kaçacak gibi değil (örn: Mystique'in hikayesi, Prof. Xavier'in sakat kaldığı yaş, vs.). Zamansal ve mantıksal hataların/sapmaların yanı sıra, kendi başına ortaya çıkmış olsa gayet karizmatik bir karakter olabilecek "genç Magneto", maalesef bizim bildiğimiz mantık abidesi ve süperzekalı Magneto'yla pek bir alakasız tavırlar sergilemekteydi kanımca. Üstelik bu filmi sinemada izlemiş olmama rağmen aksiyon sahnelerinden de pek etkilenemedim. Özetle serinin en iyi filmi diyenleri falan anlamakta güçlük çektim oldukça. Tabii zevkler renkler vs...vs...
Hikayeyi derinlemesine işlerken sıkılmanın pek mümkün olmadığı film. İyilik,fedakarlık, hırs, farklılık ve intikam kelimelerinin anlamlarını derinlemesine irdeliyor. Sayesinde bu gece tüm seriyi yeniden izleme kararı aldım; herşey yerli yerinde diyebiliriz First Class için. 10/9.
@darkscream
12 yıl önce
7.8 / 10
@aman_ne_bileyim
13 yıl önce
@lahanaman
13 yıl önce
7.8 / 10
Bütün bunlar bir yana yüksek kon ... Devamı
Bütün bunlar bir yana yüksek konsantrasyonla ikinci kez izledikten sonra vardığım sonuç, filmi yöneten Matthew Vaughn'un gelecekte ismi saygınlıkla anılacak yönetmenlerden birisi olacağı öngörüsüdür. Kendisi en azından Brett Ratner (X Men-3) veya Gavin Hood (Wolverine) gibi kafası karışık hatta ruhsuz bir eser yaratmamış. Bu derece yüksek bütçeli, bol karakterli ve özellikle merkezinde anti kahraman barındıran bir senaryoyu öncüllerinden neredeyse 3o dakika daha uzun olmasına rağmen ritmini bozmadan sonlandırıyor. Üstelik bu karışık senaryonun içindeki alegori duygusunu (insanoğlu da ne pis cinsmiş arkadaş) bir şekilde hissettiriyor. Sanırım verilecek kırık notların en büyük sorumlusuda daha önceki filmlerle çelişen noktalar.
Tekrardan ilk izleyişimdeki kafaya dönecek olursam eğer, filmin ortalarında yani Sovyet'lerle Amerika'lıların arasının iyice kızıştığı 22 Ekim 1962 tarihli bir gazete manşeti görünüyor ekranda. Peki o tarihte misal Milliyet'in manşetinde ne vardır acaba dedim kendime. Muhtemelen saat farkından dolayı memlekette durum olağan gibiydi. Manşette Sayın İsmet İnönü'nün İktisadi, siyasi ve sosyal görüşleri vardı. Temel hedefin süratli bir kalkınma olduğunu söylüyordu. Ayrıca AP kongresi ilkbahara kalmış CHP İl Kongresi nihayete ermişti. Esas gümbürtü ertesi günkü gazetede kopuyordu. Manşetler 4-5 gün boyunca Küba Füze Krizinden, Kennedy'den, Kruşçev'den bahsediyordu. Tabi arada trafik kazaları, cinayet, öğretmen yürüyüşleri gibi haberlerde eksik değildi. Ancak tüm bu zaman diliminde en ilginç haber 26 Ekim 1962 tarihli gazetenin baş sayfasında küçük bir yer kaplayan havadisdi. Adana'da Küba olayları yüzünden Yaşar Karaca ile Süleyman Toytekin tartışmaya başlamışlar. Tartışmanın galibi olmak isteyen Yaşar Karaca ne yazık ki Süleyman Toytekin'i bıçaklayıp öldürerek son noktayı koymuş. Bu küpürden çıkabilecek en iyi sonuç, filler tepişirken ezilmek için fillere ihtiyacımız yoktur gibi geldi bana.
@kabanbay
13 yıl önce
@toshiro
13 yıl önce
hollywood'da istense daha iyi uyarlamalar yapılabilir tabi ( mesela nolan'ın batman'i ( bknz. biz daha iyisini yapasıya kadar en iyisi bu ) ) bunun için gerekli oyuncu, teknik ekipman, bütçe var. ama o zaman da çizgi roman okumayan izleyici kitlesi sıkılır diye mi düşünüyorlar acaba? bunu anlayamıyorum.. bu durum böyle devam ettikçe bu tür filmler benim için her zaman çerezlik olacaktır,diğer benzerleri arasında unutulup gideceklerdir.. filmde beğendiğim tek kısım erik'in kısa tutulmuş intikam yolculuğu ve arjantin'deki ufak aksiyon. bu kısımların daha çok olmasını isterdim doğrusu.
neyse, filmin adın'da "first" ibaresi var zaten. belki sonraki filmler daha yarat ... Devamı
hollywood'da istense daha iyi uyarlamalar yapılabilir tabi ( mesela nolan'ın batman'i ( bknz. biz daha iyisini yapasıya kadar en iyisi bu ) ) bunun için gerekli oyuncu, teknik ekipman, bütçe var. ama o zaman da çizgi roman okumayan izleyici kitlesi sıkılır diye mi düşünüyorlar acaba? bunu anlayamıyorum.. bu durum böyle devam ettikçe bu tür filmler benim için her zaman çerezlik olacaktır,diğer benzerleri arasında unutulup gideceklerdir.. filmde beğendiğim tek kısım erik'in kısa tutulmuş intikam yolculuğu ve arjantin'deki ufak aksiyon. bu kısımların daha çok olmasını isterdim doğrusu.
neyse, filmin adın'da "first" ibaresi var zaten. belki sonraki filmler daha yaratıcı ve efekti dozajında kullanılmış olur..
@lemasque
13 yıl önce
wolverine spoiler hediye etmek istiyorum....
@missmarple
13 yıl önce
7.8 / 10
@aphazel
13 yıl önce
bunu geçiş filmi olarak kabul ettim biraz. ilerde gelecek öyküleri tamamlaması açısından önemli adımlar atılmış. zamanlama konusunda kesinlikle problem var gibi görünüyor. yani ben xavier ve magneto'nun arasındaki hukukun çook uzun zaman sürmüş bir şey olduğunu düşünüyordum. böyle belki haftalar bile denemicek kısa bir işbirliğiyle magneto'nun ölümüne kankayız demesini yadırgadım. yine sonunda ölen elemanın yancılarının eöö biz de ortada kalmayalım bari, şöyle yanaşalım tadındaki yaklaşımı komikti. ancak filmi izlemesi çok zevkliydi. hani efektler, aksiyon sahnelerini izlemekten keyif aldım.
spoilerlı baya
@babelfish
13 yıl önce
6.6 / 10
@alone
13 yıl önce
8.5 / 10