Women Talking Yorumları

Women Talking filmi detayları

@henriette

1 yıl önce

sessiz, sakin, aksiyona ihtiyaç duymayan bir filmdi. haftalardır hiçbir şeye odaklanamadığım halde bu filmi pür dikkat izledim. sahneleri geri sardım, bazı cümleleri bir daha dinledim, bazı anları bir daha izledim. sadece kadınların ve kadınları dinleyen erkeklerin olduğu bir film izlemek iyi hissettirdi. saf politik doğruculuk yapma adına kenarlara kadınların yerleştirildiği bir film değil, gerçek bir film izledim. insanca bir hisle izledim. iyi hissettirdi.
hıçkıra hıçkıra ağladığım filmleri değil de, yavaş yavaş göz dolduran, kalbe taş bastıran duygusal filmleri daha çok seviyorum.
august yavrum geride kalmana üzüldüm. ama birilerinin ordakileri de eğitmesi gerekirdi. ''don't kill yourself august.'' ve lütfen günü geldiğinde ona'nın yanında ol. sarılıp sarmalanabilecek film karakterleri arasında yerini aldı.
ne olursa olsun kendilerinden bir şey kaybetmemeleri için gitmeye karar vermelerine sevindim. taşıyabilecekleri yeteri kadar ağırlık
... Devamı
sessiz, sakin, aksiyona ihtiyaç duymayan bir filmdi. haftalardır hiçbir şeye odaklanamadığım halde bu filmi pür dikkat izledim. sahneleri geri sardım, bazı cümleleri bir daha dinledim, bazı anları bir daha izledim. sadece kadınların ve kadınları dinleyen erkeklerin olduğu bir film izlemek iyi hissettirdi. saf politik doğruculuk yapma adına kenarlara kadınların yerleştirildiği bir film değil, gerçek bir film izledim. insanca bir hisle izledim. iyi hissettirdi.
hıçkıra hıçkıra ağladığım filmleri değil de, yavaş yavaş göz dolduran, kalbe taş bastıran duygusal filmleri daha çok seviyorum.
august yavrum geride kalmana üzüldüm. ama birilerinin ordakileri de eğitmesi gerekirdi. ''don't kill yourself august.'' ve lütfen günü geldiğinde ona'nın yanında ol. sarılıp sarmalanabilecek film karakterleri arasında yerini aldı.
ne olursa olsun kendilerinden bir şey kaybetmemeleri için gitmeye karar vermelerine sevindim. taşıyabilecekleri yeteri kadar ağırlıkları vardı zaten.
sondaki yaşlı kadının ne olursa olsun onlara katılmasını isterdim. kızının elinden tutup kendisi götürmeliydi onları. bazı kadınlar cesur davranmamaya da mecbur edildi.
ve erkekler, iki gün boyunca ortada olmadığınızda bu kadınların birleşip gitmeye karar vereceğine inanmadınız mı gerçekten.
gerçek bir hikaye olmamasını dilerdim. ya da bu hikaye kurgu olsa bile buna benzer onlarca hikayenin hiç yaşanmamış olmasını isterdim.

''onunki daha ileri gidemezken, bizim ayaklarımızın neden ilerlemeye devam ettiğini merak ettirdi. bizi geride kalanlardan ayıran nedir?''
''biz kadınların erkeklerden tek isteğinin gitmeleri olması ilginç değil mi?''
''bazen insanların ağlamak istedikleri kadar çok güldüğünü düşünüyorum.''
''ve bilinmeyeni umut etmek, tanıdık olana duyulan nefretten iyidir.''
''ayrılmak, inancımızı gösterme şeklimizdir. ayrılıyoruz, çünkü inancımız kurallardan daha güçlü.''
''güneş. yıldızlar. kovalar. hasat. sayılar. pencere. saman. sesler. demetler. aşk. dil. rüzgar. kadınlar.''

@kumcular

1 yıl önce

5 / 10

Sahnede çekilmesi planlanan senaryo ani bir fikir değişikliğiyle samanlıkta çekilmiş. Birinci samanlık ile ikinci samanlık arasına birde oynayan çocuk görüntüleri koyduğumuzda Oscar bile alırız hesabı tutmuş görülüyor. Bir de Agatha rolü için Meryl Streep ile anlaşsaydılar bir Oscar adaylıkları daha olurdu, düşünememişler.
Hikayede başından sonuna gitmek yada kalıp savaşmak tartışılıyor. Fakat ne şeytanı öldürmek mümkün nede peşinden gelmesini engellemek mümkün. ''Koloniye hayır'' daha iyi bir final olurdu. Türkiye de çekilmiş film olsaydı, bazı basın organlarında, görüldüğü gibi çocuklar çok mutlu ve halinden memnun, kadınlar abartıyorlar haberleri görürdük.
Hikayedeki kadına yönelik şiddetin anlatımı ve duygusal etkisini kenara bıraktığımızda filmi başarılı bulduğumu söylemem mümkün değil.

@furkandgn9

1 yıl önce

7.5 / 10

Her şeyiyle çok zor bir film. Dayandığı olayların gerçek olması ise daha zor bir hale getiriyor. Bahsedeceğim olay 2005-2009 yılları arasında Bolivya'da Mennonit adı verilen topluluklardan birinde gerçekleşiyor. Bu gruplar farklı ülkelerde mevcut ve bir Hristiyanlık mezhebine mensuplar. Hayatlarında teknoloji yok, öğrenmek yok, sadece çiftçilik var. Böyle bir denklemde en büyük yarayı ise her zaman olduğu gibi kadınlar alıyor. Tam 4 yıl boyunca hayvanlarda kullanılan uyuşturucularla uyuşturulup, komünün erkekleri tarafından sürekli tecavüze uğruyorlar. Çocuklar da dahil tam 130'dan fazla kadından bahsediyoruz. Gece ne olduğunu hatırlamıyorsunuz ama sabah kalktığınızda kendinizi kanlar ve acılar içinde buluyorsunuz. Erkekler ise size, "Şeytan yapmış, hayalgücün çok çalışıyor, rüya görmüşsün" gibi şeyler söylüyorlar. İnanışlarının da tesirinde olan kadınlar ise haliyle kendilerini suçluyorlar, günahkar olduklarına inanıyorlar. Mennonit kültürüyle büyüyen bir kadın olan Miriam Toews ise f
... Devamı
Her şeyiyle çok zor bir film. Dayandığı olayların gerçek olması ise daha zor bir hale getiriyor. Bahsedeceğim olay 2005-2009 yılları arasında Bolivya'da Mennonit adı verilen topluluklardan birinde gerçekleşiyor. Bu gruplar farklı ülkelerde mevcut ve bir Hristiyanlık mezhebine mensuplar. Hayatlarında teknoloji yok, öğrenmek yok, sadece çiftçilik var. Böyle bir denklemde en büyük yarayı ise her zaman olduğu gibi kadınlar alıyor. Tam 4 yıl boyunca hayvanlarda kullanılan uyuşturucularla uyuşturulup, komünün erkekleri tarafından sürekli tecavüze uğruyorlar. Çocuklar da dahil tam 130'dan fazla kadından bahsediyoruz. Gece ne olduğunu hatırlamıyorsunuz ama sabah kalktığınızda kendinizi kanlar ve acılar içinde buluyorsunuz. Erkekler ise size, "Şeytan yapmış, hayalgücün çok çalışıyor, rüya görmüşsün" gibi şeyler söylüyorlar. İnanışlarının da tesirinde olan kadınlar ise haliyle kendilerini suçluyorlar, günahkar olduklarına inanıyorlar. Mennonit kültürüyle büyüyen bir kadın olan Miriam Toews ise filmde aynı ada sahip kitabı kaleme alıyor. Kitabı okumadım ama Sarah Polley'nin film uyarlaması da iyi ki var.

Film boyunca kasaba kadınlarının bir ahırdaki gizli toplantılarını dinliyoruz. Haliyle delicesine öfkeliler. Karar vermeye çalışıyorlar. Gitmeli mi? Kalmalı mı? Giderlerse nereye gidecekler? Zira hayatlarında asla çiftlik sınırlarının dışına çıkmamışlar, Dünya'nın ne olduğunu bilmiyorlar. Kalırlarsa ya öldürülecekler, ya da katil olacaklar. Hatta kendilerinden ziyade birbirlerini bile suçlamaya başlıyorlar. Çünkü korkuyorlar.

Hatırlarsınız, bir AKP'li bakan "annesi ölsün, çocuğun ne suçu var?" demişti. Konu buralara kadar varıyor işte. Tecavüze uğrayan kadın fahişelik ile yaftalanıyor. Tecavüze uğradığı günden beri krizler geçiren bir kızın ilgi çekmek istediği söyleniyor. Ve bunları söyleyen kişi eşinin fiziksel şiddeti altında ezilmiş, manipüle edilmiş bir diğer kadın. Peki o kadın suçlu mu sizce?

Filmin bir erkek anlatıcıya sahip olması da çok yerinde. Bu anlatıcı kadınların toplantılarını not eden dilsiz bir figüran gibi. Ama yeri çok büyük. Ülkemizde de "gey, enayi, al hepsi senin olsun, kılıbık" diye çağırılan o nazik, genel erkek kalıplarının dışında birisi. Filmi izleyen erkekler için de bir özdeş payı.

Bahsetmeye devam edersem susmayacağım. O yüzden kısa keseyim. Film minimal ve odağı kararlı anlatımıyla çok az eksiğe sahip. Hedeflediği şeyi beceriyor. Sadece sinematografik olarak ekstra bir şey vaat etmediğini ekleyebilirim. Neticede özellikle her erkeğin ve kadının izlemesi gereken bir iş. Kitabını da alıp okumak isterim.

@kiti

1 yıl önce

8 / 10

Mükemmel bir film. Medeniyetten uzakta çiftçilik yapan amişler gibi dini bir grubun içindeki kadınların, yaşlısından gencine topluluğun erkekleri tarafından sürekli olarak tecavüze uğradıkları için bir araya gelerek bundan sonra ne yapmaları gerektiğine karar verme süreçlerini izliyoruz. Önlerinde üç seçenek var: Hiçbir şey olmamış gibi davranabilirler, kalıp savaşabilirler ya da yaşadıkları yeri çocuklarını da alıp terk edebilirler. Tabii ki bu seçeneklerin sonuçları da var ve en doğru kararı vermek zorundalar. Erkek egemen yapıya karşı müthiş bir başkaldırı bence film. Kadının gücünün ve zekasının altını çok güzel çiziyor. Tartışmanın bir yerinde bir kadının "Bizim kendimize olan inancımızı kırdılar. Bu daha kötüydü." diyor en etkileyici cümlelerden biriydi. Ahlaki tartışmalar, cinsiyet rolleri, insan doğası, dinin insan üzerindeki etkisi şeklinde bir dizi şeyi aynı anda filmde izleyebilirsiniz. Mutlaka izlenmesi gereken bir film.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL