Müslüm Yorumları

Müslüm Gürses’i hiç dinlememe rağmen filmi çok beğendim. İyi bir çalışma olmuş. Timuçin Esen'de bu rol için en doğru karar olmuş.

Filmin hikâyesinin ne kadarı kurgusal ne kadarı gerçeği yansıtıyor bilemiyorum ama bence arabeski yaşatıyordu her sahnede
Film izlerken beni bir an Bukovski'nin "Barfly" filminde oynadığı o kısacık sekansa ve Val Kilmer'ın da Jim Morrison 'u canlandırdığı ve The Doors'un şarkılarını seslendirdiği filmlere götürdü onları anımsattı
Eleştirmek istenirse filmde eleştirecek bir çok yön bulunabilir fakat bence film hoş bir filmdi biyografi severler birde bizden bir değeri izlemek isterse değerlendirebilirler

filme baslarken hadi biraz aglayalim, biraz dram izleyelim diye basladik. acikcasi filme baslarken acayip onyargiliydim.

ilk yarisinin bende biraktigi tat cok guzeldi, sanki muslumun hayat hikayesini izliyor gibi degildi oyunculuklar da cekim de inanilmaz basariliydi hatta bazi sahnelerde muzikal havasi vardi bence.
sonra bir anda filmin ikinci yarisina geldik... keske gelmeseydik. film bir anda klasik turk filmine dondu. gercekten devami boyle olmamaliydi diye uzuldum.
ayrica bize anlatamadiklari bazi detaylar oldugundan midir yoksa ozellikle ustunu ortmek istediklerinden oturu mudur pek anlayamadim ama muslumle kardesinin ve karisinin hikayesi cok kopuk ve ilginc geldi. ayrica bir insanin filmini yapinca ille de onu mukemmel gostermek zorunda degilsiniz. hele de mukemmel degilse... gereksiz bir ’melek o melek’ cabasi var ikinci yarida ve bu beni inanilmaz rahatsiz etti.

Filmi yorumlamadan önce bir başka konya değinmek istiyorum arabesk neden dışlanıyor? Ben olaya elitist bir biçimde bakmıyorum fakat şu tarz bir bakış açım ve yorumum var şu soru ekseninde Arabesk depresif midir?

Sandığımız kadar depresif bir tür değil neden dersek 80’lerde Dünya’da özellikle yoğunluklu Latin Amerika ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde Darkwave kültürü hakimdi. Bu darkwave kültürü çok daha özgün yalın ve kat kat depresifti arabeske göre. Hatta bir darkwave dinleyicisi olarak şunu rahatça söylerebilirim arabesk darkwave’in yanında ninni kadar hafif ve tatlı bir tür olarak kalır.

Benzer zorluklar ve hayat şartlarıyla boğuşmuş ciddi travmalar yaşamış ve ekonomik olarak Müslüm’den farksız insanlar özgün bir sanat tarzı icra edebildi ve ediyorda. Günümüzde tekrardan darkwave ilk günlerinki gibi canlanmış halde. Arabesk ise acılarıyla beslenen ve değişmek içi çaba göstermeyen kitlenin müziği olmaya devam ediyor.

Müslüm Gürses’in hayatını anlatan bir filmde kendi sesinden şarkılarını duyamamak. Hikaye güzel, ekmeğini yerim ben bunu film yapayım demişler resmen

Bu bir biyografi filmi. İyi bir biyografi filmi... 85/100

Son dönemde Hekimoğlu ile tanıdığım, Gönül Yarası ile muhteşem oyunculuğunu izlediğim ve bu film ile tam anlamıyla hayran kaldığım Timuçin Esen’e şükranla... Ayrıca, Müslüm Gürses’in hayat öyküsünün, zor koşulların üstesinden gelişinin yansıtılması açısından harika bir film!

Hikaye yanlış, olaylar yanlış o yüzden biyografi sınıfına koymuyorum filmi. Gerçekten adam gibi gerçek hikaye anlatılmalıydı. Anlam ifade eden her şeyin içi boşaltılmış ve seyirciye tüketim unsuru olarak sunulmuş. Keşke adam akıllı bir biyografi çekilseydi. Oyunculuklara gelinde Timuçin Esen iyi oynamış ama işte filmin neye hizmet ettiğini anladığınız için sizi içine çekemiyor bir türlü yarıda bırakıp gerçek bir Müslüm Gürses belgeseli izlemeniz her bakımdan sizin için iyi olabilir. Sıradaki kurban Neşet Ertaş herhalde...

Arabesk dinlemeyen Müslüm Gürses’in tek bir şarkısını bile bilmeyen, hayat hikayesinden haberdar olmayan birisi olarak Müslüm Gürses’e saygı duydum. Efendiliğine iyi haline, merhametine aşık oldum.. Hayat hikayesinden bazı kesitleri yumuşatarak izleyiciye aktarmışlar. O’nu beyazlarla barıştıran beyazlara layık gören kadına, Muhterem Nur’a ne diyebilirim hiç bilmiyorum. Ağlattı hem nasıl ağlattı mahvetti. Timuçin Esen’in bu rolü nasıl kaldırabileceğini ön yargı ile karşılamıştım hata etmişim.. Film adına bazı olumsuz eleştiriler okudum ve üzgünüm güldüm.. Filmi defalarca başucuma ekleyebilirim.