Cüretkar bir İncil uyarlaması, İsa'ya en doğrudan bakış. Hatta kendisinin bir akıl hastası olarak resmedildiği sahneler de var. Buna Willem Dafoe'nun oyunculuğu da katkı sağlıyor. Hem sonraki yıllarda oynadığı filmlerde üzerine yapışan deli adam rolünün çağrıştırdıkları ile, hem surat hatları ile, hem de bakışları ile çok rahatsız edici bir Hz. İsa tiplemesi çıkartmış. Uyarlandığı yasaklı kitabın İsa'yı sorguya çeken yapısını da iyi yansıtmış. Bazı sahnelerde "Mesih gerçekten o ama Tanrı'nın kafayı yediğinin bir kanıtı" dedim adeta.
Filmin sinematografisi, müzikleri şahane. Scorsese işi sonuçta. Ama iki tane sorunu var. Harvey Keitel'ın oyunculuğu bile zayıf kalmış. Dafoe dışında bir oyunculuk yönetimi sıkıntısı var. Öte yandan olayları partlara bölersek ciddi bir rotasyon sıkıntısı göze çarpıyor. Sanki uzunca işlenmesi gereken olaylar ufacık gösterilmiş, geri kalanı çok uzatılmış gibi.
Aşırı üretken yönetmen Scorsese'nin en iyi işlerinden biri olarak görülmüyor. Ancak özellikl... Devamı
Cüretkar bir İncil uyarlaması, İsa'ya en doğrudan bakış. Hatta kendisinin bir akıl hastası olarak resmedildiği sahneler de var. Buna Willem Dafoe'nun oyunculuğu da katkı sağlıyor. Hem sonraki yıllarda oynadığı filmlerde üzerine yapışan deli adam rolünün çağrıştırdıkları ile, hem surat hatları ile, hem de bakışları ile çok rahatsız edici bir Hz. İsa tiplemesi çıkartmış. Uyarlandığı yasaklı kitabın İsa'yı sorguya çeken yapısını da iyi yansıtmış. Bazı sahnelerde "Mesih gerçekten o ama Tanrı'nın kafayı yediğinin bir kanıtı" dedim adeta.
Filmin sinematografisi, müzikleri şahane. Scorsese işi sonuçta. Ama iki tane sorunu var. Harvey Keitel'ın oyunculuğu bile zayıf kalmış. Dafoe dışında bir oyunculuk yönetimi sıkıntısı var. Öte yandan olayları partlara bölersek ciddi bir rotasyon sıkıntısı göze çarpıyor. Sanki uzunca işlenmesi gereken olaylar ufacık gösterilmiş, geri kalanı çok uzatılmış gibi.
Aşırı üretken yönetmen Scorsese'nin en iyi işlerinden biri olarak görülmüyor. Ancak özellikle dini sorgulamaya kapıldığınız bir dönemdeyseniz kafanızı açacaktır. Ancak benim bakış açıma göre inancı sarsan bir tarafı var.
Sevgiden mi bahsediyor, kılıçtan mı?
Mesih mi, insan mı yoksa tanrı mı?
Film sürekli kafa karışıklığı yaratıyor. Son bölümde bu kafa karışıklığı zirve yapıyor. İncile sadık kalmayan bir senaryo mu diye aklımızdan geçirirken, İsa'nın çarmıha gerçekten gerildiğinin altı çizilerek film bitiriliyor.
1988 yılına göre son derece başarılı bir film. Willem Dafeo ve Martin Scorcese kalitesini görüyoruz yani. Tabi ki Mel Gibson'un The Passion of the Christ filmi gibi değil. Mel Gibson'un filmi çok daha kanlı, çok daha gerçekçi.
Zamanında oldukça ses getiren Martin Scorsese’nin İsa’yı anlattığı mükemmel film. Özellikle hristiyan aleminde hem filmin hem de esinlenildiği kitabın yasaklanmasının sebebi ise kutsallıktan hatta iddiaya göre gerçek hikayeden uzak, "uydurma" oluşudur. Filme gelecek olursak İsa, kutsallıktan uzak hatta neredeyse şizofreni bir insan olarak anlatılıyor. her ne kadar Tanrı’nın oğlu(ya da Tanrı) olsa da kusursuz olmadığı, acizliği, korkusu, şüphesi ve gelgitleri yansıtılıyor, en kuvvetli duygu olan korkunun eşiğinde zaman zaman kendisinin bu görevi hak edip etmediğini sorgularken zaman zaman mucizeler yaratmaya, görevini yapmaya çalışmaya devam ediyor. Buraya kadar cüretkarlık çok abartı seviyede olmasa dahi, en sonunda çarmıha gerildiği sırada "koruyucu meleği" ile tanışmasıyla olaylar doruk noktasına ulaşıyor. sonrasında İsa’nın da sıradan biri gibi kolayı seçen insani yönlerini göstererek - benim açımdan-en cüretkar İsa filmi olmayı başarıyor. Tabii burada Willem Dafoe’nin tek kelimeyle... Devamı
Zamanında oldukça ses getiren Martin Scorsese’nin İsa’yı anlattığı mükemmel film. Özellikle hristiyan aleminde hem filmin hem de esinlenildiği kitabın yasaklanmasının sebebi ise kutsallıktan hatta iddiaya göre gerçek hikayeden uzak, "uydurma" oluşudur. Filme gelecek olursak İsa, kutsallıktan uzak hatta neredeyse şizofreni bir insan olarak anlatılıyor. her ne kadar Tanrı’nın oğlu(ya da Tanrı) olsa da kusursuz olmadığı, acizliği, korkusu, şüphesi ve gelgitleri yansıtılıyor, en kuvvetli duygu olan korkunun eşiğinde zaman zaman kendisinin bu görevi hak edip etmediğini sorgularken zaman zaman mucizeler yaratmaya, görevini yapmaya çalışmaya devam ediyor. Buraya kadar cüretkarlık çok abartı seviyede olmasa dahi, en sonunda çarmıha gerildiği sırada "koruyucu meleği" ile tanışmasıyla olaylar doruk noktasına ulaşıyor. sonrasında İsa’nın da sıradan biri gibi kolayı seçen insani yönlerini göstererek - benim açımdan-en cüretkar İsa filmi olmayı başarıyor. Tabii burada Willem Dafoe’nin tek kelimeyle mükemmel oyunculuğunu da es geçmemek gerek. Aciz, korkak, güçsüz ve şizofreni bir İsa herhalde en iyi bu şekilde oynanabilirdi. Bu sebeplerle kesinlikle izlenmesi gereken bir filmdir.
Kazancakis in "Günaha Son Çağrı" kitabını okuyup izlediğiniz takdirde toprağa atılan bir tohum gibi olacaksınız... Din konusu üzerine biraz düşündüğünüz bir zamanda izlemeniz daha iyi olacaktır, çiçekler, aşk, teknoloji, tatil modunda ağır gidebilir ve yazık olur, saksı olursunuz sonra :( çok cesur, fazla cesur...
2 bin yıl önce insanlar ne kadar cahilmiş, bir meczubun peşinden gitmişler. Oysa şimdi öyle mi ya; herkes bilinçli, herkes kültürlü. Bilimden başka bir şeyin peşinden gitmiyorlar.
@furkandgn9
10 ay önce
7.5 / 10
Filmin sinematografisi, müzikleri şahane. Scorsese işi sonuçta. Ama iki tane sorunu var. Harvey Keitel'ın oyunculuğu bile zayıf kalmış. Dafoe dışında bir oyunculuk yönetimi sıkıntısı var. Öte yandan olayları partlara bölersek ciddi bir rotasyon sıkıntısı göze çarpıyor. Sanki uzunca işlenmesi gereken olaylar ufacık gösterilmiş, geri kalanı çok uzatılmış gibi.
Aşırı üretken yönetmen Scorsese'nin en iyi işlerinden biri olarak görülmüyor. Ancak özellikl ... Devamı
Filmin sinematografisi, müzikleri şahane. Scorsese işi sonuçta. Ama iki tane sorunu var. Harvey Keitel'ın oyunculuğu bile zayıf kalmış. Dafoe dışında bir oyunculuk yönetimi sıkıntısı var. Öte yandan olayları partlara bölersek ciddi bir rotasyon sıkıntısı göze çarpıyor. Sanki uzunca işlenmesi gereken olaylar ufacık gösterilmiş, geri kalanı çok uzatılmış gibi.
Aşırı üretken yönetmen Scorsese'nin en iyi işlerinden biri olarak görülmüyor. Ancak özellikle dini sorgulamaya kapıldığınız bir dönemdeyseniz kafanızı açacaktır. Ancak benim bakış açıma göre inancı sarsan bir tarafı var.
@fthgzl79
11 ay önce
6.8 / 10
Mesih mi, insan mı yoksa tanrı mı?
Film sürekli kafa karışıklığı yaratıyor. Son bölümde bu kafa karışıklığı zirve yapıyor. İncile sadık kalmayan bir senaryo mu diye aklımızdan geçirirken, İsa'nın çarmıha gerçekten gerildiğinin altı çizilerek film bitiriliyor.
1988 yılına göre son derece başarılı bir film. Willem Dafeo ve Martin Scorcese kalitesini görüyoruz yani. Tabi ki Mel Gibson'un The Passion of the Christ filmi gibi değil. Mel Gibson'un filmi çok daha kanlı, çok daha gerçekçi.
@lesodus
2 yıl önce
9 / 10
@josephwhite
8 yıl önce
8.8 / 10
@basribabam
9 yıl önce
5 / 10
Vakit kaybı. 5/10