Kıskanmak Yorumları

zeki demirkubuz’un kadınlarla büyük sorunlar yaşadığını kanıtlayan bir filmi daha. erkek bakış açısıyla kadın, sürekli hata yapmaya meyilli, kötü, aklı sadece fesatlığa çalışan bir varlık olarak gösterilmiş. zeki bey bunu hep yapıyor. inşallah birgün iyi kadın karakterler de görmek nasip olur zeki bey’in filmlerinde. ama iyi film.

Zeki Demirkubuz filmlerine aşina biri değilim açıkçası hatta biraz daha ileri giderek söylüyorum bu filmin ona ait olduğunu bilerekte izlemedim ama şunu söylemeliyim Z.D. filmlerinde genel itibariyle insan doğası üzerine yaklaşımlar yapan bir yönetmen ve bu yüzden bu filmi dönem filmi olarak nitelendirmek son derece yanlış bir bakış açısı olur. Film insanoğlunun en karanlık taraflarından biri olan "kıskançlık" üzerine ve bu hissi irdeleyerek yapılmış. Neyse filme gelelim. Nergis Öztürk'ün oyunculuğu muhteşem o dönemde ödül almış mıdır bilmem ama almadıysa hata edilmiştir. Yine de bu kaliteye rağmen filmin ortaları oldukça sıkıntılıydı film öyle bir başlangıç yaptı ki adeta insanı diken üzerinde tuttu ki zaten türk toplumunda çarpık aile ilişkileri her zaman rahatsız edici olmuştur. Film bu konuları iyi bir şekilde işlemiş.

Bu filmi de izleyerek şimdilik yönetmenin filmografisini tamamlamış bulunuyorum ve şunu söyleyebilirim: Bu film ne bir Masumiyet, ne bir Kader ne 3. Sayfa ne de yönetmenin ilk izlediğim filmi Yeraltı. Ama bu demek değil ki bu film kötü. Bu film de iyi ama diğerleri kadar iyi değil. Yine sebebini tam olarak anlayamadığımız davranışlar söz konusu bu filmde de, daha doğrusu insanın doğasında olması dolayısıyla yansıtılan davranışlar.

Nergis Öztürk'ün başarılı bir şekilde canlandırdığı karakterin davranışlarının sebebi filmin ismiyle özetlenmiş ama neden o kadar kıskanç olduğunu bilmiyoruz. "İnsanlar böyle" evet biliyoruz ama bunu kontrol altına almak da yine insan iradesiyle mümkün. Tabii yönetmenin bizi ters köşe eden bir kurgusu da söz konusu filmde. Önceleri eşini kıskanan koca nedeniyle filme "Kıskanmak" ismi verildiğini zannederken sonraları aslında abisini kıskanan bir kızkardeşin, isimde başat rol oynadığını görüyoruz.

demırkubuzun bu filmi ’pek’ beğenilmez sanki kaderdeki oyunculuklar cuk oturmus gibi oyuncu seçimi çok yanlıştı, inandırıcılıktan uzaktı denir oysa fılmde nergis öztürk şahaneler yaratmıstır, kurgu kusursuzca bizi gerçeklikten koparmıştır falandır. kabullenilmiş ezbercilik gibi geliyor o ne demekse. bence başarılı filmdir zeki demırkubuz sinemasında.

Filmin en büyük eksisi, rollere oturmamış oyuncu seçimleri şüphesiz. Onun dışında dönem filmi olarak, bir iki falsosu dışında başarılı bir iş çıkmış ortaya. Yalnız ben Zeki Demirkubuz'u bu tip işlerde görmeyi pek istemiyorum, herhangi bir uyarlamanın içinde olmasın, kendi dünyasından yansıyan, kendi içinden çıkanlar çok daha etkili geliyor bana.

Nein.

Nergis Öztürk dün bir talkshow programında altın portakal ödülünü aldıktan sonra hayatında değişen bir şey olmadığını söyledi.Buna da ödülün çok biilinmediğin falan filan dedi.Ama filmin yarılarına geldiğim de anladım.Asıl sebep belki de bu filme tutalacak başka herhangi göz dolduran oyunculuk yok.Senaryo vasat. Herkes anladığı işi yapsın arkadaş!Neyine senin 1930lar modern çağın ruhsal bunalımı neyine yetmiyor.

Dakika 83 masa lambası 2000ler

2 ana karakter nasıl bu kadar farklı olabilir? Nergis Öztürk’ün oyunculuğu göz doldururken Berrak Tüzünataç daha konuşmayı becerememiş. Nusret rolundeki oyuncu da lise piyesinden ödünç alınmış gibi. Yapmacık tavırlar..

Filme ait tek güzel şey Zeki’nin kadrajları sanırım. Onun dışındakiler yapay. Hele hele oyuncuları yaşlandıralım derken şebeğe çevirmişler son sahnede.

Hayal kırıklığı.

zeki demirkubuz'un olduğunu bilmesem daha tahammül edilir bir film olabilirdi, yakıştırmadığımdan söylüyorum. berrak tüzünataç yerine oynayabilecek bi sürü seçenek geliyor aklıma ve herhangi biri olsaydı film çok daha sağlam olabilirdi. ayrıca 1930larda kimsenin bu kadar kasıntı ve yapmacık bi uslupla konuştuğunu da sanmıyorum.