Lion Yorumları

Lion filmi detayları

B

@beng

6 yıl önce

9.1 / 10

Etkileyici ve güzel bir filmdi.. Hindistan gerçeğine açıkça yaklaşmıştı izlemek isteyenlere tavsiye ederim.

@baris82

6 yıl önce

Müthiş bir hikaye gerçekten.Evlatlık alan aile'nin yeri cennet diye bir yer varsa kesinlikle orasıdır diye düşünüyorum.Ve Saroo'nun başına gelenler,yaşadıkları.İnsan kendi çocuğunu düşünüyor.Ya Saroo kadar şanslı olmayanlar o iğrenç insanların çaldığı küçük hayatlar...

@eski_takvim

7 yıl önce

7 / 10

Bir baş yapıt değil ama izlenmesi ve ders çıkarılması gereken güzel bir hikayesi var, izleyin derim.

Gerçek hayattan uyarlanmış bir film, Saroonun annesiyle arasında geçen diyalog çok etkileyici, açıkcası ben de çocukları olmadığı için evlatlık aldıklarını zannetmiştim, o yüzden kendimden utandım. Özellikle ikinci çocuğu iade ederler diye de düşünmüştüm, ama her şeye rağmen devam etmiş olmaları elleri öpülesi cinsten. dünya dönüyorsa böyle güzel insanların hatrına dönüyordur bence.

@erutururu

7 yıl önce

Lion

Sinemaseverler için 2016 oldukça tartışmalı geçen bir yıl oldu. 89. Oscar töreninde En iyi film ödülünü alarak hatırı sayılır bir kesimin nefretini üzerine çeken Moonlight, izleyicileri ikiye bölen Star Wars: Rogue One ve Civil War 2016nın ses getiren yapımlarından birkaçıydı. Saydığım bu filmlerin hiçbirinden tatmin ayrılmamış bir sinefil olarak, kişisel favorim olan Lion hakkında bir iki kelam etmek istedim.

Avustralyalı yönetmen Garth Davisin ilk uzun metraj film denemesi olan Lion, senaryosunu A Long Way Home isimli romandan alıyor. Saroo Brierleyin hayatını anlatan bu otobiyografik romanı önceden okuduğum için filmi de büyük bir heyecanla bekliyordum. Nicole Kidman ve Dev Patel gibi önemli oyuncuların da kadroya katılmasıyla filme karşı duyduğum beklenti haliyle tavan yaptı. Peki, film bu beklentilerimi karşılayabildi mi?

Senaryomuz şöyle; 5 yaşındaki Saroo, Hindistanın Khandwa köyünde yaşamaktadır. Bir gün abisiyle birlikte tren is
... Devamı
Lion

Sinemaseverler için 2016 oldukça tartışmalı geçen bir yıl oldu. 89. Oscar töreninde En iyi film ödülünü alarak hatırı sayılır bir kesimin nefretini üzerine çeken Moonlight, izleyicileri ikiye bölen Star Wars: Rogue One ve Civil War 2016nın ses getiren yapımlarından birkaçıydı. Saydığım bu filmlerin hiçbirinden tatmin ayrılmamış bir sinefil olarak, kişisel favorim olan Lion hakkında bir iki kelam etmek istedim.

Avustralyalı yönetmen Garth Davisin ilk uzun metraj film denemesi olan Lion, senaryosunu A Long Way Home isimli romandan alıyor. Saroo Brierleyin hayatını anlatan bu otobiyografik romanı önceden okuduğum için filmi de büyük bir heyecanla bekliyordum. Nicole Kidman ve Dev Patel gibi önemli oyuncuların da kadroya katılmasıyla filme karşı duyduğum beklenti haliyle tavan yaptı. Peki, film bu beklentilerimi karşılayabildi mi?

Senaryomuz şöyle; 5 yaşındaki Saroo, Hindistanın Khandwa köyünde yaşamaktadır. Bir gün abisiyle birlikte tren istasyonuna giden Saroo, orada uyuya kalır. Uyandığında abisinin gitmiş olduğunu görür ve onu bulma umuduyla gördüğü ilk trene biner. Bu tren Sarooyu yeni hayatının başlayacağı yere, evinden 1500 mil uzaktaki Calcuttaya götürür. Küçük Saroo Hindistanın en büyük şehirlerinden biri olan Calcuttada yaşam mücadelesi verir, sokaklarda uyur, dilenir, tanımadığı insanların evinde kalır. Neyse ki Saroonun şansı yaver gider ve bir yetimhane tarafından alınır. Bu sayede Hindistan sokaklarında ölüp giden binlerce çocukla aynı kaderi paylaşmaktan şans eseri kurtulur. Saroo bir süre sonra Avusturalyadaki bir aileye evlatlık olarak verilir. Hikayenin Hindistanda geçen kısmı bu şekilde biter.

Filmin ikinci yarısı Avusturalyanın Tasmanya adasında başlıyor. Saroo artık 30una gelmiş bir yetişkindir. Eski hayatını hayal meyal hatırlamasına karşın geçmişinin hayaletlerinden hala kurtulamamıştır. Evine dönüp eski ailesine kavuşma isteğini hiçbir zaman yitirmemiş olan Saroo, Hindistana dönüş planı yapmaktadır. Saroo harita üzerinde Calcuttayla Khandwa arasındaki tren istasyonlarını etraflıca araştırır ve dönemin en ünlü yazılımı olan Google Earth yardımıyla yola çıkar. Başarılı bir sinematografi ve muhteşem görsellerle süslenmiş bu macerada Sarooyu hem iyi hem kötü sürprizler beklemektedir.

Lion birbirinden bağımsız iki filmi iç içe geçirmiş bir yapım gibi hissettiriyor. Kıyaslama yaparsak Hindistanda geçen bölümler daha başarılı bir şekilde işlenmiş. En kalabalık ülkelerden biri olan Hindistanın düşük yaşam standartları ve keşmekeşi rahatsız edici bir yalınlıkla betimlenmiş. Öte yandan filmin Avusturalyada geçen kısımları adeta akademi ödülüne oynamak istermişçesine rafine ve tozpembe bir atmosfere sahip. Bu kısımlarda tempo bir hayli düşse de güzel bir finalle durumu toparlamışlar. Bitiş jeneriğinde çalan Sia Never Give Up içinse diyecek sözüm yok, filmle uyumlu, olağanüstü bir şarkı deyip geçelim.

Lionun harika bir oyuncu kadrosuna sahip olduğunu belirtmek lazım. Nicole Kidman, Dev Patel, Rooney Mara ve David Wenham gibi oyuncular ister istemez filme dair merak uyandırıyorlar. Öncelikle Saroo rolündeki Dave Patel beni bu konuda hayal kırıklığına uğrattı. Slumdog Millionairedeki başarılı oyunculuğu ile tanıyıp sevdiğim Patel, bu filmde ortalama bir performans göstermiş. Keza Saroonun üvey babası rolündeki David Wenham da rolü gereği çok silik kalmış. Saroonun kız arkadaşı Lucy ise tamamen gereksiz bir karakter. Devamlı sızlanıp Sarooya dert olmaktan başka bir işlevi yok kendisinin. Bu yüzden Lucyi oynayan Rooney Mara hakkında yorum yapmayacağım. Anne rolündeki Nicole Kidman ise karakterinin hakkını vermiş. Zaten bu tip ağır rollerin altından başarıyla kalkabilen bir aktris Kidman. Nitekim bu filmdeki performansını izlerken de yer yer gözlerim doldu. Küçük Sarooyu canlandıran Sunny Pawar ise filmin parlayan yıldızı olmuş. Şirin siması bir yana oyunculuğuyla da rolüne cuk oturmuş Pawar.

Lion şüphesiz ki 2016da çıkan en iyi filmler arasında yer alıyor. Etkileyici hikayesi, insanı kendine hayran bırakan görselleri ve sıcacık atmosferiyle tam bir aile filmi Lion. Mamafih kusurları da yok değil elbet. Filmin ilk yarısına kıyasla durağan geçen ikinci yarısı ve amaçsız bir karakter olan Lucy filme dair negatif eleştiri yapabileceğim unsurlardan bazıları. Tabi zor beğenen bir izleyici değilseniz bunlar göz ardı edebileceğiniz eksiler. Eleştirel bir bakış açısıyla baktığımızda Lion mükemmel bir film değil. Söz gelişi aynı sene çıkan ve bilim kurgu türüne farklı bir bakış getiren Arrival, her açıdan daha kıymetli bir film. Yine de Lion, duygusal yoğunluğu ve samimi anlatımıyla 2016nın devleri arasından bir şekilde sıyrılmayı başarıyor. Siz en iyisi tavsiyeme kulak verin ve bu seferlik eleştirmen şapkanızı çıkarın. Bırakın Lion sizi hazırlıksız yakalasın.

@vfv

7 yıl önce

Mutlaka herkesin izlemesi gereken gerçek bir hikayeye dayalı muhteşem bir film. Hindistan da her yıl 80. 000 çocuk kayboluyor. Bize bu gerçeği gerçek bir hikayeyle sunuyorlar. Filmin sonunda yapmamız gerekeni söyleyip izleyiciye bir nevi yol gösteriyorlar. Farkındalık oluşturması açısından çok önemli. Çünkü filmi izlerken size dokunuyor. İnsanlar neler yaşıyorlar deyip empati kuruyorsunuz. Filmde beni en çok etkileyen Ailenin dünyada yeterince insan oldugunu düşünüp sahipsiz çocukları evlatlık edinip onlara bakması. Çocuk yapma şansı varken bunu yapmayıp kan bağı olmayan çocukları öz çocugu gibi seven ve yetiştiren bir aile. Böyle iyi yürekli insanların nesli hala tükenememiş demekki. Filmin sonunda bu hikayeyi yaşayan kişilerin gerçek görüntülerinin ve videolarının sunulması da çok etkileyiciydi. Ayrıca Nicola Kidman ı uzun süre sonra izlemek güzeldi. Şiddetle tavsiye ederim. 10/ 8.5

@quijote

7 yıl önce

Benim gibi bir adamı doğumuna 10 gün kalan anneler gibi ağlatan filmdir. Işın içinde çocuk oldu mu dayanamıyorum. Kesinlikle izleyin ve izleyin.

@mryz

7 yıl önce

7 / 10

Duygusal Google Earth virali!

Gerçek hikaye olması etkileyici fakat film beklentimi karşılayamadı, aynı hisleri olayın haberini izlesem de hissedebilirdim. Zaten en çok etkilendiğim sahneler de en sondaki gerçek görüntülerdi.

@zopa1971

7 yıl önce

6 / 10

Ondan sonra diyonuzki ne işim vardı benim Geliboluda. İngiliz karşılıksız beslermi seni.

@cevat

7 yıl önce

Yer yer sıkabilir ama sıcak ve dokunaklı bir hikaye. Gerçek bir olay olması zaten filme daha cezbettiriyo. Saroo'nun küçüklüğü çok tatlı ve iyi oynamış.

@zechraa

7 yıl önce

8.5 / 10

öncelikle sıcacık film izlemek isteyenler için doğru seçim. bazen slumdog milyoner izliyor gibi hissettirse de benim gibi milyoner severler için güzel olabilir. filmin hindistanda geçen kısmındaki olayların kopuk kopuk, kişilerin ise iyi mi kötü mü belli olmadan bize bırakması muhteşem bir detay. filmi izlerken 5 yaşında ki saroo neyi ne kadar anlıyorsa seyirci de o kadar anlıyor, ama ikinci kısımda da kopuk kopuk devam etmesi yer yer sıkabilir, bu yüzden anlamama ihtimali yüksek. çok soru soran arkadaşlarla izlememeniz tavsiye edilir. müzikler ise 10 numara 5 yıldız
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL