Hayvanseverlerin filmi tamamen başka yönlerinden göreceği ve haliyle o şekilde yorumlayacağı bir film. Köpekler ve insanları aynı çizgiye indirebilmek için çok şeffaf derin evrensel düşüncelerle yüzleşmemiz gerek. Benim açımdan Beyaz Tanrı düşüncesi sınıfta kalmıştır ! Duruma tamamen ayırt etmeksizin, İNSAN yönünden ahlakına, acımasızlığına, bencilliğine ve doymazlığına bakabilirim. Yaradılışımız bir hayvanın ki kadar saf değil. Kendine sakladığı bir kepçe çorba ile zengin olacağını zanneden insanlar yüzünden, bütün bu eşitsizlik zalimlik doğmuş değil mi ? Beğendiğim ve çok üzüntü duyduğum bir film. Keşke fantastik yönü gerçekleşebilseydi.
Yüzeysel anlamda baktığınızda bir çocuk filmi gibi Ama örgüdeki katmanları kaldırmaya başladığınızda kapital düzen kurucularının insanları ve sistemi nasıl yönettiğine, nasıl hegemonya altında tuttuğuna dair ipuçları bulup filmi başka bir gözle izlemeye başlıyorsunuz. Irkçılığın gerçekliği de ayrı bir metafor Konusu kısaca şöyle; küçük bir kız babasıyla birlikte yaşamaya başlıyor ve babası kızın köpeğini evde istemiyor, bir gün gizlice köpeği kızının hayatından çıkarıyor. Sevimli köpekçik ise bu andan sonra bambaşka durumlar yaşıyor, kötü amaçlar için kötü insanların ellerine düşebiliyor. İşte bu anlar da sevimli bir köpekle ilgili bu filme neden beyaz tanrı ismi verildiğini anlamanıza yardımcı oluyor. Zira tanrı kavramı iyilik-güzellik eksenli bir yüceliği sembolize ederken burada kötülük-çirkinlik eksenli bir yüceltilişe doğru evriliyor. Filmi sevmek kötülüğü sembolize eden "beyaz tanrı" yı sevmek anlamına gelmemeli... Zira filmin amacı kimi kesimlerce kabul gören bu yüceltilmişliğe ... Devamı
Yüzeysel anlamda baktığınızda bir çocuk filmi gibi Ama örgüdeki katmanları kaldırmaya başladığınızda kapital düzen kurucularının insanları ve sistemi nasıl yönettiğine, nasıl hegemonya altında tuttuğuna dair ipuçları bulup filmi başka bir gözle izlemeye başlıyorsunuz. Irkçılığın gerçekliği de ayrı bir metafor Konusu kısaca şöyle; küçük bir kız babasıyla birlikte yaşamaya başlıyor ve babası kızın köpeğini evde istemiyor, bir gün gizlice köpeği kızının hayatından çıkarıyor. Sevimli köpekçik ise bu andan sonra bambaşka durumlar yaşıyor, kötü amaçlar için kötü insanların ellerine düşebiliyor. İşte bu anlar da sevimli bir köpekle ilgili bu filme neden beyaz tanrı ismi verildiğini anlamanıza yardımcı oluyor. Zira tanrı kavramı iyilik-güzellik eksenli bir yüceliği sembolize ederken burada kötülük-çirkinlik eksenli bir yüceltilişe doğru evriliyor. Filmi sevmek kötülüğü sembolize eden "beyaz tanrı" yı sevmek anlamına gelmemeli... Zira filmin amacı kimi kesimlerce kabul gören bu yüceltilmişliğe dikkat çekmek. Kanıksarsın, kanıksamazsın, o senin karakterinle ilgili... Zaten filmin de izleyicisini yönlendirmek gibi bir derdi yok. Anlatıp meselesini geri çekiyor kendini.
Sinematografik açıdan incelendiğinde bazı arkadaşların dediği gibi görüntüler yavan kalıyor ve filmin sonraki sahnelerini kolayca tahmin edebiliyorsunuz. Yalnız kamera hareketleri ve sarsıntılı çekim teknikleri gerçekliği sağlamak için verilmiş olabilir. Aynı çekim tekniklerini Dzigo Vertov'dan bu yana Lars von Trier (dogma95) gibi bir çok yönetmen kullanıyor. Bazı arkadaşlar çokbilmişlik yapıp yönetmenin niyetini veya filmin incelemesini okumadan laf salatası yapmasın. Filmin ideolojik boyutuna gelince beyazegemen bir ideolojiyi savunduğunu söylese de tam tersi şekilde bir eleştiride olabilir ancak köpeklerin yaptıklarına ve ehlileştirilen ineklere bakılırsa birinci sav, daha tutarlı. Vasatın üzerinde bir film izlenilebilir.
İnsanların bu kadar vahşileşmesinden sonra köpeklere hak vermemek elde değil.Keşke adalet gerçek hayatta da bu kadar hızlı tecelli etse. Hagen in köpek dövüşünün sonunda yaptığından pişmanlık duyan bakışları dönüştüğü şeyden nefret etmesi... Harikaydı. Bir köpek sadece bakışlarıyla ne kadar çok şey anlatabilir onu seyrettik.
Ben filmi daha farklı yorumlayacağım. Zalimin yaptığı zulümler ve ezilenlerin zulümkarşısında verdiğitepki olarakta görülebilinir.
Bir nebze azınlıklara sokakta toplanma ve isyan etme hakkını verdiği için yinede olumlu karşılıyorum. Bize biber gazı sıkmadan bu hakkı bile vermiyorlar. İnanın aslında bu sistemde bir köpek kadar değerimiz yok.
Ruhunuzda bir çentik daha atarak,sizi biraz daha farklı biri,iki saat öncesinden daha başka bir insan yapan şeylerden biri de bu filmdir. Bu şeyler,çok şeşitli olabilir. Bir araba kazası, biten bir aşk veyahut can pazarına bir seyahat,uzaylılar tarafından kaçırılmak........artık öyle bir şeyler. O şeylerden biri de bu filmdir. Sizi biraz daha az siz yapacak. Keşke her okulda izletseler.
sinematografik açıdan çok başarılı birfilm. fakat budapeşte'nin havasından mıdır suyundan mıdır bilmem aşırı sıkıcı, soğuk bir atmosferi vardı filmin. oyuncularda bile vardı o soğukluk. ayrıca köpeklerle bir samimiyetim olmadığı için de konu olarak ilgimi çekmedi pek. yani sadece sanat için izledim filmi, müthiş sahneler vardı. köpeklerin saldırıya geçtiği sahneden itibaren çok iyi gitti film. sonu da güzel bitti.
feher isten/white god. sokak köpeklerinin filmi, onlar adına yapılmış, onları adeta dile getirmiş en güzel filmdir belki. insanlık yüzünden durmadan hayata küsen herkes izlesin. girişinde rilke dizesiyle bizi karşılayan bir şey nasıl kötü olabilir ki zaten?
tanrının, insan zulmünün dibini yaşayan bir sokak köpeğine tanrısallığını bahşettiği; bir umut, oh sonunda kurtarıcısı olacak diye gördüğümüz bütün insanlar tarafından kötülük batağına itildikçe itilmiş, insanlara olan inancını yine de yitirmemesi en büyük suçu olarak görülmüş hagen ve arkadaşlarının filmi.
oyuncuların çoğu da köpek. bu film nasıl çekildi, köpekler nasıl bu kadar üstün performans gösterdi bilmiyorum. tek bildiğim festival filmlerine olan aşkımın katlanarak arttığı. cannes’tan ödülle dönmüş ayrıca.
kısacası: mücadele ettiğimiz bütün güç unsurlarını, dışlanmış bir grup olarak, azınlık olarak, birleşerek ekarte ettiler. evet yani köpeklerin yerine kendimizi de koyabiliriz rahatlıkla. izleyin!
Unutulmaz açılış sahnelerinden birine sahip macaristan yapımı film. Filmde metaforik bir anlatım kullanarak ayrımcılık ve ötekileştirmeye karşı eleştiri getirilmektedir. Bazı sahneler gerçekten rahatsızlık verici olsa da izlenmesi gereken filmlerdendir.
Filmde oynayan 274 köpeğin tamamı - ki bu bir filmde kullanılan köpek sayısı olarak bir dünya rekoru- melez olup yerel barınaklardan alınıp fim için eğitilmişlerdir. Hagel, Arizona'da sahibi onları hayvan barınağına götürmek üzereyken bulunan ikiz köpek tarafından canlandırılmıştır. Dövüş sahnelerindeki köpeklerin sesi ise isveç'te ses aktörleri tarafından kaydedilmiştir.
Filmin en güzel tarafı ise film çekimleri bittikten sonra filmde oynayan tüm köpeklerin film ekibinin çabalarıyla sahiplendirilmesidir.
@naksidil
2 yıl önce
@rusyena
5 yıl önce
6.8 / 10
@uniqueen
5 yıl önce
@ebus_durak
5 yıl önce
7.3 / 10
@starrynight
7 yıl önce
Hagen in köpek dövüşünün sonunda yaptığından pişmanlık duyan bakışları dönüştüğü şeyden nefret etmesi... Harikaydı. Bir köpek sadece bakışlarıyla ne kadar çok şey anlatabilir onu seyrettik.
@crowfuu
8 yıl önce
6 / 10
Bir nebze azınlıklara sokakta toplanma ve isyan etme hakkını verdiği için yinede olumlu karşılıyorum. Bize biber gazı sıkmadan bu hakkı bile vermiyorlar. İnanın aslında bu sistemde bir köpek kadar değerimiz yok.
@havlayankuzu
8 yıl önce
@chavdar
8 yıl önce
@damlaylom
8 yıl önce
10 / 10
tanrının, insan zulmünün dibini yaşayan bir sokak köpeğine tanrısallığını bahşettiği; bir umut, oh sonunda kurtarıcısı olacak diye gördüğümüz bütün insanlar tarafından kötülük batağına itildikçe itilmiş, insanlara olan inancını yine de yitirmemesi en büyük suçu olarak görülmüş hagen ve arkadaşlarının filmi.
oyuncuların çoğu da köpek. bu film nasıl çekildi, köpekler nasıl bu kadar üstün performans gösterdi bilmiyorum. tek bildiğim festival filmlerine olan aşkımın katlanarak arttığı. cannes’tan ödülle dönmüş ayrıca.
kısacası: mücadele ettiğimiz bütün güç unsurlarını, dışlanmış bir grup olarak, azınlık olarak, birleşerek ekarte ettiler. evet yani köpeklerin yerine kendimizi de koyabiliriz rahatlıkla. izleyin!
@cagdasbdy
9 yıl önce
7 / 10
Filmde oynayan 274 köpeğin tamamı - ki bu bir filmde kullanılan köpek sayısı olarak bir dünya rekoru- melez olup yerel barınaklardan alınıp fim için eğitilmişlerdir. Hagel, Arizona'da sahibi onları hayvan barınağına götürmek üzereyken bulunan ikiz köpek tarafından canlandırılmıştır. Dövüş sahnelerindeki köpeklerin sesi ise isveç'te ses aktörleri tarafından kaydedilmiştir.
Filmin en güzel tarafı ise film çekimleri bittikten sonra filmde oynayan tüm köpeklerin film ekibinin çabalarıyla sahiplendirilmesidir.