Harakiri Yorumları

Harakiri filmi detayları

@dersu_uzala

1 yıl önce

10 / 10

Siyah beyaz olmasına rağmen görüntü kalitesi zamanın ötesinde. O fakirliği görünce gerçekten insanın haline şükretmesi gerekiyor. motome'nin bambu kılıçla karnını deşmesi o kadar etkileyici ki izlerken içi geçiyor insanın mükemmel bi gerçekliği var.
Filmde içi boşaltılmış istismar edilmiş ve insani mağduriyeti gözardı eden samuray onuruna eleştiri yapılıyor. Ama Hanshiro onlara gerçek samuray onurunu da çok etkili bir biçimde öğretiyor. Adamda zeka,şeref, güç, savaş ustalığı ne desen var. Filmde bir çok veciz sözler de var. Bu filmi bir defa değil en az üç defa belli aralıklarla izlemek gerekir. Bu filmi anlayan biri için kesinlikle unutulmaz ve efsanesi olur ona.

@blackbrust

1 yıl önce

Bu akıcı film gerçek bir resital sunuyor. Tabii dönemin kendiside çok ilgi çekici. Onurlu bir yaşamdan kopmaktansa korkunç acılı bir ölümü seçen samuraylar müthiş bir kültür. Onurlu bir hayatı içselleştirip bunu seçenlere selam olsun. İnsanı temellerininden sarsan bir film izlemenizi çok isterim arkadaşlar.
P

@philocine

3 yıl önce

8.7 / 10

Muhteşem bir şahesermiş bu film. Bu kadar geç izlediğim için üzüldüm.

@kuzgunadam

3 yıl önce

8.2 / 10

etkileyici bir film sıkılmadan kendini izlettiriyor ve japon kültürü ile ilgili pek çok şey öğretiyor. Bu arada her ne kadar tarihi çok daha eskiye de dayansa o yıllarda parmak arası terlik kullanıldığını görmek ilgi çekiciydi.

@hrarchon

4 yıl önce

Hepimiz Samuraylar üzerine bir şeyler duymuş, okumuş yada izlemişizdir. Fakat parçalanma döneminde işler pekte öyle olmamış. Tıpkı bütün dünya tarihinde olduğu gibi gerçek kahramanların üzeri kapatılmaya çalışılmış. Film bu konuda güzel bir örnekti. Ve ben son sözü onurlu bir savaşıya bırakıyorum. Bütün saygımla...

Kuşkucu dimağlar kendi uğursuzluklarına davet çıkartırlar.

@carpathia

10 yıl önce

8.8 / 10

Konusu 16.yüzyıl japon feodal sistemine getirdiği eleştiriyi samurayların onur kavramının bir yanılgıdan ibaret olgusuyla anlatmaktadır.Günümüzde ve geçmişte olduğu gibi sistemin sahtekarlığı,ahlaktan yoksunluğu toplumsal açıdan zengin-fakir ayrımına göre işlemektedir.Filmin bu denli kült olması bu zamanda ve geçmiş zamanda ister onur kavramı,ister din kavramı (ör: tayyip ve dinci oluşu) her sistemin arkasında onu yöneten faşist bir güç olmasını rahatlıkla ifade etmesidir.Sonuç itibariyle japon sinemasının gösterişli yanına değil,eleştirel yanına daha yakındır

@manas

10 yıl önce

9.5 / 10

’’Samuray onuru yanılgısı’’ işte Kobayashi’nin harika filmi bu kavramı açıklıyor. Çok uzun zamandır bir filmden bu kadar etkilendiğimi hatırlamıyorum. Kurosawa dahi bu denli etkileyememişti şahsımı. Kurgu Mükemmel izleyiciye verilmek istenen mesaj mükemmel. 32 yaşında 50li yaşlarda bir adamı oynayan Tatsuya Nakadai mükemmel ki kendisi önceki sene oynadığı Yojimbo filminde bambaşka bir karaktere can vermişti. İki filmi arka arkaya izleyin cast’a bakmadan iki karakteri aynı oyuncunun canlandırdığını anlayamazsınız. Klasik film nedir diyorsanız Seppuku çok güzel bir örnek. Sanırım heyecanım yatışınca daha uzun bir yazı ortaya koymalıyım. Filmin önemini bir paragraf asla anlatmaya yetmez. İzlemeden ölmeyiniz efendim.
I

@itsatwap

11 yıl önce

8 / 10

bu kadar geç izlediğime pişman oldum açıkçası. başta yönetmenlik olmak üzere, ki gerçekten çok başarılı, bir filmi film yapan her konuda bu kadar üst düzeyde oluşu, japon sinemasının adeta tüm dünyaya "nasıl film çekilir" dersi vermesi gibi bir şey. beni çok etkileyen ve favorilerim arasında yerini alan bir film oldu seppuku. masaki kobayashi'ye saygılarımla.

@princhard

12 yıl önce

9 / 10

Artık Masaki Kobayashi gibi yeteneği ile namusunu aynı eserde seferber edebilen sanatçılarımız yok sevgili sinema dostları. Yaşadığı dönemde, sahip olduğu kabiliyetler ile piyasanın en çok para kazanan yönetmeni olup, stüdyo talepleri doğrultusunda sözde filmler çekerek popülaritesini sağlam kazığa bağlama imkanı varken, 330 yıl önce beceri ile örtbas edilen bir gerçeği halen inkar itmekte ısrar eden bir toplumun yüzüne vurma cesaretini gösterebilen ve sorumluluk bilinci ile, hasıraltı edilen hakikati kültürel bilince unutturulamayacak bir biçimde kazıyan bir kişi ne kadar övülse de yeterli olmayacaktır. Godard, film çekmeye başladığı yılları anlatırken, o zamanlar bir fark yaratacaklarına, yanlış giden bir şeyleri değiştirme güçleri olduğuna ve daha iyi bir topluma ulaşma amacında sinemanın gücüne inandıkları bir dönemden bahseder. Böyle bir inancın, ne kadar kötümser ya da karamsar bir sonla nihayete erse de, Seppuku filminde olduğu kadar güçlü bir biçimde ortaya konduğu başka bir es
... Devamı
Artık Masaki Kobayashi gibi yeteneği ile namusunu aynı eserde seferber edebilen sanatçılarımız yok sevgili sinema dostları. Yaşadığı dönemde, sahip olduğu kabiliyetler ile piyasanın en çok para kazanan yönetmeni olup, stüdyo talepleri doğrultusunda sözde filmler çekerek popülaritesini sağlam kazığa bağlama imkanı varken, 330 yıl önce beceri ile örtbas edilen bir gerçeği halen inkar itmekte ısrar eden bir toplumun yüzüne vurma cesaretini gösterebilen ve sorumluluk bilinci ile, hasıraltı edilen hakikati kültürel bilince unutturulamayacak bir biçimde kazıyan bir kişi ne kadar övülse de yeterli olmayacaktır. Godard, film çekmeye başladığı yılları anlatırken, o zamanlar bir fark yaratacaklarına, yanlış giden bir şeyleri değiştirme güçleri olduğuna ve daha iyi bir topluma ulaşma amacında sinemanın gücüne inandıkları bir dönemden bahseder. Böyle bir inancın, ne kadar kötümser ya da karamsar bir sonla nihayete erse de, Seppuku filminde olduğu kadar güçlü bir biçimde ortaya konduğu başka bir eser bilmiyorum. Toplum için Sanat yapanları incelersek, tabuları korkusuzca ve tekrar tesis edilemeyecek derecede yıkıma uğratan bir çaba ortaya koymak için nasıl gözüpek bir uğraş verdiklerini görebiliriz. Hiyerarşik toplum düzeninin meşruiyetini koruyan manevi değerlerin, aslında hakim güçlerin maddi çıkarlarının, süreklilik prensibi ile yüzyıllar boyunca kesintiye uğramadan korunması amacı ile kullanılan aldatıcı bir görünüşten ibaret olduğunu anlatabilmek, sağlam bir cesaret ve ileri düzeyde sanatsal yetkinlik gerektirir. Hepimiz, Samuray Düsturunun az ya da çok hayranıyızdır. Bu sınıfa dahil olan savaşçılar, bizim için en üst düzeyde saygıdeğer bulunur. Çünkü onlar ilkelidir ve bu ilkelerinden taviz vermektense, en acılı yolla da olsa ölümü tercih ederler. Filmde ise savaş döneminde, güçlüler tarafından kullanıldıktan sonra, arzuladıkları amaçlarına ulaşıp istedikleri düzeni kurmalarının sonucu olarak barış ilan etmelerinin ardından, kaderine terk edilen, işsiz ve amaçsız olarak sokağa atılan eski samuray, yeni ronin karakterimiz, filmin geçtiği dönemdeki Samuray Ahlakı'na göre en şerefsiz ve horgörüye layık mahluk iken, hikayesini anlattıkça bu ahlakın var olmasının nedeni olan maddi güç ilişkilerini tek tek deşifre etmekle kalmaz, Klanın en nitelikli üç savaşçısını da birebir dövüşlerde alt ederek, ölmekten beter eder. Çünkü mücadele ettiği okullu yiğitlerde olmayan niteliklere sahiptir: Çok uzun yıllar önce de olsa savaş görmüştür ve mücadelenin içinden gelmiştir. Kaybedecek bir şeyi kalmamıştır, bunun nedeni de yaşamına anlam katan her insanı, sistemin bekçilerinin çıkarlarına kurban vermiş olmasıdır ve bilir ki kılıç yalnızca kesmez, aynı zamanda saplanabilir veya hasım kılıcı ikiye ayırabilir. Sonunda, Klanın atalarının şerefini iki paralık eder ve karşılığında kendini feda ederek tüm insanlığın onurunu kurtarır. Resmi kayıtlarda yaptığı fedakarlığın yok sayılması ve mücadelesinin sanki hiç varolmamış gibi halktan saklanmasının bir önemi yoktur, çünkü yüzyıllar sonra da olsa, hikayesini anlatacak birileri olacaktır. Yanlış hayat doğru yaşanmaz ve yine maddi koşullar gereği, bugünün efendileri yarın hangi konumda olacaklarından asla emin olamazlar. Filmin çekildiği yıl ile olayların geçtiği zaman arasındaki 300 yılda, biz izleyiciler biliyoruz ki, filmdeki egemen feodal güçler, imparatorluğun kurulma sürecinde tasfiye edildiler. İmparatora da sonra ne olduğunu biliyoruz. Filmin karamsar finali ile eserin yalnızca çekilmiş ve gösterilmiş olmasının sunduğu iyimserlik arasındaki diyalektik gerilim, bizim sanat aracılığı ile aldığımız hazzın ve yaşadığımız aydınlanmanın da bir nevi panoramasıdır. Filmin başında ve sonunda aynı açılardan bize gösterilen, klanın atalarını ve geleneklerini temsil eden zırh karşısındaki taban tabana zıt izlenimlerimiz de, iki saatlik bir gösterim sonucunda, bu yeni farkındalığımızın izini taşır.

@basribabam

12 yıl önce

8.5 / 10

...egemenin acımasızlığı, yoksulun çaresizliği, onur, cesaret, alçaklık, şımarıkça umursamazlık gibi insana dair onlarca özelliği öyle güzel anlatıyor ki bu film; başucu olmayı fazlasıyla hakediyor. Lafı uzatmak gereksiz; mutlaka izleyin, mümkünse sevdiklerinize de izletin.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL