Filmde; Türkiye var, İskoçya var, Edinburgh var, Hearts FC forması var. Sevdiğim her şey vardı bu filmde. Biraz durağan olsa da, Sophie'nin enerjisi ve tatlılığı sonuna kadar izlettiriyor.
İmrendiğim bir baba-kız ilişkisi izlendim. Üzdü, duygulandırdı, ağlattı. Nedenini tarif etmek benim için biraz zor...Çocukluğunda hiç ailesiyle tatile çıkmamış, ne annesi ne de babasıyla bu yakınlığı kuramamış bir günümüz yetişkini olarak halen tatil yapamıyorum. Altta yatan travmatik sebebi idrak etmek bu filme kısmetmiş.
Sanırım her film eleştirisi bir şekilde özneldir, ancak bu film benim için pek çok boyutta kişisel olarak ilişkilendirilebilirdi: çocukluğumun Türkiye'si, aile tatillerimiz, çocukken babamla olan yakın ilişkim... Kisacasi yıllar içinde kaybettiğim her bir şey. Türkiye artık aynı neşeli yer değil, hayatım da öyle, babamla o kadar uzaklaştık ki artık onu rastgele bile arayaz durumdayim. En çok özlediğim tüm bu şeyler hafızamın en derin yerinde saklıydı. Ve bu film, başından sonuna kadar her bir duyguyu tereddütsüz sekilde tutup saklandigi yerden cikardi.
Önyargılı davrandığımdan emin olduğum için, şüpheye mahal vermemek adına yarım yıldız kırdım. Cünkü ilk 5. dakikadan itibaren ağlamamı durdurmam neredeyse imkansızdı. Duygularla dolu, çoğunlukla keder ama aynı zamanda mutluluk, nostalji, hüzün...
Yarattığı kişisel bağ nedeniyle kesinlikle en sevdiğim filmlerden biri olacak.
Filmin tarif etmesi zor bir hüznü var. Soru işaretleri bırakıyor. Biraz izleyicinin iç dünyasına bırakıyor. Neye bu kadar üzüldüğümü anlatmak istesem belki anlatamam. Ama üzüldüm. Böyle soğuk gözüken samimi hikayeleri seviyorum. Hayatta bazen sıradan gibi gözüken bir günümüz, bir tatilimiz asla unutamayacağımız anılarımızı oluşturabilir. Filmi uzun süre 90’larda geçiyor gibi izledim. Gamsız Hayat 2002’de çıkmıştı. Bu şarkı çalınca 2000’lerin başında çekildiğini fark ettim. O dönemlerde hiç tatil yapmamıştım. Ama filmden o dönemin tatilleri havasını aldım. İnce düşünülmüş güzel detaylar var. Calum’un depresif ruh haliydi belki beni üzen. Ya da Sophie’nin masumiyeti. Francesco Corio müthiş oynamış. Çok da tatlı bir kızımız. Ucu açık ve kopuk hissettiren bölümler var. Bunlar biraz dikkatimi dağıttı. Ama filmin birçok sahnesinde ve sonunda içimde ince bir sızı kaldı.
@bilinmeyen
2 ay önce
7.7 / 10
@yokitosama
5 ay önce
@ouroboros777
6 ay önce
@sikmalikportaka
8 ay önce
3 / 10
@normajeane
9 ay önce
@benisakinceanla
10 ay önce
8 / 10
@ksantippe
11 ay önce
@aroseforthedead
1 yıl önce
@zes
1 yıl önce
8 / 10
Önyargılı davrandığımdan emin olduğum için, şüpheye mahal vermemek adına yarım yıldız kırdım. Cünkü ilk 5. dakikadan itibaren ağlamamı durdurmam neredeyse imkansızdı. Duygularla dolu, çoğunlukla keder ama aynı zamanda mutluluk, nostalji, hüzün...
Yarattığı kişisel bağ nedeniyle kesinlikle en sevdiğim filmlerden biri olacak.
@stiff
1 yıl önce
7 / 10